Babürlüler
Babürlüler گوركانى Babür İmparatorluğu ⓘ | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1526-1858 | |||||||||||||||
Babürlülerin orijinal bayrağı | |||||||||||||||
Başkent |
| ||||||||||||||
Yaygın diller | Hindustânî(geçer dil) | ||||||||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||||||||
Padişah, Şah, Hakan, İmparator | |||||||||||||||
• 1526-1530 | Babür (ilk) | ||||||||||||||
• 1837-1857 | II. Bahadır Şah (son) | ||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||
• Kuruluşu | 1526 | ||||||||||||||
• Dağılışı | 1858 | ||||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||||
• Sayılan | 150000000 | ||||||||||||||
Para birimi | Rupi | ||||||||||||||
|
Makale serilerinden ⓘ |
Türk tarihi |
---|
Hindistan tarihi ⓘ |
---|
Babürlüler veya Babür İmparatorluğu (Farsça: امپراتوری مغولی هند Empīrāturī-ye Moġolī-ye Hind (Hint, Moğol İmparatorluğu), Urduca: مغلیہ سلطنت Moghly-e Soltanat (Moğol Sultanlığı) ya da kendi adlandırmalarıyla: گوركانى Gurakānī), günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Çağatay Türkü bir şef olan Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulan ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan'ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Babür İmparatorluğu'nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'ı kapsamaktaydı. ⓘ
İmparatorluğun klasik döneminin, Ekber Şah'ın 1556 yılında tahta çıkması ile başladığı kabul edilir. Onun yönetimi altında, Hindistan, kültürel ve ekonomik ilerlemenin yanı sıra farklı dinlerden olanların uyumu açısından çok iyi bir konuma ulaşmıştır. Babür İmparatorluğu'nun beşinci imparatoru Şah Cihan'ın saltanatı, imparatorluğun mimarlık ve sanat alanında altın çağıdır. Agra'daki efsanevi Tac Mahal'in yanı sıra pek çok mükemmel eser onun döneminde yapılmıştır. Babür İmparatorluğu'nun, Evrengzib'in hükümdarlığı sırasında toprak genişlemesi doruk noktasına ulaştı. Onun döneminde 150 milyonluk nüfusu ile imparatorluk dünya nüfusunun dörtte birine hükmeder konumdaydı. ⓘ
1739 yılında Nadir Şah güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda mağlup edilen Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarından itibaren idari ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı. Son imparator Bahadır Şah II'ın sadece şehir üzerinde otoritesi vardı. 1858 yılında bir isyan üzerine bölgeye müdahale eden İngiliz'lerce Babür İmparatorluğu'na son verilerek Hindistan, Büyük Britanya İmparatorluğu'na bağlanılmıştır. ⓘ
Babür İmparatorluğu ⓘ | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1526–1857 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Durum | İmparatorluk | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Sermaye |
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ortak diller | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Din | Devlet dini:
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hükümet | Federal bir yapı altında üniter mutlak monarşi | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İmparator (Padshah) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
• 1526–1530 | Babur (ilk) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
• 1837–1857 | Bahadur Şah II (son) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tarihsel dönem | Erken modern | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Birinci Panipat Savaşı | 21 Nisan 1526 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- İmparatorluk Sur İmparatorluğu tarafından kesintiye uğratıldı | 1540–1555 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- İkinci Panipat Savaşı | 5 Kasım 1556 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Babür-Racput Savaşları | 1526-1750 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Babür-Maratha Savaşları | 1680–1707 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Bengal-Mughal Savaşlarından Baro-Bhuiyan | 1576-1612 (Bengal, Cihangir'in valisi İslam Han yönetiminde Babür İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldiğinde) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Aurangzeb'in Ölümü | 3 Mart 1707 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Karnal Savaşı | 24 Şubat 1739 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Karnatik Savaşlar | 1746–1763 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Plassey Savaşı | 1757 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Bengal Savaşı | 1759–1765 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
- Delhi Kuşatması | 8 Haziran-21 Eylül 1857 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Alan | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
1690 | 4,000,000 km2 (1,500,000 sq mi) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||
• 1700 | 158,400,000 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Para Birimi | Rupi, Taka, dam | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Babür İmparatorluğu, 16. ve 19. yüzyıllar arasında Güney Asya'nın büyük bir bölümünü kontrol eden erken modern bir imparatorluktu. İmparatorluk yaklaşık iki yüz yıl boyunca batıda İndus nehri havzasının dış sınırlarından, kuzeybatıda kuzey Afganistan'dan ve kuzeyde Keşmir'den, doğuda bugünkü Assam ve Bangladeş'in dağlık bölgelerine ve güney Hindistan'da Deccan platosunun yaylalarına kadar uzanıyordu. ⓘ
Babür İmparatorluğu'nun geleneksel olarak 1526 yılında, Birinci Panipat Savaşı'nda Delhi Sultanı İbrahim Lodhi'yi yenmek ve Yukarı Hindistan ovalarını süpürmek için komşu Safevi ve Osmanlı imparatorluklarından yardım alan, bugünkü Özbekistan'dan savaşçı bir reis olan Babür tarafından kurulduğu söylenir. Ancak Babür imparatorluk yapısı bazen 1600 yılına, Babür'ün torunu Ekber'in yönetimine tarihlendirilir. Bu imparatorluk yapısı 1720 yılına kadar, son büyük imparator Aurangzeb'in ölümünden kısa bir süre sonrasına kadar sürmüş ve bu imparatorluk döneminde imparatorluk en yüksek coğrafi genişliğine ulaşmıştır. Daha sonra 1760 yılında Eski Delhi ve çevresindeki bölgeye indirgenen imparatorluk, 1857 Hindistan İsyanı'ndan sonra İngiliz Rajı tarafından resmen feshedildi. ⓘ
Babür İmparatorluğu askeri savaşlarla kurulmuş ve sürdürülmüş olsa da, yönetmeye geldiği kültürleri ve halkları şiddetle bastırmadı; daha ziyade yeni idari uygulamalar ve çeşitli yönetici elitler aracılığıyla onları eşitledi ve yatıştırdı, daha verimli, merkezi ve standart bir yönetime yol açtı. İmparatorluğun kolektif zenginliğinin temeli, üçüncü Babür imparatoru Ekber tarafından tesis edilen tarımsal vergilerdi. Bir köylünün üretiminin yarısından fazlasına denk gelen bu vergiler, iyi düzenlenmiş gümüş para birimiyle ödeniyor ve köylülerin ve zanaatkârların daha büyük pazarlara girmesine neden oluyordu. ⓘ
İmparatorluğun 17. yüzyılın büyük bölümünde sürdürdüğü göreceli barış, Hindistan'ın ekonomik genişlemesinde bir faktördü. Hint Okyanusu'nda gelişen Avrupa varlığı ve bunun Hindistan'ın ham ve mamul ürünlerine artan talebi Babür saraylarında daha da büyük bir zenginlik yarattı. Babürlü seçkinler arasında daha fazla göze çarpan tüketim vardı ve bu da özellikle Şah Cihan döneminde resim, edebi formlar, tekstil ve mimarinin daha fazla himaye edilmesiyle sonuçlandı. Güney Asya'daki Babür UNESCO Dünya Mirası Alanları arasında şunlar bulunmaktadır: Agra Kalesi, Fatehpur Sikri, Kızıl Kale, Humayun'un Mezarı, Lahor Kalesi, Shalamar Bahçeleri ve "Hindistan'daki Müslüman sanatının mücevheri ve dünya mirasının evrensel olarak hayranlık uyandıran başyapıtlarından biri" olarak tanımlanan Tac Mahal. ⓘ
Babür İmparatorluğu'nun kökeni
Çağdaşları Babür'ün kurduğu imparatorluğa, hanedanının mirasını yansıtan Timur İmparatorluğu adını verdiler ve bu terim Babürlülerin kendileri tarafından da tercih edildi. ⓘ
Babürlülerin kendi hanedanları için kullandıkları isim Gurkani'ydi (Farsça: گورکانیان, romanize edilmiş hali: Gūrkāniyān, lit. 'damatlar'). "Mughal" ve "Moghul" kullanımı "Moğol" kelimesinin Arapça ve Farsça bozulmuş halinden türemiş ve Timurlu hanedanının Moğol kökenlerini vurgulamıştır. Bu terim 19. yüzyılda yaygınlık kazanmış olsa da İndologlar tarafından halen tartışılmaktadır. İmparatorluğa atıfta bulunmak için "Mogul" ve "Moghul" da dahil olmak üzere benzer harf çevirileri kullanılmıştı. Bununla birlikte Babür'ün ataları, Türk-Moğol kültüründen ziyade Fars kültürüne yönelmiş olmaları bakımından klasik Moğollardan keskin bir şekilde ayrılıyordu. Babürlüler de nihai olarak Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın soyundan geldiklerini iddia ediyorlardı. ⓘ
İmparatorluğun bir diğer adı da Ayn-ı Ekber'de belgelenen ve imparatorluğun resmi adına en yakın isim olarak tanımlanan Hindustan'dı. Batıda imparator ve dolayısıyla imparatorluğun tamamı için "Babür" terimi kullanılmıştır. ⓘ
Siyasi tarih
