Drakula

bilgipedi.com.tr sitesinden
Drakula
Dracula 1st ed cover reproduction.jpg
İlk baskının kapağı
YazarBram Stoker
ÜlkeBirleşik Krallık
Dilİngilizce
TürKorku, Gotik
YayıncıArchibald Constable and Company (Birleşik Krallık)
Yayın tarihi
26 Mayıs 1897
Sayfalar418
OCLC1447002
MetinVikikaynak'ta Drakula

Drakula, Bram Stoker'ın 1897 yılında yayımlanan bir romanıdır. Bir mektup romanı olarak anlatı, mektuplar, günlük kayıtları ve gazete makaleleri aracılığıyla aktarılır. Tek bir kahramanı yoktur, ancak avukat Jonathan Harker'ın Transilvanyalı bir soylu olan Kont Drakula'nın şatosunda kalmak için bir iş gezisine çıkmasıyla başlar. Harker, Drakula'nın bir vampir olduğunu keşfettikten sonra şatodan kaçar ve Kont İngiltere'ye taşınarak sahil kasabası Whitby'nin başına bela olur. Abraham Van Helsing liderliğindeki küçük bir grup Drakula'nın peşine düşer ve sonunda onu öldürür.

Drakula çoğunlukla 1890'larda yazılmıştır. Stoker, roman için Transilvanya folkloru ve tarihinden geniş ölçüde yararlanarak yüz sayfadan fazla not hazırlamıştır. Bazı akademisyenler Drakula karakterinin Eflak prensi Kazıklı Voyvoda veya kontes Elizabeth Báthory gibi tarihi figürlerden esinlendiğini öne sürmüşlerdir, ancak bu konuda yaygın bir anlaşmazlık vardır. Stoker'ın notlarında iki figürden de bahsedilmemektedir. Drakula ismini Whitby'de tatil yaparken halk kütüphanesinde bulmuş ve Romence'de şeytan anlamına geldiğini düşündüğü için seçmiştir.

Yayımlanmasının ardından Drakula, korkunun etkili kullanımına dikkat çeken eleştirmenler tarafından olumlu karşılandı. Buna karşılık, roman hakkında olumsuz yazan eleştirmenler, onu aşırı korkutucu olarak değerlendirdi. Wilkie Collins'in Beyazlı Kadın'ına (1859) yapısal benzerliği de dahil olmak üzere diğer Gotik kurgu eserleriyle karşılaştırmalar yaygındı. Geçtiğimiz yüzyılda Drakula, Gotik kurgunun bir parçası olarak konumlandırıldı. Modern akademisyenler romanı tarihsel bağlamı (Viktorya dönemi) içinde incelemekte ve toplumsal cinsiyet rolleri, cinsellik ve ırk tasvirlerini tartışmaktadır.

Drakula, İngiliz edebiyatının en ünlü eserlerinden biridir. Kitaptaki karakterlerin birçoğu popüler kültüre karakterlerinin arketipik versiyonları olarak girmiştir; örneğin, Kont Drakula mükemmel vampir olarak ve Abraham Van Helsing ikonik bir vampir avcısı olarak. Kamu malı olan roman 30'dan fazla kez filme uyarlanmış ve karakterleri neredeyse tüm medyada sayısız kez yer almıştır.

Arsa

Yeni mezun bir İngiliz avukat olan Jonathan Harker, Kont Dracula'nın Londra yakınlarında bir ev satın almasına yardımcı olmak için onu Karpat Dağları'ndaki şatosunda ziyaret eder. Kont'un uyarısını dikkate almayan Harker şatoda dolaşırken üç vampir kadınla karşılaşır; Drakula Harker'ı kurtarır ve kadınlara bir torbaya konmuş küçük bir çocuk verir. Harker yatakta uyanır; kısa süre sonra Drakula onu kadınlara bırakarak şatodan ayrılır; Harker canını kurtarır ve Budapeşte'deki bir hastanede sayıklamaya başlar. Drakula şatosundan aldığı toprak kutularıyla İngiltere'ye gitmek üzere bir gemiye biner. Kaptanın seyir defteri, rotayı korumak için dümene bağlı olan tek kişi kalana kadar mürettebatın ortadan kayboluşunu anlatır. Gemi Whitby'de karaya oturduğunda büyük bir köpeğe benzeyen bir hayvanın kıyıya sıçradığı görülür.

Lucy Westenra en yakın arkadaşı, Harker'ın nişanlısı Mina Murray'e yazdığı mektupta Dr. John Seward, Quincey Morris ve Arthur Holmwood'dan aldığı evlilik tekliflerini anlatır. Lucy, Holmwood'unkini kabul eder ama hepsi arkadaş kalır. Mina, Whitby'deki tatilinde arkadaşı Lucy'ye katılır. Lucy uyurgezerliğe başlar. Gemisi oraya indikten sonra Drakula Lucy'nin peşine düşer. Mina kayıp nişanlısının hastalığıyla ilgili bir mektup alır ve ona bakmak için Budapeşte'ye gider. Lucy çok hastalanır. Seward'ın eski öğretmeni Profesör Abraham Van Helsing, Lucy'nin durumunun niteliğini belirler, ancak bunu açıklamayı reddeder. Ona akut kan kaybı teşhisi koyar. Van Helsing Lucy'nin odasının etrafına sarımsak çiçekleri yerleştirir ve bunlardan bir kolye yapar. Lucy'nin annesi vampirleri uzaklaştırdığını bilmediği sarımsak çiçeklerini çıkarır. Seward ve Van Helsing yokken, Lucy ve annesi bir kurt tarafından dehşete düşürülür ve Bayan Westenra kalp krizinden ölür; Lucy de kısa bir süre sonra ölür. Cenazesinden sonra gazeteler çocukların geceleri bir "bloofer lady" (güzel kadın) tarafından takip edildiğini yazar ve Van Helsing bunun Lucy olduğunu anlar. Dörtlü mezarına gider ve onun bir vampir olduğunu görür. Kalbine kazık saplar, kafasını keser ve ağzını sarımsakla doldururlar. Jonathan Harker ve artık karısı olan Mina geri dönmüştür ve Drakula'ya karşı yürütülen mücadeleye katılırlar.

Adamlar Drakula'yı avlamaya başlarken herkes Dr. Seward'ın akıl hastanesinde kalır. Van Helsing sonunda vampirlerin dünyada sadece anavatanlarında dinlenebildiklerini açıklar. Drakula, Seward'ın hastası Renfield ile iletişim kurar; Renfield, yaşam güçlerini emmek için haşarat yiyen deli bir adamdır. Drakula, grubun kendisine karşı kurduğu komployu öğrendikten sonra Renfield'i kullanarak akıl hastanesine girer. Mina'ya gizlice üç kez saldırır, her seferinde kanını içer ve son ziyaretinde Mina'yı kendi kanını içmeye zorlar. Drakula öldürülmediği takdirde ölümünden sonra bir vampire dönüşmekle lanetlenmiştir. Adamlar Drakula'nın mülklerini bulduklarında, içinde birçok toprak kutu keşfederler. Vampir avcıları kutuların her birini açar ve içlerindeki kutsal ekmek gofretlerini mühürleyerek Drakula için işe yaramaz hale getirirler. Kont'u Piccadilly'deki evinde tuzağa düşürmeye çalışırlar ama Kont kaçar. Drakula'nın son kutusuyla birlikte Transilvanya'daki şatosuna kaçtığını öğrenirler. Mina'nın Drakula ile zayıf bir psişik bağlantısı vardır ve Van Helsing hipnoz yoluyla Drakula'nın hareketlerini izler. Mina'nın rehberliğinde onu takip ederler.

