Takımyıldız

bilgipedi.com.tr sitesinden
  • Üstte: Johannes Hevelius'un Gök Kataloğu'ndan Orion takımyıldızının barok çizimi, yıldızları hayali gök küresine dışarıdan bakan bir gözlemciye göründükleri gibi gösteriyor
  • Altta: IAU'dan Orion'un çağdaş haritası ve çizilmiş çizgilerle gece gökyüzünün fotoğrafı

Takımyıldızı, gök kürede bir grup görünür yıldızın algılanan bir desen veya taslak oluşturduğu, tipik olarak bir hayvanı, mitolojik bir konuyu veya cansız bir nesneyi temsil eden bir alandır.

En eski takımyıldızlarının kökenleri muhtemelen tarih öncesine kadar uzanmaktadır. İnsanlar bunları inançları, deneyimleri, yaratılışları veya mitolojileriyle ilgili hikayeleri anlatmak için kullanmışlardır. Farklı kültürler ve ülkeler kendi takımyıldızlarını benimsemiş, bunlardan bazıları günümüz takımyıldızları uluslararası olarak tanınmadan önce 20. yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. Takımyıldızların tanınması zaman içinde önemli ölçüde değişmiştir. Birçoğunun boyutu ya da şekli değişti. Bazıları popüler oldu, ancak daha sonra gözden düştü. Bazıları tek bir kültür ya da ulusla sınırlı kaldı.

48 geleneksel Batı takımyıldızı Yunancadır. Aratus'un Phenomena ve Batlamyus'un Almagest adlı eserlerinde verilmiştir, ancak kökenleri muhtemelen bu eserlerden birkaç yüzyıl öncesine dayanmaktadır. Uzak güney gökyüzündeki takımyıldızlar 15. yüzyıldan Avrupalı kaşiflerin Güney Yarımküre'ye seyahat etmeye başladığı 18. yüzyılın ortalarına kadar eklenmiştir. On iki (ya da on üç) eski takımyıldızı zodyak'a (Güneş, Ay ve gezegenlerin geçtiği ekliptik) aittir. Zodyak'ın kökenleri tarihsel olarak belirsizliğini korumaktadır; astrolojik bölümleri MÖ 400 civarında Babil veya Keldani astronomisinde öne çıkmıştır.

1922'de Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) 88 takımyıldızdan oluşan modern listeyi resmen kabul etti ve 1928'de tüm gök küresini kapsayan resmi takımyıldız sınırlarını benimsedi. Bir göksel koordinat sistemindeki herhangi bir nokta modern takımyıldızlardan birinde yer alır. Bazı astronomik adlandırma sistemleri, belirli bir gök cisminin gökyüzündeki yaklaşık konumunu ifade etmek için bulunduğu takımyıldızı içerir. Örneğin bir yıldızın Flamsteed adlandırması, bir sayı ve takımyıldızın adının genitif formundan oluşur.

Asterizm olarak adlandırılan diğer yıldız desenleri veya grupları resmi tanım altında takımyıldız değildir, ancak gözlemciler tarafından gece gökyüzünde gezinmek için de kullanılırlar. Asterizmler bir takımyıldız içinde birkaç yıldız olabilir veya birden fazla takımyıldızla yıldızları paylaşabilirler. Asterizmlere örnek olarak Boğa takımyıldızı içindeki Ülker ve Hyades ile güney takımyıldızları Carina ve Vela arasındaki Yalancı Haç ya da Orion takımyıldızı içindeki Venüs'ün Aynası verilebilir.

Yengeç
Avcı Takımyıldızı (Orion) haritası. Sarı kesik çizgilerle çevrilmiş kısım Avcı Takımyıldızı göstermektedir. Yıldızların oluşturduğu avcı figürü kolaylıkla görülebilmekte.
Johannes Hevelius tarafından tasarlanmış olan Boğa takımyıldızı.

Takımyıldız, gökyüzünün (veya gök kürenin) bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir. Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.

Bazı ünlü takımyıldızlar, çeşitli nesnelere benzetilen parlak yıldız düzenlerine sahiptir. Örnek olarak, bir avcı figürünü çağrıştıran Avcı Takımyıldızı (Orion) ve aslan figürü çağrıştıran Aslan Takımyıldızı (Leo) verilebilir.

