Çakra

bilgipedi.com.tr sitesinden

küçükresim|250px|Çakra

Chakras.jpg

Çakra, (Sanskritçe kaynaklı bir kelime olup, Pali: chakka, Çince: 轮, Tibetçe: khorlo) tekerlek ya da dönüş anlamına gelir. Hindu geleneklerine ve bazı inanç sistemlerine göre insanda bulunan enerji merkezlerinin girdap şeklinde dönen enerji alanlarından oluştuğuna inanıldığı için onlara bu isim verilmiştir.

Çakra, Hint Felsefesi ve bazı ilgili Asya kültürlerinde, insan vücudunda bulunan metafiziksel ve/veya biyofiziksel enerjinin bağlantı noktası olarak düşünülmüştür. Yoganın üstadları; insanın, görünen fiziksel varlığı ötesinde, daha duyarlı ve daha etkin bir bünyeye sahip olduğunu ileri sürerler. İnanca göre bizler, bunu ancak bazı özel durumlarda, duygularımız aracılığıyla sezebiliriz.

Bedenimizde birçok farklı noktasında (en önemlileri avuçlar içinde, tabanlarda, diz kapaklarında, dirseklerde) çakra olduğuna inananlar varsa da hindu geleneklerinin temelinde ana çakra merkezleri vücudumuzda omurga boyunca sıralanmaktadır.

Hint felsefesine göre, insanın kafasının tepesinde pozitif bir akım varken omurga kemiğinin alt boğumunda, kuyruksokumunda, negatif bir akım bulunur. Bu iki kutup arasında dolaşan elektrik gücü Yaşamdır.

Her yoginin amacı, kuyruk sokumunda, Muladhara Çakra yakınında, yılan gibi kendi üzerine üç kez çöreklenen uyuyan Kundaliniyi, yani negatif enerjiyi uyandırıp, onu Sushumna Nadi (omurilik boyunca) Sahasrara Çakrada (başın tepesinde) bulunan pozitif akımla birleştirmektir.

Bu olay, sabır ve azimle uygulanan Pranayama (nefes egzersizleri), asanalar (yoga duruşları), ve meditasyon sayesinde gerçekleşebilir. Buna erişebilen yogilerin sayısı çok fazla değildir. Kundalini yukarıya yönelirken, omurga boyunca sıralanan enerji merkezleri (çakraları), teker teker delerek kafatasının tepesinde bulunan pozitif akımla birleşince yoginin bedeni elektrik akımına tutulmuş gibi sarsılır ve mutluluğun en üst hazzını duyar; böylece ermişliğe yükseldiği kabul edilir: yogilere göre, bunu erenler, karşısındakinin düşüncesini okuyabilir, geleceği görme yeteneği elde eder vb.

Ancak kötü koşullar altında uyandırılan Kundalini tehlikeli olabilir, en azından uygulayanın ruhsal dengesini bozabilir.

Tarihsel bilgilerde 7 ana enerji merkezi olduğu yazılıdır. Ancak günümüzde Pranik Şifa gibi daha modern sistemlerde 11 ana çakra ve pek çok minör ve mini çakra olduğu iddia edilmektedir. Yine de tarihsel yaklaşımların popülerliği devam etmektedir.

Modern Sanskritçe’de çakra olarak adlandırılan bu enerji merkezleri, güçlü elektrik alanlarıdır, gözle görülemezler. Bu yedi güç istasyonunun her biri bedenimizde hormon salgılayan bezlere karşılık gelir. Bu bezlerin hormon üretimini uyarırlar. Başka bir deyişle, fizik bedenimizdeki ismi ile hormon salgılayan iç salgı bezleri enerji bedenimizdeki çakralara karşılık gelirler.

Dr. Alexis Carel'in sözleri şöyledir:

"İnsanın kişiliğinin, fiziksel varlığının ötesine gittiğine inanmak için birçok neden vardır. Bedenin sınırlarının cildin yüzeyinde bitmediğine, anatomik çizgilerin bitiminin bir varsayım olduğuna ve her birimizin kendi bedenimizden daha engin ve daha yaygın olduğumuz konusunda belirtiler vardır. İnsanın, kendi bedeninin sınırlarını her alanda aştığı açıktır."

Sapta Çakra, 1899 tarihli bir el yazması (yukarıda) süptil enerji ile Tibet psiko-fizyolojisi arasındaki ezoterik karşılık(lar)ı göstermektedir.

Çakralar (BK: /ˈʌkrəz/, ABD: /ˈɑːkrəz/ CHUK-rəz, CHAH-krəz; Sanskritçe: चक्र, romanize: cakra, lit. 'tekerlek, daire'; Pali: cakka), topluca Tantra veya Hinduizm'in ezoterik veya içsel gelenekleri olarak adlandırılan çeşitli eski meditasyon uygulamalarında kullanılan çeşitli odak noktalarıdır.