Zahireddin Muhammed Babür Babası Fergana hükümdarı Ömer Şeyh Mirza'nın ölümünden sonra amcası ile yaptığı taht mücadelesini kaybetmiş ve emri altındaki beylerle birlikte 1504' te Kabil'e gitmiştir. Devletin başkentini de burası yapmıştır. 1519 yılında Pencap bölgesini ele geçirmiş, 1524 yılında Delhi Sultanı'nı yenilgiye uğratarak Lahor'a girmiştir. Delhi'den sonra Agra'yı da alan Babür Şah burayı başkent yapmış ve Babür İmparatorluğu'nu kurmuştur. ⓘ
1530 yılında ölen Babür Şah'dan sonra devletin başına oğlu Hümayun (1530-1556) geçmiştir. Tahtının ilk yıllarında kardeşleri ve akrabaları ile mücadele eden Hümayun bir yandan da Ludi hükümdarı ile mücadelede bulunmuş ve bu mücadelelerden galibiyetle ayrılmıştır. Yetenekli bir hükümdar olmayan Hümayun Şah 1556 yılında ölmüş yerine Ekber Şah (1556-1605) geçmiştir. 5 Kasım 1556'da Babür İmparatorluğu II. Panipat Zaferi'ni kazanarak eski gücüne kavuştu. Tahtta hak iddia eden Hemu, Ekber Şah'ın veziri Bayram Han tarafından yenildi ve Babür Hanedanı'nın fetret devri sona erdi. Ekber Şah döneminde sarayda Hint etkisinin arttığı görülmüştür. Bu dönemde Hintler de devlet ve askerlik işlerinde görev almaya başlamışlardır. ⓘ
1605'te ölümünden sonra yerine Cihangir (1605-1627) geçmiştir. Bu dönemde önemli başarılar görülmemiş ve Safevîler Kandehar şehrini ele geçirmiştir. Yapılan en önemli iş olarak Lahor ile Agra arasında yapılan yoldur. İngilizler bu dönemde Hindistan ticaretine el atmış ve Surat limanında yer açarak zamanla buradan Hindistan'ı ele geçirecek gelişmeyi sağlamışlardır. Cihangir'in ölümü üzerine yerine oğlu Şah Cihan (1628-1658) geçmiştir. Kardeşleri ile girdiği taht mücadelelerini kazandıktan sonra bir daha bu tip mücadelelerin yaşanmaması amacıyla kendi soyundan gelen bütün erkekleri öldürtmüştür. Şah Cihan döneminde Avrupalılar ile ilişkilerin daha da arttığı görülmektedir. ⓘ
1658 yılında hastalanan Şah Cihan'ın yerine oğlu Evrengzip (1658-1707) tahta çıkmıştır. Onun zamanında Hindistan ticaretinde Hollandalılar'da rol almaya başlamışlardır. 1707 yılında ölümü ile yine taht kavgaları başlamış ve ülke 1723'te Delhi ve Haydarabad şahlıkları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Safevi Hükümdarı 1739'da Delhi'yi zaptetmiş ve imparatorluk hazinesinin büyük bölümüne el koymuştur. 1748 yılında Afgan hükümdarı Hindistan'a girmiş ve birçok eyaleti ele geçirmiştir. 1760'ta II. Alemgir Şah'ın yerine Şah Alem geçmiş bu dönemde İngilizlerle 1764 Buksar Savaşı yapılmış ancak yenilgiye uğranınca İngilizler Hindistan'da hüküm sürmeye başlamışlardır. 1766 Allahabad Antlaşması ile İngiliz hakimiyeti daha da artmıştır. 1857 yılında çıkan Sipahi İsyanı'nı da bastıran İngilizler 1858'de son Babür İmparatoru II. Bahadır Şah'ı tahttan indirip çocuklarını da öldürmüş ve Hindistan'daki Timur Hanedanı'na son vererek Hindistan'ı İngiliz İmparatorluğu'na katmışlardır. ⓘ
Bilim
Astronomi
Teorik astronomiyle pek ilgilenilmemiş gibi görünse de Babürlü astronomlar gözlemsel astronomide ilerlemeler kaydetmiş ve yüze yakın Zij risalesi üretmişlerdir. Hümayun Delhi yakınlarında kişisel bir gözlemevi kurdu; Cihangir ve Şah Cihan da gözlemevi kurma niyetindeydiler ancak bunu yapamadılar. Babür rasathanelerinde kullanılan astronomik aletler ve gözlem teknikleri esas olarak İslam astronomisinden türetilmiştir. 17. yüzyılda Babür İmparatorluğu, İslami gözlem araçlarının Hindu hesaplama teknikleriyle birleştirildiği İslam ve Hindu astronomisi arasında bir senteze tanık oldu. ⓘ
Babür İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında, Amber'in Hindu kralı Jai Singh II Babür astronomi çalışmalarını sürdürdü. 18. yüzyılın başlarında, Uluğ Bey'in Semerkant rasathanesine rakip olmak ve Siddhantas'taki önceki Hindu hesaplamalarını ve Zij-i-Sultani'deki İslami gözlemleri geliştirmek için Yantra Mandir adı verilen birkaç büyük gözlemevi inşa etti. Kullandığı aletler İslam astronomisinden etkilenirken, hesaplama teknikleri Hindu astronomisinden türetilmiştir. ⓘ
Kimya
Sake Dean Mahomed Babür kimyası hakkında çok şey öğrenmiş ve şampuan üretmek için çeşitli alkali ve sabunların üretiminde kullanılan teknikleri anlamıştı. Aynı zamanda Babür İmparatoru Şah Alam II'yi ve Allahabad ve Delhi şehirlerini zengin ayrıntılarla anlatan ve Babür İmparatorluğu'nun ihtişamını not eden önemli bir yazardı. ⓘ
İngiltere'de Sake Dean Mahomed, hem Kral George IV hem de William IV'ün şampuanlama cerrahı olarak atanmıştır. ⓘ
Metalurji
Babür Hindistan'ında icat edilen en dikkat çekici astronomik aletlerden biri kayıp balmumu döküm, içi boş, dikişsiz, gök küresidir. Keşmir'de Ali Keşmiri ibn Lokman tarafından Hicri 998 (Miladi 1589-90) yılında icat edilmiş ve daha sonra Babür İmparatorluğu döneminde Lahor ve Keşmir'de bu türden yirmi küre daha üretilmiştir. 1980'lerde yeniden keşfedilmeden önce, modern metalürji uzmanları tarafından dikişsiz içi boş metal küreler üretmenin teknik olarak imkansız olduğuna inanılıyordu. 17. yüzyıla ait bir gök küresi de Diya' ad-din Muhammed tarafından 1668 yılında Lahor'da (bugün Pakistan'da) yapılmıştır. Bu küre şu anda İskoçya Ulusal Müzesi'nde bulunmaktadır. ⓘ
Mimari ve sanat
Babür İmparatorluğunun Hindistan'a en büyük katkısı eşsiz mimarisi olmuştur. Hindistan'daki birçok anıt Babür mimarisinin ince örneklerini temsil etmektedir. Babür mimarisinin en önemli eseri ise Tac Mahal olarak bilinmektedir. Yapımına 1631'de başlanan ve 1652'de tamamlanan, Şah Cihan'ın çok sevdiği eşi Mümtaz Mahal (Ercüment Nur Banu Sultan)'in ölümü üzerine inşa ettirdiği Tac Mahal başta olmak üzere, Hümayun Türbesi, Agra Kalesi, Lahor Kalesi UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Babür İmparatorluğu mimarisinin en önemli örnekleridir. Hindistan'ın birçok şehri ile birlikte, Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'te Babür mimarisinden örneklere rastlanmaktadır. ⓘ
Babür İmparatorluğu'na ait mimari eserlerin en önemli özelliği, hacimce büyük yapılar olmalarıdır. Genel malzeme kullanımı, mermer ve kırmızı kum taşı üzerinedir. Kakmacılık gelişmiş bir süsleme biçimi olmakla beraber kubbe mimarisi de görülmektedir. Alemgir devrinde mimari yönden bir çöküş başlamış olsa da buna rağmen yine de bazı önemli eserler yaptırılmıştır. Bunlar Lahor’daki Padişahî Camisi ve Delhi kalesindeki Motî Mesciti'dir. ⓘ
Bir süre, Safevî sarayında sürgün hayatı yaşayan Hümâyun'un ülkesine dönerken yanında Tebrizli sanatçıları da getirmesi nedeniyle Hindistan sanat çevrelerinde minyatüre karşı duyulan ilgi artmıştır. Başlangıçta Tebrizli ustaların kendi tarzlarını aktardıkları minyatürlerde zamanla yerel ustaların da katılımıyla kendine özgü bir üslup gelişmiştir. Babür İmparatorluğu'nda minyatürcülüğün en verimli dönemi Hümâyun'un oğlu Ekber Şah zamanına rastlamaktadır. ⓘ
Çeşitli yazmaların yanı sıra Bâbür hükümdarları için kaleme alınan şehnâme tarzındaki Bâbürnâme, Ekbernâme adlı eserler resimlendirilmiş, hükümdarların savaşları, avlanmaları, tören ve eğlenceleri gerçekçi bir yaklaşımla tasvir edilmişitir. Cihangir döneminde portrelerin yapımı yaygınlaşmış, Şah Cihan ve Evrengzib devirlerinde ise sadece Racastan, Dekkan gibi eyaletlerde minyatür devam etmiştir. ⓘ
Esas olarak boyalı minyatürlerde ve küçük lüks objelerde ifadesini bulan Babür sanat geleneği, İran, Hint, Çin ve Rönesans Avrupası üslup ve tematik unsurlarından ödünç alınan eklektik bir yapıya sahipti. Babür imparatorları, Timurlu üsluplarının ortak yanları ve Babürlülerin İran sanatına ve hat sanatına olan yakınlığı nedeniyle Safevi sarayından sık sık İranlı ciltçiler, illüstratörler, ressamlar ve hattatlar almıştır. Babür imparatorları tarafından yaptırılan minyatürler başlangıçta olaylı tarihi sahneleri ve saray hayatını içeren kitapları resimleyen büyük projelere odaklanmış, ancak daha sonra albümler için portreler ve hayvan resimleri ile doğal dünyanın dinginliği ve güzelliğine derin bir takdir sergileyen daha tekil resimler de dahil edilmiştir. Örneğin İmparator Cihangir, Üstad Mansur gibi parlak ressamları imparatorluk genelindeki sıra dışı flora ve faunayı gerçekçi bir şekilde resmetmeleri için görevlendirmiştir. ⓘ
Ekber ve Cihangir'in resimlenmesini emrettiği edebi eserler, Razmnama (Hindu destanı Mahabharata'nın Farsça çevirisi) gibi destanlardan Baburnama ve Akbarnama ve Tuzk-e-Jahangiri gibi hanedanın tarihi anıları veya biyografilerine kadar uzanıyordu. Kaligrafi ve sanatsal sahnelerle süslenmiş zengin işlenmiş albümler (muraqqa) dekoratif kenarlıklı sayfalara monte edilir ve ardından damgalı ve yaldızlı veya boyalı ve lake deri kapaklarla ciltlenirdi. Aurangzeb (1658-1707), büyük ölçüde dini nedenlerle hiçbir zaman hevesli bir resim hamisi olmadı ve 1668 civarında sarayın şatafat ve törenlerinden uzaklaştı, bundan sonra muhtemelen başka resim sipariş etmedi. ⓘ
Babür İmparatorluğu, Güney Asya tarihinin erken-modern ve modern dönemlerinde belirleyici olmuş, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'daki mirası gibi kültürel katkılarda görülmüştür:
- Güney Asya'daki küçük devletleri birleştiren merkezi imparatorluk yönetimi.