Galatz, Romanya'da avcılar ayrılır. Van Helsing ve Mina, Drakula'nın şatosuna gider ve burada profesör vampir kadınları yok eder. Jonathan Harker ve Arthur Holmwood nehirde Drakula'nın teknesini takip ederken, Quincey Morris ve John Seward da karada onlara paralel hareket eder. Drakula'nın kutusu nihayet Szgany adamları tarafından bir vagona yüklendikten sonra avcılar birleşerek vagona saldırır. Szgany'leri bozguna uğrattıktan sonra Harker Drakula'nın boynunu keser ve Quincey de onu kalbinden bıçaklar. Drakula tuzla buz olur ve Mina vampir lanetinden kurtulur. Quincey, Szgany'lere karşı savaşırken ölümcül bir yara alır. Mina'nın kurtulduğunu bilmenin huzuruyla yaralarından ölür. Yedi yıl sonra Jonathan Harker tarafından yazılan bir notta, Harker'ların Quincey adında bir oğulları olduğu belirtilir.

Arka plan

Yazar

Londra'daki Lyceum Tiyatrosu'nun müdürü olarak Bram Stoker tanınan bir figürdü: akşam konuklarını karşılar ve tiyatro oyuncusu Henry Irving'in asistanlığını yapardı. Stoker, Walt Whitman'a yazdığı bir mektupta kendi mizacını "dünyaya karşı ketum" olarak tanımlamış, ancak yine de nispeten kamusal bir yaşam sürmüştür. Stoker tiyatrodan elde ettiği geliri aşk ve sansasyon romanları yazarak destekledi ve 1912'deki ölümüne kadar 18 kitap yayınladı. Drakula, Stoker'ın Shasta'nın Omzu'ndan (1895) sonra ve Bayan Betty'den (1898) önce yayınlanan yedinci kitabıydı. Stoker'ın yakın arkadaşı Hall Caine, The Daily Telegraph'ta onun için bir ölüm ilanı yazdı ve Irving üzerine yazdığı biyografinin yanı sıra Stoker'ın sadece "satmak için" yazdığını ve "daha yüksek bir amacı olmadığını" söyledi.

Etkilendiği kişiler

Vlad III, daha çok Kazıklı Voyvoda olarak bilinir

Kont Drakula'nın ilham kaynağı olarak pek çok kişi öne sürülmüştür, ancak bu konuda bir fikir birliği yoktur. Harry Ludlam, 1962 tarihli Stoker biyografisinde, Budapeşte Üniversitesi'nde profesör olan Ármin Vámbéry'nin Stoker'a Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Vlad Drăculea hakkında bilgi verdiğini öne sürmüştür. Profesörler Raymond T. McNally ve Radu Florescu, 1972 tarihli kitapları In Search of Dracula'da bu fikri popüler hale getirmişlerdir. Benjamin H. LeBlanc, metinde tarihi Vlad III'e aşina olan ve Abraham Van Helsing'in arkadaşı olan "Buda-Pesh Üniversitesi'nden Arminius" Vámbéry'ye atıfta bulunulduğunu, ancak McNally ve Florescu tarafından yapılan bir araştırmada Vámbéry'nin yayınlanmış makalelerinde veya Stoker'ın Vámbéry ile görüşmesine dair notlarında "Vlad, Drakula veya vampirler" hakkında hiçbir şey bulunmadığını yazar. Akademisyen ve Drakula uzmanı Elizabeth Miller, Vlad III ile olan bağlantıyı "zayıf" olarak nitelendirerek, Stoker'ın araştırmasından büyük miktarda "önemsiz ayrıntıyı" dahil ettiğini belirtir ve retorik olarak Vlad III'ün kötü şöhretli zalimliğini neden atladığını sorar.

Raymond McNally'nin Dracula Was A Woman (1983) adlı kitabı, ilham kaynağı olarak başka bir tarihi figür önermektedir: Elizabeth Báthory. McNally, Drakula'nın imgelerinin Báthory'nin anlatılan suçlarında, demir bir bakireyi andıran bir kafes kullanımı gibi benzerleri olduğunu savunur. Gotik eleştirmeni ve öğretim görevlisi Marie Mulvey-Roberts, vampirlerin geleneksel olarak "mezarlıklarda kendilerini sürükleyen çürüyen hortlaklar" olarak tasvir edildiğini, ancak Báthory gibi Drakula'nın da gençliğini geri kazanmak için kan kullandığını yazar. Son zamanlarda yapılan araştırmalar Báthory'nin suçlarının siyasi muhalifleri tarafından abartılıp abartılmadığını sorgularken, bazıları da hayatı hakkında somut olarak çok az şey bilindiğine dikkat çekiyor. Stoker'ın araştırma için kullandığı bir kitap olan The Book of Were-Wolves'ta Báthory hakkında bazı bilgiler vardır, ancak Miller ona ayrılan kısa bölümden hiçbir şey not almadığını yazar. Bram Stoker'ın kitap için aldığı orijinal notların tıpkıbasım baskısında Miller ve ortak yazarı Robert Eighteen-Bisang, bir dipnotta Báthory'nin Stoker'a ilham verdiğine dair hiçbir kanıt olmadığını söylüyor. 2000 yılında, Miller'ın Dracula: Sense and Nonsense adlı kitap uzunluğundaki çalışması, akademisyen Noel Chevalier tarafından "sadece önde gelen Dracula akademisyenlerini değil, uzman olmayanları ve popüler film ve televizyon belgesellerini" düzelttiği söylenmiştir.

Kont Drakula'nın tarihsel olduğu kadar edebi öncüleri de vardır. Akademisyen Elizabeth Signorotti, Drakula'nın Sheridan Le Fanu'nun Carmilla'sındaki (1872) lezbiyen vampire bir yanıt olduğunu ve onun kadın arzusuna yaptığı vurguyu "düzelttiğini" savunur. Bram Stoker'ın büyük yeğeni, yayıncı Daniel Farson, yazarın bir biyografisini yazdı; Farson, Stoker'ın Carmilla'daki lezbiyen unsurlardan haberdar olduğundan şüphe duyuyor, ancak yine de bunun onu derinden etkilediğini belirtiyor. Farson, Dracula'da bir mezarın üzerindeki yazıtın Carmilla'ya doğrudan bir gönderme olduğunu yazıyor. Akademisyen Alison Milbank, Dracula'nın köpeğe dönüşebildiği gibi, Carmilla'nın da kediye dönüşebildiğini gözlemler. Yazar Patrick McGrath'a göre, Drakula'nın şatosunda yaşayan üç kadın vampirde "Carmilla'nın izleri" bulunabilir. Stoker tarafından yazılan ve ölümünden sonra yayınlanan "Drakula'nın Misafiri" adlı kısa öykü, Carmilla'nın etkisinin bir kanıtı olarak görülmüştür. Milbank'a göre bu öykü orijinal elyazmasının başlarından silinmiş bir ilk bölümdür ve Carmilla'nın Transilvanya yerine Steiermark'ta geçen mekânını tekrarlamaktadır.

Metinsel tarihçe

Stoker'ın roman karakterleri hakkında el yazısı notları

Kompozisyon

Stoker, romanı yazmadan önce kapsamlı bir araştırma yapmış, bölüm özetleri ve olay örgüsünün ana hatları da dahil olmak üzere 100 sayfadan fazla not toplamıştır. Notlar, Bram Stoker'ın dul eşi Florence tarafından 1913 yılında New Yorklu bir kitap tüccarına 2 sterlin karşılığında satılmıştır. Bunun ardından notlar Charles Scribner's Sons'ın mülkiyetine geçti ve 1970 yılında Philadelphia'daki Rosenbach Müzesi ve Kütüphanesi tarafından satın alınana kadar ortadan kayboldu. H. P. Lovecraft, orijinal el yazmasını gözden geçirmesi için kendisine başvurulan "yaşlı bir kadın" tanıdığını, ancak Stoker'ın onu çok pahalı bulduğunu yazmıştır. Stoker'ın ilk biyografi yazarı Harry Ludlam 1962'de Drakula'nın yazımına 1895 ya da 1896'da başlandığını yazmıştır. Stoker'ın notlarının 1972 yılında Raymond T. McNally ve Radu Florescu tarafından yeniden keşfedilmesinin ardından, ikili Drakula'nın yazımını 1895 ile 1897 yılları arasına tarihlendirmiştir. Daha sonraki çalışmalar bu tarihleri sorgulamıştır. Notlar üzerine yapılan ilk kapsamlı çalışmada Joseph S. Bierman, notlardaki en erken tarihin 8 Mart 1890 olduğunu ve "son halinden yalnızca birkaç ayrıntıyla farklılık gösteren" bir bölümün taslağı olduğunu yazar. Bierman'a göre, Stoker her zaman bir mektup romanı yazmayı amaçlamıştı, ancak Transilvanya yerine Steiermark'ta geçen orijinal bir kurguya sahipti; bu yinelemede vampir kelimesi açıkça kullanılmamıştı. Stoker ve ailesi, Drakula'yı aktif olarak yazarken iki yaz boyunca İskoçya'nın Cruden Bay kentindeki Kilmarnock Arms Hotel'de kaldılar.