Çakra kavramı Hinduizm'in erken dönem geleneklerinde ortaya çıkmıştır. İnançlar Hint dinleri arasında farklılık gösterir; birçok Budist metin sürekli olarak beş çakradan bahsederken, Hindu kaynakları altı veya yedi çakradan bahseder. Erken dönem Sanskritçe metinlerde çakralardan hem çiçek ve mantraları birleştiren meditatif görselleştirmeler olarak hem de bedendeki fiziksel varlıklar olarak bahsedilir. Kundalini yogada nefes egzersizleri, görselleştirmeler, mudralar, bandhalar, kriyalar ve mantralar gibi teknikler çakralar aracılığıyla süptil enerji akışını manipüle etmeye odaklanır.

Modern Batı çakra sistemi, 1880'lerden başlayarak Sir John Woodroffe'un 1919 tarihli The Serpent Power (Yılan Gücü) ve Charles W. Leadbeater'ın 1927 tarihli The Chakras (Çakralar) adlı kitaplarında çakralar için yedi gökkuşağı renginin kullanılmasıyla birden fazla kaynaktan ortaya çıkmıştır. Psikolojik ve diğer nitelikler ve simya, astroloji, değerli taşlar, homeopati, Kabala ve Tarot gibi diğer sistemlerle geniş bir yelpazede sözde yazışmalar daha sonra eklenmiştir.

Etimoloji

Sözcüksel olarak çakra, Hint-Avrupa kökenli *kʷékʷlos biçiminin Gösterge refleksidir, dolayısıyla "tekerlek" ve "döngü" anlamına da gelir (Eski Yunanca: κύκλος, romanize: kýklos). En eski Vedik metinlerde yaygın olan Rigveda ilahi ayeti 1.164.11'de olduğu gibi "zaman çarkı" veya "dharma çarkı" gibi hem gerçek hem de metaforik kullanımları vardır.

Budizm'de, özellikle Theravada'da, Pali dilindeki cakka ismi "tekerlek" anlamına gelir. Merkezi "Tripitaka "da Buddha çeşitli şekillerde "dhammacakka" ya da "dharma çarkı "ndan bahseder; bu da savunuculuğunda evrensel olan bu dharmanın herhangi bir zamansal yayılmanın karakteristik işaretlerini taşıması gerektiğini ima eder. Buddha ister karmik, ister reenkarnatif, ister özgürleştirici, ister bilişsel ister duygusal olsun, kendi içlerindeki döngülerden özgürleşmekten bahsetmiştir.

Jainizm'de çakra terimi aynı zamanda "çark" anlamına gelir ve eski literatüründe çeşitli bağlamlarda yer alır. Diğer Hint dinlerinde olduğu gibi, Jainizm'de de Buddhisagarsuri'ninki gibi ezoterik teorilerde çakra bir yogik enerji merkezi anlamına gelir.

Antik tarih

Çakra teriminin ilk olarak Hindu Vedalarında ortaya çıktığı görülmektedir, ancak tam olarak psişik enerji merkezleri anlamında değil, daha ziyade çakravartin veya etkisini ve gücünü temsil eden bir merkezden her yöne "imparatorluğunun tekerleğini döndüren" kral olarak. Akademisyen David Gordon White, Çakraları temsil etmede popüler olan ikonografinin, Vedik ateş sunağı olan yajna'nın beş sembolüne kadar uzandığını belirtmektedir: "kare, daire, üçgen, yarım ay ve hamur tatlısı".

Rigveda'nın 10.136 numaralı ilahisinde kunamnama adında bir kadınla birlikte olan bir yogiden bahsedilir. Kelimenin tam anlamıyla "bükülmüş, kıvrılmış" anlamına gelir ve hem küçük bir tanrıçayı hem de Rigveda'daki pek çok gömülü muamma ve ezoterik bilmeceden birini temsil eder. D.G. White ve Georg Feuerstein gibi bazı akademisyenler onun kundalini shakti'ye bir gönderme ve daha sonraki tantrik geleneklerde çakralarla ilişkilendirilen terminolojinin bir öncüsü olabileceğini öne sürmüşlerdir.

Hinduizm'in M.Ö. 1. binyıldan kalma klasik Upanişadlarında nefes kanallarından (nadi) bahsedilir, ancak psişik-enerji çakra teorilerinden bahsedilmez. Üç klasik Nadis, Kṣurikā-Upaniṣhad'a göre merkezi kanal Sushumna'nın en önde geldiği söylenen Ida, Pingala ve Sushumna'dır. David Gordon White'a göre bu sonuncular MS 8. yüzyılda Budist metinlerinde Hevajra Tantra ve Caryāgiti'de olduğu gibi iç enerji merkezleri hiyerarşileri olarak tanıtılmıştır. Bunlar cakka, padma (lotus) veya pitha (tümsek) gibi çeşitli terimlerle adlandırılır. Bu ortaçağ Budist metinleri yalnızca dört çakradan bahsederken, Kubjikāmata ve Kaulajñānanirnaya gibi daha sonraki Hindu metinleri listeyi daha da genişletmiştir.

