Lokman
Lokman (Arapça: لقمان, romanize edilmiştir: Luqmān; Luqman the Wise veya Luqman al-Hakeem olarak da bilinir), Kur'an'ın 31. suresi olan Lokman Suresi'nin adını aldığı bilge bir adamdı. Lokman'ın (MÖ 1100 civarı) Nubyalı ya da Mısırlı olduğuna inanılmaktadır. Farsça, Arapça ve Türkçe literatürde Lokman hakkında pek çok hikâye vardır; Lokman'ın hayatına dair başlıca tarihsel kaynaklar Tefsir ibn Kesir ve İbn Kesir'in Kur'an Hikâyeleri'dir. Kur'an-ı Kerim'de Lokman'ın peygamber olup olmadığı belirtilmemekle birlikte, bazıları onun peygamber olduğuna inanmakta ve bu nedenle adının başına "Aleyhisselam" (A.S.) künyesini eklemektedir. ⓘ
Lokman veya Lokman Hekim (حکیم لقمان), Kur'an'da ve halk efsanelerinde bahsi geçen, hikmet sahibi olduğuna inanılan kişi. ⓘ
Lokman'ın bilgeliğinin kaynağı
Kur'an-ı Kerim'de Lokman Suresi'nin 12. ayetine göre Lokman'a el-Hakîm olan Allah tarafından hikmet verilmiştir.
Lokmân'a hikmet verdik ve "Allah'a şükret" dedik; kim şükrederse, aslında kendi yararına şükretmiş olur ve kim nankörlük ederse, artık Allah her türlü ihtiyaçtan uzaktır, her türlü övgüye layıktır.
İmam Malik'in Muvatta'sında yer alan bir Hadis'e göre Lokman'a, yüksek rütbesi kastedilerek, "Seni bu gördüğümüze getiren nedir?" diye soruldu. Lokman, "Doğru sözlülük, emaneti yerine getirmek ve beni ilgilendirmeyen şeyleri terk etmek" dedi. Bu rivayet başka bir kaynakta farklı lafızlarla ibn Cerir'den, o da ibn Hamid'den, o da el-Hakem'den, o da Ömer ibn Kays'tan işitmiştir. ⓘ
Başka bir hadiste ise bazı insanlar için cennette yüksek bir makamın belirlendiğinden bahsedilir. Ancak, o kişi bu yüksek mertebeye ulaşacak iyi amelleri elde edemediğinde, Allah onu bazı denemelere veya sınavlara tabi tutar, bunlar kabul edilir ve sabırla karşılanırsa, ona yüksek mertebeyi verir. ⓘ
Kölelik
Luqman köle tacirleri tarafından yakalandı ve köle olarak satıldı. Özgürlüğünden mahrum bırakıldı ve ne hareket edebiliyor ne de özgürce konuşabiliyordu. Yine de sabırla, inançlı ve umutlu bir şekilde Allah'ın eylemini bekleyerek esaretine katlandı. Bu onun katlanmak zorunda olduğu imtihanların ilkiydi. ⓘ
Lokman'ı satın alan adam iyi kalpli ve akıllı biriydi, Lokman'a şefkatle davranıyordu. Lokman'ın sıradan biri olmadığını fark edebilmiş ve böylece onun zekâsını test etmeye çalışmış ve gerçekliğini keşfetmişti. ⓘ
Bir gün adam Lokman'a bir koyun kesmesini emretmiş ve Lokman da koyunu kesmiş. Sonra Lokman'a koyunun en iyi parçalarını kendisine getirmesini emretmiş ve Lokman koyunun kalbini ve dilini efendisine götürmüş. Onları alan efendisi, Lokman'ın koyunun 'en iyi' parçasını seçmesinden etkilenerek gülümsedi. Tam olarak ne olduğunu anlayamasa da Lokman'ın derin bir anlam ifade etmeye çalıştığını anlamıştı. O andan itibaren sahibi Lokman'la daha fazla ilgilenmeye başladı ve ona eskisinden daha nazik davranmaya başladı. ⓘ
Birkaç gün sonra Lokman'a yine bir koyun kesmesi emredildi - ki bunu yaptı - ama bu kez hayvanın en kötü kısımlarını efendisine götürmesi istendi. Lokman bir kez daha, efendisini hayrete düşürecek şekilde kalbi ve dili getirdi. Efendisi bunu Lokman'a söylediğinde, bilge Lokman şöyle cevap verdi: "Dil ve kalp, eğer iyilerse en tatlı kısımlardır ve eğer kötülerse hiçbir şey bunlardan daha kötü olamaz!" Bundan sonra Lokman'ın sahibi ona büyük saygı gösterdi. Lokman'a birçok kişi akıl danıştı ve onun bilgeliğinin ünü tüm ülkeye yayıldı. ⓘ
Lokman'ın Kimliği
'Lokman' adlı bir Arap efsanevi figürü de Kuran'da bilge 'Lokman' figürü ortaya çıkmadan çok önce vardı ve bu da iki karakterin ilişkisi konusunda hem teolojik hem de tarihsel nitelikte önemli tartışmalara neden oldu. ⓘ
Bazıları, örneğin 17. yüzyıl Fransız alimi Pierre-Daniel Huet, ikisinin aynı kişi olduğunu savunurken, diğerleri sadece aynı ismi paylaştıklarını iddia etmektedir. Arap atasözü derlemelerinde, iki karakter hem Kuran'dan hem de İslam öncesi hikayelerden yararlanılarak birleştirilir ve Lokman'a insanüstü bir güç ve yaşam süresi bahşedilir. İslam öncesi Lokman, Arap yarımadasında, günümüz Yemen'i yakınlarındaki Al-Ahqaf'ta yaşayan Ad halkındandı. ⓘ