Stoker'ın notları romanın önceki versiyonları hakkında pek çok şeyi aydınlatıyor. Örneğin, romandaki vampirin Drakula adı verilmeden önce bile bir kont olarak tasarlandığını göstermektedir. Stoker, Drakula ismini muhtemelen 1880 yılında eşi ve oğluyla birlikte Whitby'de tatil yaparken halk kütüphanesinde bulmuştur. Stoker bu isim hakkında şunları yazmıştır: "Drakula şeytan demektir. Eflaklılar bu ismi cesareti, zalim davranışları ya da kurnazlığıyla dikkat çeken kişilere soyadı olarak vermeye alışkındırlar". Stoker'ın Drakula için yaptığı ilk planlar romanın son halinden belirgin bir şekilde farklıdır. Stoker orijinal planlarını tamamlamış olsaydı, Max Windshoeffel adında bir Alman profesör "Steiermark'tan Kont Wampyr ile yüzleşecek" ve Işık Tayfası'ndan biri bir kurt adam tarafından öldürülecekti. Stoker'ın ilk notları, Drakula'nın aslında Cotford adında bir dedektif ve Singleton adında bir psişik araştırmacı ile bir dedektif hikayesi olarak tasarlanmış olabileceğini göstermektedir.

Yayın

1899 ilk Amerikan baskısı, Doubleday & McClure, New York

Drakula Mayıs 1897'de Londra'da Archibald Constable and Company tarafından yayımlandı. Fiyatı 6 şilindi, sarı bezle ciltlenmiş ve kırmızı harflerle başlıklandırılmıştı. Biyografi yazarı Barbara Belford 2002'de romanın "perişan" göründüğünü, bunun nedeninin de belki de kitabın adının geç bir aşamada değiştirilmiş olması olduğunu yazmıştır. Sözleşmeler genellikle yayınlanmadan en az 6 ay önce imzalanmasına rağmen, Drakula'nınki alışılmadık bir şekilde yayınlanmadan sadece 6 gün önce imzalanmıştır. Romanın ilk bin satışı için Stoker hiçbir telif hakkı kazanmadı. Amerikan gazetelerinde tefrika edilmesinin ardından Doubleday & McClure 1899'da bir Amerikan baskısı yayınladı. 1930'larda Universal Stüdyoları bir film versiyonu yapmak için hakları satın aldığında, Stoker'ın ABD telif hakkı yasasına tam olarak uymadığı ve romanı kamu malı haline getirdiği anlaşıldı. Romancının telif hakkını satın alması ve iki kopya kaydettirmesi gerekiyordu, ancak o sadece bir kopya kaydettirdi. Bram'ın annesi Charlotte Stoker, romanın kendisine büyük bir mali başarı getireceğini tahmin ederek yazara övgüler yağdırdı; yanılmıştı. Roman iyi eleştiriler almasına rağmen Stoker'a fazla para kazandırmadı ve ölümünden sonrasına kadar eleştirel mirasını sağlamlaştırmadı. Drakula yayımlandığından beri hiç baskıdan çıkmadı.

Drakula, 1901 yılında Valdimar Ásmundsson tarafından Makt Myrkranna (Karanlığın Güçleri) adıyla ve Stoker'ın yazdığı bir önsözle İzlandacaya çevrildi. Önsözde Stoker, romanda yer alan olayların gerçek olduğunu ve "malum nedenlerden dolayı" yer ve kişi isimlerini değiştirdiğini yazmıştır. Stoker'ın önsözü nedeniyle akademisyenler 1980'lerden beri çevirinin varlığından haberdar olsalar da, hiçbiri onu tekrar İngilizceye çevirmeyi düşünmemişti. Makt Myrkranna, Stoker'ın romanından önemli ölçüde farklıdır. Karakter isimleri değiştirilmiş, uzunluğu kısaltılmış ve orijinalinden daha açık bir şekilde cinselliğe yer verilmiştir. Hollandalı akademisyen Hans Corneel de Roos çeviriyi Stoker'ınkiyle karşılaştırmış ve Drakula'nın dolambaçlı olduğu yerlerde çevirinin özlü ve vurucu olduğunu yazmıştır.

Başlıca temalar

Toplumsal cinsiyet ve cinsellik

Dracula'nın cinsel içerikli olduğuna dair akademik analizler o kadar sık yapılmaya başlanmıştır ki, bu konu etrafında bir endüstri oluşmuştur. Cinsellik ve baştan çıkarma, özellikle İngiliz kadınlığının yozlaşmasıyla ilgili olarak romanın en sık tartışılan temalarından ikisidir. Vampirlik hakkındaki modern eleştirel yazılar, vampirliğin seks ve cinsellikle olan bağlantısını geniş ölçüde kabul etmektedir. Bram Stoker'ın kendisi de muhtemelen homoseksüeldi; Talia Schaffer onun Amerikalı şair Walt Whitman'a gönderdiği yoğun homoerotik mektuplara işaret eder. Stoker romanı, arkadaşı Oscar Wilde'ın eşcinsellik nedeniyle hapse atılmasından bir ay sonra yazmaya başlamıştır.

Romanın karakterlerinin genellikle cinsiyetlerinin performansı yoluyla transgresif cinselliği temsil ettikleri söylenir. Christopher Craft'a göre Kont Drakula'nın yarattığı birincil cinsel tehdit, "başka bir erkeği baştan çıkarması, içine girmesi [ve] boşaltmasıdır"; Jonathan Harker'ın üç vampir kadın tarafından içine girilmesinden duyduğu heyecan, eşcinsel arzusu için bir maske ve vekil görevi görür. Harker'ın heyecanı aynı zamanda standart Viktorya dönemi cinsiyet rollerini de tersine çevirir; vampir kadınlara yenik düşen Harker geleneksel olarak kadınsı olan cinsel pasiflik rolünü üstlenirken, vampir kadınlar da erkekleşmiş olan oyunculuk rolünü üstlenirler. Cinsel ahlaksızlık ve saldırganlık Viktorya dönemi erkeklerinin özel alanı olarak görülürken, kadınların kocalarının cinsel isteklerine boyun eğmeleri beklenirdi. Harker'ın boyun eğme arzusu ve sahnenin Stoker'ın gördüğü bir rüyadan kaynaklanması, cinsel yaşamlarında daha fazla özgürlük isteyen erkeklerin toplumsal beklentileri ile yaşadıkları gerçekler arasındaki uçurumu vurgular. Metnin İngiliz versiyonunda, Harker üç vampir kadının kapısında fısıldaştıklarını duyar ve Drakula onlara yarın gece kendisinden beslenebileceklerini söyler. Amerikan versiyonunda ise Drakula o gece Harker'dan besleneceğini ima eder: "To-night is mine! Yarın senindir!" Nina Auerbach ve David J. Skal, metnin Norton Critical Edition'ında, Stoker'ın bu cümlenin romanı 1897 İngiltere'sinde yayınlanamaz hale getireceğini düşündüğünü ve "kahramanı Walt Whitman'ı üreten Amerika'nın erkeklerin erkeklerle beslenmesine daha hoşgörülü olacağını" öne sürmektedir.

