Tank

bilgipedi.com.tr sitesinden
II. Dünya Savaşında M4 Sherman tankının iç yapısını gösteren şema.

Tank; ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı savaş aracı veya bu araçlardan oluşan birlikleri kapsayan askeri sınıf. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.

Ana muharebe tankının gelişine kadar, tanklar tipik olarak ya ağırlık sınıfına (tankette, hafif tank, orta tank, ağır tank veya süper ağır tank) ya da doktrinel amaca (kukla tanklar, kruvazör tank, piyade tankı, alev tankı veya keşif tankları) göre sınıflandırılırdı.

Modern tanklar, ana silahı dönen bir taret topu'na monte edilmiş büyük kalibreli bir tank topu olan, makineli tüfekler, güdümlü tanksavar füzesi veya roketatarlar gibi diğer menzilli silahlarla desteklenen çok yönlü mobil kara silah platformudur. Ağır araç zırhı var. Zırh mürettebat, aracın mühimmat deposu, yakıt deposu ve tahrik sistemleri için koruma sağlar. Tekerlekler yerine paletlerin kullanılması, operasyonel savaş seviyesi'nde gelişmiş operasyonel hareketlilik sağlar. Bu özellikler, tankın hem saldırı (güçlü ana silahlarından doğrudan ateşle) hem de savunma (sıradan piyade küçük silahlarına neredeyse dokunulmazlığı nedeniyle dost birlikler için ateş desteği) olmak üzere çeşitli yoğun savaş koşullarında iyi performans göstermesini sağlar.

Tanklar güçlü savaş makineleri olsalar da, nadiren tek başlarına hareket ederler. Zırhlarına ve hareket yeteneklerine rağmen omuz üstünden ateşlenen anti-tank füzelerine, mayınlara, topçu ateşine ve hava saldırısına karşı zayıftırlar. Bu nedenle genellikle diğer birliklerle bir arada hareket ederler. Aynı zamanda ormanlık arazide ve kentsel bölgelerde uzun mesafeli atış imkânının ortadan kalkması, görüş açısının darlığından tank mürettebatının tehditleri fark etmekte zorlanması ve hatta taretin hareket yeteneğinin kısıtlanması nedeniyle dezavantajlı duruma düşerler.

Tanklar ilk defa I. Dünya Savaşı'nda, siper harbi çıkmazını yok etmek için kullanılmış ve zamanla savaş alanında klasik süvari görevlerini üstlenmişlerdir. Tank ismi ilk kez İngiltere'de tank fabrikalarında kullanılmaya başlanmıştır. Bir savaş aracı yapıldığını saklayabilmek için işçilere İngiliz Ordusu için paletli su depoları üretildiği izlenimi verilmiştir. Bir başka rivayete göre, Winston Churchill'a İngiliz Ordusu'nda görevli Subay Ernest Swinton tarafından sunulan gizli raporda yeni motorize silahtan bahsedilmekte ve üç adet olası isim önerilmektedir. Bunlar "cistern" (sarnıç, su deposu), "motor-war car" (motorlu savaş aracı) ve tanktır. Ancak tank söylenmesi kolay olduğu için tercih edilmiştir. Ancak en zorlama senaryo Winston Churchill'un resmi biyografisinde geçmektedir. Bu yeni silahları saklamak için, çizimlerde ve projelerin üzerinde "Rusya'ya su taşıyıcı" (Water Carriers for Russia) diye yazılmıştır. Ancak yazarken kısaltma olarak "Rusya'ya WC" yazılabileceği düşünülmüş ve çizimlerde "Rusya'ya su tankları" olarak değiştirilmiştir. Bunun üzerine bu silahların adı tank kalmıştır.

II. Dünya Savaşı'na kadar tanklar piyadelerin yüksek ateş yüzünden aşamadığı yerlerde kullanılıyordu. Bunun için her piyade bölüğünün belli sayıda tankı vardı. Tankı ana silah olarak kullanan ilk ülke Nazi Almanyası'dır.

Yaklaşık olarak yüz yıldır tanklar ve zırh taktikleri birçok gelişimden geçmiştir. Silah sistemleri ve zırhlar geliştirilmeye devam etmekle birlikte, birçok ulus konvansiyonel olmayan savaş döneminde bu kadar ağır silahların gerekliliğini tekrar gözden geçirmektedir.

Savaşa katılan ilk tank olan İngiliz Mark I tankı (1916'da resmedilmiştir) Solomon kamuflaj şemasıyla
Almanya'da bir Leopard 2A7 tankı.

Etimoloji

Tank kelimesi ilk kez 1915 yılında, hizmete girmeden önce, doğalarını gizli tutmak için İngiliz "kara gemilerine" uygulanmıştır.

Kökenleri

24 Aralık 1915'te (Donanma İnşaat Müdürü Komitesi, Amirallik, Mühimmat Bakanlığı ve Savaş Ofisi temsilcilerinden oluşan) Departmanlar Arası Konferans bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının amacı "Caterpillar Makineli Tüfek Destroyerleri ya da Kara Kruvazörleri" olarak tanımlanan gemilere ilişkin planların gidişatını görüşmekti. Otobiyografisinde Albert Gerald Stern (Kara Gemisi Komitesi Sekreteri, daha sonra Mekanik Harp İkmal Dairesi Başkanı) o toplantıda "Bay (Thomas J.) Macnamara (Milletvekili ve Amirallik Parlamento ve Mali Sekreteri) gizlilik adına Kara Gemisi Komitesi'nin adının değiştirilmesini önerdi. Bay d'Eyncourt gizliliğin her şekilde korunmasının çok arzu edilir olduğunu kabul etti ve gemiden "Su Taşıyıcısı" olarak söz edilmesini önerdi. Devlet dairelerinde komiteler ve departmanlar her zaman baş harfleriyle anılırlar. Bu nedenle Sekreter olarak ben önerilen unvanın tamamen uygunsuz olduğunu düşündüm. Eş anlamlı bir terim arayışımız sonucunda "Su Taşıyıcısı" kelimesini "Tank" olarak değiştirdik ve "Tank İkmal" ya da "T.S." adını aldık. Komitesi olduk. Bu silahlar bu şekilde Tank olarak adlandırılmaya başlandı," dedi ve yanlışlıkla ekledi, "ve bu isim artık dünyadaki tüm ülkeler tarafından benimsendi."

Toplantının sekreterliğini yapan Albay Ernest Swinton, tutanak raporunu yazarken kendisine bağlayıcı olmayan bir kelime bulması talimatı verildiğini söylüyor. Akşam bir subay arkadaşı olan Yarbay Walter Dally Jones ile bu konuyu tartışmış ve "tank" kelimesini seçmişler. "O gece, konferansın taslak raporunda 'tank' kelimesi yeni anlamıyla ilk kez kullanıldı." Swinton'ın bu kelimeyi baştan sona kullandığı Tankların Kullanımı Üzerine Notlar adlı kitabı Ocak 1916'da yayımlandı.

Temmuz 1918'de Popular Science Monthly'nin haberine göre:

Kraliyet Tarih Kurumu'nun bir üyesi İngiliz halkını ünlü "tankların" kökeni konusunda istemeden yanlış yönlendirdiği için, onları tasarlayan ve inşa eden Sir William Tritton, isimlerinin gerçek hikayesini yayınladı ... "Küçük Willie "nin varoluş nedenini dünyaya müjdelemek kesinlikle tavsiye edilmediğinden, "Eğitim Amaçlı Gösteri Birimi" olarak biliniyordu. "Küçük Willie "nin gövdesi atölye siparişlerinde "Mezopotamya için su taşıyıcı" olarak adlandırılıyordu; kimse gövdenin bir kamyona monte edilmek üzere tasarlandığını bilmiyordu. Doğal olarak, su taşıyıcı "tank" olarak adlandırılmaya başlandı. Böylece bu isim atölyedeki yöneticiler ve ustabaşılar tarafından kullanılmaya başlandı, şu ana kadar ordu sözlüğünde bir yeri var ve muhtemelen tarih boyunca da böyle bilinecek.

D'Eyncourt'un anlattıkları Swinton ve Tritton'un anlattıklarından farklıdır:

... ilk kara gemilerinin Fransa'ya taşınması için gelecekteki düzenlemeler tartışılırken, güvenlik açısından sevkiyatın nasıl etiketlenmesi gerektiği sorusu ortaya çıktı. Büyüklüklerini haklı çıkarmak için onları 'Rusya için su taşıyıcıları' olarak adlandırmaya karar verdik - fikir, savaş alanlarındaki ileri birliklere su götürmek için yeni bir yöntem olarak alınmaları gerektiği yönündeydi. Teğmen Swinton ... buna esprili bir itirazda bulunarak, Savaş Bakanlığı uzmanlarının bu tanımı muhtemelen 'Rusya için W.C.'ler' olarak daraltacaklarını ve paketleri yalnızca 'Tanklar' olarak etiketleyerek bunun önüne geçmemizin daha iyi olacağını belirtti. Böylece tank oldular ve tank olarak kaldılar."

Bu eksik bir hatırlama gibi görünüyor. İsim sorununun "ertesi yıl ilk iki aracı Fransa'ya gönderdiğimizde" (Ağustos 1916) ortaya çıktığını söylüyor, ancak o zamana kadar "tank" ismi sekiz aydır kullanılıyordu. Tankların üzerinde "Petrograd'a Dikkat" yazıyordu ama bunların bir tür kar küreme aracı olduğu inancı yaygındı.

Uluslararası

Bir Japon Tip 10 ateşleniyor.

"Tank" terimi İngilizce konuşulan dünyanın her yerinde kullanılmaktadır, ancak diğer ülkeler farklı terminoloji kullanmaktadır. Savaşta tank kullanan ikinci ülke olan Fransa'da başlangıçta tank veya tanque kelimesi benimsenmiş, ancak daha sonra, büyük ölçüde Albay J.B.E. Estienne'in ısrarıyla, char d'assaut ("saldırı aracı") veya sadece char ("araç") lehine reddedilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman kaynakları İngiliz tanklarından Tank, kendi tanklarından ise Kampfwagen olarak bahsetme eğilimindeydi. Daha sonra tanklar "Panzer" (lit. "armour") olarak anılmaya başlandı, bu da "Panzerkampfwagen" tam teriminin kısaltılmış bir şekli, kelimenin tam anlamıyla "zırhlı savaş aracı". Arap dünyasında tanklara Dabbāba (bir tür kuşatma motorundan sonra) denir. İtalyanca'da tank, zırhına atıfta bulunulmaksızın "carro armato "dur (lit. "silahlı vagon"). Norveç stridsvogn ve İsveç benzer stridsvagn (lit. "savaş arabası", "savaş arabaları" için de kullanılır) terimlerini kullanırken Danimarka kampvogn (lit. savaş vagonu) terimini kullanır. Finlandiya panssarivaunu (zırhlı vagon) kullanır, ancak tankki de halk arasında kullanılır. Polonya'da czołgać się ("sürünmek") fiilinden türetilen czołg adı kullanılır ve makinenin hareket şeklini ve hızını tasvir eder. Macarcada tanka harckocsi (savaş vagonu) denir, ancak tank da yaygındır. Japoncada sensha (戦車, lit. "savaş aracı") terimi Çinceden alınmış ve kullanılmıştır ve bu terim aynı şekilde Koreceye jeoncha (전차/戰車) olarak ödünç alınmıştır; daha yeni Çin literatürü, daha önceki günlerde kullanılan 戰車 zhànchē (savaş aracı) yerine İngilizce türetilmiş 坦克 tǎnkè (tank) terimini kullanmaktadır.

Gelişime genel bakış

Modern tank, ağır zırhlı araçların hızlı hareket etmesini sağlayan içten yanmalı motor gibi teknolojilerdeki gelişmeler sayesinde ilk ilkel zırhlı araçlardan bu yana geçen yüzyıllık bir gelişimin sonucudur. Bu ilerlemelerin bir sonucu olarak, tanklar ilk ortaya çıkışlarından bu yana geçen yıllar içinde kabiliyetlerinde muazzam değişimler geçirmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda tanklar, Batı Cephesi'ndeki siper savaşının çıkmazını kırmak için İngiltere ve Fransa tarafından ayrı ayrı ve eş zamanlı olarak geliştirilmiştir. Küçük Willie lakaplı ilk İngiliz prototipi, 1915 yılında İngiltere'nin Lincoln kentinde William Foster & Co. firmasında inşa edilmiş, başlıca rolleri dişli kutusu ve gövdeyi tasarlayan Binbaşı Walter Gordon Wilson ile palet plakalarını tasarlayan William Foster and Co. firmasından William Tritton üstlenmiştir. Bu, İngiliz Ordusu'nun Mark I tankı olacak yeni bir tasarımın prototipiydi ve Eylül 1916'da Somme Muharebesi sırasında savaşta kullanılan ilk tanktı. "Tank" ismi İngilizler tarafından geliştirilmelerinin ilk aşamalarında, amaçlarını gizlemek için bir güvenlik önlemi olarak benimsenmiştir (bkz. etimoloji). İngilizler ve Fransızlar I. Dünya Savaşı'nda binlerce tank üretirken, Almanya tankın potansiyeline ikna olmamış ve yeterli kaynağa sahip olmadığı için sadece yirmi tane üretmiştir.

İki savaş arası dönemin tankları, İkinci Dünya Savaşı'nın çok daha büyük ve güçlü tasarımlarına dönüşmüştür. Önemli yeni zırhlı savaş konseptleri geliştirildi; Sovyetler Birliği Ağustos 1939'da Khalkhin Gol'da (Nomonhan) ilk toplu tank/hava saldırısını başlattı ve daha sonra ana muharebe tankının öncüllerinden biri olan T-34'ü geliştirdi. İki haftadan kısa bir süre sonra Almanya, blitzkrieg ("yıldırım savaşı") olarak bilinen büyük ölçekli zırhlı harekatlarına başladı - düşman cephesini yarmak ve düşman direncini çökertmek için tasarlanmış motorize ve mekanize piyade, topçu ve hava gücüyle birleştirilmiş tank yığınları.

Dünya Savaşı'nın ikinci yarısında yüksek patlayıcılı tanksavar başlıklarının yaygın olarak kullanılmaya başlanması, Panzerfaust gibi piyade tarafından taşınan ve bazı tank türlerini imha edebilen hafif tanksavar silahlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Soğuk Savaş dönemindeki tanklar bu silahlar göz önünde bulundurularak tasarlanmış ve 1960'larda özellikle kompozit zırh olmak üzere zırh tiplerinin büyük ölçüde geliştirilmesine yol açmıştır. Geliştirilmiş motorlar, şanzımanlar ve süspansiyonlar bu dönemdeki tankların daha da büyümesini sağlamıştır. Mermi tasarımı ve nişan alma teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte silah teknolojisi de önemli ölçüde değişmiştir.

Soğuk Savaş sırasında ana muharebe tankı konsepti ortaya çıkmış ve modern orduların temel bir bileşeni haline gelmiştir. 21. yüzyılda, asimetrik savaşın artan rolü ve Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, dünya çapında uygun maliyetli anti-tank roket güdümlü el bombalarının (RPG) ve haleflerinin artmasına da katkıda bulunan tankların bağımsız olarak çalışma kabiliyeti azalmıştır. Modern tanklar daha sık olarak, piyade savaş araçlarında tanklara eşlik edebilen piyadelerin desteğini içeren ve keşif veya kara saldırı uçakları tarafından desteklenen birleşik silah birimleri halinde organize edilmektedir.

Tarihçe

Kavramlar

Tank, eski bir konseptin 20. yüzyılda hayata geçirilmiş halidir: birliklere mobil koruma ve ateş gücü sağlama konsepti. İçten yanmalı motor, zırh plakası ve kesintisiz palet, modern tankın icadına yol açan kilit yeniliklerdi.