Klaudyos Batlamyus'un resmi; 16. yüzyıl modern Alman stilinde kitap kabartması

Eski gök bilimciler bu şekilleri efsanelerdeki belirli hayvanlara ve kahramanlara benzetmiş ve bunların tanrılarca gökyüzüne çıkarıldıklarına inanmışlardır. Takımyıldızların büyük bölümünü, eski Yunanlar ve Romalılar adlandırmıştır, ama onlar da bu adları Babilliler'den almış olabilirler. Takımyıldızların oluşturduğu bu şekiller geceleri gökyüzünde incelenecek olursa, gözlemlenen şekillerin benzetilen nesnelerle arasındaki ilişkiyi fark etmek kolay olmayabilir.

Gökyüzü ve takımyıldızlar

Uranometria'daki Avcı takımyıldızı gravürü.

Yıldızlı bir gökyüzünün karanlık bir gecede gözlemi, ilk bakışta çok büyük bir düzensizlik izlenimi uyandırır. Görülen sayısız yıldız içinde, daha parlak yıldızlar göze çarpar. Bunlar, daha zayıf parıltılı gök cisimlerini işaretlemek veya gökyüzü olaylarının yerini belirlemek için değerli karşılaştırma noktaları oluşturur. Antik Çağdan bu yana yıldızlar, mitolojik kişiler veya hayvanlarla özdeşleştirilen karakteristik şekiller, yani takımyıldızlar biçiminde gruplandırılmıştır. Ancak çağdaş astronominin gerekli gördüğü noktalar, gökyüzü koordinat sistemlerinin kesin şekilde tanımlanmasıyla sonuçlanmıştır. Böylece gök cisimlerinin gökyüzündeki konumu duyarlı olarak belirlenebilir, bu da, gözlem aletlerini, incelenmek istenen gök cisimlerine doğru çabucak yöneltmeye imkân verir.

Takımyıldızların gece boyunca gökyüzünün gök küre kutbu adı verilen bir noktası çevresinde blok halinde yer değiştirdikleri görülür. Kuzey Yarı Küre'de bu nokta çıplak gözle görülebilen bir yıldıza çok yakındır; bu nedenle söz konusu yıldıza Kutup Yıldızı adı verilir. Birçok gece tekrarlanan bir gözlem, gökyüzü bütününün bu dönüşünün, Dünya'nın kutuplarıyla çakışan bir eksen (Yerküre'nin ekseni) çevresinde, 24 saatten biraz daha az bir sürede gerçekleştiğini gösterir. Gerçekte ise, Dünya kendi çevresinde döner. Bununla birlikte buradan, gökyüzünün, belli bir yerdeki görünümünün değişmez olmadığı ortaya çıkar; saatler geçtikçe doğuda bazı yıldızlar belirir, ufuk çizgisi üzerinde yavaş yavaş yükselir ve sonra, batıda batarak gözden kaybolur. Gökyüzünün görünümü enlemlere göre de değişir.

Yıldızları adlandırma

Yıldızların eski adları, ait oldukları takım yıldızlarla özdeşleştirilmiş mitolojik şekillerdeki konumlarını hatırlatıyordu: Aslan'ın gözü, Büyük Ayı'nın kuyruğu gibi. En parlak yıldızlar, çoğu Arapça kökenli olan özel adlarını korumuştur: Sirius, Rigel, Aldebaran, Deneb...

Takımyıldızların bazılarının ve Güneş’in kendi mitleri bulunur. Bunların ölülerin ruhu ya da tanrılar oldukları düşünülürdü. Örneğin Umacı yıldızının Gorgon Medusa’nın gözünü temsil ettiğine inanılırdı.