Romanın kadın tasviri eleştirmenleri bölmeye devam ediyor. Elaine Showalter, Lucy Westenra ve Mina Harker'ın Yeni Kadın'ın farklı yönlerini temsil ettiğini yazar. Showalter'a göre Lucy, Yeni Kadın'ın "cinsel cüretini" temsil eder ve bir kadının kendisini arzulayan üç erkekle neden evlenemeyeceğini merak etmesiyle bunu kanıtlar. Mina ise Yeni Kadın'ın "entelektüel hırslarını" temsil eder; öğretmenlik mesleğini, keskin zekasını ve steno bilgisini buna örnek gösterir. Carol A. Senf, Stoker'ın Yeni Kadın fenomeni konusunda kararsız olduğunu yazar. Romandaki beş vampirden dördü kadındır ve hepsi de saldırgan, "çılgınca erotik" ve yalnızca kana susamışlıklarıyla hareket etmektedir. Bu arada Mina Harker, diğer kadın karakterlerin antitezi olarak hizmet eder ve Dracula'nın yenilgisinde tek başına önemli bir rol oynar. Öte yandan Judith Wasserman, Dracula'yı yenme mücadelesinin aslında kadınların bedenleri üzerindeki kontrol için verilen bir savaş olduğunu savunur. Senf, Lucy'nin cinsel uyanışının ve cinsiyete dayalı cinsel rolleri tersine çevirmesinin, Abraham Van Helsing'in tehdit olarak gördüğü şey olduğuna işaret eder.

Yarış

Dracula ve özellikle Kont'un Viktorya dönemi İngiltere'sine göçü, sıklıkla istila edebiyatının simgesi ve ırksal kirlilikle ilgili korkuların bir yansıması olarak okunur. Bazı akademisyenler Dracula'nın vampir mitinin versiyonunun antisemitik stereotipleştirmeye katıldığını belirtmiştir. Jules Zanger, romanın vampir tasvirini Doğu Avrupa Yahudilerinin yüzyılın sonlarında İngiltere'ye göç etmesiyle ilişkilendirir. 1881 ile 1900 yılları arasında, İngiltere'de yaşayan Yahudilerin sayısı, başka yerlerdeki pogromlar ve antisemitik yasalar nedeniyle altı kat artmıştı. Jack Halberstam, Drakula'nın antisemitik Yahudi kavramlarıyla olan ilişkilerinin bir listesini sunar: görünüşü, zenginliği, asalak kana susamışlığı ve bir ülkeye "bağlılığının olmaması". Halberstam, Drakula'nın dış görünüşü bakımından diğer kurgusal Yahudilerle benzerliğine dikkat çeker; örneğin, uzun ve sivri tırnakları Charles Dickens'ın Oliver Twist (1838) romanındaki Fagin ve George du Maurier'in Trilby (1895) romanındaki hayvansı ve zayıf olarak tasvir edilen Svengali ile karşılaştırılır.

Romanın Slovakları ve Romanları tasviri sınırlı da olsa akademik ilgiye mazhar olmuştur. Peter Arnds, Kont'un Romanlar üzerindeki kontrolünün ve küçük çocukları kaçırmasının, Romanların çocuk çaldığına dair gerçek halk batıl inançlarını çağrıştırdığını ve kurda dönüşme yeteneğinin de aynı şekilde Romanların hayvani olduğuna dair yabancı düşmanı inançlarla ilişkili olduğunu yazmıştır. Her türden serseri hayvanlarla ilişkilendirilse de, Romanlar "kirli et" yedikleri ve hayvanlar arasında yaşadıkları inancı nedeniyle Avrupa'da zulüm kurbanı olmuşlardır. Stoker'ın Slovaklar hakkındaki tasviri büyük ölçüde bir İngiliz binbaşının seyahat anılarından alınmıştır. Binbaşının tasvirinden farklı olarak, Harker'ın tasviri açıkça emperyalisttir; insanları "barbarlar" ve teknelerini "ilkel" olarak etiketleyerek algılanan kültürel aşağılıklarını vurgular.

Stephen Arata romanı bir "tersine kolonizasyon" vakası olarak tanımlar; yani beyaz olmayanların İngiltere'yi istila ederek ırksal saflığını zayıflatması korkusu. Arata, romanın kültürel bağlamını Britanya İmparatorluğu'nun gerilemesi, diğer dünya güçlerinin yükselişi ve emperyal kolonizasyonun ahlakiliği konusunda "artan iç huzursuzluk" nedeniyle İngiltere'de artan endişe olarak tanımlıyor. Stoker'ın romanı dışında başka eserlerde de görülen tersine sömürgeleştirme anlatıları, "medeni" dünyanın "ilkel" tarafından istila edilmesi korkusuna işaret etmektedir. Drakula'nın insan bedenlerine yaptığı şey, sadece onları öldürdüğü için değil, onları ırksal Öteki'ye dönüştürdüğü için dehşet vericidir. Monika Tomaszewska, Drakula'nın ırksal Öteki statüsünü onun yozlaşmış bir suçlu olarak nitelendirilmesiyle ilişkilendirir. Romanın yazıldığı ve yayımlandığı dönemde, "tehditkâr yozlaşmışın yaygın olarak ırksal Öteki olarak tanımlandığını, ev içi düzeni bozmak ve ev sahibi ırkı güçsüzleştirmek için ülkeyi işgal eden yabancı davetsiz misafir" olduğunu açıklar.

Hastalık

Romanın vampirlik temsili, Viktorya döneminin hastalıkla ilgili kaygılarını sembolize ettiği şeklinde tartışılmıştır. Bu tema diğerlerine kıyasla çok daha az sıklıkla tartışılmıştır çünkü tartışmanın ana konusu olmaktan ziyade diğer konularla birlikte ele alınmıştır. Örneğin, bazıları hastalığın tasvirini ırk ile ilişkilendirmektedir. Jack Halberstam, bir İngiliz işçinin Kont Drakula'nın Londra'daki evinin iğrenç kokusunun Kudüs gibi koktuğunu söylediği bir sahneye işaret ederek, bunun bir "Yahudi kokusu" olduğunu söyler. Yahudiler Viktorya dönemi edebiyatında sıklıkla parazit olarak tanımlanmıştır; Halberstam, Yahudilerin kan hastalıkları yayacağına dair özel bir korkunun ve bir gazetecinin Yahudileri "Yidiş kan emiciler" olarak tanımlamasının altını çizer. Buna karşılık Mathias Clasen, vampirlik ile cinsel yolla bulaşan hastalıklar, özellikle de frengi arasında paralellikler kurmaktadır. Edebiyat ve hastalığın kesişimine odaklanan bir araştırmacı olan Martin Willis, romanın vampirizmi karakterize etmesinin onu hem ilk enfeksiyon hem de sonuçta ortaya çıkan hastalık haline getirdiğini savunuyor.

Stil

Anlatı

Epistolary bir roman olan Dracula, bir dizi belge aracılığıyla anlatılır. Romanın ilk dört bölümü Jonathan Harker'ın günlükleri olarak anlatılır. Akademisyen David Seed, Harker'ın anlatılarının, Drakula'nın şatosuna yaptığı ziyaretin "tuhaf" olaylarını on dokuzuncu yüzyıl seyahatname yazma geleneğine aktarma girişimi olarak işlev gördüğünü belirtiyor. John Seward, Mina Murray ve Jonathan Harker'ın hepsi de kendilerini korumak için dönemin kristalize bir kaydını tutarlar; David Seed, Harker'ın anlatısının Kont için anlaşılmaz kalmak ve Drakula'nın yok etmekle tehdit ettiği kendi kimliğini korumak için steno ile yazıldığını belirtir. Örneğin Harker'ın günlüğü, Dracula'nın şatosunda kaldığı süre boyunca sahip olduğu tek avantajı temsil eder: Kont'un düşündüğünden daha fazlasını biliyor olması. Romanın birbirinden farklı anlatıları, anlatı ilerledikçe bir tür anlatı birliğine yaklaşır. Romanın ilk yarısında, her anlatıcı güçlü bir şekilde karakterize edilmiş bir anlatım sesine sahiptir; Lucy'nin anlatımında laf kalabalığı, Seward'ın anlatımında iş dünyasına özgü resmiyet ve Harker'ın anlatımında aşırı kibarlık görülür. Bu anlatım tarzları aynı zamanda vampir ve avcıları arasındaki güç mücadelesini de vurgular; Drakula güç kazandıkça Van Helsing'in kırık İngilizcesinin artan önemi, yabancının Viktorya dönemi toplumuna girişini temsil eder.