Leonardo da Vinci'nin savaş aracının modeli

Birçok kaynak Leonardo da Vinci ve H.G. Wells'in bir şekilde tankı öngördüğünü ya da "icat ettiğini" ima etmektedir. Leonardo'nun 15. yüzyılın sonlarında yaptığı ve bazılarının "tank" olarak tanımladığı çizimler, insan gücüyle çalışan, tekerlekli ve etrafında toplar bulunan bir araç göstermektedir. Ancak insan mürettebat onu daha uzak mesafelere taşımak için yeterli güce sahip değildi ve bu kadar dar bir alanda hayvanların kullanılması sorun yaratıyordu. 15. yüzyılda Jan Žižka toplar içeren zırhlı vagonlar inşa etti ve bunları birçok savaşta etkili bir şekilde kullandı. Sürekli "tırtıl" izi, tekerlekli araçların ağırlıklarını yayarak, zemin basıncını azaltarak ve çekişlerini artırarak hareket kabiliyetlerini geliştirme girişimlerinden doğmuştur. Denemeler 17. yüzyıla kadar geri götürülebilir ve on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru çeşitli ülkelerde çeşitli tanınabilir ve pratik şekillerde mevcuttu.

Sıklıkla Richard Lovell Edgeworth'un bir tırtıl rayı yarattığı iddia edilir. Edgeworth'un 1770 yılında "kendi yolunu taşıyacak ve döşeyecek bir makinenin" patentini aldığı doğrudur, ancak bu Edgeworth'un kelime seçimiydi. Otobiyografisinde anlattığı, yüksek duvarların üzerinden kendini kaldırabilen, geri çekilebilir sekiz ayaklı, atların çektiği ahşap bir arabadır. Bu tanım bir tırtıl rayı ile hiçbir benzerlik taşımamaktadır. Zırhlı trenler 19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış ve çeşitli zırhlı buhar ve petrol motorlu araçlar da önerilmiştir.

Wells'in 1903 tarihli kısa öyküsü The Land Ironclads'da anlatılan makineler, zırhlı olmaları, dahili bir güç santraline sahip olmaları ve siperleri geçebilmeleri bakımından bir adım daha yakındır. Hikayenin bazı yönleri, daha sonra ortaya çıkacak olan tankların taktiksel kullanımını ve etkisini öngörmektedir. Ancak Wells'in araçları buharla çalışıyordu ve yazıldığı dönemde çoktan modası geçmiş teknolojiler olan pedallı tekerlekler üzerinde hareket ediyordu. Wells 1916'da İngiliz tanklarını gördükten sonra onları "icat ettiğini" reddetmiş ve şöyle yazmıştır: "Yine de hemen belirteyim ki onların asıl yaratıcısı ben değilim. Bir fikri aldım, biraz değiştirdim ve devrettim." Yine de İngiliz tank öncülerinden Ernest Swinton'ın bilinçaltında ya da başka bir şekilde Wells'in hikayesinden etkilenmiş olması mümkündür.

Tankın üç ana bileşeninin ilk kombinasyonları Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki on yılda ortaya çıktı. 1903 yılında Fransız topçusundan Yüzbaşı Léon René Levavasseur, bir sahra topunun raylar üzerinde zırhlı bir kutuya monte edilmesini önerdi. İngiliz Ordusu Mekanik Nakliye Komitesi'nden Binbaşı William E. Donohue, İngiliz tipi paletli bir araca bir top ve zırhlı kalkan monte edilmesini önerdi. İlk zırhlı araç 1904 yılında Avusturya'da üretildi. Ancak, hepsi raylarla ya da makul ölçüde geçilebilir arazilerle sınırlıydı. Gerekli bağımsız, her türlü arazide hareket kabiliyetini sağlayan pratik bir tırtıl paletinin geliştirilmesiydi.

Antarktika kaşifi Robert Falcon Scott, 1908 tarihli bir memorandumda Güney Kutbu'na insan taşımacılığının imkansız olduğu ve motorlu çekişe ihtiyaç duyulduğu görüşünü ortaya koydu. Ancak kar araçları henüz mevcut değildi ve bu nedenle mühendisi Reginald Skelton kar yüzeyleri için tırtıl palet fikrini geliştirdi. Bu paletli motorlar Wolseley Tool and Motor Car Company tarafından Birmingham'da üretildi, İsviçre ve Norveç'te test edildi ve Herbert Ponting'in 1911 tarihli Scott'un Antarktika Terra Nova Seferi belgesel filminde çalışırken görülebilir). Scott 1912'de sefer sırasında öldü, ancak sefer üyesi ve biyografi yazarı Apsley Cherry-Garrard, Scott'un "motorlarını" İngiliz Birinci Dünya Savaşı tanklarına ilham kaynağı olarak gösterdi ve şöyle yazdı: "Scott onların gerçek olanaklarını asla bilemedi; çünkü onlar Fransa'daki 'tankların' doğrudan atalarıydı".

1911'de Avusturya Ordusu'nda mühendis teğmen olarak görev yapan Günther Burstyn, Avusturya ve Prusya Savaş Bakanlıklarına Burstyn-Motorgeschütz olarak adlandırılan, döner taret içinde bir topa sahip, üç kişilik hafif bir tankın planlarını sundu. Aynı yıl Lancelot de Mole adlı Avustralyalı bir inşaat mühendisi İngiliz Savaş Bakanlığı'na paletli, zırhlı bir araç için temel bir tasarım sundu. Rusya'da Vasiliy Mendeleev büyük bir deniz topu içeren paletli bir araç tasarladı. Tüm bu fikirler reddedildi ve 1914 yılına gelindiğinde unutuldu (her ne kadar savaştan sonra de Mole'un tasarımının en azından ilk İngiliz tanklarına denk olduğu resmi olarak kabul edilmiş olsa da). Çeşitli kişiler askeri uygulamalar için paletli araçların kullanımını düşünmeye devam etti, ancak savaşın patlak vermesiyle birlikte herhangi bir orduda sorumluluk mevkiinde bulunan hiç kimse tanklar üzerinde fazla düşünmedi.

Birinci Dünya Savaşı

I. Dünya Savaşı dönemi tanklarının film klibi

Birleşik Krallık

Tankın doğrudan askeri etkisi tartışılabilir ancak Almanlar üzerindeki etkisi muazzamdı; aynı ölçüde şaşkınlık, dehşet ve endişeye neden oldu. Aynı zamanda evdeki siviller için de büyük bir destek oldu. Zeplinlerle yüzleştikten sonra, nihayet İngiltere'nin harika bir silahı vardı. Tanklar turlara çıkarıldı ve neredeyse film yıldızları gibi muamele gördü.

- David Willey, Bovington'daki Tank Müzesi'nin küratörü.

1914'ün sonlarından itibaren az sayıda orta rütbeli İngiliz Ordusu subayı Savaş Ofisini ve Hükümeti zırhlı araçlar üretilmesi konusunda ikna etmeye çalıştı. Önerileri arasında tırtıl traktörlerin kullanılması da vardı, ancak Ordu ağır silahları çekmek için bu tür birçok araç kullanmasına rağmen, bunların zırhlı araç olarak uyarlanabileceğine ikna edilemedi. Bunun sonucunda Birleşik Krallık'taki ilk tank geliştirme çalışmaları Kraliyet Donanması tarafından yürütülmüştür.

İngiliz I. Dünya Savaşı Mark V* tankı

Batı Cephesi'nde zırhlı araçları kullanan Kraliyet Donanması Hava Servisi subaylarının başvurusu üzerine Amirallik Birinci Lordu Winston Churchill 20 Şubat 1915 tarihinde Kara Gemisi Komitesi'ni kurmuştur. Kraliyet Donanması Deniz İnşa Direktörü Eustace Tennyson d'Eyncourt, gerekli olabileceği düşünülen mühendislik yöntemleri konusundaki deneyimi nedeniyle Komite'nin başına getirildi; diğer iki üye deniz subayıydı ve bir dizi sanayici de danışman olarak görevlendirildi. Uzun ve karmaşık gelişiminde o kadar çok kişi rol oynamıştır ki, herhangi bir kişiyi tankın tek mucidi olarak adlandırmak mümkün değildir.

Ancak dişli kutusunu tasarlayan ve pratik paletleri geliştiren Teğmen Walter Gordon Wilson R.N. ve Lincoln, Lincolnshire, İngiltere'deki tarım makineleri şirketi William Foster & Co. ile prototipleri üreten William Tritton önemli roller oynamıştır. 22 Temmuz 1915'te, 4 ft genişliğinde bir siperden geçebilecek bir makine tasarlanması için bir komisyon oluşturuldu. Tasarımcıların kendilerini Lincoln'deki White Hart Hotel'de bir odaya kilitlemesiyle proje gizlilik içinde yürütüldü. Komitenin ilk tasarımı olan Little Willie ilk kez Eylül 1915'te çalıştı ve paletin şeklini geliştirmeye hizmet etti ancak siperleri daha iyi geçebilen geliştirilmiş bir tasarım hemen ardından geldi ve Ocak 1916'da "Anne" lakaplı prototip gelecekteki tankların tasarımı olarak kabul edildi. Tanklar için ilk sipariş 12 Şubat 1916'da, ikincisi ise 21 Nisan'da verildi. Fosters 37 adet (hepsi "erkek") ve Birmingham'daki Metropolitan Railway Carriage and Wagon Company 113 adet (38 "erkek" ve 75 "kadın") olmak üzere toplam 150 adet üretti. "Erkek" tankların (deniz topu ve makineli tüfeklerle donanmış) ve "Dişi" tankların (sadece makineli tüfek taşıyan) üretim modelleri Eylül 1916'da Somme'de tarihin ilk tank harekatında savaşmaya devam edecekti. Büyük Britanya savaş sırasında çeşitli tiplerde yaklaşık 2.600 tank üretmiştir. Savaşa katılan ilk tank, 15 Eylül 1916'da Flers-Courcelette Muharebesi (daha geniş kapsamlı Somme taarruzunun bir parçası) sırasında bir İngiliz Mark I Male olan D1 olarak adlandırıldı. Londra 7. Bölgesel Taburu'nda on dokuz yaşında bir işaretçi olan Bert Chaney, "daha önce hiç görmediği üç devasa mekanik canavarın" savaş alanına gürleyerek girdiğini ve "Almanları korkutarak ürkmüş tavşanlar gibi kaçışmalarını sağladığını" bildirmiştir. Tankların ilk kez kullanıldığı haberi ortaya çıktığında Başbakan David Lloyd George şu yorumu yapmıştır,

Bu konuda herkesten çok Bay Winston Churchill'in hakkını teslim etmek gerekir. Uzun zaman önce bunları yapma fikrini büyük bir hevesle benimsedi ve pek çok zorlukla karşılaştı. Beni ikna etti ve Mühimmat Bakanlığı'nda devam edip onları yaptı. Amirallik uzmanları çok değerliydi ve mümkün olan en büyük yardımı sağladılar. Elbette zırh kaplaması konusunda uzmanlar. Binbaşı Stern, (eskiden Kraliyet Donanması Hava Servisi'nde subaydı) Mühimmat Bakanlığı'nda çalışan bir iş adamıydı ve bunların yapımından sorumluydu ve görevini çok iyi bir şekilde yerine getirdi. Albay Swinton ve diğerleri de değerli çalışmalar yaptılar.

- David Lloyd George, 19 Eylül 1916.
Burada ABD ordusu tarafından kullanılan Fransız Renault FT tankları, tamamen hareket edebilen taret kullanımına öncülük etmiş ve modern tankların çoğu için model teşkil etmiştir.

Fransa

Fransa'da birkaç deneysel makine araştırılmış olsa da, 1915'in sonlarında tırtıl paletli bir tank için ayrıntılı planlarla doğrudan Başkomutan'a başvuran kişi bir topçu albayı olan J.B.E. Estienne olmuştur. Sonuç, her ikisi de Holt Traktörüne dayanan 400'er adet Schneider ve Saint-Chamond olmak üzere, büyük ölçüde tatmin edici olmayan iki tank tipi oldu.

Ertesi yıl Fransızlar Renault FT hafif tankını üreterek ilk kez bir tankta 360° dönebilen bir taretin kullanılmasına öncülük ettiler; taret tankın ana silahını içeriyordu. Gezilebilir taretin yanı sıra FT'nin bir diğer yenilikçi özelliği de motorunun arkada yer almasıydı. Topun monte edilmiş bir tarette ve motorun arkada yer aldığı bu model, bugün bile dünya çapında başarılı olan çoğu tank için standart haline gelmiştir. FT savaşın en çok sayıda üretilen tankıydı; 1918'in sonlarına kadar 3,000'den fazla üretilmişti.

Almanya

Almanya I. Dünya Savaşı sırasında çok az tank üretti ve ancak Somme'de İngiliz tanklarıyla karşılaştıktan sonra geliştirmeye başladı. Üretilen tek tip olan A7V Mart 1918'de tanıtıldı ve savaş boyunca sadece 20 adet üretildi. İlk tanka karşı tank savaşı 24 Nisan 1918'de Fransa'daki İkinci Villers-Bretonneux Muharebesi'nde, üç İngiliz Mark IV'ün üç Alman A7V ile karşılaşmasıyla gerçekleşti. Ele geçirilen İngiliz Mk IV'ler I. Dünya Savaşı sırasında Almanya'nın tank kuvvetlerinin büyük bir kısmını oluşturdu; herhangi bir zamanda yaklaşık 35 tanesi hizmetteydi. Savaş sona erdiğinde tank programını genişletme planları devam ediyordu.

Diğer uluslar

Birleşik Devletler Tank Kolordusu I. Dünya Savaşı sırasında Fransa ve İngiltere tarafından tedarik edilen tankları kullanmıştır. Savaş sona erdiğinde Amerikan yapımı tankların üretimi yeni başlamıştı. İtalya da savaşın sonlarına doğru iki adet Fiat 2000 üretti, ancak hizmete girmesi için çok geçti. Rusya savaşın başlarında bağımsız olarak iki prototip üretmiş ve denemiştir; paletli, iki kişilik Vezdekhod ve devasa Lebedenko, ancak ikisi de üretime geçmemiştir. Paletli, kendinden tahrikli bir top da tasarlanmış ancak üretilmemiştir.

Savaş sırasında tank taktikleri hızla gelişse de, parça parça konuşlandırmalar, mekanik sorunlar ve zayıf hareket kabiliyeti tankın I. Dünya Savaşı'ndaki askeri önemini sınırladı ve tank siper savaşını modası geçmiş hale getirme vaadini yerine getiremedi. Bununla birlikte, her iki taraftaki askeri düşünürler için de tankların bir şekilde gelecekteki çatışmalarda önemli bir rol oynayabileceği açıktı.

İki savaş arası dönem

1939 Fransız Hotchkiss H-39 hafif tankı

İki savaş arası dönemde tanklar mekanik açıdan daha da gelişmiştir. Taktikler açısından, J.F.C. Fuller'in kitlesel tank oluşumlarıyla mızrak başı saldırıları doktrini Almanya'da Heinz Guderian, İngiltere'de Percy Hobart, ABD'de Adna R. Chaffee, Jr, Fransa'da Charles de Gaulle ve SSCB'de Mikhail Tukhachevsky'nin çalışmalarının temelini oluşturmuştur. Liddell Hart, tüm silahların - süvari, piyade ve topçu - mekanize edilmesi ve birlikte çalışması gerektiği konusunda daha ılımlı bir görüşe sahipti. İngilizler, tankların destek kuvvetlerle birlikte kullanımını test etmek için tüm silahlardan oluşan Deneysel Mekanize Kuvvet'i kurdu.

İkinci Dünya Savaşı'nda sadece Almanya teoriyi büyük ölçekte uygulamaya koyacaktı ve Mayıs 1940'ta "blitzkrieg "i bu kadar başarılı kılan üstün silahları değil, üstün taktikleri ve Fransız hatalarıydı. Bu dönemdeki tank gelişimi hakkında bilgi için Savaşlar Arasında Tank Gelişimi bölümüne bakınız.