- Fars sanatı ve edebiyatının Hint sanatı ile birleşmesi. ⓘ
- Güney Asya, İran ve Orta Asya mutfak tarzlarının bir karışımı olan Babür mutfağının gelişimi.
- Muslin, ipek, brokar ve kadife gibi zengin süslemeli kumaşların kullanıldığı Babür giyim, takı ve modasının gelişimi.
- Hindustani dilinin standartlaştırılması ve böylece Hintçe ve Urduca'nın geliştirilmesi.
- Babür bahçeciliği aracılığıyla sofistike İran tarzı su tesislerinin ve bahçeciliğin tanıtılması.
- Türk hamamlarının Hint alt kıtasına girişi.
- Babür ve Hint mimarisinin evrimi ve rafinasyonu ve buna bağlı olarak daha sonraki Rajput ve Sih saray mimarisinin gelişimi. Ünlü bir Babür simgesi olan Tac Mahal.
- Hint malla-yuddha ve Fars varzesh-e bastani'nin bir kombinasyonu olan Hint güreşinin Pehlwani tarzının gelişimi.
- Gençlere kendi dillerinde Kur'an-ı Kerim ve Fetava-i Alamgiri gibi İslam hukukunun öğretildiği Maktab okullarının inşası.
- Hindustani klasik müziğinin ve sitar gibi enstrümanların geliştirilmesi. ⓘ
Resimler
Mimarlar
Babürlüler, kendilerine özgü Hint-Pers mimarisini geliştirerek Hint alt kıtasına büyük bir katkıda bulunmuşlardır. Babür döneminde, başta Şah Cihan olmak üzere Müslüman imparatorlar tarafından, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "Hindistan'daki Müslüman sanatının mücevheri ve dünya mirasının evrensel olarak hayranlık uyandıran başyapıtlarından biri" olarak kabul edilen ve yılda 7-8 milyon tekil ziyaretçi çeken Tac Mahal de dahil olmak üzere pek çok anıt inşa edilmiştir. Hanedan tarafından inşa edilen saraylar, türbeler, bahçeler ve kaleler bugün Agra, Aurangabad, Delhi, Dakka, Fatehpur Sikri, Jaipur, Lahor, Kabil, Sheikhupura ve Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'in diğer birçok şehrinde bulunmaktadır:
Hindistan | Pakistan | Bangladeş | Afganistan ⓘ |
---|---|---|---|
|
|
|
|
Badşahi Mescidi (Lahor) ⓘ
Minyatürler
Kur'an'ı okuyan Evrengzeb ⓘ
Hint-Türk İmparatorluğu hükümdarları
- Babür Şah (1526 - 1530) :Kabil'de kurduğu hanlık 1504 yılı.
- Hümayun Şah (1530 - 1540) ve (1555 - 1556)
- Şir Şah Surî (1540 - 1545, Surîler Hanedanı)
- İslam Şah Suri (1545 - 1555, Surîler Hanedanı)
- Ekber (1556 - 1605)
- Cihangir Şah (1605 - 1627)
- Şah Cihan (1627 - 1658)
- Evrengzib (1658 - 1707)
- I. Bahadır Şah (1707 - 1712)
- Cihandar Şah (1712 - 1713)
- Ferruhsiyer (1713 - 1719)
- Refiüdderecât (1719 - 1719)
- Muhammed Şah (1719 - 1748)
- Ahmed Şah Bahadır (1748 - 1754)
- II. Alemgir Şah (1754 - 1759)
- Şah Alem (1759 - 1806)
- II. Ekber Şah (1806 - 1837)
- II. Bahadır Şah (1837 - 1858) ⓘ
Soyağacı
ⓘÖmer Şeyh | Kutluk Nigâr Hanım | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Babür (1526-30) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hümayun (1530-39, 1555-56) | Kamran | Hindar | Askari | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ekber (1556-1605) | Mirza Hakim | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Cahangir (1605-27) | Murad | Daniyal | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hüsrev | Şah-ı Cihan (1628-58) | Şahriyar | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Dala Şiko | Şah Şuca | Alemgir Şah I (Evrengzib) (1658-1707) | Murad Bahş | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Muhammed Sultan | I. Bahadur Şah (1707-12) | Muhammed Azzam | Ekber | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Cihangir Şah (1712-13) | Acem üş-Şan | Rafi üş-Şan | Cahan Şah | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II.Alamgir (1754-59) | Ferruh Siyer (1713-19) | Refiudderecat (1719) | Rafi ul-Darcat (1719) | Muhammed İbrahim (1719) | Muhammed Şah (1719-48) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Şah-ı Alem (1759-1806) | Ahmed Şah Bahadır (1748-54) | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Ekber Şah (1806-37) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
II. Bahadur Şah (1837-58) | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Tarih
Babür ve Hümayun (1526-1556)
Babür İmparatorluğu, baba tarafından Türk-Moğol fatihi Timur'un (Timur İmparatorluğu'nun kurucusu), anne tarafından ise Cengiz Han'ın soyundan gelen bir Orta Asya hükümdarı olan Babür (1526-1530 yılları arasında hüküm sürmüştür) tarafından kurulmuştur. Orta Asya'daki atalarının topraklarından sürülen Babür, hırslarını tatmin etmek için Hindistan'a yöneldi. Kabil'e yerleşti ve ardından Hayber Geçidi üzerinden Afganistan'dan Hindistan'ın güneyine doğru ilerledi. Babür'ün kuvvetleri Panipat'ta İbrahim Lodhi'yi yendi. Savaştan önce Babür içkiden vazgeçerek, şarap kaplarını kırarak ve şarabı bir kuyuya dökerek ilahi lütuf aradı. Ancak, bu zamana kadar Lodhi'nin imparatorluğu çoktan çökmüştü ve aslında Mewar'lı Rana Sanga'nın yetenekli yönetimi altında Kuzey Hindistan'ın en güçlü gücü olan Rajput Konfederasyonu idi. Bayana Savaşı'nda Babar'ı yendi, Agra yakınlarında yapılan belirleyici bir savaşta Babur'un Timurlu kuvvetleri Sanga'nın Rajput ordusunu yendi. Bu savaş, önümüzdeki iki yüzyıl boyunca Kuzey Hindistan'ın kaderini belirlediği için Hindistan tarihindeki en belirleyici ve tarihi savaşlardan biriydi. ⓘ
Savaştan sonra Babür gücünün merkezi Kabil yerine Agra oldu. Ancak savaşlar ve askeri seferlerle meşgul olmak, yeni imparatorun Hindistan'da elde ettiği kazanımları pekiştirmesine izin vermedi. İmparatorluğun istikrarsızlığı, isyancılar tarafından İran'a sürgüne zorlanan oğlu Humayun (1530-1556 arası hüküm sürdü) döneminde belirginleşti. Şer Şah Suri (hükümdarlığı 1540-1545) tarafından kurulan Sur İmparatorluğu (1540-1555) Babür yönetimini kısa bir süre kesintiye uğrattı. Hümayun'un İran'daki sürgünü Safevi ve Babür sarayları arasında diplomatik bağlar kurmuş ve daha sonra restore edilen Babür İmparatorluğu'nda İran kültürel etkisinin artmasına yol açmıştır. Hümayun'un 1555'te İran'dan zaferle dönmesi Hindistan'ın bazı bölgelerinde Babür yönetimini yeniden tesis etti, ancak ertesi yıl bir kazada öldü. ⓘ
Düşüşün nedenleri
Tarihçiler, Babür İmparatorluğu'nun bir asırlık büyüme ve refahın ardından 1707 ile 1720 yılları arasında hızla çöküşüne ilişkin çok sayıda açıklama getirmiştir. Mali açıdan taht, baş memurlarına, emirlere (soylulara) ve maiyetlerine ödeme yapmak için gereken gelirleri kaybetti. Geniş bir alana dağılmış imparatorluk memurları merkezi otoriteye olan güvenlerini kaybettiklerinden ve yerel nüfuzlu kişilerle kendi anlaşmalarını yaptıklarından imparator otoritesini kaybetti. İmparatorluk ordusu, daha saldırgan olan Marathalara karşı uzun ve nafile savaşlarda batağa saplandı ve savaşma ruhunu kaybetti. Sonunda tahtın kontrolü için bir dizi şiddetli siyasi çekişme yaşandı. İmparator Farrukhsiyar'ın 1719'da idam edilmesinin ardından, Babür'ün halefi olan yerel devletler bölge bölge iktidarı ele geçirdi. ⓘ
Çağdaş vakanüvisler tanık oldukları çürümeden yakınırken, bu tema İngiliz liderliğindeki bir gençleştirme ihtiyacının altını çizmek isteyen ilk İngiliz tarihçiler tarafından da benimsendi. ⓘ
Gerileme üzerine modern görüşler
1970'lerden bu yana tarihçiler, hangi faktörün baskın olduğu konusunda çok az fikir birliğine varmakla birlikte, düşüşe farklı yaklaşımlar getirmişlerdir. Psikolojik yorumlar yüksek mevkilerdeki ahlaksızlığı, aşırı lüksü ve yöneticileri dış meydan okumalara karşı hazırlıksız bırakan giderek daralan görüşleri vurgulamaktadır. Aligarh Müslüman Üniversitesi'nden İrfan Habib'in başını çektiği Marksist ekol ise köylülerin zenginler tarafından aşırı sömürüldüğünü ve bunun da rejimi destekleme istek ve araçlarını ortadan kaldırdığını vurgulamaktadır. Karen Leonard, rejimin mali desteğine giderek daha fazla ihtiyaç duyulan Hindu bankerlerle çalışmadaki başarısızlığına odaklanmıştır; bankerler daha sonra Maratha ve İngilizlere yardım etmiştir. Dini bir yorumla, bazı akademisyenler Hindu güçlerin Müslüman bir hanedanın yönetimine karşı ayaklandığını savunmaktadır. Son olarak, diğer akademisyenler İmparatorluğun refahının eyaletlere yüksek derecede bağımsızlık elde etmeleri için ilham verdiğini ve böylece imparatorluk sarayını zayıflattığını savunmaktadır. ⓘ