White'ın aksine, Feuerstein'a göre, Hinduizm'in erken dönem Upanişadları, tantrada bulunan diğer terimlerle birlikte "psikospiritüel girdaplar" anlamında çakralardan bahsetmektedir: prana veya vayu (yaşam enerjisi) ile nadi (enerji taşıyan atardamarlar). Gavin Flood'a göre, bu sözcükler en eski Vedik literatürde pek çok bağlamda geçmesine rağmen, eski metinler çakra ve kundalini tarzı yoga teorileri sunmamaktadır. Dört veya daha fazla yaşamsal enerji merkezi anlamında çakra, ortaçağ dönemi Hindu ve Budist metinlerinde karşımıza çıkmaktadır.

Genel bakış

Saiva Nath çakra sisteminin bir illüstrasyonu, Nath Charit, 1823'ten folyo 2. Mehrangarh Müzesi Vakfı.

Çakra ve ilahi enerjiler

Parlıyor, tutuyor
iradenin enerjisinden yapılmış bir ilmik,
bilginin enerjisi olan kanca,
yay ve oklar eylem enerjisinden yapılmıştır.
Destek ve desteklenen olarak ikiye ayrılır,
sekize bölünmüş, silah taşıyıcısı,
sekiz noktalı çakradan doğar,
taht olarak dokuz katlı çakraya sahiptir.

-Yoginihrdaya 53-54
(Çevirmen: Andre Padoux)

Çakralar, Hint geleneklerinde ortaya çıkan fizyoloji ve psişik merkezlerle ilgili ezoterik ortaçağ dönemi inançlarının bir parçasıdır. Bu inanışa göre insan yaşamı aynı anda biri "fiziksel beden" (sthula sarira) ve diğeri "psikolojik, duygusal, zihinsel, fiziksel olmayan" olmak üzere iki paralel boyutta var olur ve buna "süptil beden" (sukshma sarira) denir. Bu süptil beden enerjidir, fiziksel beden ise kütledir. Ruh ya da zihin düzlemi beden düzlemine karşılık gelir ve onunla etkileşim halindedir ve inanışa göre beden ve zihin karşılıklı olarak birbirlerini etkiler. Süptil beden, çakra adı verilen psişik enerji düğümleriyle birbirine bağlanan nadilerden (enerji kanalları) oluşur. Bu inanç, bazılarının süptil beden boyunca 88.000 çakra olduğunu öne sürmesiyle, geniş çaplı bir detaylandırmaya dönüşmüştür. Başlıca çakraların sayısı çeşitli geleneklere göre değişmekle birlikte, tipik olarak dört ile yedi arasında değişmektedir. Nyingmapa Vajrayana Budist öğretileri sekiz çakradan bahseder ve her biri için eksiksiz bir yogik sistem vardır.

Hindu ve Budist metinlerinde önemli çakraların omurilik boyunca, tabanından başın tepesine kadar uzanan ve dikey kanallarla birbirine bağlanan bir sütun halinde düzenlendiği belirtilmektedir. Tantrik gelenekler, çeşitli nefes egzersizleriyle veya bir öğretmenin yardımıyla bu çakralarda ustalaşmaya, onları uyandırmaya ve enerjilendirmeye çalışmıştır. Bu çakralar ayrıca sembolik olarak belirli insan fizyolojik kapasitesi, tohum heceleri (bija), sesler, süptil elementler (tanmatra), bazı durumlarda tanrılar, renkler ve diğer motiflerle eşleştirilmiştir.

Hinduizm ve Budizm'in çakra sistemine olan inanç, akupunkturdaki tarihi Çin meridyen sisteminden farklıdır. İkincisinden farklı olarak, çakra süptil bedenle ilgilidir, burada bir konumu vardır ancak kesin bir sinir düğümü veya kesin bir fiziksel bağlantısı yoktur. Tantrik sistemler onu sürekli olarak mevcut, son derece ilgili ve psişik ve duygusal enerji için bir araç olarak tasavvur eder. Bir tür yogik ritüellerde ve ışıldayan iç enerjinin (prana akışları) ve zihin-beden bağlantılarının meditatif keşfinde faydalıdır. Meditasyona kapsamlı semboloji, mantralar, diyagramlar, modeller (tanrı ve mandala) yardımcı olur. Uygulayıcı adım adım algılanabilir modellerden, tanrının ve dış mandala'nın terk edildiği, iç benliğin ve iç mandalaların uyandırıldığı giderek soyutlaşan modellere doğru ilerler.