Almanya, İtalya ve Sovyetler Birliği, başarılı mekanize birleşik silahların ilk örneklerinden bazılarının görüldüğü İspanya İç Savaşı'na gizli ve "gönüllü" katılımları sırasında tank savaşını yoğun bir şekilde denediler - Sovyet tedarikli tanklarla donatılmış ve uçaklarla desteklenen Cumhuriyetçi birliklerin 1937'de yedi gün süren Guadalajara Muharebesi'nde Milliyetçiler için savaşan İtalyan birliklerini bozguna uğratması gibi. Bununla birlikte, bu çatışma sırasında konuşlandırılan yaklaşık 700 tanktan Franco grubunu temsil eden sadece 64 tank ve Cumhuriyetçi taraftan 331 tank topla donatılmıştı ve bu 64 tankın neredeyse tamamı Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma Renault FT tanklarıyken, Sovyetler tarafından tedarik edilen 331 makinenin 45 mm ana topları vardı ve 1930'ların üretimiydi. Milliyetçi tankların geri kalanı makineli tüfekle donatılmıştı. Bu savaştan çıkarılan başlıca ders, makineli tüfekle donatılmış tankların modern tanklara özgü zırhla birlikte topla da donatılması gerektiğiydi.

1939'da Sovyetler Birliği ile Japon 6. Ordusu arasında Khalkhin Gol'da (Nomonhan) beş ay süren savaştan bazı dersler çıkarılmıştır. Bu çatışmada Sovyetler iki binin üzerinde tank kullanırken, Japonlar 73 civarında topla donatılmış tank kullanmıştır; aradaki en büyük fark, benzinli motorlarla donatılmış Rus tanklarına karşılık Japon zırhlılarının dizel motorlarla donatılmış olmasıdır. General Georgy Zhukov'un birleşik tank ve hava saldırısıyla Japon 6. Ordusunu yenilgiye uğratmasının ardından Sovyetler benzinli motorların kullanımı konusunda bir ders almış ve bu yeni deneyimlerini İkinci Dünya Savaşı sırasında yeni T-34 orta tanklarına hızla dahil etmiştir.

Dünya Savaşı öncesinde, tank kuvvetlerini konuşlandırma taktikleri ve stratejisi bir devrim geçirmiştir. Ağustos 1939'da Sovyet General Georgy Zhukov, Nomonhan'da Japon 6. Ordusuna karşı tankların ve hava gücünün birleşik kuvvetini kullandı; ilk bağımsız Alman tank kuvvetinin oluşumunda büyük rol oynayan taktik teorisyen Heinz Guderian, "Tanklar neredeyse cephe oradadır" dedi ve bu kavram İkinci Dünya Savaşı'nda gerçeğe dönüştü. Guderian'ın zırhlı savaş fikirleri, Almanya'nın Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma mevcut Bewegungskrieg ("manevra savaşı") doktrinleri ve sızma taktikleriyle birleşerek İkinci Dünya Savaşı'nın açılış aşamalarında yıldırım savaşının temeli haline geldi.

İkinci Dünya Savaşı

A row of seven large German tanks from World War Two lined up with their long cannons pointing up at an angle, as if saluting
Schwere Panzer Abteilung 503 (s.Pz.Abt. 503) 'Feldherrnhalle' Alman Tiger II tankları 1944 yılında bir Alman haber filmi için poz verirken

Zırhlı araçların savaş alanında başarı için kritik öneme sahip olduğu ilk çatışma olan İkinci Dünya Savaşı sırasında, tank ve ilgili taktikler hızla gelişti. Zırhlı kuvvetler daha önce görülmemiş kadar kısa bir sürede taktik zafer kazanabileceklerini kanıtladılar, ancak yeni tanksavar silahları tankın yenilmez olmadığını gösterdi. Polonya'nın İşgali sırasında tanklar piyade birlikleriyle yakın işbirliği içinde daha geleneksel bir rol oynamıştır, ancak Fransa Savaşı'nda Almanlar tarafından daha sonra yıldırım savaşı olarak adlandırılan bir teknikle derin bağımsız zırhlı sızmalar gerçekleştirilmiştir. Blitzkrieg, Müttefik zırhlılarınınkini aşan bir taktik esneklik ve güç düzeyi sağlamak için tüm tanklarda yenilikçi birleşik silah taktikleri ve telsizler kullanmıştır. Hem nitelik hem de nicelik bakımından Alman tanklarına eşit ya da onlardan üstün tanklara sahip olan Fransız Ordusu, Belçika'daki mevzilerini korumak için zırhlı süvari birliklerinin piyade ordularının ihtiyaçlarına tabi kılındığı doğrusal bir savunma stratejisi uygulamıştır. Buna ek olarak, tanklarının ve karargâhlarının çoğunda telsiz bulunmadığından Alman saldırılarına karşılık verme yetenekleri sınırlıydı.

Blitzkrieg yöntemlerine uygun olarak, Alman tankları düşmanın güçlü noktalarını atlıyor ve telsizle yakın hava desteği isteyerek onları yok edebiliyor ya da piyadelere bırakabiliyordu. Bununla bağlantılı bir gelişme olan motorize piyade, bazı birliklerin tanklara ayak uydurmasına ve son derece hareketli birleşik silah kuvvetleri oluşturmasına olanak sağladı. Büyük bir askeri gücün haftalar içinde yenilgiye uğratılması dünyanın geri kalanında şok etkisi yaratarak tank ve tanksavar silahlarının geliştirilmesini teşvik etti.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri ve diğer bazı batılı müttefikler tarafından kullanılan birincil tank olan M4A4 Sherman tankının kesiti.

Kuzey Afrika Seferi de tanklar için önemli bir savaş alanı sağlamıştır, çünkü nispeten az sayıda engel veya kentsel çevreye sahip düz, ıssız arazi, mobil zırhlı savaş yürütmek için idealdi. Ancak bu savaş alanı, özellikle zırhlı bir kuvvette lojistiğin önemini de göstermiştir; zira savaşan başlıca ordular olan Alman Afrika Kolordusu ve İngiliz Sekizinci Ordusu, birbirlerine karşı tekrarlanan saldırı ve karşı saldırılarda sık sık ikmal trenlerini geride bırakmış ve bu da tam bir çıkmaza neden olmuştur. Bu durum 1942 yılına kadar çözülemeyecek, İkinci El Alamein Muharebesi sırasında, ikmal hatlarındaki kesintiler nedeniyle sakat kalan Afrika Korps'un tanklarının %95'i imha edilecek ve büyük ölçüde takviye edilmiş Sekizinci Ordu tarafından geri çekilmeye zorlanacaktı; bu, sonunda Tunus'ta kalan Mihver kuvvetlerinin teslim olmasına yol açacak bir dizi yenilginin ilki olacaktı.

Kursk Muharebesi, her iki tarafın da yaklaşık 3.000 tank konuşlandırdığı, o güne kadar yapılmış en büyük tank muharebesi olarak kabul edilmektedir.

Almanya, Barbarossa Harekâtı adı verilen Sovyetler Birliği işgalini başlattığında, Sovyetler üstün bir tank tasarımı olan T-34'e sahipti. Mihver'in sürpriz saldırısına karşı hazırlık eksikliği, mekanik sorunlar, mürettebatın yetersiz eğitimi ve beceriksiz liderlik Sovyet makinelerinin kuşatılmasına ve çok sayıda imha edilmesine neden oldu. Ancak Adolf Hitler'in müdahalesi, çatışmanın coğrafi ölçeği, Sovyet savaş birliklerinin inatçı direnişi ve Sovyetlerin insan gücü ve üretim kabiliyetindeki muazzam avantajları, 1940'taki Alman başarılarının tekrarlanmasını engelledi. Sovyetlere karşı erken başarılara rağmen, Almanlar Panzer IV'lerini silahlandırmak ve 1942'de daha büyük ve daha pahalı olan Tiger ağır tankını ve ertesi yıl da Panther orta tankını tasarlayıp üretmek zorunda kaldılar. Wehrmacht bunu yaparken, piyade ve diğer destek silahlarının giderek daha sofistike hale gelen tanklarla eşit ortak olarak kalmaları için gereken üretim önceliklerini reddetmiş ve böylece öncülük ettikleri birleşik silahlar ilkesini ihlal etmiştir. İşgali izleyen Sovyet gelişmeleri arasında T-34'ün yükseltilmesi, SU-152 gibi kendinden tahrikli tanksavar silahlarının geliştirilmesi ve savaşın son aşamalarında IS-2'nin konuşlandırılması yer alıyordu. 2. Dünya Savaşı'nın en çok üretilen tankı olan T-34'ün Mayıs 1945'e kadar toplam 65.000 örneği üretilmişti.

Sherman tankları, İtalya Seferi sırasında Anzio'daki sahil başındaki ABD Beşinci Ordu kuvvetlerine katılırken, 1944

Sovyetler gibi, altı ay sonra (Aralık 1941) İkinci Dünya Savaşı'na girerken, ABD'nin seri üretim kapasitesi binlerce nispeten ucuz M4 Sherman orta tankını hızla inşa etmesini sağladı. Sherman güvenilirdi ve Anglo-Amerikan kara kuvvetlerinin büyük bir bölümünü oluşturuyordu, ancak tanka karşı tank savaşında Panther ya da Tiger ile boy ölçüşemezdi. Sayısal ve lojistik üstünlük ve birleşik silahların başarılı kullanımı, Müttefiklerin Normandiya Savaşı sırasında Alman kuvvetlerini alt etmesini sağladı. M4'ün ateş gücünü arttırmak için 76 mm'lik top M1 ve 17 pounder ile silahlandırılmış versiyonlar piyasaya sürüldü, ancak koruma konusundaki endişeler devam etti - görünürdeki zırh eksikliklerine rağmen, savaş yıllarında toplam 42.000 Sherman üretildi ve Müttefik ülkelere teslim edildi; bu sayı T-34'ten sonra ikinci sıradaydı.

Tank gövdeleri alev tankları, mobil roket topları ve mayın temizleme ve köprüleme gibi görevler için muharebe mühendisliği araçları üretmek üzere modifiye edildi. Çoğu tank avcısı olarak da kullanılabilen özel kundağı motorlu toplar hem Almanlar tarafından Sturmgeschütz, Panzerjäger ve Jagdpanzer araçlarıyla hem de Sovyetler için Samokhodnaya ustanovka AFV aileleri tarafından geliştirildi: bu tür kulesiz, kasalı tank avcıları ve saldırı topları daha az karmaşık, ağır silahlar taşıyan ve yalnızca ileri ateş eden tanklardı. Bu araçların ateş gücü ve düşük maliyeti onları cazip kılıyordu, ancak üretim teknikleri geliştikçe ve daha büyük taret halkaları daha büyük tank toplarını mümkün kıldıkça, top tareti ana top için en etkili montaj olarak kabul edildi ve ateşlemeden farklı bir yönde harekete izin vererek taktik esnekliği artırdı.

Soğuk Savaş

isbn=978-1-4728-0537-9

Soğuk Savaş sırasında Varşova Paktı ülkeleri ile Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ülkeleri arasındaki gerilim, tank geliştirmenin büyük ölçüde İkinci Dünya Savaşı sırasında olduğu gibi ilerlemesini sağlayan bir silahlanma yarışı yarattı. Soğuk Savaş sırasında tank tasarımlarının özü, İkinci Dünya Savaşı'nın kapanış aşamalarında belirlenmişti. Büyük kuleler, yetenekli süspansiyon sistemleri, büyük ölçüde geliştirilmiş motorlar, eğimli zırh ve büyük kalibreli (90 mm ve daha büyük) toplar standarttı. Soğuk Savaş dönemindeki tank tasarımı bu temel üzerine inşa edilmiş ve ateş kontrolü, jiroskopik silah stabilizasyonu, iletişim (özellikle telsiz) ve mürettebat konforu konularında iyileştirmeler yapılmış, lazer mesafe ölçerler ve kızılötesi gece görüş ekipmanları kullanılmaya başlanmıştır. Zırh teknolojisi, tanksavar silahlarındaki, özellikle de TOW gibi tanksavar güdümlü füzelerdeki gelişmelere karşı süregelen bir yarış içinde ilerlemiştir.

İkinci Dünya Savaşı'nın orta tankları Soğuk Savaş'ın ana muharebe tankına (MBT) dönüştü ve savaş alanındaki tank rollerinin çoğunu üstlendi. Bu kademeli geçiş 1950'ler ve 1960'larda tanksavar güdümlü füzeler, sabot mühimmatı ve yüksek patlayıcılı tanksavar savaş başlıkları sayesinde gerçekleşmiştir. İkinci Dünya Savaşı hafif tankların hızının zırh ve ateş gücünün yerini tutamayacağını ve orta tankların yeni silah teknolojilerine karşı savunmasız olduğunu göstermiş ve onları modası geçmiş hale getirmiştir.

İkinci Dünya Savaşı'nda başlayan bir eğilimle, ölçek ekonomileri Soğuk Savaş sırasında tüm büyük tankların aşamalı olarak yükseltilmiş modellerinin seri üretimine yol açtı. Aynı nedenle, İkinci Dünya Savaşı sonrası geliştirilmiş birçok tank ve türevleri (örneğin T-55 ve T-72) dünya çapında aktif olarak hizmet vermeye devam etmektedir ve eski bir tank bile dünyanın birçok yerinde savaş alanlarındaki en zorlu silah olabilir. 1950'lerin tankları arasında 1946'dan beri hizmette olan İngiliz Centurion ve Sovyet T-54/55 ve 1951'den beri hizmette olan ABD M48 vardı. Bu üç araç Soğuk Savaş'ın büyük bölümü boyunca NATO ve Varşova Paktı'nın zırhlı kuvvetlerinin büyük bölümünü oluşturdu. Leopard 1, M48 Patton serisi, Chieftain ve T-72 gibi tanklardan alınan dersler çağdaş Leopard 2, M1 Abrams, Challenger 2, C1 Ariete, T-90 ve Merkava IV'ün ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Soğuk Savaş döneminin tankları ve tanksavar silahları Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, 1971 Hint-Pakistan Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı ve Arap-İsrail çatışmaları gibi Yom Kippur Savaşı ile sonuçlanan bir dizi vekalet savaşında kullanıldı. Örneğin T-55 en az 32 çatışmada görev almıştır. Bu savaşlarda ABD ya da NATO ülkeleri ile Sovyetler Birliği ya da Çin sürekli olarak karşıt güçleri desteklemiştir. Vekalet savaşları Batılı ve Sovyet askeri analistler tarafından incelenmiş ve Soğuk Savaş tank geliştirme sürecine katkı sağlamıştır.

21. yüzyıl

2010 yılında Roma'da bir İtalyan C1 Ariete.

Tank tanka karşı savaşın rolü giderek azalıyor. Tanklar, müfrezenin önünde konuşlandırılarak şehir savaşında piyade ile birlikte çalışır. Düşman piyadeleriyle çatışırken tanklar savaş alanında koruma ateşi sağlayabilir. Tersine, piyadeler personel taşıyıcılarda konuşlandırıldığında tanklar saldırılara öncülük edebilir.

Tanklar 2003 yılında ABD'nin Irak'ı ilk işgaline öncülük etmek için kullanılmıştır. 2005 yılı itibariyle, Irak Savaşı sırasında Birleşik Devletler Ordusu tarafından kullanılan 1,100 adet M1 Abrams vardı ve yol kenarındaki bombalara karşı beklenmedik derecede yüksek bir kırılganlık seviyesine sahip oldukları kanıtlandı. Nispeten yeni bir uzaktan patlatılan mayın türü olan patlayıcı delici, Amerikan zırhlı araçlarına (özellikle Bradley savaş aracı) karşı bazı başarılarla kullanılmıştır. Bununla birlikte, arka zırhlarında yapılan geliştirmelerle M1'ler, özellikle ABD Deniz Piyadelerinin iki ekstra tugay getirdiği Felluce Savaşı'nda, şehir savaşında isyancılarla mücadelede çok değerli olduklarını kanıtladılar. İngiltere Challenger 2 tanklarını Irak'ın güneyindeki operasyonlarını desteklemek üzere konuşlandırdı.

İsrail Merkava tankları, düşük yoğunluklu çatışmalarda (LIC) ve terörle mücadele operasyonlarında piyadeleri desteklemelerini sağlayan özelliklere sahiptir. Bu özellikler arasında tankın piyade taşımasına ve güvenli bir şekilde binmesine olanak tanıyan arka kapı ve arka koridor, IMI APAM-MP-T çok amaçlı mühimmat mermisi, gelişmiş C4IS sistemleri ve son zamanlarda: Tankı omuzdan fırlatılan tanksavar silahlarından koruyan TROPHY aktif koruma sistemi. İkinci İntifada sırasında "Merkava Mk. 3d Baz LIC" olarak adlandırılan başka modifikasyonlar da yapılmıştır.