Jeffrey G. Williamson, Babür İmparatorluğu'nun çöküşünün dolaylı bir sonucu olarak Hindistan ekonomisinin 18. yüzyılın ikinci yarısında sanayisizleşme sürecine girdiğini ve İngiliz yönetiminin daha sonra daha fazla sanayisizleşmeye neden olduğunu savunmuştur. Williamson'a göre Babür İmparatorluğu'nun çöküşü tarımsal verimliliğin düşmesine yol açmış, bu da gıda fiyatlarını, ardından nominal ücretleri ve daha sonra da tekstil fiyatlarını artırarak Hindistan'ın daha üstün fabrika teknolojisine sahip olmadan dünya tekstil pazarındaki payını İngiltere'ye kaptırmasına neden olmuştur. Ancak Hint tekstilleri 19. yüzyıla kadar İngiliz tekstillerine karşı rekabet avantajını korumuştur. ⓘ
Yönetim ve devlet
Hükümet
Babür İmparatorluğu, çoğu üçüncü Babür imparatoru Ekber'in yönetimi sırasında kurulmuş olan oldukça merkezi ve bürokratik bir yönetime sahipti. Merkezi hükümet Babür imparatoru tarafından yönetiliyordu; onun hemen altında dört bakanlık vardı. Maliye/gelir bakanlığı imparatorluğun topraklarından elde edilen gelirleri kontrol etmekten, vergi gelirlerini hesaplamaktan ve bu bilgileri atamaları dağıtmak için kullanmaktan sorumluydu. Askeri bakanlık (ordu/istihbarat) mir bakhshi adlı bir memur tarafından yönetiliyordu ve bu memur askeri örgütlenmeden, ulak hizmetinden ve mansabdari sisteminden sorumluydu. Hukuktan/dinî himayeden sorumlu bakanlık, kadıları atayan, hayır kurumlarını ve maaşları yöneten sadr as-sudr'un sorumluluğundaydı. Bir başka bakanlık ise imparatorluk hanedanına ve bayındırlık işlerine ayrılmıştı. ⓘ
İmparatorluk, her biri subadar adı verilen bir eyalet valisi tarafından yönetilen subalara (vilayetlere) bölünmüştü. Merkezi hükümetin yapısı taşra düzeyinde de aynıydı; her subaşının kendi bakhshi'si, sadr as-sudr'u ve subahdar yerine doğrudan merkezi hükümete rapor veren maliye bakanı vardı. Subalar sarkar olarak bilinen idari birimlere, bunlar da parganas olarak bilinen köy gruplarına bölünmüştür. Pargana'daki Babür hükümeti Müslüman bir yargıç ve yerel vergi tahsildarından oluşuyordu. ⓘ
Başkentler
Babürlülerin hükümdarlıkları boyunca kurdukları birden fazla imparatorluk başkenti vardı. Bunlar Agra, Delhi, Lahor ve Fatehpur Sikri şehirleriydi. İktidar sık sık bu başkentler arasında gidip geliyordu. Bu bazen siyasi ve askeri talepler nedeniyle gerekli olsa da ideolojik nedenlerle (örneğin Ekber'in Fatehpur Sikri'yi kurması) ya da sadece yeni bir başkent kurmanın maliyetinin marjinal olması nedeniyle de gerçekleşmiştir. Babür tarihinde aynı anda iki başkentin olduğu durumlar birçok kez yaşanmıştır. Aurangzeb'in Deccan'da Aurangabad'a taşınmasında olduğu gibi, bazı şehirler kısa süreli eyalet başkentleri olarak da hizmet vermiştir. ⓘ
Askeri seferler ve kraliyet turları için kullanılan imparatorluk kampı, aynı zamanda bir tür mobil, "de-facto" idari başkent olarak da hizmet vermiştir. Ekber'in zamanından itibaren Babür kampları devasa boyutlara ulaşmış, kraliyet sarayıyla ilişkili çok sayıda şahsiyetin yanı sıra askerler ve işçiler de bu kamplara eşlik etmiştir. Tüm yönetim ve idare bu kamplarda gerçekleştirilirdi. Babür İmparatorları iktidar dönemlerinin önemli bir bölümünü bu kamplarda geçirmişlerdir. ⓘ
Aurangzeb'den sonra Babür başkenti kesin olarak surlarla çevrili Şah Cihanabad (bugünkü Eski Delhi) şehri oldu. ⓘ
Hukuk
Babür İmparatorluğu'nun hukuk sistemi bağlama özgüdür ve imparatorluğun yönetimi boyunca gelişmiştir. Müslüman bir devlet olarak imparatorluk fıkıh (İslam hukuku) uygulamaktaydı ve bu nedenle kadı, müftü ve muhtesib gibi İslam hukukunun temel kurumları Babür İmparatorluğu'nda iyi bir şekilde tesis edilmişti. Ancak adaletin dağıtılması idari kurallar, yerel gelenekler ve siyasi uygunluk gibi diğer faktörlere de bağlıydı. Bu durum, Babür ideolojisi üzerindeki Fars etkilerinden ve Babür İmparatorluğu'nun gayrimüslim bir çoğunluğu yönetmesinden kaynaklanıyordu. ⓘ
Hukuki ideoloji
Babür İmparatorluğu Sünni Hanefi hukuk sistemini takip etmiştir. İmparatorluk ilk yıllarında, selefi Delhi Sultanlığı'ndan miras kalan Hanefi hukuk referanslarına dayanıyordu. Bunlar arasında el-Hidaye (en iyi rehberlik) ve Fetawa al-Tatarkhaniyya (Emire Tatarkhan'ın dini kararları) yer alıyordu. Babür İmparatorluğu'nun zirvede olduğu dönemde, İmparator Aurangzeb tarafından Al-Fatawa al-'Alamgiriyya sipariş edilmiştir. Hanefi hukukunun bu derlemesi, Babür devleti için Güney Asya bağlamının özelliklerini ele alan merkezi bir referans olarak hizmet etmeye çalışmıştır. ⓘ
Babür İmparatorluğu aynı zamanda Pers krallık kavramlarından da yararlanmıştır. Bu, özellikle Babür imparatorunun hukuki konularda en yüksek otorite olarak kabul edildiği anlamına geliyordu. ⓘ
Hukuk mahkemeleri
Babür İmparatorluğu'nda çeşitli türlerde mahkemeler mevcuttu. Bu mahkemelerden biri de kadı mahkemesiydi. Babür kadısı adalet dağıtmaktan sorumluydu; bu anlaşmazlıkları çözmeyi, insanları suçlardan dolayı yargılamayı ve miras ve yetimlerle ilgilenmeyi içeriyordu. Kadı ayrıca belgeler açısından da önemliydi, zira tapu ve vergi kayıtlarının onaylanması için kadı mührü gerekiyordu. Kadılar tek bir pozisyon teşkil etmiyor, bir hiyerarşi oluşturuyordu. Örneğin, en temel tür pargana (bölge) kadısıydı. Daha prestijli pozisyonlar ise seyyar imparatorluk ordugâhına eşlik eden kadı'l-kudat (hâkimlerin hâkimi) ve kadı-yi laşkar (ordu hâkimi) idi. Kadılar genellikle imparator ya da sadr-üs-sudr (hayır kurumlarının başı) tarafından atanırdı. Kadıların yargı yetkisinden hem Müslümanlar hem de gayrimüslimler yararlanırdı. ⓘ
Jagirdar (yerel vergi tahsildarı), özellikle yüksek meblağlı davalar için başvurulan bir başka resmi görevliydi. Babür İmparatorluğu tebaası da şikâyetlerini yerel kadıdan daha fazla yetkiye ve cezalandırma gücüne sahip olan üst düzey memurların mahkemelerine götürüyordu. Bu yetkililer arasında kotwal (yerel polis), faujdar (birden fazla bölgeyi ve asker birliklerini kontrol eden bir memur) ve en güçlüsü olan subahdar (eyalet valisi) yer alıyordu. Bazı durumlarda imparatorun kendisi de doğrudan adalet dağıtırdı. Cihangir'in Agra kalesine, mağdur olan herhangi bir tebaanın imparatorun dikkatini çekmek ve memurların yetersizliğini aşmak için sallayabileceği bir "adalet zinciri" kurduğu bilinmektedir. ⓘ
Topluluk veya köy düzeyinde faaliyet gösteren kendi kendini düzenleyen mahkemeler yaygındı, ancak bunlarla ilgili çok az belge mevcuttur. Örneğin, Babür döneminde panchayatların (köy konseyleri) nasıl işlediği belirsizdir. ⓘ
Ekonomi
Babür İmparatorluğu döneminde Hindistan ekonomisi büyük ve refah içindeydi. Babür döneminde, 1600 yılında Hindistan'ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) dünya ekonomisinin %22'si olduğu tahmin ediliyordu ki bu rakam Ming Çin'inden sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olmakla birlikte Avrupa'dan daha büyüktü. 1700 yılına gelindiğinde Babür Hindistan'ının GSYİH'si dünya ekonomisinin %24'üne yükselmiş, hem Qing Çin'inden hem de Batı Avrupa'dan daha büyük bir oranla dünyanın en büyüğü olmuştur. Babür İmparatorluğu 18. yüzyıla kadar dünya sanayi üretiminin yaklaşık %25'ini üretiyordu. Babür İmparatorluğu döneminde Hindistan'ın GSYİH büyümesi artmış, Babür döneminde Hindistan'ın GSYİH'si Babür döneminden önceki 1.500 yıla kıyasla daha hızlı bir büyüme oranına sahip olmuştur. Babürlü Hindistan'ın ekonomisi, Sanayi Devrimi'nden önce 18. yüzyıl Batı Avrupa'sında olduğu gibi bir tür proto-endüstrileşme olarak tanımlanmıştır. ⓘ
