Akropolis

bilgipedi.com.tr sitesinden
Yunanistan'daki Atina Akropolisi'nin Lycabettus Tepesi'nden görünümü
Pergamon Akropolisi, Bergama, İzmir
Assos Akropolisi, Ayvacık, Çanakkale

Akropolis (Grekçe: ἀκρόπολις; Modern Yunanca: ακρόπολη, ἄκρος "yukarıda bulunan, yüksek ve πόλις "Şehir") Antik Yunan kentlerinde, kentlerin yanıbaşındaki tepelerde inşa edilen hisarlara ve bu yapıların bulunduğu özel alanlara verilen addır.

Klasik dönem Yunanistan'ında her önemli yerleşme yerinin bir akropolisi vardı ve akropolisler büyük şehirlerin en önemli bölgeleriydi. Dini işlevi de bulunan akropolislerde tapınaklar, hazinedarlıklar ve çeşitli kurumlar da yer alırdı. MÖ 5. yüzyılda yalnızca tapınaklara ayrılmış olan akropolisler, bir tepe üzerinde bulunmasından ötürü saldırı esnasında kent halkının sığınağı olarak kullanılmaktaydı.

Eski Yunan Medeniyeti, Yunanistan'ın yanı sıra Anadolu'da da çok sayıda akropolis inşa etmiştir. Bugün hala ayakta duranlar arasında Arykanda, Assos, Pergamon (Bergama), Kaunos, Olympos, Phaselis sayılabilir.

Kökeni

Bir akropolis, Yunanca ἀκρόπολις, akropolis; "en yüksek; kenar; uç" anlamına gelen akros (άκρος) veya akron (άκρον) ve "şehir" anlamına gelen polis (πόλις) kelimelerinden tanımlanır. "Akropolis'in (ακρόπολη) çoğulu akropolis'tir, ayrıca yaygın olarak akropoleis ve akropoles ve Yunanca'da ακροπόλεις olarak da kullanılır. Bu kelime ilk olarak M.Ö. 14. yüzyılda Miken Kralları ve topluluğu bağlamında kullanılmıştır. Akropolis terimi, Tikal ve Copán da dahil olmak üzere birçok Maya kentinde plaza ve piramit gibi üst üste binen yapıların merkezi kompleksini tanımlamak için de kullanılır. Akropolis aynı zamanda arkeologlar ve tarihçiler tarafından Kuzeybatı İberya tepelerinde bulunan kentsel Castro kültürü yerleşimleri için kullanılan bir terimdir. Öncelikle Yunan şehirleri Atina, Argos (Larissa ile), Teb (Cadmea ile) ve Korint (Akrokorint ile) ile ilişkilendirilir. Genel olarak Roma, Kartaca, Kudüs, Kelt Bratislavası, Küçük Asya ve hatta Edinburgh'daki Castle Rock da dahil olmak üzere bu tür kalelere de uygulanabilir. İrlanda'daki bir örnek Cashel Kayası'dır. Orta İtalya'da pek çok küçük kırsal komün hala la Rocca of the commune olarak bilinen müstahkem bir yerleşim yerinin dibinde kümelenmektedir. Dünyanın diğer bölgelerinde yüksek kale ya da alcázar için başka isimler geliştirilmiştir ve bunlar genellikle doğal olarak güçlü bir bölgeyi güçlendirmiştir. Bu nedenle pek çok kültür akropolleri toplumlarına dahil etmiş, ancak onlar için aynı ismi kullanmamıştır.

Farklı Akropolisler

Bir kentin akropolisi, antik çağda ve referanslar aracılığıyla birçok şekilde kullanılmıştır. Akropolis bir şehrin en yüksek yerine inşa edildiğinden, son derece işlevsel bir koruma biçimi - bir kale - olarak hizmet etmenin yanı sıra bir şehrin kraliyetine ev sahipliği yapmış ve farklı tanrılara tapınma yoluyla bir din merkezi olmuştur. En yaygın olarak bilinen Atina Akropolisi'nin yanı sıra Patara'daki Tepecik Akropolisi, Ankara Akropolisi, La Blanca Akropolisi, Guatemala'daki Maya Sitesi Akropolisi ve Halieis Akropolisi de dahil olmak üzere birçok klasik ve antik akropol bulunmaktadır.