Araştırma ve geliştirme

ABD Ordusu'nun iptal edilen XM1202 Atlı Muharebe Sistemi'nin grafik gösterimi

Ateş gücü açısından, 2010'lardaki Ar-Ge'nin odak noktası, termal kameralar, silahlar için otomatik ateş kontrol sistemleri ve menzili, isabetliliği ve zırh delmeyi iyileştirmek için silahtan çıkan namlu enerjisini arttırmak gibi algılama kabiliyetinin arttırılmasıydı. Geleceğin en olgun silah teknolojisi elektrotermal-kimyasal silahtır. XM291 elektrotermal-kimyasal tank topu, modifiye edilmiş bir M8 zırhlı Silah Sistemi şasisi üzerinde başarılı çoklu atış dizilerinden geçmiştir. Tank korumasını iyileştirmek için, araştırma alanlarından biri, orijinal olarak uçaklar için tasarlanmış gizlilik teknolojilerini uyarlayarak tankı radara görünmez hale getirmektir. Kamuflajda iyileştirmeler ve tankın bulunduğu yere göre değişen aktif kamuflaj yoluyla görünmez hale getirme girişimleri sürdürülmektedir. Ayrıca, gelen şekillendirilmiş bombaları dağıtmak veya saptırmak için elektromanyetik zırh sistemlerinin yanı sıra gelen mermilerin (RPG'ler, füzeler, vb.) tanka çarpmasını önlemek için çeşitli aktif koruma sistemleri üzerinde de araştırmalar devam etmektedir.

İlk kez Porsche'nin 1943 tarihli Elefant Alman tank avcısı ile ilkel, benzin motorlu bir biçimde kullanılan dizel-elektrik veya türbin-elektrik serisi hibrid tahriklerin kullanımı ile gelecekteki tanklarda hareket kabiliyeti artırılabilir ve yakıt verimliliği artırılırken güç santralinin boyutu ve ağırlığı azaltılabilir. Ayrıca, gelişmiş reküperatörlerin kullanımı da dahil olmak üzere gaz türbini teknolojisindeki ilerlemeler, dizel motora benzer yakıt verimliliğini korurken motor hacminin ve kütlesinin sırasıyla 1 m3 ve 1 metrik tonun altına düşürülmesine olanak sağlamıştır. Yeni ağ merkezli savaş doktrinine uygun olarak, 2010'ların modern muharebe tankı elektronik ve iletişim sistemlerinde artan bir karmaşıklık göstermektedir. Tankların geleceği, Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında nispeten ucuz anti tank güdümlü füzelerin ve roketlerin yaygınlaşmasıyla zora girmiştir.

Tasarım

Bir M1 Abrams'ın etiketli diyagramı

Bir tankın kabiliyet etkinliğini belirleyen üç geleneksel faktör ateş gücü, koruma ve hareket kabiliyetidir. Ateş gücü, bir tankın mürettebatının büyük kalibreli topunu kullanarak düşman tanklarını ve diğer hedefleri tespit etme, angaje etme ve imha etme yeteneğidir. Koruma, tankın zırhı, profili ve kamuflajının tank mürettebatının tespit edilmekten kaçmasına, kendilerini düşman ateşinden korumasına ve savaş sırasında ve sonrasında aracın işlevselliğini sürdürmesine olanak sağlama derecesidir. Hareket kabiliyeti, tankın demiryolu, deniz veya hava yoluyla operasyonel hazırlık alanına; hazırlık alanından karayolu veya arazi üzerinden düşmana doğru ne kadar iyi taşınabildiğini ve engellerin ve engebeli arazinin aşılması da dahil olmak üzere tankın muharebe sırasında savaş alanında taktiksel hareketini içerir. Tank tasarımlarının çeşitliliği, bu üç temel özelliğin harmanlanma şekline göre belirlenmiştir. Örneğin, 1937'de Fransız doktrini hareketlilikten çok ateş gücü ve korumaya odaklanmıştı çünkü tanklar piyade ile yakın irtibat halinde çalışıyordu. Almanya'nın Tiger ve Panther tanklarına meydan okumak için zırh ve ateş gücüne odaklanan bir ağır kruvazör tankının geliştirilmesi de söz konusuydu.

Sınıflandırma

Tanklar ağırlık, rol ya da zaman ve mekana göre değişen diğer kriterlere göre sınıflandırılmıştır. Sınıflandırma, teknolojideki hızlı ilerlemelerle değişen zırhlı savaş teorileri tarafından belirlenir. Tek bir sınıflandırma sistemi tüm dönemler ya da tüm uluslar için geçerli değildir; özellikle ağırlığa dayalı sınıflandırma ülkeler ve dönemler arasında tutarsızdır.

Birinci Dünya Savaşı'nda ilk tank tasarımları, İngiliz Mark I gibi çok uzun ve büyük araçlar gerektiren geniş siperleri geçmeye odaklandı; bunlar ağır tanklar olarak sınıflandırıldı. Fransız Renault FT gibi diğer savaş rollerini yerine getiren tanklar daha küçüktü; bunlar hafif tanklar veya tanketler olarak sınıflandırıldı. Birçok savaş sonu ve savaş arası tank tasarımı, gelecekteki tank rolleri ve taktikleri için yeni, ancak çoğunlukla denenmemiş kavramlara göre bunlardan ayrıldı. Tank sınıflandırmaları, "süvari tankları", "hızlı tanklar" ve "atılım tankları" gibi her ulusun kendi tank gelişimine göre önemli ölçüde değişmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok tank konsepti yetersiz bulunarak bir kenara atılmış ve geriye çoğunlukla çok rollü tanklar kalmıştır; bunların sınıflandırılması daha kolay hale gelmiştir. Ağırlığa (ve buna karşılık gelen nakliye ve lojistik ihtiyaçlara) dayalı tank sınıfları, ağır ve hafif tank sınıflarının yeni tanımlarına yol açtı ve orta tanklar bu ikisinin arasındaki dengeyi kapsadı. İngilizler hıza odaklanan kruvazör tankları ve hızı daha fazla zırhla takas eden piyade tanklarını muhafaza etmiştir. Tank avcıları, düşman tanklarını yenmek için özel olarak tasarlanmış tanklar ya da diğer zırhlı savaş araçlarıdır. Taarruz silahları piyade tankları ve tank avcılarının rollerini birleştirebilen zırhlı savaş araçlarıdır. Bazı tanklar alev tanklarına dönüştürülmüş ve alev püskürtücülerle düşman kalelerine yakın saldırılar konusunda uzmanlaşmıştır. Savaş devam ettikçe tanklar daha büyük ve daha güçlü olma eğilimine girerek bazı tank sınıflandırmalarını değiştirdi ve süper ağır tanklara yol açtı.

Soğuk Savaş sırasındaki deneyim ve teknolojik ilerlemeler tank rollerini pekiştirmeye devam etti. Modüler evrensel bir tasarımı tercih eden modern ana muharebe tankı tasarımlarının dünya çapında benimsenmesiyle birlikte, diğer sınıflandırmaların çoğu modern terminolojiden çıkarılmıştır. Tüm ana muharebe tankları iyi bir hız, zırh ve ateş gücü dengesine sahip olma eğilimindedir, hatta teknoloji her üçünü de geliştirmeye devam etmektedir. Oldukça büyük olan ana muharebe tankları hafif tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar, piyade savaş araçları veya benzer nispeten daha hafif zırhlı savaş araçlarıyla tamamlanabilir, tipik olarak zırhlı keşif, amfibi veya hava saldırı operasyonları rollerinde veya ana muharebe tankları olmayan düşmanlara karşı kullanılabilir.

Saldırı kabiliyetleri

Kesitli 105 mm yivli Royal Ordnance L7 tank topu

Modern tankların ana silahı tipik olarak tamamen hareket eden (dönen) bir silah taretine monte edilmiş tek bir büyük kalibreli toptur. Tipik modern tank topu, zırh delici sabot (APDS) olarak da bilinen zırh delici kinetik enerji deliciler (KEP) ve/veya zırh delici kanatçıklı stabilize sabot (APFSDS) ve yüksek patlayıcılı tanksavar (HEAT) mermileri dahil olmak üzere çeşitli mühimmatları ateşleyebilen yivsiz bir silahtır, ve/veya zırhlı hedefleri imha etmek için yüksek patlayıcı başlıklı (HESH) ve/veya tanksavar güdümlü füzeler (ATGM) ve "yumuşak" hedefleri (zırhsız araçlar veya birlikler) veya tahkimatları vurmak için yüksek patlayıcı (HE) mermiler. Kanister atışı, HE mermilerden çıkan şarapnel parçalarının dost kuvvetleri vurma riskinin kabul edilemez derecede yüksek olduğu yakın veya kentsel muharebe durumlarında kullanılabilir.

Ana silahı dengelemek için bir jiroskop kullanılır, bu da "kısa duruşta" veya hareket halindeyken etkili bir şekilde hedeflenmesini ve ateşlenmesini sağlar. Modern tank silahları aynı zamanda eşit olmayan termal genleşmenin neden olduğu namlu bükülmesini azaltmak için genellikle yalıtkan termal ceketler, mürettebat bölmesine giren silah ateşleme dumanını en aza indirmek için delik tahliye cihazları ve bazen geri tepmenin isabetlilik ve atış hızı üzerindeki etkisini en aza indirmek için namlu frenleri ile donatılmıştır.

Bir Panzerbat taburundan Alman Leopard 2A6, Strong Europe Tank Challenge'ın atışları sırasında ana silahını ateşliyor.
Bir Merkava Mk IIID Baz ateş ediyor

Geleneksel olarak hedef tespiti görsel tanımlamaya dayanırdı. Bu, teleskopik periskoplar aracılığıyla tankın içinden gerçekleştirilirdi; ancak çoğu zaman tank komutanları dış çevreyi görmek için kapağı açarlardı, bu da durumsal farkındalığı artırırdı ancak keskin nişancı ateşine karşı savunmasız kalma cezasına neden olurdu. Hedef tespitinde çeşitli gelişmeler yaşanmış olsa da, bu yöntemler hala yaygın bir uygulamadır. 2010'larda daha fazla elektronik hedef tespit yöntemi mevcuttur.

Bazı durumlarda bir hedefe doğru yörüngeyi ve menzili teyit etmek için gözcü tüfekleri kullanılmıştır. Bu tespit tüfekleri ana silaha eş eksenli olarak monte edilir ve balistik olarak silahın kendisiyle eşleşen izli mühimmat ateşlerdi. Nişancı izli merminin uçuş sırasındaki hareketini izler ve sert bir yüzeye çarptığında bir parlama ve duman çıkarır, ardından ana silah hemen ateşlenirdi. Ancak bu yavaş yöntemin yerini büyük ölçüde lazerli menzil belirleme ekipmanı almıştır.

Modern tanklar ayrıca geceleri, kötü hava koşullarında ve duman altında savaşma kabiliyetini geliştirmek için sofistike ışık yoğunlaştırma ve termal görüntüleme ekipmanları kullanmaktadır. Modern tank toplarının hassasiyeti, bilgisayarlı atış kontrol sistemleri tarafından mekanik sınırlara kadar zorlanmaktadır. Bir atış kontrol sistemi, hedefe olan menzili belirlemek için bir lazer telemetre, hava etkilerini düzeltmek için bir termokupl, anemometre ve rüzgar gülü ve silah namlusu sıcaklığını, eğilme ve aşınmayı düzeltmek için bir namlu referans sistemi kullanır. Menzil bulucu ile bir hedefin iki kez görülmesi hedefin hareket vektörünün hesaplanmasını sağlar. Bu bilgi tankın bilinen hareketi ve balistik prensipleri ile birleştirilerek hedefi vurma olasılığını en üst düzeye çıkaran yükseklik ve nişan noktası hesaplanır.

Genellikle tanklar, ana silahtan açılan ateşin etkisiz kalacağı ya da boşa gideceği kısa menzilli savunma için, örneğin piyade, hafif araçlar ya da yakın hava destek uçaklarıyla çatışırken, daha küçük kalibreli silahlar taşırlar. İkincil silahların tipik bir tamamlayıcısı, ana silahla eş eksenli olarak monte edilmiş genel amaçlı bir makineli tüfek ve taret tavanına yerleştirilmiş daha ağır uçaksavar özellikli bir makineli tüfektir. Bazı tanklarda ayrıca gövdeye monte edilmiş bir makineli tüfek de bulunur. Bu silahlar genellikle piyadeler tarafından kullanılanların değiştirilmiş varyantlarıdır ve bu nedenle aynı tür mühimmat kullanırlar.

Koruma ve karşı önlemler

Rus T-90 "üç katmanlı" bir koruma sistemi ile donatılmıştır:
1: Tarette kompozit zırh
2: Üçüncü nesil Kontakt-5 ERA
3: Shtora-1 karşı önlem paketi.

Bir tankın korunmasının ölçüsü, tespit edilmekten kaçınma (düşük profilli olması ve kamuflaj kullanımı sayesinde), düşman ateşiyle vurulmaktan kaçınma, düşman ateşinin etkilerine karşı direnç ve hedefini tamamlarken ya da en azından mürettebatını korurken hasara dayanma kapasitesinin birleşimidir. Bu, zırh kaplaması ve reaktif savunma gibi çeşitli karşı önlemlerin yanı sıra ısı emisyonlarını azaltma gibi daha karmaşık önlemlerle yapılır.

Çoğu birim türünde olduğu gibi tanklar da yoğun ağaçlık ve kentsel savaş ortamlarında tankın uzun menzilli ateş gücü ve hareketliliğinin avantajlarını büyük ölçüde ortadan kaldıran, mürettebatın tespit yeteneklerini sınırlayan ve taret hareketini kısıtlayabilen ek tehlikelere maruz kalır. Bu dezavantajlara rağmen tanklar, en zırhlı bölümleri hedef alan önceki nesil roket güdümlü el bombalarına karşı yüksek beka kabiliyetini korumaktadır.

Ancak, zırh kaplaması ne kadar etkili ve gelişmiş olursa olsun, yeni nesil tandem başlıklı tanksavar füzelerine karşı tankın beka kabiliyeti askeri planlamacılar için bir endişe kaynağıdır. Tandem başlıklı RPG'ler aktif koruma sistemlerini kandırmak için iki savaş başlığı kullanır; aktif savunmayı tetiklemek için önce ilk sahte savaş başlığı ateşlenir ve gerçek savaş başlığı onu takip eder. Örneğin, 1980'lerden kalma RPG-29 Challenger II'nin ön gövde zırhını delebilmiş ve bir M1 Abrams'a da hasar vermeyi başarmıştır. Ayrıca, gelişmiş zırh kaplamasına sahip tankların bile paletleri veya dişli çarkları RPG'ler tarafından hasar görebilir ve bu da onları hareketsiz hale getirebilir veya hareket kabiliyetlerini engelleyebilir. Zırh kaplamasındaki tüm gelişmelere rağmen, kapakları açık bir tank Molotof kokteyli (benzin bombası) ve el bombalarına karşı savunmasız kalır. "Düğmeleri iliklenmiş" bir tankta bile, optikler, ekstra gaz kutuları ve tankın dışında depolanan ekstra mühimmat gibi Molotof kokteyllerine karşı savunmasız bileşenler bulunabilir.

Tespit edilmekten kaçınmak

PLA'nın yıkıcı kamuflaj boyamalı Type 99a tankı

Bir tank CCD olarak bilinen karşı önlemler doktrinini kullanarak tespit edilmekten kaçınır: kamuflaj (çevresiyle aynı görünür), gizleme (görülemez) ve aldatma (başka bir şey gibi görünür).

Kamuflaj
Mobil kamuflaj sistemiyle donatılmış bir İngiliz Challenger 2 Theatre Entry Standard.