1603'te, Alman J. Bayer, Uranometria'sında, o zamandan bu yana evrensel olarak benimsenen basit ve akılcı bir adlandırma sistemi ortaya attı. Her takımyıldızda, en parlak yıldıza α ile, parıltı derecesi bundan hemen sonra gelen β ve bunu izleyen γ ile (... vb) belirtildi. Yunan alfabesi tükendiğinde, Latin alfabesi, sonra da sayılar kullanıldı. Sonunda yalnız en parlak yıldızlar adlandırılır oldu. Astronomi aletleriyle görülebilen ve fotoğrafı çekilebilenlerin, referans kataloglarındaki sıra numaralarıyla yetinilmektedir. Bir yıldızın uluslararası adı, bunu belirten harf veya sayının arkasına, ait olduğu takım yıldızının Latince adının genitifi veya resmî kısaltması konarak elde edilir; α Ursa Major veya α UMa...

Takımyıldızları oluşturan yıldızların isimleri

Tüm yıldızların bir ismi vardır. Johannes Bayer yöntemi ile takımyıldızlarındaki yıldızlar tanıtıldı, J. Bayer'in yıldız atlasında onlar parlaklıklarına ya da büyüklüklerine göre Yunan alfabesi sırasıyla Yunan harfleriyle isimlendirdi.

1515 yılına ait bir Kuzey Gök Küre takımyıldız haritası

Mesela, Alfa (α) parlak ise, Beta (β) daha az parlaktır ve böyle devam eder. Buna örnek olarak Büyük Ayı takımyıldızını verebiliriz; Büyük Ayı takımyıldızın ilk yıldızı Alfa (α) Büyük Ayı, ikinci yıldızı Beta (β) Büyük Ayı, diğerleri de böyle devam etmektedir.

Bu sıralamalar her zaman doğru değildir, yıldızların parlaklıkları tam olarak ölçülüp isimlendirilmemiştir, ve bazı yıldızların parlaklıklarında değişkenlikler gözlemlenilmektedir. Örneğin Büyük Ayı'nın beşinci yıldızı olan Epsilon (ε) Büyük Ayı, Büyük Ayı'nın ilk yıldızı olan Alfa (α) Büyük Ayıdan daha parlaktır.

Daha sonralar isimlendirmede sayılar da yetersiz kalınca başka sistemler icat edilmiştir. John Flamsteed, Yunanca harfler yerine sayıları kullanmıştır ve sonraki yıldız kataloglarında genellikle takımyıldızların bir sayı sistemi olmuştur.

Takımyıldızlar

Adları Antik Çağ mitolojisinden miras kalan takımyıldızların, gökyüzünü, aralarında uzlaşmışçasına 88 bölgeye ayrıldığı kabul edilir.

İlk uygarlıklardan bu yana, gökyüzü gözlemcileri, en parlak yıldızları daha kolay bir şekilde işaretlemek için bunları, gökyüzünde çizdikleri şekillere göre bir araya getirmeyi düşündüler. Böylece; mitolojik kahramanlar, hayvanlar veya nesnelerle özdeşleştirilmiş takımyıldızlar doğdu. Takımyıldızlara, Yunan mitolojisinden alınmış adlar verme düşüncesinin, MÖ III. yüzyılda Makedonya kralı Antigonos Gonatas'ın sarayında hekim ve ozan olan Aratos'dan çıktığı sanılmaktadır. Gök kürenin kuzey yarı küresinin haritası, II. yüzyılda Ptolemaios tarafından hazırlanan ve 48 takımyıldızı kapsayan haritaya dayanır. Astronomların Güney Yarı Küre'nin gökyüzünü çok daha geç dönemlerde gözlemleyebilmeleri nedeniyle, güney takımyıldızların belirlenmesi çok daha yakın tarihlere rastlar. Bunları, XVII. yüzyılda özellikle Bayer ve Hevelius, sonra XVIII. yüzyılda Lalande ve La Caille adlandırdılar ve daha çok kuş veya bilimsel alet adları kullandılar: Tavus, Tukan, Mikroskop, Sekstant, Oktant vb.