Tür

Edward Van Sloan'ın Dracula'da (1931) Bela Lugosi ile yüzleşen Van Helsing rolünde renklendirilmiş fotoğrafları

Drakula, Gotik kurgu tartışmalarında yaygın bir referans metnidir. Jerrold E. Hogle, Gotik kurgunun cinsel yönelim, ırk, sınıf ve hatta türlere işaret ederek sınırları bulanıklaştırma eğilimine dikkat çeker. Bunu Dracula ile ilişkilendirerek, Kont'un dişlerinin yanı sıra "göğüslerinden kan çıkarabildiğini"; hem Jonathan Harker'a hem de Mina Murray'e ilgi duyduğunu; hem batılı hem de doğulu bir ırka sahip olduğunu ve evsiz serserilerle kaynaşabilen bir aristokrat olduğunu vurgular. Stoker, Kont Drakula'yı yaratırken folklordan geniş ölçüde yararlanmıştır, ancak Kont'un fiziksel özelliklerinin çoğu Stoker'ın yaşadığı dönemde Gotik kötü adamların tipik özellikleridir. Özellikle çengel burnu, soluk teni, büyük bıyığı ve kalın kaşları muhtemelen Gotik kurgunun kötü adamlarından esinlenmiştir. Aynı şekilde, Stoker'ın Transilvanya seçiminin de Gotik kökleri vardır. Bu tarzın yazarları Doğu Avrupa'yı mekan olarak seçmişlerdir çünkü seyahatnameler burayı ilkel batıl inançların hüküm sürdüğü bir yer olarak sunar. Drakula, kendinden önceki Gotik masallardan, zamanını -modern çağ- kesin bir şekilde belirleyerek ayrılır. Roman, Şehirli Gotik'in bir örneğidir.

Drakula, 1990'ların başında İrlanda kurgusuna yönelik eleştirel bir ilginin konusu haline geldi. Drakula büyük ölçüde İngiltere'de geçmektedir, ancak Stoker o dönemde Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olan İrlanda'da doğmuş ve hayatının ilk 30 yılını orada geçirmiştir. Sonuç olarak, Drakula, İrlanda, İngiltere ve sömürgecilik üzerine önemli bir yazı birikimi mevcuttur. Calvin W. Keogh, Harker'ın Doğu Avrupa'ya yaptığı yolculuğun "batıdaki Kelt sınırıyla karşılaştırılabileceğini" yazar ve her ikisini de "ötekileştirilmiş" alanlar olarak vurgular. Keogh, Doğu Sorunu'nun hem sembolik hem de tarihsel olarak İrlanda sorunuyla ilişkilendirildiğini belirtiyor. Bu okumada Transilvanya İrlanda'nın yerine geçmektedir. Bazı eleştirmenler Kont Drakula'yı Anglo-İrlandalı bir toprak ağası olarak tanımlamıştır.

Resepsiyon

Bayan Radcliffe hakkında, artık neredeyse unutulmuş olan romanslarını yazarken, eserine arzu ettiği kasvet, trajedi ve dehşet atmosferini verebilmek için kendisini mutlak bir inzivaya kapattığı ve çiğ sığır etiyle beslendiği söylenir. Aksine bir güvence olmasaydı, Bay Bram Stoker'ın da yeni romanı Drakula'yı yazarken benzer bir yöntem ve rejimi benimsediği düşünülebilirdi.

The Daily Mail, 1 Haziran 1897

Drakula yayınlandıktan sonra iyi karşılandı. Eleştirmenler romanı sık sık diğer Gotik yazarlarla karşılaştırdı ve özellikle yapı ve üslup benzerlikleri nedeniyle romancı Wilkie Collins ve Beyazlı Kadın'dan (1859) söz edildi. The Bookseller'da çıkan bir eleştiride romanın neredeyse Collins tarafından yazılmış olabileceği belirtilirken, Saturday Review of Politics, Literature, Science and Art'ta çıkan isimsiz bir eleştiride Drakula'nın Gotik'in öncüsü Ann Radcliffe'in tarzını geliştirdiği yazılmıştır. Bir başka isimsiz yazar ise Stoker'ı "doksanlı yılların Edgar Allan Poe'su" olarak tanımlamıştır. Diğer Gotik romancılarla yapılan diğer olumlu karşılaştırmalar arasında Brontë kardeşler ve Mary Shelley sayılabilir.

Bu ilk eleştirilerin çoğu Stoker'ın vampir mitini benzersiz bir şekilde ele almasından etkilenmişti. Bir tanesi kitabı şimdiye kadar yazılmış en iyi vampir hikâyesi olarak nitelendirdi. The Daily Telegraph'ın eleştirmeni, Otranto Şatosu gibi daha önceki Gotik eserlerin doğaüstünü romancıların kendi ülkelerinden uzakta tuttuğunu, Drakula'nın dehşetinin hem yabancı topraklarda -uzaklardaki Karpat Dağları'nda- hem de Whitby ve Hampstead Heath'te, evde meydana geldiğini belirtti. Bir Avustralya gazetesi olan The Advertiser, romanı aynı anda hem sansasyonel hem de yerel olarak değerlendirdi. Bir eleştirmen Stoker'ın düzyazısının "kayda değer gücünü" övdü ve onu izlenimci olarak tanımladı. İngiltere'de geçen bölümleri daha az sevmişler, vampirin evden uzakta geçen hikayelere daha uygun olduğunu düşünmüşlerdir. İngiliz Vanity Fair dergisi, Drakula'nın sarımsağı küçümsemesine işaret ederek romanın zaman zaman istemeden de olsa komik olduğunu belirtti.

Drakula yaygın olarak korkutucu olarak görülüyordu. The Manchester Guardian'da 1897'de çıkan bir eleştiri, eğlendirme kapasitesini övdü, ancak Stoker'ın bu kadar çok korku içermekle hata yaptığı sonucuna vardı. Aynı şekilde Vanity Fair de romanın "övgüye değer" ve sürükleyici olduğunu, ancak "güçlü" olmayanlara tavsiye edilemeyeceğini belirtti. Stoker'ın düzyazısı birçok yayın tarafından romanın dehşetini sürdürmede etkili olarak övüldü. San Francisco Wave için yazan bir eleştirmen romanı "edebi bir başarısızlık" olarak nitelendirdi; vampirleri akıl hastaneleri ve "doğal olmayan iştahlar" gibi korkutucu imgelerle birleştirmenin dehşeti çok açık hale getirdiğini ve bu türdeki diğer eserlerin, örneğin Dr. Jekyll ve Bay Hyde'ın Tuhaf Hikayesi'nin daha ölçülü olduğunu belirttiler.