Kamuflaj, bir tankın ayırt edici görünümünü ve siluetini bozmak için tank üzerinde rahatsız edici boyalı şekiller içerebilir. Ağlar ya da çevredeki araziden alınan gerçek dallar da kullanılır. Kızılötesi teknolojisinin geliştirilmesinden önce, tanklara genellikle, çevresel bölgeye veya mevsime bağlı olarak, bulunduğu ortamın geri kalanıyla uyum sağlamasına olanak tanıyan bir kamuflaj boyası kaplaması verilirdi. Ormanlık alanlarda görev yapan bir tank tipik olarak yeşil ve kahverengi bir boyaya sahip olurdu; kış ortamındaki bir tank beyaz boyaya sahip olurdu (genellikle bazı koyu renklerle karıştırılırdı); çöldeki tanklar genellikle haki boyaya sahip olurdu.

Rus Nakidka kamuflaj kiti bir tankın optik, termal, kızılötesi ve radar izlerini azaltmak için tasarlanmıştı, böylece tankın tespit edilmesi zorlaşacaktı. Nakidka'nın tasarımcısı Nii Stali'ye göre Nakidka, "görsel ve yakın IR bantları aracılığıyla tespit edilme olasılıklarını %30, termal bandı 2-3 kat, radar bandını 6 kat ve radar-termal bandını neredeyse arka plan seviyelerine indirecekti.

Gizleme

Sabit duran tanklar, hava saldırısını ve keşfini zorlaştıracak şekilde, ağaçlıklı ve ormanlık bölgelerde iyi kamufle edilebilirler. Buna karşın, açık alanda bir tankı gizlemek çok zordur. Her iki durumda da, bir tank motorlarını çalıştırıp hareket ettiğinde, ses ve ısı nedeniyle kolayca fark edilir. Arazi üzerindeki palet izleri havadan tespit edilebilir, çölde tankın birkaç katı büyüklükte toz bulutları oluşabilir.

Kısa süre önce durmuş bir tankın önemli bir ısı izi vardır. Gerçekten de, tank bir tepeciğin arkasında saklanmış dahi olsa, becerikli bir operatör, tankın üstündeki sıcak hava sütunundan tankın yerini tespit edebilir. Bu risk, motor ve paletler soğurken ısı saçımını azaltan termik koruyucularla bir ölçüde azaltılabilir. Bazı kamuflaj ağları, değişik ısıl özeliklere sahip malzemelerin değişken bir şekilde karıştırılmasıyla üretilerek tankın ısı izinin düzenliliğini azaltmaya ve gelişigüzel hale getirmeye çalışmaktadır.

Tank motorları, lokomotif motorları ile kıyaslanabilecek büyüklükte dizel ya da türbinli motorlardır. Dizel motorlu bir tank bir lokomotif gibi kokar, ses çıkarır ve hissedilir. Sessiz bir günde, bir tek tankın bile çıkardığı derin gürleme sesi çok uzaktan duyulabilir. Aynı şekilde, keskin dizel yakıt kokusu rüzgârla ötelere taşınabilir. Tank dururken motoru çalıştığında çevresindeki yeri titretir. Hareket halindeyken salınımlar daha da büyüktür. Çok yakıtlı motorların akustik ve sismik izleri birbiriyle kıyaslanabilecek ölçüdedir. Bir türbin motorunun akustik izi sismik izinden daha büyüktür. Yüksek perdeden zırıltı sesi yakın veya uzaktaki tüm sesler arasından çok rahat bir şekilde tanımlanabilmektedir.

Modern tank motorlarının genellikle 750 kW veya 1.000 hp'yi aşan çok büyük güçleri tankların belirgin bir ısıl ize sahip olmalarını sağlar. Tank gövdesinin aşırı yoğun metal kütlesinin yaydığı ısı, tankın arazideki diğer nesnelerden rahatça ayırt edilmesini sağlar. Dolayısıyla hareket eden bir tank, iyi bir kara ya da havadan kızılötesi tarayıcıyla rahatlıkla tespit edilebilir. Körfez Savaşı esnasındaki tek taraflı çarpışmanın sebeplerinden birisi de, M1 Abrams gibi tankların Irak Ordusu tarafından kullanılan T-72'lerin gece kızılötesi tarama menzilinin yaklaşık dört katı bir menzile sahip olmasıydı. Körfez Savaşı'ndaki diğer bir faktör de, kamuflajlı ve hareketsiz bile olsalar, geceleri etraflarından farklı hızda soğudukları için Irak tanklarının ısı ile tespitini kolaylaştırıyordu.

Bir tankı harekete geçirmenin çok önemli olduğu, 1999'daki Kosova Savaşı'nda kanıtlandı. İlk birkaç hafta yapılan NATO hava sortileri Sırp tanklarını yok etmekte çok etkisiz kalmıştı. Bu savaşın son haftasında Kosova Kurtuluş Ordusu'nun tanklara saldırmaya başlamasıyla değişti. Her ne kadar KKO'nun tankları yok etmek için çok küçük bir şansları olsa da, amaçları daha çok tankların NATO havagücü tarafından kolaylıkla tespit edilebilecek ve yok edilebilecek yerlere hareket etmesini sağlamaktı.

Gizleme, tankı ağaçların arasına saklamayı ya da bir savaş buldozerine bir tepenin bir kısmını kazdırarak tankın büyük bir kısmının gizlenmesini sağlamayı içerebilir. Bir tank komutanı, yukarı doğru eğimli tepelerin üzerinden geçerken "gövde aşağı" yaklaşımlarını kullanarak tankı gizleyebilir, böylece belirgin görünümlü ana top tepenin üzerine çıkmadan komutan kupolasından dışarı bakabilir. Taret aşağı ya da gövde aşağı pozisyonu benimsemek, tankın görünür siluetini azaltmanın yanı sıra, defilade pozisyonunun sağladığı ek korumayı da sağlar.

Kapalı tanklar, metalik tankın ve çevresinin termal iletkenliği ve dolayısıyla ısı yayılımı arasındaki farklar nedeniyle kızılötesi algılamaya karşı savunmasızdır. Yakın mesafede, tankın üzerindeki sıcak hava sütunu ve dizel ya da benzin kokusu nedeniyle tank kapatılmış ve tamamen gizlenmiş olsa bile tespit edilebilir. Termal battaniyeler ısı yayılım hızını yavaşlatır ve bazı termal kamuflaj ağları görünür spektrumun yanı sıra kızılötesinde de çalışmak için farklı termal özelliklere sahip malzemelerin bir karışımını kullanır.

El bombası fırlatıcıları, başka bir tankın termal görüntüleyicisinden gizlemek için kızılötesi ışığa karşı opak olan bir duman perdesini hızla dağıtabilir. Bir tank komutanı, kendi bomba atarlarını kullanmanın yanı sıra, bir topçu birliğini de duman örtüsü sağlaması için çağırabilir. Bazı tanklar duman perdesi oluşturabilir.

Bazen kamuflaj ve gizleme aynı anda kullanılır. Örneğin, kamuflaj boyalı ve dallarla kaplı bir tank (kamuflaj) bir tepenin arkasına ya da bir mevziye gizlenebilir (gizleme).

Aldatma
Askerler hafif ahşap çerçeveli bir "kukla" tankı mevziye taşırlar.

Bazı zırhlı kurtarma araçları (genellikle tanklar için paletli, tank şasisi tabanlı "çekici kamyonlar") sahte taretlere ve toplara sahiptir. Bu sayede düşman tanklarının bu araçlara ateş açma olasılığı azalır. Bazı ordular, birliklerin mevziye taşıyabileceği ve engellerin arkasına saklayabileceği tahtadan yapılmış sahte "kukla" tanklara sahiptir. Bu "sahte" tanklar düşmanın gerçekte sahip olduğundan daha fazla tanka sahip olduğunu düşünmesine neden olabilir.

Zırh

Zırhlar, aktif ve reaktif tip zırh olarak iki gruba ayrılır. Aktif zırh asıl zırha denir ve savaş araçlarının çoğu, alaşım esaslı, sıkıştırma esaslı ve seramik plakalı sertleştirilmiş metallerden oluşmakta ve zırhında, kendi iç yapısında farklı mimari ve dizaynlar ile zırhın dayanıklılık ve koruması arttırılmaktadır. Zırhlardaki sertleştirilmiş çelik plakalar çok çeşitli metallerin alaşımı ile üretilir. Çelik, alüminyum, titanyum gibi belli başlı malzemelerin gizli tutulan oranları sayılabilir. Zırhın göreceli sertliği RHA (rolled homogeneous armour) ile karşılaştırılarak gösterilir. Reaktif zırh ise, aktif zırh üzerindeki, patlayıcı malzeme peteklerinden oluşan, dışarıdan gelecek zırh deliciyi, çarpma sonucu zırhın biraz üzerinde karşıt kinetik enerji ile tutarak, aktif zırhın direncini mümkün kılan tipteki zırh örtmesidir.

Zırhlı araçlar genellikle en iyi önden korunmalıdır ve personel her zaman aracı düşmanın bulunduğu varsayılan yöne doğru tutmaya çalışır. En kalın ve en iyi eğimli zırh ön üst kısımda ve taretin önündedir. Yanlarda daha nispeten ince zırh bulunur, arka, alt ve tavan bölgeleri de az korunaklı kısımlardır. II. Dünya Savaşı ABD M4 Sherman orta sınıf tank personeli Alman Tiger tanklarının önden yara almadığını görünce yandan saldırı yapmak zorunda kalmıştır. Günümüzde tanklar uzmanlaştırılmış yukarıdan saldıran füze silahlarına ve hava saldırısına karşı savunmasız durumdadır. II. Dünya Savaşı sırasında, özellikle Normandiya Çıkarması'ndan sonra Fransa'da uçak füzeleri korkunç bir ün kazanmıştır. Savaş sonrası yapılan incelemeler, birçok ölümün hedefi kıl payı kaçıran atışlardan olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hawker Hurricane uçaklarının 40 mm. ya da Stuka uçaklarının 37 mm.lik zırh delici cephane kullanan topları etkili olmuştur. Motor bölmesine atılan basit bir molotofkokteyli bile birçok tankı hizmet dışı bırakabilir.

II. Dünya Savaşı'ndan önce birçok tank tasarımcısı deneysel tanklarda eğik zırh yerleşimini denemiştir. Zamanın bu konudaki en ünlü ve başarılı örneği T-34 tankıydı. Zırh plakalarının belli bir açıyla yerleştirilmesi hem zırhın etken dik kalınlığını hem de sekme şansını arttırarak mermilere karşı korunmayı büyük oranda arttırmaktadır. Alman tank personelinin T-34'lerin açılı zırhlarına yapılan bazı atışların sadece sekip zarar vermemesi üzerine dehşete düştükleri söylenir.

Hafif piyade antitank silahları bile bir tankı süspansiyon sistemine ya da paletlerine zarar vererek yürümez hale getirebilir. Çoğu paletli askeri aracın süspansiyon sistemini koruyan yan etekleri vardır.

Kore Savaşında Bazukalar.

Bazuka gibi yüksek patlayıcılı antitank silahları II. Dünya Savaşı'ndaki yeni tehditlerdi. Bu silahlar, patlamanın kuvvetini dar delici bir akışa yönlendirecek şekilde biçim verilmiş savaş başlığı taşırlar. İnce boşluklu zırh, çelik örgü zincir roketatar kalkanı veya kauçuk eteklerin yüksek patlayıcılı mermilerin ana zırhtan çok uzakta patlamasına neden olduğu, dolayısıyla da delicilik güçlerinin oldukça azaldığı görülmüştür.

Yüksek patlayıcılı plastik gibi bazı antitank cephanesi, bir aracın zırhına yapışan ve patladığında tankın içinde tehlikeli şekilde küçük metal parçacıkların yayılmasını sağlayan esnek patlayıcı malzeme kullanır. Zırhı delmeden içindeki personeli öldürerek tankı etkisiz hale getirir. Buna karşı koruma olarak bazı araçların içinde parçacık oluşmasını engelleyen malzeme tabakası döşelidir.

1970'lerden beri bazı tanklar çeşitli alaşım ve seramikten yapılan daha karmaşık kompozit zırhlarla korunmaktadır. Pasif zırhların içinde en iyi olarak nitelendirilebileceklerden biri Birleşik Krallık tarafından geliştirilen Chobham zırhıdır. Chobham zırhı, konvansiyonel zırh tabakaları arasında reçineli bez matrisi içinde bulunan boşluklu seramik bloklardan oluşan bir zırh çeşididir. Çok iyi korunan M1A1 Abrams ana muharebe tankında da tükenmiş uranyum ile kaplanmış bir çeşit Chobham zırhı bulunmaktadır.

İsrail Merkava tankları korunmaya yönelik tasarımı en ileriye götürerek motor ve yakıt deposunu ikincil zırh olarak kullanmaktadır. Türkiye de modernizasyon kapsamında İsraille birlikte yapılan M60T tanklarına da ikincil zırh olarak Hibrit reaktif zırh kullanılmıştır. Tankların gelişimiyle birlikte homojen döküm zırhın kullanıldığı M48 ve M60 serisi amerikan tankları ve birleştirilmiş döküm zırhın kullanıldığı Leopard 1 serisi alman tanklarının zırhlarının Zırh Koruma Değerlernin 300mm (RHA) nın altında kalması sebebiyle kullanılmamaktadır. Bu tip zırh koruma değeri düşük tankların hepsine tüm dünyada yeni zırh eklemeleri yapılarak zırh koruma değerleri yükseltilmektedir. Dünyada gelişen yeni konsepte zırh kalınlığı yerine Zırh Koruma Değeri ön plana çıkmıştır. Zırh koruma değeri (RHA) bir zırhın haddelenmiş çelik zırh olarak bir tankın üzerine gelen zırh delici mühimmatlara karşı koruma sağladığı değeri göstermektedir. 120 mm lik (M48 ve M60 serisi tanklar) homojen döküm zırhın kalitesi, yaptığı açı gibi sebeplerle zırh koruma değeri 200- 300mm(RHA) arasında iken 70 mm Birleşik döküm zırhın (Leopard 1) koruma değeri 300–400 mm (RHA) arasında 70 mm Boşluklu kompozit zırhın (Leopard 2) koruma değeri 500 –600 mm (RHA)arasına çıkmaktadır. Özellikle Reaktif zırhlarda bu koruma değerleri 900–1000 mm (RHA) arasına çıkarılmıştır. Reaktif zırhlı tanklara baktığımızda önümüze Rus ve İsrail menseili tanklar çıkmaktadır. Lepard 2A6 ve Leopard 2 Hell tanklarının zırh koruma değerlerinin 500– 800 mm arasındadır. M1A2 Abrams tanklarını zırh koruma değerleri 800– 1000 mm arasındadır. T72 tanklarının ise zırh koruma değeri 400– 600 mm arasındadır. Körfez krizinde bu iki tank karşı karşıya gelmiştir. İmha edilen M1A2 Abrams tankı 14 iken 370 adet T72 tankı 665 adet T62- 64 tankı ve 800 adet T55 tankı amerikalılar tarafından imha edilmiştir.

İngiliz Challenger II, ikinci nesil Chobham zırhı ile korunmaktadır

Tankı ve mürettebatını etkin bir şekilde korumak için tank zırhı çok çeşitli tanksavar tehditlerine karşı koymalıdır. Diğer tanklar tarafından ateşlenen kinetik enerjili deliciler ve yüksek patlayıcılı tanksavar (HEAT) mermilerine karşı koruma birincil öneme sahiptir, ancak tank zırhı aynı zamanda piyade havanlarına, el bombalarına, roket güdümlü el bombalarına, tanksavar güdümlü füzelere, tanksavar mayınlarına, tanksavar tüfeklerine, bombalara, doğrudan topçu atışlarına ve (daha az sıklıkla) nükleer, biyolojik ve kimyasal tehditlere karşı da koruma sağlamayı amaçlar.

