Yabgu

bilgipedi.com.tr sitesinden

Yabgu (Eski Türkçe: 𐰖𐰉𐰍𐰆, romanize: yabğu, basitleştirilmiş Çince: 叶护; geleneksel Çince: 葉護; pinyin: Yèhù), Jabgu, Djabgu veya Yabgu olarak da çevrilir, erken Türk devletlerinde kabaca genel valiye eşdeğer bir devlet makamıydı. Unvan farklı derecelerde özerklik taşıyordu ve Kağan'ın merkezi otoritesiyle olan bağlantıları ekonomik ve siyasi itaatten yüzeysel siyasi hürmete kadar çeşitlilik gösteriyordu. Bu unvan, Helftalit sonrası dönemde Yukarı Oxus bölgesindeki Türk prensleri tarafından da kullanılmaktaydı.

Yabgu pozisyonu geleneksel olarak bir yönetici klanın (Aşina) en yüksek ikinci üyesine verilirdi ve ilk üye Kağan'ın kendisiydi. Sıklıkla Yabgu, iktidardaki Kağan'ın küçük kardeşi ya da Şad (kan prensi) olarak adlandırılan bir sonraki neslin temsilcisiydi. Kaşgarlı Mahmud, Yabgu unvanını "Kağan'ın iki basamak altındaki pozisyon" olarak tanımlamış ve veliaht Şad'ı Yabgu'nun bir basamak üstünde saymıştır.

Kağanlık adem-i merkezileştikçe, Yabgu hükümdarlık içinde daha özerk bir güç kazandı ve tarihi kayıtlar "Yabgu" unvanının en yüksek hükümdarın unvanı olduğu bir dizi bağımsız devletten bahsetmektedir. Öne çıkan örneklerden biri, 740'larda İkinci Türk Kağanlığı'nın parçalanmasından sonra kurulan Orta Asya'daki Oğuz Yabgu devletidir. Bir diğer önemli örnek ise 766 yılında Jeti-su bölgesindeki Suyab'ı işgal eden ve sonunda güçlü bir Karahanlı devletine dönüşen Karlukların başındaki Karluk Yabgusu'dur.

Etimoloji

yabgu sözcüğünün kökenine ilişkin en az birkaç öneri vardır:

  • Yabghu, yerli Türkçe *yap- "yapmak, yürütmek; yardım etmek için yaklaşmak" kökünden türemiş olabilir ve bu nedenle "(kağanın) yardımcısı" anlamına gelebilir.
  • Bazı akademisyenler tarafından Kuşan (Çince: Guishuang 貴霜) siyasi geleneğine ait olduğu, Göktürkler tarafından bir Hint-Avrupa dilinden ödünç alındığı ve Heftalitler tarafından korunduğu düşünülmektedir. Örneğin, Harold Bailey *yavuka ~ *yāvuka sözcüğünü "birlik toplayan" veya "birlik lideri" anlamına gelen ve Avestaca yavayeiti, yūta ve Eski Hintçe yú- "yoldaş" ve yūthá- "grup" ile akraba olan yau-, yū- ve yu- "bir araya getirmek" temelinden yeniden yapılandırır;
  • Sims-Williams gibi diğerleri, Türk dillerindeki yabgu kelimesinin Eski Çince i̯əp-g'u > xīhóu'dan ödünç alındığını ve Çince karakterlerde 翕侯 veya 翖侯 olarak gösterildiğini düşünmüştür. Buna karşılık Friedrich Hirth, yabgu'nun Kuşan ve Türk bağlamlarıyla ilgili olarak *xiap-g'u > xīhóu olarak edebi Çinceye aktarıldığını öne sürmüştür. Kabil'deki Kuşan sikkelerinde bulunan yavugo ve eski Türk anıtlarındaki yabgu unvanına eşdeğerdi. Bu bileşik Çince kelimenin ikinci kısmı olan hou ("g'u"), beş kalıtsal soylu rütbesinin ikinci sırasına atıfta bulunuyordu. Çin kaynakları bu unvanın sadece yabancı liderler için kullanılan tanımlayıcı bir terim mi olduğunu yoksa bir Çin imparatorluğunun müttefiki ya da tebaası anlamına mı geldiğini açıklığa kavuşturmamaktadır;
  • Bir başka teoriye göre ise "Yabgu" ve "Şad" unvanlarının her ikisi de Soğd kökenlidir. Bazı Soğd beyliklerinin yöneticilerinin "İhşid" unvanına sahip olduğu bilinmektedir;
  • Yury Zuev, Yabgu'nun "gerçek bir Tohar" unvanı olduğunu düşünmektedir.

İnanış

Eski Türkler yabgu dedikleri Türk hükümdarlarına büyük saygı gösterirlerdi. Yabgular, toplum içinde olağanüstü varlık olarak nitelenirlerdi. İnsanlarda olmayan birtakım gizli kuvvetlerin yabgunun kişiliğinde toplandığına inanılırdı. Onların Tanrı tarafından insanları yönetmekle görevlendirildiğine ve yabgularda tanrılık niteliklerinin bulunduğuna inanılırdı. Bu kutsallık, kan ilişkileri dolayısıyla bütün hanedana geçerdi.

Hanedan

Hanedanın erkek üyesine "şehzade prens" anlamında "tigin" denirdi. Eski Türklerde devletin hakimiyet sahası hükümdara ait değildi. Devlet halkın ortak mülküydü ve hükümdar bu mülkü korumakla yükümlüydü. Devlet merkezinde yabgu bulunurdu. Devleti yönetmek için tiginler ülkenin doğusuna ve batısına genel vali olarak gönderilirdi. Merkezi uluğ yabguya bağlı olan doğudaki genel valiye sağın yabgusu denirdi. Batıdaki genel vali de solun yabgusu olarak anılırdı. Doğudaki yabgu batıdakine göre daha yetkili sayılırdı.

Kurultay

Devlet merkezlerinde ülkenin yönetiminde temel olan "kurultay" bulunurdu. Merkezdeki yabgunun başkanlığında toplanan kurultaya sağın ve solun yabguları, uluğ yabgunun karısı hatun vb. devlet ileri gelenleri katılırdı.