Uzun süre takımyıldızların sınırları belirsiz kaldı. Dürbün ve teleskobun bulunmasından sonra, bu aletlerle keşfedilen çok sayıda düşük parıltılı yıldız kataloğa alınırken birtakım güçlüklerle karşılaşıldı. Bu dönemde kimi astronomlar eskileri hiçe sayarak, akıllarına estiğince yeni gök cismi şekilleri belirleme yoluna bile gittiler. Böylece, XIX. yüzyılın sonunda, 108 takımyıldız sayılıyordu ve bunların sınırları üstünde tam bir uzlaşma yoktu. 1925'ten bu yana gökbilimde dünyanın en yetkili kuruluşu olan Uluslararası Astronomi Birliği, gökyüzünü 88 takımyıldıza böldü. Bunların her biri, yalnız adını aldığı parlak yıldızlar grubunu değil, aynı zamanda, enlem ve boylamlarla da sınırlanan ve resmî olarak Latince adıyla veya üç harflik bir kısaltmayla belirtilen bir gökyüzü bölgesini de kapsar. Bu takımyıldızların en büyüğü, 1 303 derece karelik Dişi Ejderha ve en küçüğü, 68 derece karelik Güney Haçı'dır.

Mısır yıldız haritası ve dekanal saat, Senenmut'un mezarının tavanından, MÖ 1473 civarı

Antik Yunan takımyıldızları hakkında sadece sınırlı bilgi vardır; Yunan şair Hesiod'un "gök cisimlerinden" bahseden Eserleri ve Günleri'nde bazı bölük pörçük kanıtlar bulunmaktadır. Yunan astronomisi Helenistik dönemde esasen eski Babil sistemini benimsemiş ve ilk olarak MÖ 4. yüzyılda Knidoslu Eudoxus tarafından Yunanistan'a tanıtılmıştır. Eudoxus'un orijinal eseri kayıptır, ancak Aratus tarafından MÖ 3. yüzyıla tarihlenen bir manzume olarak günümüze ulaşmıştır. Takımyıldızların efsanevi kökenlerini ele alan mevcut en eksiksiz eserler pseudo-Eratosthenes olarak adlandırılan Helenistik yazar ve pseudo-Hyginus olarak adlandırılan erken dönem Romalı yazardır. Geç Antik Çağ boyunca ve Erken Modern döneme kadar öğretilen Batı astronomisinin temeli Batlamyus'un 2. yüzyılda yazdığı Almagest'tir.

Ptolemaios Krallığı'nda gezegenleri, yıldızları ve çeşitli takımyıldızları temsil eden antropomorfik figürlerden oluşan yerli Mısır geleneği vardı. Bunlardan bazıları Yunan ve Babil astronomi sistemleriyle birleştirilerek Dendera Zodyağı ile sonuçlanmıştır; bunun ne zaman gerçekleştiği belirsizliğini korumaktadır, ancak çoğu MS 2. ila 4. yüzyıllar arasındaki Roma döneminde yerleştirilmiştir. Zodyak'ın bilinen en eski tasviri, bazı orijinal Mısır takımyıldızları, dekanları ve gezegenleri ile birlikte şu anda bilinen tüm takımyıldızları göstermektedir. Batlamyus'un Almagest'i ortaçağda hem Avrupa'da hem de İslam astronomisinde takımyıldızların standart tanımı olarak kalmıştır.

Gökküre ve günlük hareket

Boğa ve Oriyon takımyıldızın gökyüzündeki görünümü.

Kendimizi, yıldızların asılı olduğu ve dünyadakiyle çakışan bir eksen çevresinde 23 saat 56 dakika dönen, uçsuz bucaksız bir kürenin merkezinde yer alıyormuş varsayabiliriz.

Gözlem, gece boyunca gökkürenin, Kuzey Yarıküre'de, Küçük Ayı takımyıldızının en parlak yıldızına çok yakın olan bir nokta çevresinde, saat hareketine ters yönde blok halinde dönüyormuş izlenimi verir. Söz konusu nokta, gök kürenin iki kutbundan biridir, dolayısıyla bunun yakınında yer alan yıldıza, Kutup Yıldızı adı verilir. Gözlem, her gece aynı saatlerde tekrarlandığında, gökyüzünün yaklaşık 24 saatte başlangıçtaki görünümünü yeniden aldığı saptanabilir. Takımyıldızlar kümesinin 24 saatlik bu hareketine « günlük hareket » adı verilir. Burada, yalnızca zahirî bir hareket söz konusudur. Gerçekte Dünya, kutuplarından geçen bir eksen üstünde ve kendi çevresinde batıdan doğuya 23 saat 56 dakikada döner. Ama yıldızlar çok uzakta olduğundan, her şey sanki Dünya ile aynı eksen çevresinde, aynı periyoda, ama ters yönde 23 saat 56 dakikada dönüyormuş ve yıldızların asılı olduğu çok büyük bir kürenin merkezin-deymişiz gibi gelişir.