Babürlüler geniş bir yol sistemi inşa etmekten, tek tip bir para birimi oluşturmaktan ve ülkenin birleşmesinden sorumluydu. İmparatorluk, Babürlüler tarafından kurulan ve imparatorluk genelindeki kasaba ve şehirleri birbirine bağlayan yolları tasarlayan, inşa eden ve bakımını yapan bir bayındırlık işleri departmanı tarafından inşa edilen ekonomik altyapı için hayati önem taşıyan geniş bir yol ağına sahipti ve bu da ticaretin yürütülmesini kolaylaştırıyordu. ⓘ
İmparatorluğun kolektif zenginliğinin ana temeli, üçüncü Babür imparatoru Ekber tarafından tesis edilen tarımsal vergilerdi. Bir köylünün üretiminin yarısından fazlasına denk gelen bu vergiler, iyi düzenlenmiş gümüş para birimiyle ödeniyor ve köylülerin ve zanaatkârların daha büyük pazarlara girmesine neden oluyordu. ⓘ
Sikke
Babürlüler, Sur İmparatoru Şer Şah Suri'nin kısa süren iktidarı sırasında uygulamaya koyduğu rupi (rupiya veya gümüş) ve dam (bakır) para birimlerini benimsemiş ve standartlaştırmıştır. Ekber'in saltanatının başlarında bir rupi 48 dam iken, 1580'lerde bir rupi 38 dam olmuş, 17. yüzyılda bronz toplar ve pirinç mutfak eşyaları gibi bakırın yeni endüstriyel kullanımları sonucunda damın değeri daha da yükselmiştir. Dam başlangıçta Ekber'in zamanında en yaygın sikke iken, daha sonraki hükümdarlık dönemlerinde en yaygın sikke olarak yerini rupiye bırakmıştır. Damın değeri daha sonra Cihangir'in saltanatının sonlarına doğru bir rupiye 30, 1660'larda ise bir rupiye 16 değerindeydi. Babürlüler 1720'lere kadar hiçbir zaman %96'nın altına düşmeyen yüksek saflıkta ve değeri düşürülmemiş sikkeler bastılar. ⓘ
Hindistan'ın kendi altın ve gümüş stoklarına sahip olmasına rağmen, Babürlüler kendi altınlarını çok az üretmiş, ancak imparatorluğun ihracata dayalı güçlü ekonomisinin bir sonucu olarak çoğunlukla ithal külçelerden sikke basmışlardır. Babür Hindistan'ının ithalatının yaklaşık %80'i külçe, çoğunlukla da gümüştü ve ithal edilen külçelerin başlıca kaynakları arasında Yeni Dünya ve Japonya yer alıyordu; bu ülkeler de Bengal Subah eyaletinden büyük miktarlarda tekstil ve ipek ithal ediyordu. ⓘ
İşgücü
Tarihçi Shireen Moosvi, Babür ekonomisine katkılar açısından 16. yüzyılın sonlarında birincil sektörün %52, ikincil sektörün %18 ve üçüncül sektörün %29 oranında katkı sağladığını tahmin etmektedir; ikincil sektörün ekonomiye katkısı, ikincil sektörün ekonomiye sadece %11 oranında katkı sağladığı 20. yüzyılın başlarındaki İngiliz Hindistan'ından daha yüksektir. Kent-kır ayrımına bakıldığında, Babür Hindistan'ının işgücünün %18'i kentli, %82'si kırsal kesimdeydi ve ekonomiye sırasıyla %52 ve %48 oranında katkıda bulunuyordu. ⓘ
Stephen Broadberry ve Bishnupriya Gupta'ya göre, Hindistan'daki tahıl ücretleri 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere ile karşılaştırılabilir seviyedeydi, ancak 18. yüzyılda İngiltere'deki ücretlerin %20-40'ına düştüğünde farklılaştı. Ancak buna Parthasarathi ve Sivramkrishna tarafından itiraz edilmektedir. Parthasarathi, 18. yüzyılın ortalarında Bengal ve Güney Hindistan'da dokuma ve iplikçilik için tahıl ücretlerinin İngiltere ile karşılaştırılabilir olduğuna dair tahminlerini aktarmaktadır. Benzer şekilde Sivramkrishna da Francis Buchanan tarafından 1800-1801 yılları arasında Mysore'da yürütülen tarımsal araştırmaları analiz etmiş ve bir "geçim sepeti" kullanarak toplam darı gelirinin geçim düzeyinin neredeyse beş katı, pirinç gelirinin ise üç katı olabileceğine dair tahminlere ulaşmıştır. Bu, Avrupa'nın ilerlemiş kısmıyla karşılaştırılabilir. Ancak verilerin azlığı nedeniyle, herhangi bir sonuca varmadan önce daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. ⓘ
Moosvi'ye göre Babür Hindistan'ında 16. yüzyılın sonlarında buğday cinsinden kişi başına düşen gelir, Britanya Hindistan'ının 20. yüzyılın başlarında sahip olduğundan %1,24 daha yüksekti. Ancak bu gelirin, giyim gibi mamul mallar dikkate alındığında aşağı doğru revize edilmesi gerekecektir. Kişi başına düşen gıda harcaması ile karşılaştırıldığında, giyim harcamaları çok daha azdı, bu nedenle 1595 ve 1596 yılları arasındaki göreli gelir 1901-1910 yılları ile karşılaştırılabilir olmalıdır. Bununla birlikte, servetin elitler tarafından istiflendiği bir sistemde, kol emeği için ücretler düşüktü. Babür Hindistan'ında kol işçilerine karşı genel olarak hoşgörülü bir tutum vardı ve kuzey Hindistan'daki bazı dini tarikatlar kol işçiliğinin yüksek bir statüye sahip olduğunu gururla iddia ediyordu. Kölelik de var olmakla birlikte, büyük ölçüde ev hizmetlileri ile sınırlıydı. ⓘ
Tarım
Babür İmparatorluğu döneminde Hindistan'ın tarımsal üretimi artmıştır. Buğday, pirinç ve arpa gibi gıda ürünleri ve pamuk, çivit ve afyon gibi gıda dışı nakit ürünleri de dahil olmak üzere çeşitli ürünler yetiştirildi. 17. yüzyılın ortalarında Hintli tarımcılar Amerika kıtasından gelen iki yeni ürünü, mısır ve tütünü yaygın olarak yetiştirmeye başladı. ⓘ
Babür yönetimi, Babür olmayan imparator Şer Şah Suri döneminde başlayan ve Ekber'in de benimseyip daha fazla reformla ilerlettiği tarım reformunu vurgulamıştır. Sivil idare, performansa dayalı terfilerle liyakat temelinde hiyerarşik bir şekilde örgütlendi. Babür hükümeti, imparatorluk genelinde sulama sistemlerinin inşasını finanse etmiş, bu da çok daha yüksek mahsul verimi sağlamış ve net gelir tabanını artırarak tarımsal üretimin artmasına yol açmıştır. ⓘ
Ekber tarafından getirilen önemli bir Babür reformu, zabt adı verilen yeni bir toprak geliri sistemiydi. Daha önce Hindistan'da yaygın olan ve o dönemde Tokugawa Japonya'sı tarafından kullanılan haraç sistemini, tek tip para birimine dayalı bir parasal vergi sistemiyle değiştirdi. Gelir sistemi pamuk, çivit, şeker kamışı, ağaç mahsulleri ve afyon gibi daha yüksek değerli nakit mahsuller lehine önyargılıydı ve artan piyasa talebine ek olarak nakit mahsul yetiştirmek için devlet teşvikleri sağlıyordu. Zabt sistemi kapsamında Babürlüler ayrıca sabanla ekilen arazinin alanını değerlendirmek için kapsamlı kadastro çalışmaları yürütmüş ve Babürlü devleti yeni arazileri ekime açanlara vergiden muaf dönemler sunarak daha fazla arazi ekimini teşvik etmiştir. Tarım ve ekimin yaygınlaşması, 1665 tarihli fermanında şu ifadelere yer veren Aurangzeb de dahil olmak üzere daha sonraki Babür imparatorları döneminde de devam etmiştir: "İmparatorun tüm yüksek dikkati ve arzuları, İmparatorluğun nüfusunun ve ekiminin artmasına ve tüm köylülüğün ve tüm halkın refahına adanmıştır." ⓘ
Babür tarımı, Avrupa'da benimsenmesinden önce Hint köylüleri arasında yaygın olarak kullanılan tohum ekme makinesinin örnek teşkil ettiği gibi, o dönemde Avrupa tarımına kıyasla bazı açılardan ileri düzeydeydi. Dünya genelinde ortalama bir köylü sadece çok az ürün yetiştirme becerisine sahipken, ortalama bir Hint köylüsü çok çeşitli gıda ve gıda dışı ürün yetiştirme becerisine sahipti ve bu da verimliliklerini artırıyordu. Hintli köylüler ayrıca, Yeni Dünya'dan gelen mısır ve tütün gibi kârlı yeni ürünlere hızla adapte olmuş ve 1600-1650 yılları arasında Babür Hindistan'ında yaygın bir şekilde ekilmiştir. Bengalli çiftçiler dut yetiştiriciliği ve ipek böcekçiliği tekniklerini hızla öğrenerek Bengal Subah'ı dünyanın önemli bir ipek üretim bölgesi haline getirdiler. Hindistan'da şeker değirmenleri Babür döneminden kısa bir süre önce ortaya çıkmıştır. Şeker öğütmek için bir çekme çubuğunun kullanıldığına dair kanıtlar 1540 yılında Delhi'de ortaya çıkmıştır, ancak daha eskiye de dayanabilir ve esas olarak kuzey Hint alt kıtasında kullanılmıştır. Dişli şeker haddeleme değirmenleri ilk olarak Babür Hindistan'ında 17. yüzyılda, sonsuz dişlinin yanı sıra silindir prensibini de kullanarak ortaya çıkmıştır. ⓘ