Modern eleştirmenler sıklıkla Drakula'nın yayınlandığında karışık bir eleştirel tepkiyle karşılandığını yazarlar. Örneğin Carol Margaret Davison, Stoker'ın çağdaşı eleştirmenlerin "dengesiz" bir tepki verdiğini belirtmektedir. Araştırmaları Drakula ve edebi vampirler üzerine yoğunlaşan akademisyen John Edgar Browning, 2012 yılında romanın erken dönem eleştirilerine dair bir inceleme yapmış ve Drakula'nın "eleştirmenlerce beğenilen bir roman" olduğunu tespit etmiştir. Browning, Dracula'nın karışık bir şekilde karşılandığı yanılgısının düşük bir örneklem büyüklüğünden kaynaklandığını yazıyor. Browning, 91 çağdaş eleştiriden 10'unu "genel olarak olumlu"; 4'ünü "karışık"; 3'ünü "tamamen ya da çoğunlukla olumsuz"; geri kalanını ise olumlu ve hiçbir olumsuz çekince içermeyen eleştiriler olarak tanımlamıştır. Browning, olumlu eleştiriler arasında The Daily Mail, The Daily Telegraph ve Lloyd's Weekly Newspaper gibi yayınlar da dahil olmak üzere 36'sının övgülerini esirgemediğini yazıyor. Diğer eleştirel çalışmalar Dracula'nın aldığı karışık tepkilere ilişkin anlatıyı reddetmiştir. Raymond T. McNally ve Radu Florescu'nun In Search of Dracula (Drakula'nın İzinde) adlı kitabı romanın "ani başarısından" bahseder. Tesadüfen 1972'de yayınlanan Dracula hakkındaki diğer çalışmalar da aynı fikirdedir; Gabriel Ronay romanın "hem hayranlar hem de eleştirmenler tarafından bir korku yazarının dehasının eseri olarak kabul edildiğini" söylerken, Anthony Masters romanın "muazzam popüler çekiciliğinden" bahseder. Drakula, 1970'lerden bu yana, kendi hakemli dergisi ve romanı tartışan çok sayıda kitap ve makale ile kanıtlandığı üzere, önemli bir akademik ilgi konusu olmuştur.

Miras

Uyarlamalar

1920 yılında Rus sinemacılar Drakula romanının ilk uyarlamasını yapmışlardır,ama bu film kısa süre içinde de kaybolmuştur. (Bir süre önce Sırbistan arşivinde bu film'e ait olduğu söylenen bir bölüm ele geçmiştir. Bu bölüm Drakula'ın Harker'ı şatosunda ağırladığı sahneyi içermektedir.Çoğu uzman bu kaydın sahte olduğunu düşünmesine rağmen kesin bir kanıya varılmış değildir. Bu video Youtube'da yer almaktadır.)1922 yılında Almanya'da Friedrich Wilhelm Murnau tarafından çekilen Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi isimli bir korsan uyarlamadır. Daha sonra 1931 yılında Tod Browning'in yönetmenliğinde Universal Studios tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Baş rollerinde Bela Lugosi, Hellen Chandler, David Manners, Edward Van Sloan ve Dwigth Frye oynamıştır. Drakula (film, 1931). Türkiye'de 1953 yılında çekilen Drakula İstanbul'da Drakula'nın vampir dişleriyle göründüğü ilk filmdir. Mehmet Muhtar'ın yönetmenliğinde ve Turgut Demirağ'ın yapımcılığında çekilen filmde Drakula rolü Atıf Kaptan'a emanet edilmiştir. İngiltere'de 1957 yılında Hammer Şirketi, Terence Fisher'ın yönetmenliğinde The Horror of Dracula'yı çekti. Amerika'da dağıtımını Warner Bros'un yaptığı bu ilk renkli Drakula filminin Baş rollerinde Peter Cushing, Michael Gough, Melissa Stribling ve Christopher Lee yer almıştır. Hammer firması bu filmin başarısının ardından altı tane devam filmi çekmiştir. 1977'de BBC Kont rolünü ünlü Fransız aktör Louis Jourdan'a, Van Helsing rolünü Frank Finlay'a teslim ederek Count Dracula'yı çeker. 1988 yılında İngiliz kanalı Cosgrove Hall, Drakula'nın bir parodisi olarak Kont Duckula çizgi dizisini çeker. Bu dizi yanlış giden bir diriltme töreni sonucu vejetaryen olarak yaşama dönen vampir-ördek Kont Duckula ve düşmanı Dr. Von Goosewing (Van Helsing'in parodisi) hakkındadır. 1992 yılındaysa Francis Ford Coppola'nın yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı filmde Gary Oldman, Winona Ryder, Keanu Reeves ve Anthony Hopkins rol alarak beyazperdeye uyarlanmıştır (Bram Stoker's Dracula). 1995 yılında ise; Mel Brooks'un yönetmenliğinde, Coppola'nın çektiği filmle alay eden "Dracula: Dead and Loving It" filmi vizyona girmiştir. Filmde; Drakula'yı Leslie Nielsen oynamıştır. 2004 yılında Universal Studios eski korku filmlerini anmak için çektiği Van Helsing filminde Kont'u diriltmiştir. Gabriel Van Helsing rolünü Hugh Jackman'a, Drakula rolünü Richard Roxburgh'a emanet etmiştir. 2006 yılında BBC yeni bir Drakula uyarlaması çeker ve yönetmenliği Bill Eagles'a verir. Drakula rolünü Marc Warren, Van Helsing rolünüyse David Suchet üstlenir. Ekim 2013 ve Ocak 2014 arasında NBC kanalı Londra Carnival Films ortaklığıyla orijinal romanın yeni bir yorumu olan bir dizi Dracula dizi 2013 yayınlamıştır. Drakula'yı Jonathan Rhys Meyers, Van Helsing'i Thomas Kretschmann, Mina ve Drakula'nın eski karısı İlona'yı Jessica De Gouw, Jonathan Harker'ı Oliver Jackson-Cohen, Lucy Westenra'yı Katie McGrath ve Renfield'ı Nonso Anozie canlandırmıştır.

2012 yılında Sony Pictures Animation, Otel Transilvanya'yı çekerek Drakula ve eski Korku sineması canavarlarını onurlandırmıştır.Adam Sandler Drakula'yı seslendirirken,Selena Gomez de kızı Mavis'i seslendirmiştir.Sony 2015'te serinin ikinci,2017'deyse üçüncü filmlerini vizyona sokmuştur.Ayrıca ilk filmin incesini anlatan bir tv animasyon serisini de vizyona sokmuştur.

2014'te Universal Studios Drakula'nın kökenini ve vampire dönüşümünü anlatan bir film serisi'nin ilkini çeker Dracula: Başlangıç. Kont Drakula/III. Vlad'ı Luke Evans, II.Mehmet'i Dominic Cooper, Drakula'nın karısı Mirena ve Mina Harker'ı Sarah Gordon canlandırmıştır. 2015'te Universal Stephen Sommers'ın Mumya ve Van Helsing filmlerini yeniden çekmeye karar vermiştir.Stüdyo Van Helsing'in yönetmen Rupert Sanders'a emanet etmiş ve yeni Van Helsing olarak Tom Cruise'u seçmiştir. Universal bu yeniden çevrimlerle Van Helsing ve Mumya'nın hikâyelerinin aynı evrende geçmesini ve tıpkı Marvel filmleri gibi birbirlerinin devam filmlerinde yer almalarını planlamaktadır.Proje şu anda yapım aşamasındadır. Projenin ilk ayağının Dracula:Başlangıç olduğu biliniyor.Ancak film başarısız olması üzerine Universal bu filmi seriden çıkarmıştır.Seriden ayrı sayılıyor.2019'da seriyi erteleme kararı verilmiştir.

2019'da BBC Mark Gatiss yapımcılığında Drakula'nın üç bölümlük yeni bir televizyon dizisi uyarlamasını yapmaya karar verir. Drakula rolünün Danimarkalı oyunca Claes Bang'e verildiği dizinin ilk iki bölümü 1897'de,son bölümü 21.yüzyılda geçmektedir. Dizide Dr.Van Helsing ve kitapta Harker'ı koruyan rahibe Agatha karakterleri birleştirilip Rahibe Agatha Van Helsing adıyla yeni bir karakterortaya çıkarılmıştır.Onu ve 21. yüzyıldaki torunu Drr.Zoe Van Helsing'i aktris Dolly Wells canlandırmaktadır.Kadronun geri kalanında Mark Gatiss Renfield'ı,Morfydd Clark Mina Murray'ı,John Heffernan Jonathan Harker'ı,Lujza Richter Elena'yı,Sacha Dhawan Dr.Sharma'yı,Mathew Beard Jack Seward'ı,Patrick Walshe McBride,Lord Ruthwen'ı ve Lydia West Lucy Westenra'yı canlandırmaktadır.