Günlük hareket, yıldızlı gökyüzünün görünümünü belli bir yerde yalnız saatten saate değiştirmez, aynı zamanda geceden geceye de yavaş yavaş bu görünümü dönüşüme uğratır; çünkü günlük hareket periyodu, takvim günü süresinden yaklaşık 4 dakika daha kısadır: nitekim, bir mevsimin başlangıcında saat 21.00'de doğudan doğan bir yıldız, mevsim ilerledikçe, aynı saatte gökyüzünde giderek daha yüksekte görünecektir. Gökyüzü hep aynı saatte gözlemlendiğinde, bu durumun aydan aya değiştiği açıkça fark edilebilir. Her mevsim yeni bir yıldız kümesi getirir; bunlar, doğuş ve batışları gündüze rastlamadan önce, az çok uzun bir periyot boyunca gözlemlenebilir.

Ekvator, gece boyunca tüm takımyıldızların geçişinin görülebildiği tek Dünya bölgesidir. Buradan uzaklaşılır uzaklaşılmaz, kimi yıldızlar hiç görünmez. Çünkü bunlar hiçbir zaman ufkun üstüne çıkmaz. Kutuplara yaklaşıldıkça gözlemlenebilecek gök küre parçası küçülür; ancak, gök kürenin merkezinde, yıldızların hiç batmadıkları ve bu nedenle sürekli göründükleri az çok geniş bir bölge vardır: buna « kutup dairesi » denir çünkü ufkun üstünde yer alan gök kutbunu çevrelemektedir. Kutuplarda da, ancak tek yarı küre görülebilir; diğeri daima ufuk çizgisinin altında kalır. Gökyüzünde, çıplak gözle görülebilen yaklaşık 6.000 yıldız vardır; bunların 20 kadarı çok parlaktır.

Kara bulut takımyıldızları

Samanyolu'ndaki bir dizi karanlık leke olan Büyük Yarık, güney yarımkürede kuzeydekinden daha görünür ve çarpıcıdır. Samanyolu'nun orta bölgesinin yere gölge düşürecek kadar karanlık olduğu zamanlarda bu lekeler canlı bir şekilde göze çarpar. Bazı kültürler bu lekelerdeki şekilleri fark etmiş ve bu "kara bulut takımyıldızlarına" isimler vermişlerdir. İnka uygarlığının üyeleri Samanyolu'ndaki çeşitli karanlık bölgeleri veya karanlık bulutsuları hayvan olarak tanımlamış ve bunların görünümünü mevsimsel yağmurlarla ilişkilendirmişlerdir. Avustralya Aborijin astronomisi de karanlık bulut takımyıldızlarını tanımlar; bunlardan en ünlüsü, başını yıldızlar yerine karanlık bir nebula olan Kömür Çuvalı'nın oluşturduğu "gökyüzündeki emu "dur.

Gökyüzünde gök cisimlerinin yerleri nasıl belirlenir

Gök cisimlerinin gök küre üzerindeki konumunu tanımlamak için yeryüzündeki enlem ve boylama benzer koordinat sistemleri kullanılır.

Bir gözlem aletini bir gök cismine yöneltmek için, bunun gökyüzündeki konumunu büyük bir duyarlılıkla bilmek gerekir. Bunun için birtakım koordinat sistemleri kullanılır; gökyüzünün herhangi bir noktasının konumu, bir referans düzlemine bağlı iki parametreyle belirlenir. En çok kullanılan sistemlerden biri, ekvator koordinat sistemidir. Coğrafi koordinat sisteminin (enlem ve boylam) benzeri olan bu sistemde, referans düzlemi, Dünya ekvatorunun düzlemiyle çakışan gök ekvatorudur. Burada, gök kürenin her noktasının konumu bahar açısı (α) ve yükselimle (δ) işaretlenir. Bunların Dünya'da kullanılan benzerleri bahar açısı için boylam, yükselim için enlemdir. Başlangıç boylamı olan Greenwich meridyeninin eşdeğeri, kutuplardan ve Güneş'in ilkbahar ılım noktasındayken yer aldığı gökyüzü noktasından geçen büyük bir çemberdir (saat çemberi). Bu sistem, gözlem yerinden bağımsız olma üstünlüğünü taşır ve iki dönme ekseninden biri Dünya kutuplarından geçen eksene paralel olan bütün teleskoplarda kullanılır.