Irfan Habib, Percival Spear ve Ashok Desai'den kanıtlar aktaran ekonomi tarihçisi Immanuel Wallerstein'a göre, 17. yüzyıl Babür Hindistan'ında kişi başına düşen tarımsal üretim ve tüketim standartları muhtemelen 17. yüzyıl Avrupa'sından ve kesinlikle 20. yüzyıl başlarındaki Britanya Hindistan'ından daha yüksekti. Tarımsal verimliliğin artması gıda fiyatlarının düşmesine yol açtı. Bu da Hint tekstil endüstrisine fayda sağladı. Britanya ile karşılaştırıldığında, tahılın fiyatı gümüş sikke cinsinden Güney Hindistan'da yaklaşık yarısı, Bengal'de ise üçte biri kadardı. Bu da Hint tekstil ürünleri için daha düşük gümüş sikke fiyatlarına yol açarak küresel pazarlarda fiyat avantajı sağladı. ⓘ
Endüstriyel üretim
Hindistan 1750 yılına kadar dünya sanayi üretiminin yaklaşık %25'ini üretmiştir. Babür İmparatorluğu'nda üretilen mallar ve nakit mahsuller dünyanın dört bir yanına satılıyordu. Kilit endüstriler arasında tekstil, gemi yapımı ve çelik yer alıyordu. İşlenmiş ürünler arasında pamuklu tekstiller, iplikler, iplik, ipek, jüt ürünleri, metal eşyalar ve şeker, yağ ve tereyağı gibi gıdalar yer alıyordu. 17-18. yüzyıllarda Babür döneminde Hindistan alt kıtasında imalat sanayilerinin büyümesi, Sanayi Devrimi öncesi 18. yüzyıl Batı Avrupa'sına benzer şekilde bir tür proto-endüstrileşme olarak adlandırılmıştır. ⓘ
Erken modern Avrupa'da Babür Hindistan'ından gelen ürünlere, özellikle de pamuklu tekstil ürünlerinin yanı sıra baharat, biber, çivit, ipek ve güherçile (mühimmatlarda kullanılmak üzere) gibi ürünlere önemli bir talep vardı. Örneğin Avrupa modası, Babürlü Hint tekstillerine ve ipeklilerine giderek daha bağımlı hale geldi. Babürlü Hindistan, 17. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın başlarına kadar İngilizlerin Asya'dan yaptığı ithalatın %95'ini, Bengal Subah eyaleti ise Hollanda'nın Asya'dan yaptığı ithalatın %40'ını tek başına karşılıyordu. Buna karşılık, büyük ölçüde kendi kendine yeten Babür Hindistan'ında Avrupa mallarına çok az talep vardı, bu nedenle Avrupalıların bazı yünlüler, işlenmemiş metaller ve birkaç lüks eşya dışında sunabilecekleri çok az şey vardı. Ticaretteki dengesizlik Avrupalıların Güney Asya'dan ithal ettikleri malların bedelini ödemek için Babürlü Hindistan'a büyük miktarlarda altın ve gümüş ihraç etmelerine neden oldu. Hint malları, özellikle de Bengal'den gelenler, Endonezya ve Japonya gibi diğer Asya pazarlarına da büyük miktarlarda ihraç edildi. ⓘ
Tekstil endüstrisi
Babür İmparatorluğu'ndaki en büyük imalat sanayi tekstil imalatı, özellikle de ağartılmamış ve çeşitli renklerde parça eşya, kaliko ve muslin üretimini içeren pamuklu tekstil imalatıydı. Pamuklu tekstil endüstrisi imparatorluğun uluslararası ticaretinin büyük bir kısmından sorumluydu. Hindistan 18. yüzyılın başlarında küresel tekstil ticaretinde %25'lik bir paya sahipti. Hint pamuklu tekstilleri 18. yüzyılda dünya ticaretinde en önemli mamul mallardı ve Amerika'dan Japonya'ya kadar dünyanın her yerinde tüketiliyordu. 18. yüzyılın başlarında Babürlü Hint tekstilleri Hint alt kıtası, Güneydoğu Asya, Avrupa, Amerika, Afrika ve Orta Doğu'daki insanları giydiriyordu. Pamuk üretiminin en önemli merkezi Bengal eyaleti, özellikle de başkent Dakka çevresiydi. ⓘ
Bengal, Hollandalıların Asya'dan ithal ettiği tekstil ürünlerinin %50'sinden fazlasını ve ipeklilerin yaklaşık %80'ini karşılıyordu; Bengal ipek ve pamuk tekstil ürünleri Avrupa, Endonezya ve Japonya'ya büyük miktarlarda ihraç ediliyordu ve Dakka'dan gelen Bengal muslin tekstil ürünleri "daka" olarak bilinen Orta Asya'da satılıyordu. Hint tekstilleri yüzyıllar boyunca Hint Okyanusu ticaretine hakim olmuş, Atlantik Okyanusu ticaretinde satılmış ve 18. yüzyılın başlarında Batı Afrika ticaretinde %38'lik bir paya sahipken, Hint kalikoları Avrupa'da önemli bir güçtü ve Hint tekstilleri 18. yüzyılın başlarında Güney Avrupa ile toplam İngiliz ticaretinin %20'sini oluşturuyordu. ⓘ
13-14. yüzyıllarda Delhi Sultanlığı döneminde Hindistan'da icat edilen sonsuz dişli silindir çırçır, 16. yüzyıl civarında Babür İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı ve günümüze kadar Hindistan'da hala kullanılmaktadır. Bir diğer yenilik olan çırçır makinesine krank kolunun eklenmesi ise Hindistan'da ilk olarak Delhi Sultanlığı'nın son dönemlerinde ya da Babür İmparatorluğu'nun erken dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Büyük ölçüde köylerde eğirilen ve daha sonra kumaş tekstiline dokunmak üzere iplik şeklinde şehirlere götürülen pamuğun üretimi, Babür döneminden kısa bir süre önce çıkrığın Hindistan'da yaygınlaşmasıyla ilerlemiş, iplik maliyetlerini düşürmüş ve pamuğa olan talebin artmasına yardımcı olmuştur. Çıkrığın yaygınlaşması, sonsuz dişli ve krank kolunun silindir pamuk çırçırına dahil edilmesi, Babür döneminde Hint pamuklu tekstil üretiminin büyük ölçüde artmasına yol açmıştır. ⓘ
Bir keresinde Babür İmparatoru Ekber saray mensuplarına en güzel çiçeğin hangisi olduğunu sormuş. Bazıları, yapraklarından değerli itr damıtılan gül, diğerleri ise her Hint köyünün ihtişamı olan lotus demiş. Ama Birbal "Pamuk kozası" dedi. Küçümseyici bir kahkaha koptu ve Ekber bir açıklama istedi. Birbal, "Majesteleri, imparatorluğunuzu dünya çapında ünlü yapan, denizlerin ötesindeki tüccarlar tarafından ödüllendirilen ince kumaş pamuk kozasından gelir. Şöhretinizin parfümü gül ve yasemin kokusunu çok aşar. Bu yüzden pamuk kozasının en güzel çiçek olduğunu söylüyorum. ⓘ
Gemi inşa endüstrisi
Babür Hindistan'ında da büyük ölçüde Bengal eyaletinde yoğunlaşan büyük bir gemi inşa endüstrisi vardı. Ekonomi tarihçisi Indrajit Ray, Bengal'in on altıncı ve on yedinci yüzyıllardaki gemi inşa üretimini yıllık 223.250 ton olarak tahmin etmektedir ki bu rakam 1769'dan 1771'e kadar Kuzey Amerika'daki on dokuz kolonide üretilen 23.061 ton ile karşılaştırılmaktadır. Ayrıca Bengal'de gemi onarımının çok ileri düzeyde olduğunu değerlendirmektedir. ⓘ
Hint gemi inşası, özellikle Bengal'de, o dönemde Avrupa gemi inşasına kıyasla ileri düzeydeydi ve Hintliler Avrupalı firmalara gemi satıyordu. Gemi inşasında önemli bir yenilik, Bengal pirinç gemilerinde basamaklı güverte tasarımıyla inşa edilen geleneksel Avrupa gemilerinin yapısal olarak zayıf gövdelerine kıyasla daha güçlü ve sızıntıya daha az eğilimli gövdeler elde edilmesini sağlayan gömme güverte tasarımının kullanılmaya başlanmasıydı. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi daha sonra 1760'larda Bengal pirinç gemilerinin basık güverte ve gövde tasarımlarını kopyalayarak Sanayi Devrimi sırasında Avrupa gemileri için denize elverişlilik ve navigasyonda önemli gelişmelere yol açtı. ⓘ
Bengal Subah