Bu fikirler Hindu ve Budist geleneklerine özgü değildir. Benzer ve örtüşen kavramlar Doğu ve Batı'daki diğer kültürlerde de ortaya çıkmıştır ve bunlar çeşitli şekillerde süptil beden, ruh beden, ezoterik anatomi, sidereal beden ve eterik beden gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Yoga ve ezoterik gelenekler üzerine çalışmalarıyla tanınan Dini çalışmalar profesörleri Geoffrey Samuel ve Jay Johnston'a göre

Sözde 'süptil bedenler' ile ilgili fikirler ve uygulamalar dünyanın birçok yerinde yüzyıllardır varlığını sürdürmektedir. (...) Bildiğimiz hemen hemen tüm insan kültürlerinde, sadece uyku ve rüya gibi deneyimleri açıklamak için bile olsa, fiziksel bedenden farklı olarak bir tür zihin, ruh veya can kavramı vardır. (...) Özellikle Hint ve Tibet Tantrik geleneklerinde ve benzer Çin uygulamalarında bulunan süptil beden uygulamalarının önemli bir alt kümesi, içinden bir tür maddenin aktığı kanallardan ve bu kanalların bir araya geldiği kesişme noktalarından oluşan bedenin (veya daha doğrusu beden-zihin kompleksinin) içsel bir 'süptil fizyolojisi' fikrini içerir. Hint geleneğinde kanallar nadi, kesişme noktaları ise cakra olarak bilinir.

- Geoffrey Samuel ve Jay Johnston, Religion and the Subtle Body in Asia and the West: Zihin ve Beden Arasında

Klasik yoga ile kontrast

Çakra ve ilgili inançlar ezoterik gelenekler için önemli olmuştur, ancak ana akım yoga ile doğrudan ilişkili değildir. İndolog Edwin Bryant ve diğer akademisyenlere göre, klasik yoganın ruhsal kurtuluş (özgürlük, kendini tanıma, mokşa) gibi hedeflerine "klasik yogada tamamen farklı bir şekilde ulaşılır ve çakra / nadi / kundalini fizyolojisi bunun tamamen dışındadır."

Klasik gelenekler

Meditasyonda çakralar genellikle lotus çiçeği veya belirli bir tanrıyı içeren bir disk gibi farklı şekillerde görselleştirilir.

Klasik doğu gelenekleri, özellikle de MS 1. binyılda Hindistan'da gelişenler, nadi ve çakrayı öncelikle "süptil beden" bağlamında tanımlar. Onlara göre bunlar görünmez ama gerçek olan ruh-zihin gerçekliği ile aynı boyuttadır. Nadi ve çakrada prana (nefes, yaşam enerjisi) akar. "Yaşam enerjisi" kavramı metinler arasında farklılık gösterir; basit bir soluk alma-vermeden nefes-zihin-duygular-cinsel enerji ile çok daha karmaşık bir ilişkiye kadar uzanır. Bu prana ya da öz, kişi öldüğünde kaba bir beden bırakarak yok olan şeydir. Bu kavramın bir kısmı, bu süptil bedenin kişi uyuduğunda içine çekilen şey olduğunu belirtir. Tümünün erişilebilir, uyanık ve bireyin beden-zihin sağlığı ve yaşamındaki diğer insanlarla nasıl ilişki kuracağı açısından önemli olduğuna inanılır. Nadi ve çakralardan oluşan bu süptil beden ağı, daha sonraki bazı Hint teorilerine ve birçok yeni çağ spekülasyonuna göre duygularla yakından ilişkilidir.

Hindu Tantrası

Hinduizm'deki ezoterik gelenekler çok sayıda çakra sayısından ve düzenlemesinden bahseder; bunlardan en yaygın olanı sonuncusu Sahasrara olan altı artı bir klasik sistemdir. Hatha yoganın temel metinlerinin merkezinde yer alan bu yedi parçalı sistem, Hindu tantrik literatüründe bulunan birçok sistemden biridir. Hindu Tantra altı Yogini'yi süptil bedende altı yerle ilişkilendirir, bu da altı artı bir sisteminin altı çakrasına karşılık gelir.

Rudrayamala Tantra'da altı Yogini'nin çakra konumlarıyla ilişkilendirilmesi
Süptil bedende yer Yogini
1. Muladhara Dakini
2. Svadhisthana Rakini
3. Manipura Lakini
4. Anahata Kakini
5. Vishuddhi Shakini
6. Ajna Hakini

Çakra metodolojisi Hinduizm'in Şaktizm adı verilen tanrıça geleneğinde kapsamlı bir şekilde geliştirilmiştir. Uygulamada yantralar, mandalalar ve kundalini yoga ile birlikte önemli bir kavramdır. Shakta tantrizminde çakra, çember, içindeki "enerji merkezi" anlamına gelir ve aynı zamanda tantra uygulamasını içerebilen veya içermeyen çakra-puja (çember içinde ibadet) gibi grup ritüelleri için kullanılan bir terimdir. Çakra temelli sistem, yoga olarak bilinen meditatif egzersizlerin bir parçasıdır.

Budist Tantra

Merkezi kanal ve iki yan kanalın yanı sıra beş çakrayı gösteren süptil bedene dair bir Tibet illüstrasyonu.
Altı çakrayı gösteren bir şemaya sahip bir Tibet thangkası: kök çakra, cinsel organlarda bir çakra, göbekte bir çakra, kalpte bir çakra, boğazda bir çakra ve taçta bulunan son çakra.