Atina, Yunanistan'daki Atina Akropolü'nde M.Ö. 400 yılında inşa edilen Erechtheion

Bunun en ünlü örneği, antik (ve günümüz) Atina, Yunanistan'ın en yüksek arazisinde bir kale içeren yapılar topluluğu olan Atina Akropolü'dür. Propylaea, Erechtheion ve Athena Tapınağı (Büyük Tapınak) da dahil olmak üzere bu alandaki birçok önemli yapı M.Ö. 5. yüzyılda inşa edilmiştir. Tapınak aynı zamanda yaygın olarak Parthenon olarak da bilinir ve Athena Parthenos'tan türetilmiştir. Bu akropolde sık sık danslar, müzik ve oyunlar düzenlenirdi ve Atina şehri için bir toplum merkezi görevi görürdü. Bu akropol MS ikinci yüzyılda Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir turizm merkezi haline gelmiş ve bilinmeyen bir şairin deyimiyle "Yunanistan'ın Yunanistan'ı" olarak bilinmiştir. Yunanistan anakarasında ortaya çıkmasına rağmen, bu akropol modelinin kullanımı Arkaik Dönem'de Girit'teki Dor Lato gibi Yunan kolonilerine hızla yayılmıştır.

Patara'daki Tepecik Akropolü, Antigonos I Monopthalmos ve Demetrios Poliorketes gibi yakınlardaki topluluklar ve deniz kuvvetleri için bir liman görevi görmüş ve kara ile denizi birleştirmiştir. Sur duvarı ve burcu Klasik döneme kadar uzanmaktadır. Akropolis M.Ö. dördüncü yüzyılda Hekatomnidler tarafından inşa edilmiş ve nihayetinde M.Ö. 334 yılında Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. Akropol, Helenistik imparatorluklar döneminde gerçekleşen genel gelişime önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Bu akropol, muhtemelen M.Ö. üçüncü binyıla kadar uzanan en eski yerleşim yeriydi. 1989'da yapılan kazılarda M.Ö. dördüncü yüzyıla tarihlenen seramik eşyalar, pişmiş toprak figürinler, sikkeler, kemik ve taş objeler bulunmuştur. Bu akropolde inşa edilen sur duvarı ve burçta, genellikle Yunanca ἔμπλεκτον ("dokuma" anlamına gelir) olarak bilinen bir duvarcılık tarzı kullanılmaktadır. Bu duvar tarzı muhtemelen ağırlık taşıma amacıyla kullanılmıştır.

Halieis'teki Akropolis'in tarihi Neolitik ve Klasik dönemlere kadar uzanmaktadır. Tahkim edilmiş bir duvar, Apollon kutsal alanı (iki tapınak, bir alter, bir yarış pisti) ve nekropol (mezarlık) içeriyordu. Bu akropol, Halieis'in güney kenarındaki en yüksek tahkimat noktasıydı. Bir sunak ve anıtlar içeren küçük bir açık hava kült alanı vardı.

Günümüz Türkiye'sinde yer alan Ankara Akropolü, Frig döneminden itibaren Türkiye'nin kentsel gelişimiyle zaman içinde değişen, tarihsel olarak önemli bir alandır. Bu akropol, kutsal ibadetlerin yapıldığı bir yer olarak tanınmış ve dönemin sembolü olmuştur. Aynı zamanda Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı yasal değişiklikleri tarihsel olarak tanıyan bir yer olmuştur.       

La Blanca Akropolü, Guatemala'da Salsipuedes Nehri'nin bitişiğinde yer alan küçük, antik bir Maya yerleşimi ve arkeolojik alan olarak oluşturulmuştur. Bu akropol, La Blanca şehrinin yöneticileri için bir ikamet yeri olarak gelişmiştir. Ana kullanım dönemi MS 600 ila MS 850 yılları arasındaki Klasik dönemdir, çünkü şehir yakındaki bir dizi yerleşim arasında ticari bir ticaret yeri olarak gelişmiştir.