Bengal Subah eyaleti, 1590'da Babürlüler tarafından ele geçirilmesinden 1757'de İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin kontrolü ele geçirmesine kadar özellikle refah içindeydi. Babür İmparatorluğu'nun en zengin eyaletiydi. Yurt içinde Hindistan'ın büyük bölümü pirinç, ipek ve pamuklu tekstil gibi Bengal ürünlerine bağımlıydı. Denizaşırı ülkelerde ise Avrupalılar pamuklu tekstil, ipek ve afyon gibi Bengal ürünlerine bağımlıydı; örneğin Hollanda'nın Asya'dan yaptığı ithalatın %40'ı Bengal'den yapılıyordu; tekstil ürünlerinin %50'sinden fazlası ve ipeklilerin yaklaşık %80'i de Bengal'den geliyordu. Bengal'den ayrıca Avrupa'ya güherçile gönderiliyor, Endonezya'da afyon satılıyor, Japonya ve Hollanda'ya ham ipek ihraç ediliyor ve Avrupa, Endonezya ve Japonya'ya pamuklu ve ipekli tekstiller ihraç ediliyordu. Ekber, Bengal'in önde gelen bir ekonomik merkez haline gelmesinde kilit bir rol oynamış, buradaki ormanların çoğunu çiftliklere dönüştürmeye başlamıştır. Bölgeyi fetheder fethetmez, ekimi genişletmek için ormanları temizlemek üzere aletler ve adamlar getirdi ve ormanları tarıma açmak için Sufileri getirdi. Bengal daha sonra Babür imparatorları tarafından Milletlerin Cenneti olarak tanımlandı. Babürlüler, modern Bengal takvimi de dahil olmak üzere tarım reformlarını uygulamaya koymuştur. Takvim, hasat, vergi toplama ve Yeni Yıl ve Sonbahar festivalleri de dahil olmak üzere genel olarak Bengal kültürünün geliştirilmesi ve düzenlenmesinde hayati bir rol oynadı. Eyalet tahıl, tuz, meyve, likör ve şarap, değerli metaller ve süs eşyaları üretiminde önde gelen bir üreticiydi. El dokuması endüstrisi kraliyet emirleri altında gelişerek bölgeyi 17. ve 18. yüzyıllarda zirveye ulaşan dünya çapındaki muslin ticaretinin merkezi haline getirdi. Eyalet başkenti Dakka imparatorluğun ticari başkenti haline geldi. Babürlüler, Bengal Müslüman toplumunun temelini sağlamlaştıran Sufilerin önderliğinde Bengal deltasındaki ekili arazileri genişletti. ⓘ
Babür genel valilerinin 150 yıllık yönetiminden sonra Bengal, 1717'de Bengal Nawab'ının egemenliği altında bir dominyon olarak yarı bağımsızlığını kazandı. Nawablar, aralarında İngiltere, Fransa, Hollanda, Danimarka, Portekiz ve Avusturya'dan firmaların da bulunduğu Avrupalı şirketlerin bölgede ticaret merkezleri kurmasına izin verdi. Büyük şehir ve kasabalarda bankacılık ve deniz taşımacılığında bir Ermeni topluluğu hakimdi. Avrupalılar Bengal'i ticaret için en zengin yer olarak görüyorlardı. 18. yüzyılın sonlarında İngilizler Bengal'deki Babür yönetici sınıfını yerinden etti. ⓘ
Demografi
Nüfus
Babür İmparatorluğu döneminde Hindistan'ın nüfus artışı hızlanmış, 1500-1700 yılları arasında 200 yıl içinde Hindistan nüfusunu %60 ila %253 oranında artıran eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik ve demografik yükseliş yaşanmıştır. Babür döneminde Hint nüfusu, Babür döneminden önce Hint tarihinin bilinen herhangi bir noktasında olduğundan daha hızlı bir artış göstermiştir. Aurangzeb'in hükümdarlığı sırasında Babür İmparatorluğu'nda toplam 455.698 köy vardı. ⓘ
Aşağıdaki tabloda Babür İmparatorluğu için nüfus tahminleri, modern Pakistan ve Bangladeş bölgeleri de dahil olmak üzere Hindistan'ın toplam nüfusu ve dünya nüfusu ile karşılaştırmalı olarak verilmektedir:
Yıl | Babür İmparatorluğu nüfus |
Toplam Hintli nüfus |
Hintlilerin %'si nüfus |
Dünya nüfus |
Dünya yüzdesi nüfus ⓘ |
---|---|---|---|---|---|
1500 | — | 100,000,000 | — | 425,000,000 | — |
1600 | 115,000,000 | 130,000,000 | 89 | 579,000,000 | 20 |
1700 | 158,400,000 | 160,000,000 | 99 | 679,000,000 | 23 |
Kentleşme
İrfan Habib'e göre, nüfusunun %15'i kent merkezlerinde yaşayan ve dönemine göre nispeten yüksek bir kentleşme oranına sahip olan Babür İmparatorluğu döneminde kentler ve kasabalar patlama yaşamıştır. Bu oran, o dönemde çağdaş Avrupa'daki kentli nüfus oranından ve 19. yüzyıldaki Britanya Hindistanı'ndan daha yüksekti; Avrupa'daki kentleşme düzeyi 19. yüzyıla kadar %15'e ulaşmamıştı. ⓘ
Ekber'in 1600'deki hükümdarlığı sırasında Babür İmparatorluğu'nun kentli nüfusu 17 milyona, yani imparatorluğun toplam nüfusunun %15'ine ulaşmıştı. Bu, o dönemde Avrupa'daki tüm kentsel nüfustan daha büyüktü ve bir yüzyıl sonra 1700'de bile İngiltere, İskoçya ve Galler'in kentsel nüfusu toplam nüfusunun %13'ünü geçmezken, İngiliz Hindistan'ının kentsel nüfusu 1800'de toplam nüfusunun %13'ünün altındaydı ve 1881'de %9'du. 1700'de Babür Hindistan'ının 23 milyonluk kentsel nüfusu, 1871'de İngiliz Hindistan'ının 22,3 milyonluk kentsel nüfusundan daha fazlaydı. ⓘ
Bu tahminler, abartılı olduklarını düşünen Tim Dyson tarafından eleştirilmiştir. Dyson'a göre Babür İmparatorluğu'nda kentleşme oranı %9'dan azdı. ⓘ
Tarihçi Nizamuddin Ahmad (1551-1621), Ekber'in hükümdarlığı döneminde 120 büyük şehir ve 3200 kasaba olduğunu bildirmiştir. Hindistan'daki bazı şehirlerin nüfusu çeyrek milyon ile yarım milyon arasındaydı. 800.000 nüfuslu Agra (Agra Subahı'nda), 700.000 nüfuslu Lahor (Lahor Subahı'nda), 1 milyondan fazla nüfuslu Dakka (Bengal Subahı'nda) ve 600.000'den fazla nüfuslu Delhi (Delhi Subahı'nda) gibi büyük şehirler vardı. ⓘ
Şehirler malların satıldığı pazarlar olarak işlev görmüş ve çeşitli tüccarlara, esnaflara, zanaatkârlara, tefecilere, dokumacılara, zanaatkârlara, memurlara ve din adamlarına ev sahipliği yapmıştır. Bununla birlikte, bazı şehirler üretim ya da ticaret merkezlerinden ziyade askeri ve siyasi merkezlerdi. ⓘ
Dil
Babürlüler Türk-Moğol kökenli olmalarına rağmen, hükümdarlıkları Hint alt kıtasında Fars dilinin canlanmasını ve yükselmesini sağlamıştır. Edebi himayenin eşlik ettiği Farsçanın resmi dil ve saray dili olarak kurumsallaşması, Babür Hindistan'ında yaşayan pek çok kişi için Farsçanın neredeyse ana dil statüsüne ulaşmasına yol açmıştır. Muzaffar Alam, Babürlülerin Farsçayı kapsayıcı bir Hint-Pers siyasi kültürünün aracı olarak, çeşitlilik arz eden imparatorluklarını birleştirmek için bilinçli bir şekilde kullandıklarını savunmaktadır. Farsçanın Güney Asya dilleri üzerinde derin bir etkisi olmuştur; bugün Urduca olarak bilinen bu dil, Babür döneminin sonlarında imparatorluk başkenti Delhi'de gelişmiştir. Babür sarayında, onu dastanlarının dili olarak tanımlayan Şah Alam II döneminden itibaren edebi bir dil olarak kullanılmaya başlanmış ve Müslüman elitlerin dili olarak Farsçanın yerini almıştır. Kazvini'ye göre, Şah Cihan zamanında imparator sadece birkaç Türki kelimeye aşinaydı ve çocukken bu dili öğrenmeye çok az ilgi göstermişti. ⓘ
Askeri
Barut Savaşı
Babür Hindistan'ı, Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi İran'ı ile birlikte üç İslam barut imparatorluğundan biriydi. Lahor'un Lodi valisi Daulat Han tarafından Lodi Sultanı İbrahim Han'a karşı isyanını desteklemesi için davet edildiğinde, Babür barutlu ateşli silahlara ve sahra toplarına ve bunları konuşlandırma yöntemine aşinaydı. Babür, Osmanlı uzmanı Üstad Ali Kuli'yi görevlendirmiş ve o da Babür'e standart Osmanlı düzenini göstermişti - merkezde arabalarla korunan topçu ve ateşli silahlarla donatılmış piyadeler ve her iki kanatta atlı okçular. Babür bu düzeni 1526'daki Birinci Panipat Savaşı'nda kullanmış ve burada Delhi Sultanlığı'na bağlı Afgan ve Rajput kuvvetleri sayıca üstün olmalarına rağmen barutlu silahlardan yoksun oldukları için yenilmişlerdir. Timurlu kuvvetlerinin kesin zaferi, imparatorluk tarihi boyunca rakiplerin Babürlü prenslerle meydan savaşında nadiren karşılaşmasının nedenlerinden biridir. Hindistan'da, Calicut (1504) ve Diu'da (1533) bronzdan yapılmış silahlar bulunmuştur. ⓘ
Ekber için çalışan İranlı bir polimat ve makine mühendisi olan Fethullah Şirazi (1582 civarı) erken bir çoklu top atışı geliştirmiştir. Daha önce sırasıyla antik Yunan ve Çin'de kullanılan polybolos ve tekrar eden arbaletlerden farklı olarak, Şirazi'nin hızlı ateş eden silahı barut yüklü el toplarını ateşleyen birden fazla top namlusuna sahipti. Yaylım ateşinin bir versiyonu olarak düşünülebilir.