Budizm'deki ezoterik gelenekler genellikle dört çakra öğretir. Bazı erken dönem Budist kaynaklarında bu çakralar şu şekilde tanımlanır: manipura (göbek), anahata (kalp), vishuddha (boğaz) ve ushnisha kamala (taç). Tibet Budizm'inin Mantrayana'sının Nyingma soyu içindeki bir gelişmede, çakraların artan incelik ve artan düzende popüler bir kavramsallaştırması aşağıdaki gibidir: Nirmanakaya (kaba benlik), Sambhogakaya (ince benlik), Dharmakaya (nedensel benlik) ve Mahasukhakaya (ikili olmayan benlik); bunların her biri belli belirsiz ve dolaylı olarak Şiva Mantramarga evrenindeki kategorilere, yani Svadhisthana, Anahata, Visuddha, Sahasrara, vs. karşılık gelir. Ancak meditasyon geleneğine bağlı olarak bunlar üç ile altı arasında değişir. Çakralar psiko-ruhsal bileşenler olarak kabul edilir ve her biri kozmik süreçlere ve varsayılan Buddha karşılıklarına anlamlı karşılıklar taşır.

Tantraların Ana sınıfı arasında beş çakradan oluşan bir sistem yaygındır ve bu beş çakra karşılıklarıyla birlikte şunlardır

  • Bazal çakra (Element: Toprak, Buddha: Amoghasiddhi, Bija mantra: LAM)
  • Abdominal çakra (Element: Su, Buddha: Ratnasambhava, Bija mantra: VAM)
  • Kalp çakrası (Element: Ateş, Buddha: Akshobhya, Bija mantra: RAM)
  • Boğaz çakrası (Element: Rüzgar, Buda: Amitabha, Bija mantra: YAM)
  • Taç çakra (Element: Uzay, Buddha: Vairochana, Bija mantra: KHAM)

Çakralar Tibet Budizm'inde açıkça kilit bir rol oynar ve Tantrik düşüncenin temel dayanağı olarak kabul edilir. Ve çakraların tantrik sadhanalar yelpazesindeki hassas kullanımı, Tibet Budizm'inin farklı bir dini kurum olarak birincil etkinliğinden şüphe etmek için çok az alan bırakır; bu, Tantra olmadan Çakraların olmayacağı, ama daha da önemlisi, Çakralar olmadan Tibet Budizm'inin de olmayacağı şeklindeki kesin ifşadır. Tibet Budizm'indeki en yüksek uygulamalar, bir varlığın süptil pranalarını merkezi kanalla aynı hizaya getirme ve böylece nihai birliğin, yani kişinin bireysel Bilgelik bilincinin Her Şeyi Kucaklayan Sevgi ile "organik uyumunun" idrakine nüfuz etme ve böylece mutlak Budalığın doğrudan bir idrakini sentezleme becerisine işaret eder.

Geoffrey Samuel'e göre, Budist ezoterik sistemler cakra ve nadi'yi "soteriolojik süreçlerinin merkezi" olarak geliştirmiştir. Teoriler her zaman olmasa da bazen yantra yoga ya da 'phrul 'khor' adı verilen benzersiz bir fiziksel egzersiz sistemiyle birleştirilmiştir.

Bon geleneğine göre çakralar, beş ana çakranın her birinin psikolojik olarak aydınlanmamış bilincin beş deneyimsel niteliğiyle, altı keder alemiyle bağlantılı olmasıyla, deneyimin gestaltını mümkün kılar.

Trul khor soyunda somutlaşan tsa lung uygulaması birincil kanalları açar, böylece özgürleştirici pranayı aktive eder ve dolaştırır. Yoga derin zihni uyandırır, böylece olumlu nitelikleri, içsel gestalleri ve erdemli nitelikleri ortaya çıkarır. Bir bilgisayar benzetmesiyle, kişinin bilincinin ekranı çizilir ve gerekli olumlu veya olumsuz, destekleyici nitelikleri içeren bir nitelik taşıyan dosya çağrılır.

Tantrik uygulamanın sonunda tüm deneyimi berrak ışığa dönüştüreceği söylenir. Uygulama tüm olumsuz koşullanmalardan özgürleşmeyi ve kontrolden kurtulmanın derin bilişsel kurtuluşunu ve algı ile bilişin birliğini amaçlar.

Yedi çakra sistemi

Yedi çakranın yaygın olarak kullanılan bir şeması, aşağıdan yukarıya doğru aşağıdaki gibidir: 1. Muladhara 2. Svadhisthana 3. Nabhi-Manipura 4. Anahata Anahata 5. Vishuddhi Vishuddhi 6. Ajna Ajna 7. Sahasrara. Renkler moderndir.

Daha yaygın olan ve üzerinde en çok çalışılan çakra sistemi altı ana çakranın yanı sıra genellikle çakra olarak kabul edilmeyen yedinci bir merkezi de içerir. Bu noktalar eksenel kanal (Hindu metinlerinde sushumna nadi, bazı Budist metinlerinde Avadhuti) boyunca dikey olarak düzenlenmiştir. Gavin Flood'a göre, bu altı çakralı sistem artı taçtaki sahasrara "merkezi" ilk olarak 11. yüzyıla ait bir Kaula eseri olan Kubjikāmata-tantra'da ortaya çıkmıştır.