Yaygın olarak kullanılan bir başka sistem, yatay koordinat sistemidir; bunun referans düzlemi, gözlem yerinin ufkuna paralel olan düzlemdir. Bu sistemde gök kürenin her noktası ufuktan yüksekliği ve Güney açısıyla işaretlenir; yükseklik söz konusu noktayı ufuktan ayıran açı, Güney açısıysa Güney doğrultusuyla yaptığı açıdır: söz konusu sistem altazimut tipi bir donanımı olan, yani yatay ve düşey eksenler çevresinde hareket edebilen aletlerde kullanılır. Ancak bir gök cisminin bu şekilde tanımlanan koordinatları belli bir yerde ve belli bir anda geçerlidir; Dünya'nın dönmesi nedeniyle sürekli olarak değişir.

Koltuk takımyıldızının göz yanılsama grafiği.

Diğer astronomi koordinat sistemleri arasından Dünya'nın Güneş çevresinde dönüş düzlemi (tutulum düzlemi) ve ilkbahar noktasıyla çakıştırılan koordinat sistemi, ayrıca gökadamızın diskinin ortalama düzlemi ve bu düzlemin, gök ada merkezi doğrultusunda yer alan bir noktasına indirgenen gökada koordinat sistemi örnek gösterilebilir.

Yanılsama ve gerçek

Takımyıldızlar bir perspektif etkisinden kaynaklanır. Bunlar, birbirine yakın doğrultularda yer alan, ancak Dünyaya uzaklıkları çok farklı olan yıldızlarca çizilir. Nitekim, Koltuk takımyıldızının gökyüzünde W çizen yıldızları gerçekte 45 ışık yılıyla 700 ışık yılı arasında değişen uzaklıklarda yer almaktadır.

Takımyıldızların çoğunun yıldızı, fiziksel bir bağlantısı varmış gibi gözükse de aslında hiçbir şekilde fiziksel bağlantıları yoktur, takımyıldızını oluşturan her yıldız birbirine oldukça uzak mesafededirler. Yıldızlar gökyüzünde belirmeye başladığında, daha belirgin yıldızlar göze çarpar ve bu da bir yanılsama etkisi yaparak yıldızların sanki yan yana duruyormuş gibi gözükmesini sağlar.

Burçlar kuşağı

Takımyıldızları burçlar olarak da bilinmektedir. Bütün gökyüzü 88 burca bölünmüştür. Gökyüzünün kuzey ve güney yarı kürelerini kapsayan 88 alandan her biri, bir takım yıldızını meydana getirir. Her yıldız, galaksi veya gök cismi, takımyıldızlarından birinin alanı içinde bulunur. Kırk sekiz takımyıldızının adları ve konumları 17. yüzyılın başına kadar biliniyordu ve günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Geri kalan 40 takımyıldızının büyük bölümü 17 ve 18. yüzyıl astronomlarınca tarif edilmiştir. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU)'nin 1945'teki çalışması sonucunda, bugünkü 88 takımyıldızının adı ve konumu üzerinde anlaşmaya varıldı.