17. yüzyıla gelindiğinde Hintliler çok çeşitli ateşli silahlar üretiyordu; özellikle büyük silahlar Tanjore, Dacca, Bijapur ve Murshidabad'da görülmeye başlandı. ⓘ
Roketçilik ve patlayıcılar
On altıncı yüzyılda Akbar, Sanbal Savaşı sırasında özellikle savaş fillerine karşı bans olarak bilinen metal silindir roketleri başlatan ve kullanan ilk kişidir. 1657 yılında Babür Ordusu Bidar Kuşatması sırasında roket kullanmıştır. Prens Aurangzeb'in kuvvetleri surlara tırmanırken roket ve el bombaları atmıştır. Bir roketin büyük barut deposuna isabet etmesi sonucu Sidi Marjan ölümcül şekilde yaralanmış ve yirmi yedi gün süren zorlu bir savaşın ardından Bidar Babürlüler tarafından ele geçirilmiştir. ⓘ
James Riddick Partington, A History of Greek Fire and Gunpowder adlı kitabında Hint roketlerini ve patlayıcı mayınlarını anlatmıştır:
Hint savaş roketleri, Avrupa'da bu tür roketler kullanılmadan önce müthiş silahlardı. Bam-boo çubukları, çubuğa bağlanmış bir roket gövdesi ve demir uçları vardı. Hedefe yönlendiriliyor ve fitil yakılarak ateşleniyorlardı, ancak yörüngeleri oldukça düzensizdi. Ekber ve Cihângir dönemlerinde barut patlayıcıları içeren mayın ve karşı mayınların kullanıldığından bahsedilir. ⓘ
Daha sonra Mysorean roketleri, Arcot Nawab'ın soyundan gelenler tarafından Jinji Kuşatması sırasında kullanılan Babür roketlerinin geliştirilmiş versiyonlarıydı. Haydar Ali'nin Budikote'de polis memuru olan babası Fatah Muhammed, Arcot Nawab'ı için 50 roketçiden (Cushoon) oluşan bir birliğe komuta etmiştir. Haydar Ali roketlerin önemini fark etti ve metal silindir roketlerin gelişmiş versiyonlarını tanıttı. Bu roketler İkinci Anglo-Mysore Savaşı sırasında, özellikle de Pollilur Savaşı sırasında Mysore Sultanlığı'nın talihini lehine çevirdi. Mysore roketleri de İngiltere'nin Fransa'ya karşı Napolyon Savaşları'nda ve ABD'ye karşı 1812 Savaşı'nda kullandığı Congreve roketlerinin temelini oluşturmuştur. ⓘ
Babür İmparatorları Listesi
Portre | Ünvan Adı | Doğum Adı | Doğum | Reign | Ölüm | Notlar ⓘ |
---|---|---|---|---|---|---|
Bābur بابر |
Zahir-ud-din Muhammed ظہیر الدین محمد |
14 Şubat 1483, Andican | 20 Nisan 1526 - 26 Aralık 1530 | 26 Aralık 1530 (47 yaşında) | İmparatorluğu Kurdu | |
Humayun ہمایوں |
Nasir-ud-din Muhammed Humayun نصیر الدین محمد ہمایوں |
6 Mart 1508 | 26 Aralık 1530 - 17 Mayıs 1540
9 yıl 4 ay 21 gün 22 Şubat 1555 - 27 Ocak 1556 |
27 Ocak 1556 (47 yaşında) | Hümayun 1540 yılında Suri hanedanından Şer Şah Suri tarafından tahttan indirilmiş, ancak İslam Şah Suri'nin (Şer Şah Suri'nin oğlu ve halefi) ölümünden sonra 1555 yılında tekrar tahta geçmiştir. | |
Ekber-i Azam اکبر اعظم |
Celal-ud-din Muhammed جلال الدین محمد اکبر |
14 Ekim 1542 | 27 Ocak 1556 - 27 Ekim 1605
49 yıl 9 ay 0 gün |
27 Ekim 1605 (63 yaşında) | Annesi İranlı Hamida Banu Begüm'dü. | |
Cihangir جہانگیر |
Nur-ud-din Muhammed Salim نور الدین محمد سلیم |
20 Eylül 1569 | 15 Ekim 1605 - 8 Ekim 1627
21 yıl 11 ay 23 gün |
28 Ekim 1627 (58 yaşında) | Annesi Rajput prensesi Mariam-uz-Zamani idi. | |
Şah Cihan شاہ جہان |
Shahab-ud-din Muhammad Khurram شہاب الدین محمد خرم |
5 Ocak 1592 | 8 Kasım 1627 - 2 Ağustos 1658
30 yıl 8 ay 25 gün |
22 Ocak 1666 (74 yaşında) | Annesi Rajput prensesi Jagat Gosaini idi. Tac Mahal'i inşa ettirdi. | |
I. Alamgir عالمگیر |
Muhy-ud-din Muhammed Aurangzeb محی الدین محمداورنگزیب |
3 Kasım 1618 | 31 Temmuz 1658 - 3 Mart 1707
48 yıl 7 ay 0 gün |
3 Mart 1707 (88 yaşında) | Annesi İranlı Mümtaz Mahal'di. Safevi Hanedanı Prensesi Dilras Banu Begüm ile evliydi. Tüm Hindistan'da İslam hukukunu tesis etti. Ölümünden sonra küçük oğlu Azam Şah Kral oldu (3 aylığına) . | |
Bahadur Şah بہادر شاہ |
Kutb-ud-Din Muhammed Mu'azzam Şah Alam قطب الدین محمد معزام |
14 Ekim 1643 | 19 Haziran 1707 - 27 Şubat 1712
(3 yıl, 253 gün) |
27 Şubat 1712 (68 yaşında) | Marathalarla anlaşmalar yaptı, Rajputları sakinleştirdi ve Pencap'taki Sihlerle dost oldu. | |
Jahandar Şah جہاندار شاہ |
Mu'izz-ud-Din Jahandar Shah Bahadur معز الدین جہاندار شاہ بہادر |
9 Mayıs 1661 | 27 Şubat 1712 - 11 Şubat 1713
(0 yıl, 350 gün) |
12 Şubat 1713 (51 yaşında) | Sadrazamı Zülfikar Han'dan büyük ölçüde etkilenmiştir. | |
Farrukhsiyar فرخ سیر |
Farrukhsiyar فرخ سیر |
20 Ağustos 1685 | 11 Ocak 1713 - 28 Şubat 1719
(6 yıl, 48 gün) |
29 Nisan 1719 (33 yaşında) | 1717'de Doğu Hindistan Şirketi'ne Bengal'de gümrüksüz ticaret hakkı tanıyan ve doğu kıyısındaki mevzilerini güçlendiren bir ferman verdi. Bu ferman veya kararname, İngiliz Doğu Hindistan şirketinin hükümete gümrük vergisi ödemeden Bengal'e mal ithal etmesine yardımcı oldu. | |
Rafi ud-Darajat رفیع الدرجات |
Rafi ud-Darajat رفیع الدرجات |
30 Kasım 1699 | 28 Şubat - 6 Haziran 1719
(0 yıl, 98 gün) |
9 Haziran 1719 (19 yaşında) | Seyit Kardeşlerin güç simsarları olarak yükselişi. | |
Şah Cihan II شاہ جہان دوم |
Rafi ud-Daulah شاہ جہاں دوم |
Haziran 1696 | 6 Haziran 1719 - 19 Eylül 1719
(0 yıl, 105 gün) |
19 Eylül 1719 (23 yaşında) | ---- | |
Muhammad Shah محمد شاہ |
Roshan Akhtar Bahadur روشن اختر بہادر |
17 Ağustos 1702 | 27 Eylül 1719 - 26 Nisan 1748
(28 yıl, 212 gün) |
26 Nisan 1748 (45 yaşında) | Syed Kardeşler'den kurtuldu. Marathalar ile uzun bir savaşa girdi ve bu süreçte Deccan ve Malwa'yı kaybetti. 1739'da İranlı Nadir Şah'ın işgaline uğradı. İmparatorluk üzerinde etkin kontrole sahip olan son imparator oldu. | |
Ahmed Şah Bahadur احمد شاہ بہادر |
Ahmed Şah Bahadur احمد شاہ بہادر |
23 Aralık 1725 | 26 Nisan 1748 - 2 Haziran 1754
(6 yıl, 37 gün) |
1 Ocak 1775 (49 yaşında) | Babür kuvvetleri Sikandarabad Muharebesi'nde Marathalar tarafından yenilgiye uğratıldı. | |
Alamgir II عالمگیر دوم |
Aziz-ud-din عزیز اُلدین |
6 Haziran 1699 | 2 Haziran 1754 - 29 Kasım 1759
(5 yıl, 180 gün) |
29 Kasım 1759 (60 yaşında) | Vezir İmad-ül Mülk'ün hakimiyeti. | |
Şah Cihan III شاہ جہان سوم |
Muhi-ul-millat محی اُلملت |
1711 | 10 Aralık 1759 - 10 Ekim 1760
(282 gün) |
1772 (60-61 yaşlarında) | Bengal-Bihar-Odisha Nawab'ı tarafından gücün pekiştirilmesi. | |
Şah Alam II شاہ عالم دوم |
Ali Gauhar علی گوہر |
25 Haziran 1728 | 10 Ekim 1760 - 19 Kasım 1806 (46 yıl, 330 gün) | 19 Kasım 1806 (78 yaşında) | Buxar Savaşı'nda yenilgi. | |
Muhammad Shah Bahadur Jahan IV شاہ جہان محمد شاه بهادر |
Bidar Bakht بیدار بخت |
1749 | 31 Temmuz 1788 - 2 Ekim 1788'e kadar (63 gün) | 1790 (40-41 yaşlarında) | Şah Alam II'nin geçici olarak devrilmesinin ardından Rohilla Gulam Kadir tarafından kukla İmparator olarak tahta çıkarıldı. | |
Ekber Şah II اکبر شاہ دوم |
Mirza Akbar میرزا اکبر |
22 Nisan 1760 | 19 Kasım 1806 - 28 Eylül 1837 (30 yıl, 321 gün) | 28 Eylül 1837 (77 yaşında) | İngiliz koruması altındaki başlıca şahsiyet. | |
Bahadur Şah II بہادر شاہ دوم |
Abu Zafar Sirajuddin Muhammed Bahadur Şah Zafar ابو ظفر سراج اُلدین محمد بہادر شاہ ظفر |
24 Ekim 1775 | 28 Eylül 1837 - 23 Eylül 1857 (19 yıl, 360 gün) | 7 Kasım 1862 (87 yaşında) | Son Babür İmparatoru. İngilizler tarafından tahttan indirildi ve 1857 Hindistan İsyanı'ndan sonra Burma'ya sürüldü. |