Bu çakra sistemi 20. yüzyılın başlarında Sir John Woodroffe (Arthur Avalon olarak da bilinir) tarafından The Serpent Power (Yılan Gücü) adlı metinde tercüme edilmiştir. Avalon Hindu metni Ṣaṭ-Cakra-Nirūpaṇa'yı yedi (ṣaṭ) çakranın (cakra) incelenmesi (nirūpaṇa) anlamında tercüme etmiştir.

Çakralar geleneksel olarak meditasyon yardımcıları olarak kabul edilir. Yogi alt çakralardan başın tepesinde çiçek açan en yüksek çakraya doğru ilerleyerek ruhsal yükseliş yolculuğunu içselleştirir. Hem Hindu kundalini hem de Budist kandali geleneklerinde çakralar en alt çakranın yakınında veya içinde ikamet eden uyuyan bir enerji tarafından delinir. Hindu metinlerinde Kundalini olarak bilinirken, Budist metinlerinde Candali veya Tummo (Tibetçe: gtum mo, "şiddetli olan") olarak adlandırılır.

Aşağıda bu altı çakranın ve sahasrara olarak bilinen yedinci noktanın yaygın yeni çağ tanımları yer almaktadır. Bu yeni çağ versiyonu, hiçbir eski Hint sisteminde bulunmayan gökkuşağının Newtoncu renklerini içermektedir.

Çakra görüntüsü İsim Sanskritçe
(Çeviri)
Konum No.
yapraklar
Modern
renk
Tohum
hece
Açıklama
Sahasrara Mandala.svg
Sahasrara सहस्रार
"Bin yapraklı"
Taç 1000 Çok renkli veya mor En yüksek ruhsal merkez, saf bilinç, ne nesne ne de özne içerir. Dişil Kundalini Şakti bu noktaya yükseldiğinde eril Şiva ile birleşerek kendini gerçekleştirme ve samadhi verir. Ezoterik Budizm'de buna Mahasukha, yani Dört Yüce Gerçeğin dördüncü haline karşılık gelen "Büyük Mutluluğun" taç yapraklı lotusu denir.
Ajna Mandala.svg
Ajna veya Agya आज्ञा
"Komut"
Arasında
kaşlar
2 Indigo Guru çakrası veya Yeni Çağ kullanımında üçüncü göz çakrası, tantra gurusunun inisiyasyon ritüeli sırasında arayışçıya dokunduğu süptil enerji merkezi. Guru, uyanan kundalininin bu merkezden geçmesini emreder.
Vishuddha Mandala.svg
Vishuddha विशुद्ध
"En saf"
Boğaz 16 Mavi Ham
(boşluk)
16 taç yaprağı on altı Sanskrit sesli harfiyle kaplıdır. Uzay elementi (akaşa) ile ilişkilidir. İkamet eden tanrı 5 başlı ve 4 kollu Panchavaktra shiva'dır ve Shakti Shakini'dir.

Ezoterik Budizm'de Sambhoga olarak adlandırılır ve genellikle Dört Yüce Gerçeğin üçüncü haline karşılık gelen "Zevk "in taç yapraklı lotusu olarak kabul edilir.

Anahata Mandala.svg
Anahata अनाहत
"Unstruck"
Kalp 12 Yeşil Yam
(hava)
İçinde, erkek ve dişinin birleşmesini ve hava (vayu) elementini sembolize eden bir heksagram oluşturan, kesişen iki üçgenden oluşan bir yantra vardır. Başkanlık eden tanrı Ishana Rudra Shiva ve Shakti ise Kakini'dir.

Ezoterik Budizm'de bu Çakra Dharma olarak adlandırılır ve genellikle "Temel doğanın" taç yapraklı lotusu olarak kabul edilir ve Dört Yüce Gerçeğin ikinci haline karşılık gelir.

Manipura Mandala.svg
Manipura मणिपूर
"Mücevher Şehir"
Göbek 10 Sarı Ram
(Ateş)
Nath yogi meditasyon sistemi için bu, Madhyama-Shakti veya kendini keşfetmenin ara aşaması olarak tanımlanır. Bu çakra on taç yapraklı bir lotusun ortasında ateşi temsil eden aşağı bakan bir üçgen olarak temsil edilir. Başkanlık eden tanrı Braddha Rudra, Shakti ise Lakini'dir.
Swadhisthana Mandala.svg
Svadhishthana स्वाधिष्ठान
"Benliğin
kurulmuştur"
Kökü
cinsel organlar
6 Turuncu Vam
(su)
Svadhisthana, içinde su elementini simgeleyen bir hilal bulunan bir lotus ile temsil edilir. Baş tanrı Brahma, Şakti ise Rakini'dir (veya Chakini).