Çelik zırh plakası en eski zırh türüydü. Almanlar İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzü sertleştirilmiş çelik kullanımına öncülük etmiş ve Sovyetler de eğimli zırh teknolojisi ile daha iyi koruma sağlamıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndaki gelişmeler, aralıklı zırhla elde edilen bazı erken başarılara rağmen etkili olan Panzerfaust ve bazuka piyade tarafından taşınan silahlarla örneklenen şekillendirilmiş şarjlı savaş başlıklarının geliştirilmesiyle homojen çelik zırhın eskimesine yol açmıştır. Manyetik mayınlar, anti-manyetik macun ve boyanın geliştirilmesine yol açmıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan modern çağa kadar, askerler savaş ortamındayken tanklara kum torbaları ya da eski zırh kaplama parçaları gibi doğaçlama zırhlar eklemişlerdir.

Bir İsrail M-60'ı üzerindeki Blazer patlayıcı reaktif zırh (ERA) blokları

Aktif koruma sistemi

Eğitim sırasında Trophy APS ("מעיל רוח") ile IDF Merkava Mk4 tankı

Tanklar için en yeni nesil koruyucu önlemler aktif koruma sistemleridir. "Aktif" terimi, bu yaklaşımları daha önceki tanklarda birincil koruyucu yaklaşım olarak kullanılan zırhla karşılaştırmak için kullanılmaktadır.

  • Rus Shtora karşı önlem sistemi gibi yumuşak öldürme önlemleri, düşman hedefleme ve ateş kontrol sistemlerine müdahale ederek koruma sağlar, böylece düşman tehditlerinin hedeflenen tanka kilitlenmesini zorlaştırır.
  • Sert öldürme sistemleri, gelen tehditleri kendi mermi(ler)iyle durdurarak tehdidi yok eder. Örneğin İsrail Trophy'si gelen bir roket ya da füzeyi av tüfeği benzeri mermilerle imha eder. Sovyet Drozd, Rus Arena, İsrail Trophy ve Iron Fist, Polonya ERAWA ve Amerikan Quick Kill sistemleri tankların füzelere, RPG'lere ve potansiyel olarak kinetik enerji delici saldırılara karşı korunmasını önemli ölçüde artırma potansiyeline sahiptir, ancak yakındaki birlikler için tehlikeli bölge endişeleri devam etmektedir.

Hareketlilik

Alman Ordusu'na ait iki Leopard 2 derin suda ilerleme kabiliyetlerini sergiliyor

Bir tankın hareket kabiliyeti savaş alanı veya taktik hareket kabiliyeti, operasyonel hareket kabiliyeti ve stratejik hareket kabiliyeti ile tanımlanır.

  • Taktik hareketlilik ilk olarak tankın çeşitli arazilerde hızlanma, frenleme, hız ve dönüş oranını tanımlayan çeviklik ve ikinci olarak da tankın alçak duvarlar veya hendekler gibi dikey engellerin üzerinden veya sudan geçme kabiliyeti olan engel aşma olarak ayrılabilir.
  • Operasyonel hareketlilik manevra menzilinin bir fonksiyonudur; ancak aynı zamanda boyut ve ağırlığın ve bunun sonucunda manevra seçeneklerindeki sınırlamaların da bir fonksiyonudur.
  • Stratejik hareketlilik, bir silahlı kuvvetin tanklarının zamanında, uygun maliyetli ve senkronize bir şekilde ulaşma kabiliyetidir.

Taktik hareketlilik

M1 Abrams Çıkarma Gemisi Hava Yastıklı araçtan boşaltılıyor.

Tankın çevikliği, manevra sırasındaki ataleti nedeniyle tankın ağırlığının ve yer basıncının, kurulu güç santralinin güç çıkışının ve tank şanzımanı ile palet tasarımının bir fonksiyonudur. Buna ek olarak, engebeli arazi, süspansiyon ve mürettebat üzerinde yarattığı baskı nedeniyle tankın hızını etkili bir şekilde sınırlar. Bu alanda bir atılım, İkinci Dünya Savaşı sırasında daha iyi arazi performansı ve hareket halindeyken sınırlı ateşleme sağlayan gelişmiş süspansiyon sistemleri geliştirildiğinde elde edilmiştir. Ferdinand Porsche tarafından geliştirilen daha önceki Christie veya daha sonraki torsiyon çubuklu süspansiyon gibi sistemler tankın arazi performansını ve genel hareket kabiliyetini önemli ölçüde artırmıştır.

Tanklar son derece hareketlidir ve kesintisiz paletleri ve gelişmiş süspansiyonları sayesinde çoğu arazi türünde hareket edebilir. Paletler aracın ağırlığını geniş bir alana dağıtarak daha az zemin basıncı oluşmasını sağlar. Bir tank düz arazide saatte yaklaşık 40 kilometre (25 mil/sa) ve yollarda saatte 70 kilometreye (43 mil/sa) kadar hız yapabilir, ancak bunun araca getirdiği mekanik yük ve yakıt dağıtımı ile tank bakımı üzerindeki lojistik yük nedeniyle, bu hızlar motor ve şanzıman sistemlerinde mekanik arızaya davetiye çıkaran "patlama" hızları olarak kabul edilmelidir. Sonuç olarak, uzun mesafeli tank nakliyesi için mümkün olan her yerde tekerlekli tank taşıyıcılar ve demiryolu altyapısı kullanılmaktadır. Uzun menzilli tank hareketliliğinin sınırlamaları, tekerlekli zırhlı savaş araçlarınınkiyle keskin bir tezat oluşturacak şekilde görülebilir. Blitzkrieg operasyonlarının çoğu saatte 5 kilometre (3,1 mph) yaya hızında gerçekleştirilmiştir ve bu da yalnızca Fransa yollarında başarılmıştır.

M1 Abrams, 1.500 şaft beygir gücünde (1.100 kW) Honeywell AGT 1500 gaz türbini motorundan güç alır ve asfalt yollarda 45 mil/saat (72 km/saat), arazide ise 30 mil/saat (48 km/saat) azami hız sağlar.

Tankın güç santrali, tankı hareket ettirmek için kinetik enerji ve taret dönüş motorları ve tankın elektronik sistemleri gibi bileşenlere bir jeneratör aracılığıyla elektrik gücü sağlar. Tank güç santrali, I. ve II. Dünya Savaşları sırasında ağırlıklı olarak benzinli ve uyarlanmış büyük deplasmanlı havacılık veya otomotiv motorlarından, dizel motorlardan gelişmiş çok yakıtlı dizel motorlara ve T-80 ve M1 Abrams'taki güçlü (birim ağırlık başına) ancak yakıta aç gaz türbinlerine doğru evrim geçirmiştir.

Bağlam içinde +Tank güç çıkışı ve torku:
Araç Güç çıkışı Güç/ağırlık Tork
Orta boy araba Toyota Camry 2.4 L 118 kW (158 hp) 79 kW/t (106 hp/t) 218 N⋅m (161 lbf⋅ft)
Spor araba Lamborghini Murciélago 6.5 L 471 kW (632 hp) 286 kW/t (383 hp/t) 660 N⋅m (490 lbf⋅ft)
Yarış arabası Formula 1 arabası 3.0 L 710 kW (950 hp) 1.065 kW/t (1.428 hp/t) 350 N⋅m (260 lbf⋅ft)
Ana muharebe tankı Leopard 2, M1 Abrams 1.100 kW (1.500 hp) 18,0 ila 18,3 kW/t (24,2 ila 24,5 hp/t) 4.700 N⋅m (3.500 lbf⋅ft)
Lokomotif SNCF Sınıf T 2000 1.925 kW (2.581 hp) 8,6 kW/t (11,5 hp/t)

Stratejik hareketlilik

Stratejik hareketlilik, bir silahlı kuvvetin tanklarının zamanında, uygun maliyetli ve senkronize bir şekilde ulaşma kabiliyetidir. İyi bir stratejik hareketlilik için hava yoluyla taşınabilirlik önemlidir, bu da ağırlık ve hacmin belirlenen nakliye uçağı yetenekleri dahilinde tutulması gerektiği anlamına gelir. Birçok sofistike tasarım sadece nispeten düşük bir oranda üretilebildiğinden, ülkeler genellikle daha fazla tank üretmek zorunda kalmadan herhangi bir tehdide cevap verebilecek kadar tank stoklarlar. Örneğin ABD 6,000 MBT'yi depoda tutmaktadır.

Savaş mühendislerinin yokluğunda, çoğu tank küçük nehirleri geçmekle sınırlıdır. MBT'ler için tipik geçit derinliği yaklaşık 1 m (3,3 ft) olup, motor hava girişinin yüksekliği ve sürücünün konumu ile sınırlıdır. Rus T-90 ve Alman Leopard 1 ve Leopard 2 tankları gibi modern tanklar, uygun şekilde hazırlandıklarında ve mürettebat ve motora hava sağlamak için bir şnorkel ile donatıldıklarında 3 ila 4 m (9,8 ila 13,1 ft) derinliğe kadar geçebilirler. Tank mürettebatı genellikle derin su geçişlerine karşı olumsuz bir tepki gösterir, ancak yeni ve beklenmedik saldırı yolları açarak su geçiş operasyonlarında sürpriz ve taktik esneklik için önemli bir alan sağlar.

Amfibi tanklar su operasyonları için özel olarak tasarlanmış ya da uyarlanmıştır, örneğin şnorkeller ve etekler eklenmiştir, ancak modern ordularda nadirdirler ve amfibi saldırılarda yerlerini amaca yönelik olarak üretilmiş amfibi saldırı araçları ya da zırhlı personel taşıyıcılara bırakırlar. EFA mobil köprüsü ve zırhlı araçla fırlatılan makas köprüler gibi gelişmeler de İkinci Dünya Savaşı'nda nehirlerin tankların ilerlemesi önünde oluşturduğu engeli azaltmıştır.

Mürettebat

Bir AMX Leclerc'te tank komutanının pozisyonu
Bir Rus T-72B3 tankındaki mürettebatın pozisyonları. Sürücü (3) aracın ön tarafında otururken, komutan (1) ve nişancı (2) tarette, otomatik doldurma mekanizması için mühimmat içeren karuselin (4) hemen üzerinde konumlandırılmıştır.

Modern tankların çoğunda genellikle dört veya otomatik yükleyici takılıysa üç mürettebat bulunur. Bunlar şunlardır

  • Komutan - Komutan, sürücü ve nişancının sınırlı görüş cihazlarından ziyade çok yönlü görüş cihazlarıyla tankı komuta etmekten sorumludur. Topçuyu kabaca hedefe yönlendirir ve sürücüyü dönüşler ve engeller etrafında yönlendirir.
  • Topçu - Topçu, bir topçu parçasını hedeflere yöneltme işlemi olan topun yerleştirilmesinden sorumludur. Silahın bir tüfeğe benzer şekilde hedeflendiği doğrudan ateş veya ateşleme verilerinin hesaplanıp nişangahlara uygulandığı dolaylı ateş için yerleştirme olabilir. Bu terim, örneğin radardan elde edilen hedef verilerini ve bilgisayar kontrollü silahları kullanan otomatik nişan almayı da içerir. Silahın yerleştirilmesi, namlu deliğinin ekseninin yatay ve dikey olmak üzere iki düzlemde hareket ettirilmesi anlamına gelir. Bir silah hedefle aynı hizaya getirmek için "traverslenir" (yatay düzlemde döndürülür) ve hedefe menzillemek için "yükseltilir" (dikey düzlemde hareket ettirilir).
  • Doldurucu - Doldurucu, komutan ya da nişancı tarafından emredildiği gibi hedefe uygun bir mermi (HEAT, duman, vb.) ile silahı doldurur. Doldurucu genellikle mürettebatın en düşük rütbeli üyesidir. Otomatik dolduruculu tanklarda bu pozisyon atlanır.
  • Sürücü - Sürücü tankı sürer ve ayrıca otomotiv özelliklerinin rutin bakımını yapar.
Bir M1A1 Abrams tankında nişancı istasyonu (sol alt) ve komutan istasyonunun (sağ üst) görünümü

Bir tankı kullanmak bir ekip işidir. Örneğin, yükleyiciye mühimmatın istiflenmesinde mürettebatın geri kalanı yardımcı olur. Sürücüye otomotiv özelliklerinin bakımı konusunda yardım edilir.

Tarihsel olarak, mürettebat sadece iki kişiden bir düzine kişiye kadar değişmiştir. Birinci Dünya Savaşı tankları henüz olgunlaşmamış teknolojilerle geliştirilmişti; çoklu topları ve makineli tüfekleri yönetmek için gereken mürettebata ek olarak, tankı sürmek için dört mürettebata ihtiyaç vardı: araç komutanı olarak hareket eden ve frenleri yöneten sürücü, vites adamlarına emir vererek sürdü; bir yardımcı sürücü vites kutusunu ve gazı çalıştırdı; ve her palet üzerinde bir tane olmak üzere iki vites adamı, bir tarafı veya diğerini boşa ayarlayarak yönlendirdi ve diğer taraftaki paletin tankı bir tarafa çevirmesine izin verdi. İkinci Dünya Savaşı öncesi Fransız tankları iki kişilik mürettebata sahip olmalarıyla dikkat çekiyordu; bu tanklarda aşırı çalışan komutan tankı komuta etmenin yanı sıra silahı doldurmak ve ateşlemek zorundaydı.

İkinci Dünya Savaşı ile birlikte çok taretli tankların kullanışsız olduğu kanıtlandı ve alçak gövde tasarımı üzerinde tek taret standart hale geldikçe, mürettebat dört ya da beş kişilik bir ekip etrafında standartlaştı. Beşinci mürettebat üyesi olan tanklarda, genellikle üçü tarette bulunurken (yukarıda açıklandığı gibi), beşinci kişi çoğunlukla gövdede sürücünün yanında oturur ve yardımcı sürücü veya telsiz operatörü olarak görev yapmanın yanı sıra gövde makineli tüfeğini de kullanırdı. Konfor ve ergonomiyi dikkate alan iyi tasarlanmış mürettebat istasyonları, yorgunluğu sınırladığı ve bireysel hareketleri hızlandırdığı için bir tankın muharebe etkinliğinde önemli bir faktördür.

Mühendislik kısıtlamaları

Hint Arjun MBT'sinin hidropnömatik süspansiyonu bir tümsek üzerinde hareket ederken iş başında.

Tank tasarım mühendisliği konusunda tanınmış bir yazar olan Richard M Ogorkiewicz, tankın teknolojik gelişimine yaygın olarak dahil edilen aşağıdaki temel mühendislik alt sistemlerinin ana hatlarını çizmiştir:

  • Tankların hareket kabiliyeti (şasi tasarımı yoluyla)
  • Tank motorları
  • Tank şanzımanları
  • Süspansiyonlar ve yürüyen aksam
  • Toprak-araç mekaniği
  • Tank silahları ve mühimmatları
  • Tank silahlarının balistik ve mekaniği
  • Görüş ve nişan sistemleri
  • Aydınlatma ve gece görüş sistemleri
  • Ana ve yardımcı silahlar için atış kontrol sistemleri
  • Silah kontrol sistemleri
  • Güdümlü silahlar
  • zırh koruması
  • Tankların konfigürasyonu

Yukarıdakilere birim haberleşme sistemleri ve elektronik tanksavar karşı önlemleri, mürettebat ergonomisi ve hayatta kalma sistemleri (alev bastırma dahil) ve teknolojik iyileştirme için hükümler eklenebilir. Çok az sayıda tank tasarımı, özellikle savaş zamanı olmak üzere, bazı yükseltmeler veya modernizasyonlar olmaksızın tüm hizmet ömürleri boyunca hayatta kalabilmiştir; son İsrail Magach versiyonları gibi neredeyse tanınmayacak kadar değişmiş olanlar da buna dahildir.

Bir tankın özellikleri, tank için gerekli olan performans kriterlerine göre belirlenir. Aşılması gereken engeller araçların ön ve arka profillerini etkiler. Geçilmesi beklenen arazi, söz konusu arazi için uygulanmasına izin verilebilecek palet zemin basıncını belirler.