Guatemala'daki Maya Akropol alanı bir mezar alanı ve en yüksek statüdeki kraliyete ait tonozlu mezarları içeriyordu. Bu mezar yapısı, bu kutsal manzaraya entegre edilmiş ve Guatemala'daki Pedras Negras'ın kraliyet figürleri arasındaki güç zenginliğini göstermiştir.

Akropolislerin en ünlüsü Atina Akropolisi'dir. Attika ovasında, deniz düzeyinden 152 m yükseklikte 270x150 boyutlarında bir kayalık olan Atina Akropolis'ine Cilalı taş devrinde yerleşildi. Tunç devrinde (MÖ yaklaşık 3000) evler ve bir kral sarayı yapıldı.Günümüze kalan görkemli yapılar, Milattan önce 5. yüzyılda devlet adamı Perikles tarafından başlatılan geniş bir yapı programı sonucunda gerçekleştirildi. Yapılış sıralarına göre Atina Akropolisi'ndeki başlıca yapıtlar şunlardır:

  • Partenon: MÖ 437-432
  • Propylaion (kapılı giriş) : MÖ 437-432
  • Athena tapınağı : MÖ 427-424
  • Erehteyon : MÖ 421-405

Bu yapıların önemli bölümleri hâlâ ayaktadır. Sanayinin yarattığı çevre kirlenmesinden korunmaları için hazırlanan kapsamlı bir restorasyon programı, 1980 yıllarından bu yana sürdürülmektedir.

Günümüzdeki kullanımları

Turizm

Akropoller günümüzde birçok modern Yunan şehrinde turizm ve cazibe merkezi haline gelmiştir. Özellikle Atina Akropolisi en ünlüsüdür ve Yunanistan'ın Atina kentindeki en iyi seyir noktasına sahiptir. Günümüzde turistler Atina Akropolisi'ni ziyaret etmek için yürüyüş, gezi ve otobüs turlarının yanı sıra klasik bir Yunan yemeği de dahil olmak üzere bilet satın alabilmektedir.

Kültürel bağlar

Klasik Helenistik ve Greko-Romen tarzı nedeniyle, Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletindeki Mission San Juan Capistrano Büyük Taş Kilisesi kalıntıları Amerikan Akropolü olarak adlandırılmıştır. Medeniyet, akropolün dini, eğitimsel ve kültürel yönlerini geliştirmiştir ve günümüzde opera gibi etkinliklerin düzenlendiği bir yer olarak kullanılmaktadır.

Amerikan Akropolisi kavramı Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde geliştirilmiştir. Günümüz dünyasında ve antik çağlarda Atina Akropolisi, bağları demokrasi, modern cumhuriyetçilik ve Avrupa geleneklerine dayanan bir akropol olarak bilinmektedir. Bu kavram dünya çapında pek çok kültür ve ülkede taklit edilmiştir. Klasik Yunan çalışmaları özellikle batı geleneklerinden popülerleştirilmiştir. Atina Akropolü ve antik dönem Yunan şehir devletlerindeki diğer çevre akropoller sayesinde Amerikan Akropolü kurulmuştur. Bu akropol, akropolün inşasının dini ve eğitsel yönleriyle ilgilenen seçkin kişilerin kurduğu vakıf aracılığıyla inşa edilmiştir. Amerikan Akropolü, öğrenim ve kültürün kullanımına yönelik olarak geliştirilmiş ulusal bir merkez olmaya devam etmektedir.

Kazılar

Akropollerin günümüzdeki kullanımlarının çoğu, uzun yıllar boyunca gelişen kazılar yoluyla keşfedilmiştir. Örneğin Atina Akropolisi, antik tapınma için özel bir alan olan Parthenon'u barındıran bir Büyük Tapınak içermektedir. Günümüz bulguları ve araştırmaları sayesinde Parthenon hazinesi, Parthenon'un yanı sıra yapının batı kısmı (Erechtheion) olarak da tanınabilmektedir. Kazıların çoğu arkeologlara çanak çömlek, seramik ve kap örnekleri sağlayabilmiştir. Halieis Akropolisi kazısı, Halieis Akropolisi'ni Son Neolitik dönemden ilk Erken Helladik döneme kadar tarihlendiren bir bağlam sağlayan kalıntılar üretmiştir.