Ezoterik Budizm'de Nirmana olarak adlandırılır, "Yaratılış "ın taç yapraklı lotusudur ve Dört Yüce Hakikat'in ilk haline karşılık gelir.

Muladhara Mandala.svg
Muladhara मूलाधार
"Kök"
Tabanı
omurga
4 Kırmızı Lam
(toprak)
Uykuda olan Kundalini'nin genellikle burada dinlendiği, üç buçuk, yedi ya da on iki kez sarıldığı söylenir. Bazen tam yükselişinin önündeki üç engelden (düğüm veya granthis olarak da bilinir) en düşüğü olan siyah Svayambhu lingasının etrafına sarılır. Merkezinde toprak elementini temsil eden sarı bir kare bulunan dört yapraklı bir lotus olarak sembolize edilir.

Tohum hecesi toprak elementi için Lam'dır. Tüm sesler, kelimeler ve mantralar uykuda oldukları halleriyle Ganesha'nın ikamet ettiği muladhara çakrasında dinlenirken, Shakti Dakini'dir. İlişkili hayvan fildir.

Batı çakra sistemi

Tarih

Charles W. Leadbeater'ın 1927 tarihli The Chakras kitabından, sinir pleksuslarıyla ilişkili olduğu varsayılan çakra konumları

Amerika'daki Teosofi Derneği adına Kurt Leland, batı çakra sisteminin pek çok insan grubunun "kasıtsız işbirliği" sonucunda ortaya çıktığı sonucuna varmıştır: ezoteristler ve durugörücüler, genellikle teosofik olanlar; İndologlar; mit bilgini Joseph Campbell; Esalen Enstitüsü'nün kurucuları ve Carl Jung'un psikolojik geleneği; Charles W. Leadbeater'ın 1927 tarihli kitabı The Chakras'ın renk sistemi, bazı modern Hint yogileri tarafından geleneksel irfan olarak ele alınmıştır; ve Barbara Brennan gibi enerji şifacıları. Leland, geleneksel olmaktan çok uzak olan modern sistemin iki ana unsurunun, gökkuşağı renkleri ve nitelikler listesinin, ilk kez 1977 yılında bir arada ortaya çıktığını belirtmektedir.

Bir dizi yedi çakra kavramı Batı'ya 1880'lerde geldi; o zamanlar her çakra bir sinir pleksusu ile ilişkilendiriliyordu. 1918'de Sir John Woodroffe, diğer adıyla Arthur Avalon, iki Hint metnini, Ṣaṭ-Cakra-Nirūpaṇa ve Pādukā-Pañcaka'yı çevirdi ve The Serpent Power adlı kitabında Batı'nın dikkatini yedi çakra teorisine çekti.

1920'lerde yedi çakranın her biri bir endokrin bezle ilişkilendirilmiş ve bu gelenek devam etmiştir. Daha yakın zamanlarda, alttaki altı çakra hem sinir pleksusları hem de bezlerle ilişkilendirilmiştir. Yedi gökkuşağı rengi 1927'de Leadbeater tarafından eklenmiştir; 1930'larda bir varyant sistem altı renk artı beyaz önermiştir. Leadbeater'ın teorisi Johann Georg Gichtel'in 1696 tarihli Theosophia Practica kitabından etkilenmiştir ve kitapta içsel "güç merkezlerinden" bahsedilmektedir.

Aura katmanları, gelişim aşamaları, ilişkili hastalıklar, Aristoteles unsurları, duygular ve bilinç durumları gibi psikolojik ve diğer nitelikler daha sonra eklenmiştir. Simyasal metaller, astrolojik işaretler ve gezegenler, gıdalar, otlar, değerli taşlar, homeopatik ilaçlar, Kabalistik küreler, müzik notaları, totem hayvanlar ve Tarot kartları gibi çok çeşitli sözde karşılıklar da önerilmiştir.

Yeni Çağ

Ruhun Anatomisi (1996) adlı kitabında Caroline Myss çakraların işlevini şu şekilde tanımlamıştır: "Yaşamınız boyunca sahip olduğunuz her düşünce ve deneyim bu çakra veri tabanlarından süzülür. Her olay hücrelerinize kaydedilir...". Çakralar, omurganın tabanından başın tepesine doğru yükselen bir sütunda hizalanmış olarak tanımlanır. Yeni Çağ uygulamaları genellikle her çakrayı belirli bir renkle ilişkilendirir. Çeşitli geleneklerde çakralar birden fazla fizyolojik işlevle, bilincin bir yönüyle, klasik bir unsurla ve diğer ayırt edici özelliklerle ilişkilendirilir; bunlar eski Hint sistemlerinde kullanılanlara karşılık gelmez. Çakralar, her çakrada farklı sayıda taç yaprağı bulunan nilüferler veya çiçekler olarak görselleştirilir.