Tank tasarımı, teknolojik ve bütçesel kısıtlamalar ile taktik kabiliyet gereksinimleri arasında bir uzlaşmadır. Ateş gücü, koruma ve hareket kabiliyetini aynı anda en üst düzeye çıkarırken, en son teknolojiyi bir araya getirmek ve üretime girmek için yeterli miktarda tedarik için satın alınabilirliği korumak mümkün değildir. Örneğin, taktik kabiliyet gereksinimleri söz konusu olduğunda, zırh ekleyerek korumayı arttırmak ağırlığın artmasına ve dolayısıyla hareket kabiliyetinin azalmasına neden olacaktır; daha büyük bir top takarak ateş gücünü arttırmak tasarımcı ekibi zırhı arttırmaya zorlayacak, dolayısıyla savaş sırasında mürettebat verimliliğini sağlamak için aynı iç hacmi koruyarak tankın ağırlığını arttıracaktır. İyi bir ateş gücü, hız ve zırha sahip olan Abrams MBT örneğinde, bu avantajlar motorunun oldukça yüksek yakıt tüketimi ile dengelenmekte, bu da sonuçta menzilini ve daha geniş anlamda hareket kabiliyetini azaltmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, üretimin karmaşıklığı ve maliyet tarafından yönetilen tank üretim ekonomisi ve belirli bir tank tasarımının lojistik ve saha bakım yetenekleri üzerindeki etkisi de bir ulusun kuvvet yapısında kaç tank bulundurabileceğini belirlemede önemli olarak kabul edilmiştir.

Tiger I ve M60A2 gibi önemli sayıda sahaya sürülen bazı tank tasarımlarının üretiminin çok karmaşık veya pahalı olduğu kanıtlanmış ve silahlı kuvvetlerin lojistik hizmetleri desteği üzerinde sürdürülemez taleplerde bulunmuştur. Bu nedenle tasarımın satın alınabilirliği muharebe kabiliyeti gerekliliklerinin önüne geçmiştir. Bu ilke hiçbir yerde İkinci Dünya Savaşı sırasında iki Müttefik tasarımının, T-34 ve M4 Sherman'ın, her ikisi de mühendislik ödünlerini kabul eden basit tasarımlar olmasına rağmen, Almanya'nın daha karmaşık ve üretimi daha pahalı olan ve Wehrmacht'ın aşırı gerilmiş lojistiği üzerinde daha fazla talep yaratan daha sofistike tasarımlarına karşı başarıyla kullanıldığı zamankinden daha iyi gösterilmemiştir. Bir tank mürettebatının zamanının çoğunu aracın bakımıyla geçireceği düşünüldüğünde, mekanik, elektrik ve elektronik teknolojilerindeki ilerlemelere rağmen mühendislik sadeliği İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana tank tasarımında birincil kısıtlama haline gelmiştir.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana tank geliştirme, tankın performansını artırmak için tankın birçok alt sistemindeki teknolojik ilerlemelere odaklanırken, tank tasarımında önemli mekanik değişikliklerin denenmesini de içeriyordu. Bununla birlikte, bu dönem boyunca ateş gücünde Sovyet IT-1 ve T-64, korumada İsrail Merkava ve İsveç S-tankı dahil olmak üzere karışık başarıya sahip bir dizi yeni tasarım ortaya çıkarken, ABD'nin M551'i on yıllar boyunca paraşütle konuşlandırılabilen tek hafif tank olarak kaldı.

Tankın Bölümleri

Komuta, kontrol ve iletişim

Alman Ordusu Leopard 2A6M ağ bağlantılı savaş alanı teknolojisine sahip

Sahadaki tankları komuta ve koordine etmek, özellikle iletişim alanında her zaman belirli sorunlara tabi olmuştur, ancak modern ordularda bu sorunlar, iletişimi mümkün kılan ve gelişmiş durumsal farkındalığa katkıda bulunan ağa bağlı, entegre sistemler sayesinde kısmen hafifletilmiştir.

20. yüzyıl

Birinci Dünya Savaşı ve İki Savaş Arası Dönem

Zırhlı perdeler, motor gürültüsü, araya giren arazi, toz ve duman ve "düğmeli" (kapaklar kapalı) çalışma ihtiyacı iletişime ciddi zararlar verir ve küçük tank birimleri, münferit araçlar ve tank mürettebatı için izolasyon hissine yol açar. Cambrai'deki bazı Mark IV'lere mesajlaşma aracı olarak Mors alfabesi vericileri yerleştirilmiş olsa da, telsizler o zamanlar bir tanka monte edilebilecek kadar taşınabilir ya da sağlam değildi. Arka tarafa bir sahra telefonu takılması ancak bir sonraki savaş sırasında bir uygulama haline gelecekti. Birinci Dünya Savaşı sırasında bunlar arızalandığında ya da kullanılamadığında, durum raporları bazı mürettebat tarafından mazgallardan ya da kapaklardan posta güvercinleri salıverilerek karargâha geri gönderiliyordu ve araçlar arasındaki iletişim el işaretleri, Kızıl Ordu/Sovyet Ordusu'nda İkinci ve Soğuk Savaş boyunca kullanılmaya devam eden el semafor bayrakları ya da yaya veya atlı ulaklar aracılığıyla sağlanıyordu.

İkinci Dünya Savaşı

Alman ordusu başından itibaren telsiz haberleşmesine önem vermiş, savaş araçlarını telsizlerle donatmış ve tüm birliklerini taktiklerinin temel bir unsuru olarak disiplinli telsiz kullanımı konusunda eğitmiştir. Bu, savaş sırasında gelişen tehditlere ve fırsatlara yanıt vermelerini sağlayarak Almanlara savaşın başlarında kayda değer bir taktik avantaj sağladı; Müttefik tankları başlangıçta daha iyi ateş gücüne ve zırha sahip olsalar bile, genellikle bireysel telsizlerden yoksundular. Savaşın ortalarına gelindiğinde, Batılı Müttefik tankları telsiz kullanımını tam olarak benimserken, Rusların telsiz kullanımı nispeten sınırlı kalmıştır.

Soğuk Savaş dönemi

Merkava Mark 4 ana muharebe tankı dijital bir C4IS muharebe yönetim sistemi ile donatılmıştır.

Modern savaş alanında mürettebat kaskına monte edilmiş bir interkom dahili iletişim ve telsiz ağına bağlantı sağlar ve bazı tanklarda tankın arkasındaki harici bir interkom işbirliği yapan piyade ile iletişim sağlar. Telsiz ağları, karışıklığı ve "gevezeliği" en aza indirmek için telsiz ses prosedürünü kullanır. ZMA teçhizatı ve doktrinindeki son gelişmelerden biri de ateş kontrol sistemi, lazer mesafe ölçer, Küresel Konumlandırma Sistemi ve arazi bilgilerinin sertleştirilmiş askeri özellikli elektronikler ve bir savaş alanı ağı üzerinden entegre edilerek düşman hedefleri ve dost birlikler hakkındaki bilgilerin tanktaki bir monitörde görüntülenmesidir. Sensör verileri yakındaki tanklardan, uçaklardan, İHA'lardan veya gelecekte piyadelerden (ABD Future Force Warrior projesi gibi) alınabilir. Bu, tank komutanının durumsal farkındalığını ve savaş alanında gezinme ve hedefleri seçip angaje etme becerisini geliştirir. Tüm emir ve eylemleri otomatik olarak kaydederek raporlama yükünü hafifletmenin yanı sıra, emirler metin ve grafik kaplamalarla ağ üzerinden gönderilir. Bu, ABD tarafından Ağ merkezli savaş, İngiltere tarafından Ağ Destekli Yetenek ya da İsrail tarafından Dijital Ordu Savaş Yönetim Sistemi olarak bilinmektedir. K-2 Kara Panter de dahil olmak üzere gelişmiş muharebe tankları, tankları daha uzak mesafeden tespit etmesine ve dost-düşman olarak tanımlamasına olanak tanıyan, aynı zamanda tankın isabet oranını ve tanklara kilitlenme kabiliyetini arttıran tamamen radarla entegre bir Atış Kontrol Sistemini benimseme konusunda ilk büyük adımı atmıştır.

21. yüzyıl

LimpidArmor şirketinin dairesel inceleme sistemi

Durumsal farkındalık ve iletişimin gerçekleştirilmesi, 21. yüzyılda MBT'nin dört temel işlevinden biridir. Mürettebatın durumsal farkındalığını artırmak için MBT'ler, Artırılmış gerçeklik ve Yapay Zeka teknolojilerinin bir kombinasyonu ile dairesel inceleme sistemi kullanmaktadır.

Tank savunma sistemlerindeki diğer ilerlemeler aktif koruma sistemlerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Bunlar iki seçenekten birini içerir:

  1. Yumuşak öldürme - Yumuşak öldürme koruma sistemleri, gelen tanksavar füzelerini ve mermilerini tespit edebilen entegre yerleşik radar uyarı alıcılarını kullanır. Tespit edildikten sonra, gelen füzenin kızıl ötesi izleme sistemine müdahale eden duman perdeleri veya sis bombaları yerleştirmeyi içeren yumuşak öldürme önlemleri devreye sokulacaktır. Bu, gelen füzenin tankı ıskalamasına ya da tamamen devre dışı kalmasına neden olacaktır
  2. Sert öldürme - Daha gelişmiş yaklaşım Sert öldürme önlemlerini içerir. Bunlar, tankın kendi füzesavar mermisini konuşlandırarak gelen düşman füzesini veya mermisini doğrudan imha etmeyi içerir. Bu, yumuşak öldürme sistemlerinin müdahale önlemlerinden ziyade doğrudan müdahale önlemleri nedeniyle daha güvenilir bir yaklaşım olarak görülmektedir. Bu aktif koruma sistemlerinin her ikisi de K2 Black Panther|K-2 Black Panther, Merkava ve Leopard 2A7 dahil olmak üzere birçok ana muharebe tankında bulunmaktadır.

Muharebe kilometre taşları

Çatışma Yıl Toplam
sayı
tankların
Notlar
Somme Savaşı 1916 49 Savaşta ilk kullanılan tanklar
Cambrai Savaşı 1917 378 Tankların ilk başarılı kullanımı
İkinci Villers-Bretonneux Muharebesi 1918 23 İlk tank tanka karşı savaşı
İspanya İç Savaşı 1936–1939 ~700 Savaşta savaş tankları
Polonya'nın İşgali 1939 ~8,000 "Blitzkrieg" teriminin kökeni
Hannut Savaşı, Belçika 1940 ~1,200 İlk büyük tank tanka karşı savaşı
Fransa Savaşı 1940 5,828 Daha zayıf ama daha iyi komuta edilen tanklar birleşik silah operasyonlarında başarılı
Kursk Savaşı 1943 10,610 Bir savaşta en çok tank
Sina Savaşı 1973 1,200 Ana muharebe tankları arasındaki çatışma

Silahlar

Cephane

Bazı tank tiplerinde top namlusu yivsetli olur. Bazılarında ise "smoothbore" olarak nitelendirilen yivsetsiz namlular bulunmaktadır. Mermiler de namlu çeşidine göre, diğer bir deyişle tankın tarzına göre farklılık gösterir. Bununla beraber, farklı olsa da aynı amaca hizmet ederler. Her modelde çeşitli mühimmat kullanabilen tanklarda en önemli cephane çeşidi, anti-tank tipi (SABOT) olarak nitelendirilen mermilerdir. Yivsetli namlularda kullanılan anti-tank mermilerini, kinetik ve kimyasal etkili mühimmat şeklinde ikiye ayırmak gerekir. Kinetik enerjili yivsetli mühimmatlarda da iki tip bulunmaktadır. Birisi, tungsten çekirdekli ve yivli spin alan hızlı tip mermidir (APDS). Diğeri ise yiv döngüsünü mühimmat üzerindeki bir çembere aktararak, bu formasyonun içinden (bir kozadan çıkar gibi) açılarak, yoluna (daha da hızlı) yivsiz devam eden kuyruk dengekli tungsten çekirdeklerdir (APDSFS). Kinetik etkili mermilerin tamamı, çok hızlı biçimde, kütle enerjisi ile zırh delmeyi amaçlar. Çekirdeğin saniyede yol aldığı mesafe 900 km üzerine çıkabilir. Kimsayal etkili mühimmatlar (HEAT) ise ince zırhlara yöneliktir; mesela ZMA veya ZPT tarzı araçlar hedef alınır. Bu mermiler çok daha yavaş gider ve zırhın tam üzerinde meydana gelen kimyasal reaksiyon sonucu zırhı bertaraf edip, içerideki personeli etkisiz kılmaya yöneliktir. Bunların zırhı bertaraf etme detayları incelenecek olursa 4 çeşit ortaya çıkar. Bunlar noktadan içeri nüfuz eden ısıl, kapak şeklinde zırhı sökerek içeri nüfuz eden ısıl vs şeklinde sıralanabilir. Sonuçta hepsi, saniye içerisinde, zırh içindeki mürettebatı yakarak öldürecektir.

Diğer tank mühimmatları arasında sayılabilecek mermi çeşitleri yüksek inflaklı mermiler (tnt temelli, klasik top mermileri mantığıyla çalışır) yangın mermileri ve anti personel mermileri (APERS) olarak sıralanabilir. APERS tip mermiler, namludan çıktıktan yaklaşık 30- 40 metre sonra açılarak, ortalama 100 metre boyunca piyadeyi darmadağın eden, misket bombası mantığındaki mühimmattır. Zırhlı araçlara karşı etkisiz olup, tankçı kendi piyadesine de zarar verebilir.

M551 Sheridan, T-72, T-64, T-80, T-90, T-84, ve PT-91 gibi bazı tanklar anti-tank güdümlü füzelerini top namlularından ya da haricî füze rampalarından ateşleyebilirler. Bu işlevsellik, tankın etken çarpışma mesafesini, konvansiyonel mermilerin sağladığının ötesine taşıyabilir. Aynı zamanda helikopter gibi yavaş ve alçak uçan hava hedeflerine karşı da kullanılabilirler. ABD bu yöntemi kullanmaktan vazgeçerek uzun mesafe antitank görevlerini helikopter ve savaş uçaklarına vererek M551 ve M60A2'leri kullanımdan kaldırmaktadır. Ancak BDT ülkeleri ana muharebe tanklarında bu top-füze sistemlerini kullanmaya devam etmektedir.

Korunma

Sis bombası rampaları ve pasif savunmalar

Patlayıcı tepkisel zırh ile örtülmüş Sovyet T-72 tankı.
1942'deki denemeler esnasında Avustralya Sentinel tankı. Tank komutanının korunmasız pozisyonu dikkat çekicidir.

Çoğu zırhlı araçta kısa sürede düşman pususundan veya saldırısından geri çekilmeyi maskeleyecek bir sis perdesi oluşturabilen sis bombası rampaları mevcuttur. Saldırı esnasında düşmana saldırının erken uyarısını yaptığı ve saldıranın görüşünü engellediği için çok nadiren kullanılmaktadır. Modern sis bombaları ışığın görünür spektrumunda olduğu kadar kızılötesinde de etkilidir.

Bazı sis bombaları düşmanın hedef bulucuları ve mesafe ölçerlerinin lazer ışınlarını da engelleyecek kadar yoğun duman oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Bu şekilde görerek atış yapan ve kullanıcının göreceli olarak uzun sürede tanka nişan almasını gerektiren antitank füzeler gibi yavaş hızlı silahlardan alınacak isabet olasılığını azaltmaktadır. Fransız Leclerc tankı gibi birçok ana muharebe tankında, sis bombası rampaları aynı zamanda gözyaşartıcı gaz bombaları ve antipersonel el bombaları atacak şekilde de tasarlanmıştır. Birçok İsrail tankında, içeriden kullanılabilinen ve engellerin arkasındaki hedeflere de saldırmaya olanak vererek antipersonel özellikleri arttıran küçük bir dik havan topu da bulunmaktadır. Diğer tankları da içeriden doldurulabilen sis/el bombası rampalarıyla donatmak için teklifler yapılmıştır.

Termik görüntülemenin kullanılmaya başlanmasından önce hızlı sis perdesi oluşturmasının yanı sıra, patlama bölgesindeki piyadeler üzerinde (örneğin mayın ya da patlayıcılarla yaklaşmaya çalışan düşman piyadesi) etkili, yakıcı etkisi de bulunan beyaz fosfor gazı, zırhlı savaş araçlarında en çok kullanılan sis bombası tipiydi.