Drakula'nın hikayesi çok sayıda film ve tiyatro oyununa temel oluşturmuştur. Stoker ilk tiyatro uyarlamasını kendisi yazmış, bu uyarlama romanın yayımlanmasından kısa bir süre önce 18 Mayıs 1897'de Lyceum Tiyatrosu'nda Drakula ya da Hortlak adıyla sergilenmiş ve bu tür uyarlamalar için kendi telif hakkını oluşturmak amacıyla yalnızca bir kez sahnelenmiştir. El yazmasının kaybolduğu düşünülse de, British Library'de bir kopyası bulunmaktadır. Bu kopya, Stoker'ın kendi el yazısıyla yönlendirme ve diyalog atıflarını içeren romanın galley provasından alıntılardan oluşmaktadır.

Kont Drakula'nın yer aldığı ilk film Károly Lajthay'ın 1921 yılında gösterime giren Drakula Halála (Drakula'nın Ölümü) adlı sessiz Macar filmidir. Filmin çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır ve David J. Skal, filmin 1926 Macar versiyonunun kapak sanatçısının Dracula'nın ikinci uyarlaması olan F. W. Murnau'nun Nosferatu'sundan daha çok etkilendiğini belirtmektedir. Eleştirmen Wayne E. Hensley, filmin anlatısının romandan önemli ölçüde farklı olduğunu, ancak karakterlerin net karşılıkları olduğunu yazıyor. Bram Stoker'ın dul eşi Florence, film stüdyosu Prana'ya karşı yasal işlem başlattı. Dava iki ya da üç yıl sürdü ve Mayıs 1924'te Prana filmin tüm kopyalarını imha etmeyi kabul etti.

Christopher Lee, Drakula (1958) filminde baş karakter olarak

Kont'un görsel temsilleri zaman içinde önemli ölçüde değişmiştir. Drakula'nın görünüşüne ilişkin ilk uygulamalar Londra ve New York'taki tiyatro yapımları tarafından oluşturulmuştur. Daha sonra Béla Lugosi (1931 uyarlamasında) ve Christopher Lee (ilk olarak 1958 filminde ve daha sonra devam filmlerinde) tarafından karakterin öne çıkan tasvirleri önceki versiyonların üzerine inşa edilmiştir. Drakula'nın erken dönem görsel stili siyah-kırmızı renk şeması ve geriye taranmış saçlardan oluşuyordu. Lee'nin tasviri açık bir şekilde cinseldi ve ayrıca ekranda dişleri popülerleştirdi. Francis Ford Coppola'nın yönettiği ve kostümlerini Eiko Ishioka'nın hazırladığı Bram Stoker's Dracula (1992) filminde Gary Oldman'ın canlandırdığı karakter, Romanya aksanı ve uzun saçlarıyla yeni bir görünüm kazandı. Uyarlamaların çeşitliliği Kont'un pek çok farklı huyunu ve karakteristik özelliğini öne çıkarmaktadır.

Drakula neredeyse tüm medya türlerinde çok sayıda kez uyarlanmıştır. John Edgar Browning ve Caroline Joan S. Picart, romanın ve karakterlerinin film, televizyon, video oyunları ve animasyon için 700'den fazla kez uyarlandığını ve yaklaşık 1000 ek olarak çizgi romanlarda ve sahnede göründüğünü yazmaktadır. Roberto Fernández Retamar, Kont Drakula'yı Frankenstein'ın canavarı, Mickey Mouse ve Superman gibi karakterlerle birlikte "hegemonik Anglosakson dünyasının sinematik yeminin" bir parçası olarak görmüştür. Dünya genelinde, tamamlanmış yeni uyarlamalar her hafta üretilebilmektedir.

Etki

Bela Lugosi 1931'de Drakula rolünde

Drakula vampirleri tasvir eden ilk edebiyat eseri değildir, ancak roman yine de vampir kurgusunun hem popüler hem de akademik incelemelerine hakim olmuştur. Kont Drakula, vampirlerden bahsedildiğinde akla gelen ilk karakterdir. Drakula, folklor, efsane, vampir kurgusu ve Gotik roman geleneklerini bir araya getirerek başarılı olmuştur. Wendy Doniger bu romanı vampir edebiyatının "diğer tüm vampirleri BS ya da AS yapan merkezi" olarak tanımlamıştır. Roman, vampirlerin güçlü ve zayıf yönleri ve diğer özellikleri de dahil olmak üzere, vampirlerin nasıl işlediğine dair popüler anlayışı derinden şekillendirmiştir. Yarasalar, vampir yarasanın varlığının bir sonucu olarak Drakula'dan önce de vampirlerle ilişkilendirilmişti - örneğin Vampir Varney (1847) kitabının kapak resminde bir yarasa resmi yer alıyordu. Ancak Stoker, Drakula'nın bir yarasaya dönüşebilmesini sağlayarak çağrışımı derinleştirdi. Bu da özel efektler kullanmak için fırsat kollayan film stüdyoları tarafından hızla benimsendi. Patrick McGrath, Kont'un birçok özelliğinin Stoker'ın ardından gelen sanatçılar tarafından vampirlerin tasvirinde benimsendiğini ve bu demirbaşların klişelere dönüştüğünü belirtiyor. Kont'un dönüşüm yeteneğinin yanı sıra, McGrath özellikle sarımsak, güneş ışığı ve haçlardan nefret ettiğinin altını çizer. William Hughes, Kont'un kültürel olarak her yerde bulunmasını eleştirerek, Drakula karakterinin Gotik kurguda ölümsüzlük tartışmalarını "ciddi şekilde engellediğini" belirtiyor.

Romanın ve karakterlerinin uyarlamaları, kalıcı popülaritesine katkıda bulunmuştur. Akademik tartışmalarda bile, Stoker'ın romanı ile karakterin bir dizi medyaya uyarlanması arasındaki sınırlar etkili bir şekilde bulanıklaşmıştır. Dacre Stoker, Stoker'ın Birleşik Devletler telif hakkı yasasına uymamasının kalıcı statüsüne katkıda bulunduğunu öne sürerek, yazarların ve yapımcıların karakteri kullanmak için lisans ücreti ödemelerine gerek olmadığını yazmıştır.

Drakula adlı vampir, beyaz tenli, kırmızı gözlü, 20 insan gücünde, tırnakları uçlara doğru sivrilen, dudakları kırmızı ve beyaz, sivri köpek dişleriyle korkutucu görünüme sahiptir. Drakula adlı karakter bunun dışında tabutta uyuyan, gece dışarıda avlanıp, gündüz tabutunda saklanan bir gece canavarı olarak tasvir edilmiştir. Diğer özelliklerinden biri ise ölümsüz olmasıdır. Kurt, yarasa ve sıçan kılığına girebilmekte ve bu hayvanlara hükmedebilmenin yanında, bir delikten içeri sızabilmektedir. Ayrıca aynada görünmeme gibi bir özelliği de vardır. Yalnız modern kültürünün söylediğinin aksine güneş ışığıyla ölmez ve gündüzleri de dolaşabilir, ama gündüz saatlerinde gücü azdır. Yine de şafak, öğle vakti ve gün batımında biçim değiştirme gücü vardır.