Çakraların fiziksel bedeni canlandırdığı ve fiziksel, duygusal ve zihinsel nitelikteki etkileşimlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yaşam enerjisinin ya da prananın (Yeni Çağ inancında şakti, Çincede qi, Japoncada ki, İbranicede koach-ha-guf, Yunancada bios ve hem Yunanca hem de İngilizcede aether ile eşdeğerdir) bulunduğu yerler olarak kabul edilirler ve nadi adı verilen yollar boyunca aralarında aktıkları düşünülür. Çakraların işlevi, bedenin ruhsal, zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığını dengede tutmak için bu enerjiyi döndürmek ve çekmektir.

Rudolf Steiner çakra sisteminin dinamik ve evrim geçiren bir sistem olduğunu düşünmüştür. Bu sistemin modern insanlar için eski zamanlarda olduğundan farklı hale geldiğini ve gelecek zamanlarda da kökten farklı olacağını öne sürmüştür. Steiner, üst çakralarla başlayan ve ters yönde hareket etmek yerine aşağı doğru inen bir gelişim sırası tanımlamıştır. Düşüncelerin, duyguların ve iradenin disipline edilmesi yoluyla çakraların nasıl geliştirileceğine dair önerilerde bulunmuştur. Florin Lowndes'a göre, "ruhani bir öğrenci" okulun "kadim yolundan" Steiner'in Özgürlük Felsefesi'nin temsil ettiği "yeni yola" adım attığında düşünme bilincini daha da geliştirebilir ve derinleştirebilir veya yükseltebilir.

Şüpheci yanıt

Yoga öğretmeni ve yazar Jessamyn Stanley, The New York Times'da modern Batı toplumunun "ezoterik ya da spiritüel olana hiç saygı duymadığını", bu nedenle insanların Batı'da uygulanan yoganın "çakralar ya da spiritüellik" ile herhangi bir uyumuna şüpheyle yaklaştığını yazıyor. Bu tür konuları dikkate almadan bir uygulamaya başlamanın mümkün olduğunu, ancak derinleşen bir uygulamanın "benliğin genel bir evrimini" getireceğini belirtiyor.

Kâr amacı gütmeyen Edinburgh Skeptics Society, popülerliklerine rağmen "bu meridyen çizgileri veya çakralar için hiçbir zaman kanıt bulunmadığını" belirtiyor. Dernek, uygulayıcıların bazen iddiaları için "bilimsel kanıtlardan" bahsetseler de, bu tür kanıtların genellikle "inanılmaz derecede titrek" olduğunu da ekliyor.

Ana Çakra Merkezleri

1. Muladhara Çakra (Kök Çakrası): Kuyruksokumunda, üreme organları ve makat arasında bulunur (mul: kök; adhara:yer, mekân).
Etkilenen organlar: Cinsel Organlar, kan, kemik, hücreler vb.

Etkilenen salgı bezi: Böbreküstü bezleri (adrenalin)

Renk: Kırmızı, dört taç yapraklı çakra

Bu çakranın burcu: Oğlak ve Kova


2. Swadhistana Çakra: Göbeğin alt kısmındadır (swa: kendi; adhisthana: mekân)
Etkilenen organlar: Karaciğer, dalak, bağırsaklar, böbrekler, mesane, kan vb.

Etkilenen salgı bezi: Cinsel salgı bezleri

Renk: Turuncu, altı taç yapraklı çakra.

Bu çakranın burcu: Yay ve Balık


3. Manipura Çakra (Göbek Çakrası): Göbeğin iki parmak üstündedir (mani: mücevher; pura: şehir).
Etkilenen organlar:Dalak, karaciğer, safra kesesi, sinir sistemi, Pankreas

Etkilenen salgı bezi: Pankreas

Renk: Sarı, on taç yapraklı çakra

Bu çakranın burcu: Koç ve Akrep


4. Anahata Çakra (Kalp Çakrası): Gövdenin ortasında, kalp dolaylarındadır (an: hayır; ahat: vuruş).


Etkilenen organlar: Kalp, ciğerler, kan dolaşımı.

Etkilenen salgı bezi: Timüs bezi

Renk: Yeşil, on iki yapraklı çakra

Bu çakranın burcu: Boğa ve Terazi


5. Vishouddha Çakra (Boğaz Çakrası): boğazın ortasındadır (vi: ötede; shouddha: arındırılmış).
Etkilenen organlar: Ense, boğaz vb.

Etkilenen salgı bezi: Tiroid ve paratiroid bezleri

Renk: Mavi, on altı taç yapraklı çakra

Bu çakranın burcu: İkizler ve Başak


6. Ajna Çakra (Alın Çakrası): Alnın gerisinde, iki kaşın ortasında, burun kökündedir (ajna: kumanda eden).
Etkilenen organlar: Gözler, beyin

Etkilenen salgı bezi: Hipofiz bezi

Renk: İndigo (civit rengi); iki taç yapraklı çakra.

Bu çakranın burcu: Balık ve Aslan


7. Sahasrara Çakra (Taç Çakrası): Kafatasının en üst noktasındadır (sahasra: bin; ra: taçyaprak).
Etkilenen organlar: Beyin, sinir sistemi

Etkilenen salgı bezi: Epifiz bezi

Renk: Mor; bin taç yapraklı çakra.