Termal okuyuculardan beri çoğu tank, içinde plastik veya kauçuk bulunduran sis bombaları taşımaktadır. Plastik ya da kauçuğun küçük parçaları, yanarak termal okuyucuların çalışmasını zorlaştırmaktadır.

Bazı tanklarda ise kısa süreli sis oluşturan sis bombaları yerine, sürekli sis üreten cihazlar bulunmaktadır. Genellikle sis üretmek için egzoz gazına yakıt püskürtülerek, yanmamış ya da kısmen yanmış parçacıkların yoğun sis perdesi üretmesi sağlanmaktadır.

Modern tanklar giderek, lazerli hedef bulucu veya mesafeölçerlerle hedef gösterildiğinde uyaran lazer uyarı cihazları gibi pasif savunma sistemleri ile donatılmaktadır.

Diğer pasif savunma cihazları arasında, çoğunlukla tanksavar silahlarını yönlendirmek için kullanılan çok kısa dalga kullanan radar cihazları ile hedefe alındığında uyarı yapan radyo uyarı cihazları sayılabilir.

Korunmasız personel

Paradoksal olarak bir tankın genellikle en güvenli konumu tank komutanının kişisel olarak korunmasız olduğu durumdur. Yani tank komutanının miğferi ve kurşun geçirmez yeleği dışında kişisel korumasının olmadığı, taretin üzerinde başı dışarıda olarak (çok ağır ateş altında olunması haricinde) tank ile birlikte ilerlediği konumdur. Bu yüksek konumdayken komutan etrafını herhangi bir sınırlama olmaksızın görebilir ve gerek düşmanın antitank eylemlerini gerekse tankı durdurabilecek ya da yavaşlatabilecek doğal ya da yapay engelleri görme şansını büyük oranda arttırır. Optik bilimi ve elektronikteki ilerlemelere rağmen, tank periskopu ya da diğer görüş cihazları, görüş alanını çok kısıtlar. Dolayısıyla kapaklar kapalı olarak düşman arazisinde yol alırken komutan ve personeli kişisel olarak güvende olabilir ama aşırı derecede azalmış görüş alanı nedeniyle tankın bütünü risk altındadır. Bu problemi aşmak için optik sistemlerdeki çalışmalar devam etmektedir.

Hareketlilik

Su operasyonları

Amfibi tanklar

PT-76 gibi bazı hafif tanklar, su içinde ya paletleriyle ya da hidrojetlerle ilerleyen amfibi araçlardır.

Tankın başından su sıçramasını durdurmak için aşağıya katlanan düzenleme kanadı genellikle sürücünün penceresinden su girişini engellemek için kullanılır.

II. Dünya Savaşında ek yüzme özelliği sağlayan kauçuklaştırılmış kanvas eklemesiyle Amerikan M4 Medium (Sherman) tankı amfibi hale getirilmiştir. Ana motor tarafından tahrik edilen pervanelerle hareket etmekteydi. Bu tanklara Sherman DD (Duplex Drive/Çift Tahrik) adı verilmekteydi ve Normandiya Çıkarması'nda ilk karaya çıkışlarda sahillerde yakın destek ateşi sağlamak için kullanılmışlardı. Sherman DD tankı yüzerken atış yapamıyordu çünkü yüzme perdesi, ana silahtan daha yüksekti. Manş Kanalı'ndaki kötü hava ve kıyıdan çok uzakta denize indirilmeleri nedeniyle bu DD tankların birkaçı batmıştır. Yine de karaya çıkmayı başarabilenler, ilk kritik saatlerde sahilde tutunabilmek için kaçınılmaz destek ateşini sağlamıştır.

Enerji santralleri

Tankın enerji santrali tankı hareket ettirmek ve taretin döndürülmesi ya da telsiz için elektrik enerjisi gibi diğer tank sistemlerini beslemek için gerekli enerjiyi sağlar. I. Dünya Savaşı 'nda hizmet veren tankların çoğunluğu enerji santrali olarak benzinli motorları kullanmışlardır, ancak Amerikan Holt Benzinli-Elektrikli tankı hem benzin hem de elektrik motoru kullanmıştır. II. Dünya Savaşı 'nda ise kullanılan enerji santralleri çeşitlilik arzediyordu ve birçok tank motoru uçak motorlarından uyarlanmıştı. Soğuk Savaş başladığında hemen hemen tüm tanklar dizel yakıtı kullanmaya başlamışlardı. Hâlâ kullanılan geliştirilmiş çok yakıtlı versiyonları dahi vardır. 1970'lerin sonundan başlayarak türbinli motorlar ortaya çıkmıştır.

Bir enerji santralinin tipi ve ağırlığı güç aktarım organlarının etkisini de hesaba katarak, çoğunlukla tankın ne kadar hızlı ve çevik olduğunu belirler. Ama asıl olarak arazi süspansiyon sistemine ve personele ilettiği gerilim ile tüm tankların maksimum hızını sınırlar.

Çok yakıtlı dizel motorlar

Türbin kullanmayan tüm modern tanklar bir dizel motoru kullanır çünkü dizel yakıtı benzine göre hem daha az alev alıcı hem de daha ekonomiktir. Bazı Sovyet tankları yanan dizel yakıtının koyu dumanını kendi yararlarına kullanmışlar ve hatta egzoz gazında bilerek yakıt yakmış ve saklanmak için duman oluşturmuşlardır. Yakıt tankları genellikle tankın arkasına yerleştirilir, ancak İsrail Merkava tankları gibi bazı tasarımlarda, dizel yakıt tankları fazladan bir zırh tabakası oluşturmak için personelin etrafındaki alana yerleştirilmiştir. Yakıt sıklıkla dışarıdaki yedek depolarda ya da çarpışırken kolaylıkla ayrılabilmesi için tankın arkasından çekilen küçük römorklarda depolanmaktadır.

Modern tank motorları bazen dizel, benzin ya da benzeri yakıtlarla çalışabilen çok yakıtlı motorlardır.

Gaz türbinleri

Gaz türbinleri bazı tanklarda yedek güç birimi, Sovyet/Rus T-80 ve ABD'nin M1 Abrams gibi tanklarındaysa ana enerji santralı olarak kulanılmıştır. Sağladıkları motor gücüne göre, dizel motorlardan görece daha küçük ve hafiftirler. T-80 yüksek hızından ötürü Uçan tank diye anılmıştır.

Hâlbuki özellikle düşük motor devrinde daha az yakıt verimliliğine sahiptirler ve aynı çarpışma menziline sahip olmak için daha büyük yakıt depolarına ihtiyaç duyarlar. M1'lerin yeni modelleri tank dururken ana türbini rölantide tutmayıp yakıt tüketimini azaltmak için tankın diğer sistemlerini besleyen yedek güç birimi olarak küçük bir türbin motoru daha bulunmaktadır. T-80 tankları genellikle menzillerini uzatmak için büyük haricî yakıt depolarıyla görülürler. Rusya, T-80 üretiminin yerine daha az güçlü ve T-72'lerin baz alındığı T-90 üretimine geçmiştir. Ukrayna ise türbin motorlu versiyonu ile hemen hemen aynı güce sahip olan dizel motorlu T-80UD ve T-84 leri geliştirmiştir.

Düşük verimliliklerinden ötürü, aynı güç çıktısında bir gaz türbini motorunun termik izi dizel motorunun termik izinden daha önemlidir. Öte yandan susturuculu bir gaz türbini, pistonlu bir motordan daha sessiz olabilir. M1A2 tankı sessiz çalışmasından ötürü Fısıltılı Ölüm olarak adlandırılmıştır.

Basit bir yapıya ve daha az çalışan parçaya sahip olmasından ötürü bir gaz türbini pistonlu bir motordan daha güvenilirdir ve daha kolay bakım yapılabilir. Hâlbuki pratik yaşamda bu parçalar, çalışma hızlarının yüksekliğinden ötürü daha çok ve çabuk aşınmaktadır. Türbinin pervaneleri toza ve ince kuma karşı çok hassas olduğundan, çöl operasyonlarında özel filtreler dikkatle kullanılmalı ve günde birkaç kere değiştirilmelidir. Uygun takılmamış bir filtre ya da bir tek mermi veya şarapnelle zarar gören bir filtre, motoru bozabilir. Pistonlu motorlarda iyi bakım gerektiren filtreler kullanılır ancak filtrenin bozulmasına daha çok tolerans gösterirler.

Tanklarda kullanılan dizel motorlar gibi gaz türbinleri de çok yakıtlı sistemlerdir.

Zayıflıklar

Olağanüstü güçlü bir silah olmasına ve kara savaş alanının tartışmasız kralı sayılmasına rağmen tanklar yenilmez değildirler. Aslında birçok antitank silahın geliştirilmesinin sebebi de tankın bu üstünlüğüdür. Genellikle daha az zırha sahip üst kısıma saldırabilen antitank helikopterlerinin geliştirilmesiyle birlikte tankların zamanının geçtiği de söylenmiştir. Bu iddia henüz doğrulanmamıştır ve değişik açık noktaları ortaya çıkarabilecek eşit güçler arasında tank ve helikopter savaşı olmamıştır.

Topçu

Birleşik Krallık QF 6 pounder tanksavar topu

Tank zırhları yeteri kadar güçlü bir top mermisi ile doğrudan vurulmadığı sürece topçu ateşine dayanabildiğinden konvansiyonel topçu mermileri tanklara karşı çok etkili sayılmaz. Top ateşi mermilerle zırhı delmese de dinamik şok, dahili zırh parçalanması ya da daha basitçe tankın ters çevrilmesi gibi sonuçlarla tankları yine de etkisiz hale getirebilir.

Yine de son otuz yıldır tanklara saldırıyı da düşünerek bir dizi topçu mermisi geliştirilmiştir. Bunların arasında Amerikan Copperhead CLGP (Toptan atılan güdümlü mermi) gibi lazer güdümlü mermiler vardır ki neredeyse zayıf üst zırha isabeti garanti eder. Bunlara ek olarak bu mermilerde sıradan yüksek patlayıcılı savaş başlığı yerine yüksek patlayıcılı antitank başlığı kullanılır.

Güdümlü mermilerle isabetli atış yapmanın yanı sıra, güdümlü ya da güdümsüz serpme mermileri ve mermicikleri da geliştirilmiştir. Serpme tesirli mermiler, içlerinde bir tanka saldırmak için kullanılan küçük mermiciklerden oluşan mermilerdir. Altı toplu bir batarya bir-iki dakika içerisinde yüzlerce mermicik ateşleyebilir.

Bunların bir çeşidinde, top mermisi tankın üzerinde havada iken patlar ve aşağıya belli sayıda antitank mermisi ya da bombacığı yağmur gibi yağar. Küçük olmalarına rağmen isabet eden mermiciklerin zarar verme şansı yüksektir çünkü tankın zayıf üst zırhına saldırmaktadırlar.

Yine diğer bir çeşit, tankın yolu üzerine küçük antitank mayınları serper. Bu mayınlar zırhı delmeyecek bile olsa tankın paletlerine zarar vererek tankı hareketsizleştirir ve zarar görmesini kolaylaştırır.

En gelişmişleri ise özgüdüm yeteneğine sahip mermiciklerdir. Yine tankın üzerinde havada patlayan mermi daha küçük belli sayıda mermiciği serper. Mermiciklerde kızılötesi ya da radar gibi tankları tanımaya yönelik elektronik devreler bulunmaktadır. Tank tanımlandıktan sonra mermiciği tanka doğru yönlendirmek için füze yakıtı ateşlenir. Bu mermicikler, hedef bulma ve saldırmaya zaman ayırabilmek için genellikle serpildikten sonra paraşütle inerler.

Toptan atılan güdümlü mermi CLGP dışında yukarıdakilerin hepsi orta çaplı (152/155-mm) toplardan atılabilir.

Tanklara saldırmak için hem güdümlü (lazer) hem de özgüdümlü (kızılötesi veya radar) büyük kalibre (81 mm.) havan mermileri geliştirme çalışmaları yapılmaktadır.

Helikopter

Amerikan AH-64 Apache savaş helikopteri.

Günümüzde tanka yönelik en büyük tehdit güdümlü antitank silahları ya da anti zırh özellikli topları ile silahlandırılmış saldırı helikopterleridir.

Helikopter tanktan kolayca görülemeyecek bir yere kendini konumlandırıp her yandan saldırı yapabilir. Tüm kapakları kapatılmış bir tankın kısıtlı görme kapasitesi helikopterleri tespiti zorlaştırır.

Helikopterden atılan çoğu antitank güdümlü silah daha uzun menzili olduğundan tanklar kendi silahlarıyla karşılık veremezler. Bu yakın gelecekte değişebilir, çünkü bazı ülkelerin tank topundan atılabilecek antihelikopter silahları geliştirdiğine inanılmaktadır. Ayrıca, bazı tank silah sistemleri, yeterli mesafeden sabit duran ya da yavaş ilerleyen helikopterleri vurabilecek yetenektedirler.

Tankın zayıf üst zırhına saldırdıkları için helikopterlerin hafif topları bile yeterli gelmektedir.

SİHA'lar (Silahlı İnsansız Hava Aracı)

Son yıllarda geleneksel savaş anlayışında devrim yapan insansız silahlı hava araçlarından CBP

Günümüzde tankların çağını kapatacak olan savaş makinesinin Siha'lar olduğu düşünülüyor. Çünkü siha'ların hem az maliyetli olduğu için hem de insan kaybını bitirdiği için uçaklar yerine kullanılıyor. Bu Azeri-Ermeni savaşında görüldü Azerbaycan'ın SİHA'ları Ermeni tanklarını imha etti. Ancak uzmanlar ileride SİHA lara karşı etkili uçaksavarlar geliştirilebileceğini ileri sürmekte.

Mayın

Tanksavar mayını tarafından durdurulan ABD Sherman tankı.

Tanklar hâlâ mayınlardan zarar görmeye karşı açıktırlar. Mayınların avantajı hem tankın en zayıf zırhına saldırabilme hem de iyi saklanabilmeleridir. Aynı zamanda en kötü donanımlı rakipler tarafından bile elde edilebilirler. Birkaç kilogram patlayıcıya, bir fünyeye ulaşabilen ve az bir bilgisi olan herkesin çok ciddi bir tanksavar kapasitesi var demektir.

Modern serpme mayınlarla ve de özellikle topçu serpme mayınlarıyla hareket eden tank kıtalarının etrafına mayın döşemek mümkündür.

Geleneksel alttan saldırı mayınları, serpme mayınlar, topçu ya da hava yoluyla yayılan mayınlar dışında, ayrıca yol harici ve yandan saldıran mayınlar da vardır. Bu mayınlar duvar, ağaç ya da özel hazırlanmış direk gibi dik yüzeylere takılır ve bir tankın geçmesi muhtemel yerlere konurlar. Köprüler, su geçişleri, kapılar, alt geçitler gibi yolun daraldığı yerler bunun gibi noktalardır. Bu mayınlar tank geçerken yanına ateş ederler. En yaygın iki çeşit savaş başlığı yüksek patlayıcılı antitank ve platter patlayıcısıdır. Bu mayınlar insan tarafından, tuzak ipi veya baskı plakası gibi basit mekanik tetikleme mekanizmalarıyla ya da sismik, kızılötesi veya diğer elektronik fünye gibi daha karmaşık sistemlerle ateşlenebilirler. Bazı fünye sistemleri yeteri kadar geliştiğinden hedeflerin tipi arasında seçim yapabilir ve sadece istenen hedef tiplerine saldırabilir. Yol dışı mayınlar tankın yanına ya da mümkünse arkasına saldıracak şekilde yerleştirilirler. Bazı piyade antitank silahları da yol dışı mayın gibi kullanılabilir.

Uçak

ABD A10 Thunderbolt II savaş uçağı.

A-10 Thunderbolt II ve SU-25 Frogfoot'un da aralarında bulunduğu birçok uçak özellikle yakın hava desteği için yapılmıştır, çoğu durumda görevleri özellikle tankları yok etmektir. Helikopterlere benzer silahların yanı sıra güdümlü veya güdümsüz, mermicikli veya normal bombalar da kullanırlar.