Yazılış öyküsü

Bram Stoker, vampirler ve Drakula hakkındaki bilgilerini İngiliz gezgin Emily Gerard tarafından yazılan Ormanın Ötesindeki Topraklarından isimli gezi kitabından almıştır. Aslında Stoker, kitabın adının "Kont Wampyr" olmasını ve Avusturya'nın Steirmark bölgesinde geçmesini planlamıştı (bu hikâyenin taslakları Dracula'nın bazı baskılarının başına eklenir). Fakat Gerard'ın III. Vlad, Romanya ve Transilvanya hakkındaki notlarını okuduktan sonra romanının adını "Dracula" olarak değiştirir. Stoker, ayrıca orijinal romanın başında kullanmak istediği fakat sonradan ayrı olarak yayınladığı Dracula'nın Konuğu isimli bir öykü de yazmıştır.

Gerçek Drakula

Voyvoda 1456 yılında Osmanlılara esir düşmüş sonraki yıllarda ülkesi Eflak beyliğinin valisi olarak atanmayı başarmıştır. İlk yıllarda Osmanlılara vergisini düzenli ödemeye devam etse de sonraki yıllarda Avrupa ittifakına katılıp Osmanlı'ya baş kaldırmış ve tutsak ettiği askerleri türlü işkencelerle öldürmüştür. En tanınmış işkencesi kazıklara oturtmasıdır. Kazıkları makattan sokup sırt kısmından çıkartır. Ve kazıkladığı kişileri öldürmez, bunlar bir gün içerisinde kan kaybından, açlıktan yahut susuzluktan ölürler. Dracula bu yaptıklarından sonra Osmanlı İmparatoru, tarafından başı kesilerek idam edilmiştir. Romanın önermesine göre Voyvoda Dracula öğrendiği kara büyü ve simya teknikleri sayesinde ölümden kurtulmuş, bir vampire dönüşmüş ve 400 yıl hayatta kalmayı başarmıştır.

Karakterler

Dr.Abraham Van Helsing

Romanın esas kahramanıdır.Amsterdam Üniversitesinden bir tıp doktoru ve metafizik profesörüdür. Drakula'yla cesurca ve akıllıca yöntemlerle savaşır.

Kont Drakula

Romana adını veren Transilvanyalı vampir asilzadedir.400 yaşında olan Voyvoda Drakula.Yaşarken Tuna boylarında savaşmıştır.Vampir olmasının yanı sıra çok güçlü bir büyücü ve simyacıdır.III.Vlad'ın torunu olduğunu iddia olduğunu iddia etmesine rağmen aslında III. Vlad'ın ta kendisidir.Sekel kökenli olduğunu ve Attila Han'ın torunu olduğunu da iddia etmektedir.

Jonathan Harker

Kont Drakula'nın emlak alım işlemlerini tamalamak için Transilvanya'ya giden genç avukat katibi

Willhelmina "Mina" Murray Harker

Harker'ın nişanlısı ve Lucy'nin arkadaşı. Daha sonra Drakula tarafından ısırılır. Drakula çağırdığında ayağına gelmesi için ona kendi kanından zorla içirir.Ama Drakula'nın ayağına gelmek yerine Dr.Van Helsing'in kendisini hipnotize etmesine izin vererek ,Doktor'un onun izini sürmesine yardım eder. Drakula öldürülünce laneti geçer ve serbest kalır.

Dr.Jack Seward

Van Helsing'in öğrencisi ve Arthur ve Quincey'nin arkadaşı.Zoofagus (Yaşam yiyen) hasta Renfield onun yönettiği Carfax akıl hastanesinde yatmaktadır.

Godalmimg Lordu Arthur Holmwood

Lucy'nin nişanlısı.Seward ve Quincey'nin arkadaşıdır.Lucy öldükten sonra Van Helsing'in Drakula'yı yok etmesine yardım eder.

Lucy Westenra

Mina'nın zengin arkadaşı,Arthur'un nişanlısı. Drakula İngiltere'de ilk onu ısırmıştır.Van Helsing'in çabalarına rağmen ölüp vampir'e dönüşür.Ama Arthur ve Van Helsing sayesinde huzura kavuşur.

Quincey P. Morris

Arthur ve Sward'ın arkadaşı.Van Helsing'in Drakula'yı yakalamasına yardım eder ve Transilvanya'da avcı bıçağıyla Drakula'yı öldürür,ama aldığı dövüşürken aldığı yaradan o da ölür.Ölmeden Mina'nın lanetten kurtulduğunu görüp huzur ve mutlulukla son nefesini verir.Jonathan ve Mina ilk çocuklarına onun anısına "Quincey" adını verirler.

Renfield

Seward'ın yönettiği ve Drakula'nın satın aldığı Carfax manastırın yanındaki akıl hastanesnde kalan garip hasta. Drakula'nın kontrolü altındadır.

Drakula'nın gelinleri (kızkardeşler)

Drakula'Nın şatosunda yaşayan üç vampir kadın Van Helsing tarafından öldürülür.

Peter Hawkins

Harker'ı Transilvanya'ya gönderen hukuk firması sahibi.Ölürken şirketini Harker'a bırakır.

Sahne uyarlamaları ve devam romanları

Bram Stoker tarafından 1890'lı yıllarda yazılmaya başlanmış ve büyük ilgi uyandırmıştır. İlk yirmi beş yıl içinde iki sahne uyarlaması yapıldı. 1924 yılındaki ilk sahne uyarlamasını Hamilton Deane tarafından yönetilmiş, Dracula rolünü Raymond Huntley, Van Helsing rolünüyse yine Deane üstlenmiştir. 1927 yılında ABD'de oynanan ve John L. Balderstone tarafından yönetilen versiyonunda Dracula rolünü Bela Lugosi, Van Helsing rolünü Edward Van Sloan üstlenmiş ve 1931'de çekilecek filmin temeli atılmıştır.

Stoker'ın romanına değişik zamanlarda farklı yazarlar tarafından devam romanları yazılmıştır. 2005 yılında Elizabeth Kostova, Tarihçi romanında Drakula efsanesini tarihsel kökenlerine inerek anlatır. İspanyol yazar Rodolfo Martinez "Sherlock Holmes ve Ölülerin Bilgeliği" isimli öykü seçkisinde yer alan "Ormanın ötesindeki topraklardan" isimli öyküsünde Drakula ve efsanevi dedektif Sherlock Holmes'la karşı karşıya getirir. 2009 yılında Stoker'ın büyük yeğeni Dacre Stoker ve senarist Ian Holt yazarın arkasında bıraktığı elyazmaları ve notlardan yola çıkarak, hikâye hakkında çeşitli tahminlerde bulunarak Drakula/Ölümsüz isimli romanı yazmıştır.

1992'deyse yazar Kim Newman Drakula'nın Kraliçe Victoria'yla evlenip İngiltere'yi ele geçirdiği bir altenatif tarih eseri olan Drakula Günlükleri'ni yayınlar. Bu kitapta Kont Orlok, Dr. Moreau, Dr. Jekyll, Lord Ruthven, Sherlock Holmes ve Mycroft Holmes gibi edebiyat, sinema ve çizgi romanlardan pek çok popüler karakteri bir araya getirir. Ana karakterlerse Yüz Yıl Savaşları sırasında vampir olan Genevive Dieudone ve Diyojen kulübünden Mycroft Holmes'ün yardımcısı Charles Beauregard'dır. Newman bu esere iki tane devam kitabı yazmıştır (Kanlı Kızıl Baron 1995 ve Dracula Cha Cha Cha 1998).

Türkçe Çevirileri

Eser orijinal haliyle Türkçeye çevirilmeden önce Ali Rıza Seyfi tarafından Kazıklı Voyvoda adıyla 1920'lerde yerli uyarlama olarak basılmıştır. Kitapta İngiliz karakterler Türk yapılmıştır. 1940'larda eserin orijinali Selami Münir Yurdatap çevirisiyle Heyecanlı-Meraklı-Macera Romanları” serisi içerisinde, on paralık roman formatına uydurulup basılmıştır. 400 sayfalık roman 16 sayfalık özet halinde basılmıştır. Eser tam metin olarak Türkçe ilk kez 1997'de Kamer yayınları tarafından basılmıştır.