Takımyıldızlar

Halk arasında, zodyak (burçlar kuşağı) üzerinde yer alan 12 takımyıldıza ortak olarak “burçlar” adı verilmiştir. Zodyak, gökyüzünde güneş ve başlıca gezegenlerin yolu üzerinde bulunduğu tasarlanan hayali bir kuşaktır. Burçlar kuşağı olarak da bilinmektedir. Kuzey ve güney yarı küreler dahil bütün gökyüzündeki toplam takımyıldız sayısı 88'dir. Herhangi bir gecede gökyüzüne bakıldığında bunlardan 40 kadarı görüş alanımızdadır. Bu takımyıldızlarından bir bölümü, Güneş'in yıl boyunca hareket ediyormuş gibi göründüğü yol boyunca sıralanmış takımyıldızlar olup, Burçlar Kuşağı olarak adlandırılırlar. Bunların sayısı, Yılancı Burcu'nun Akrep burcuna dahil edilmesiyle 12 tanedir. Bu kuşaktaki takımyıldızlar Zodyak Takımyıldızları olarak da bilinirler. Zodyak takımyıldızlarının isimleri şunlardır: Aries (Koç), Taurus (Boğa), Gemini (İkizler), Cancer (Yengeç), Leo (Aslan), Virgo (Başak), Libra (Terazi), Scorpius (Akrep), Sagittarius (Yay), Capricorn (Oğlak), Aquarius (Kova), Pisces (Balık).

En iyi tanınan takımyıldızlarından biri Ursa Major'un (Büyük Ayı) en parlak yedi yıldızının düzeni çok çeşitli cisimlere benzetilmiştir. Bu nedenle Ursa Major takımyıldızına bugüne kadar Saban, Araba, Yedi Öküzler ve Büyük Cezve gibi çeşitli adlar verilmiştir. Orion takımyıldızı genellikle bir avcı olarak çizilmiştir. Bu takımyıldızın üç parlak yıldızı Avcı'nın Kuşağını oluşturur. Avcının iki köpeği vardır; büyük olanı Canis Major, küçük olanı ise Canis Minor'dur. Orion'un yakınlarındaki, burçlar kuşağı takımyıldızlarından Gemini yer alır. Gemini'deki (İkizler) en parlak iki yıldız, adlarını Yunan efsanesinde Zeus'un ölümsüzlük verdiği oğulları Kastor ve Polluks'tan almaktadır.

Burçlar kuşağının bir başka takımyıldızı, Herakles'in öldürdüğü Nemea aslanı olduğu varsayılan Leo'dur (Aslan). Draco (Ejderha) takımyıldızı da, adını Herakles'in bir başka kurbanı olan ejderhadan almaktadır. Orion'u öldüren akrep, Scorpius (Akrep) takımyıldızı olarak görünür. Perseus'un deniz canavarından kurtardığı karısı Andromeda ve onun annesi Cassiopeia ile babası Cepheus'un isimleri de takımyıldızlara verilmiştir.

Burçlar kuşağındaki takımyıldızlarının sınırları sabit olduğu dönemlerde, Güneşin bu takımyıldızlarının içinden geçiş tarihleri şöyledir:

Burçlar Kuşağı Çarkı: 6. yüzyıldan kalan İsrail'de Beit Alpha Sinagogunda bulunan mozaik işlemeli burçları gösteren resim.
Burcun Adı Giriş Tarihi Çıkış Tarihi
Koç (Aries)
21 Mart
19 Nisan
Boğa (Taurus)
20 Nisan
20 Mayıs
İkizler (Gemini)
21 Mayıs
21 Haziran
Yengeç (Cancer)
22 Haziran
22 Temmuz
Aslan (Leo)
23 Temmuz
22 Ağustos
Başak (Virgo)
23 Ağustos
22 Eylül
Terazi (Libra)
23 Eylül
22 Ekim
Akrep (Scorpius)
23 Ekim
22 Kasım
Yay (Sagittarius)
23 Kasım
21 Aralık
Oğlak (Capricornus)
22 Aralık
19 Ocak
Kova (Aquarius)
20 Ocak
18 Şubat
Balık (Pisces)
19 Şubat
20 Mart

Yıldız dizilimleri

Parlak yıldızlar, belirgin dizilimler gösterir ve bunlar sayesinde temel takımyıldızlar işaretlenebilir. Aşağıda Kuzey ve Güney gökkürelerin takımyıldız haritalarını görebilirsiniz:

Kuzey Gök Yarıküresi.png

Güney Gök Yarıküresi.png

En çok bilinen takımyıldızlar

MÖ 164 yılında Halley Kuyruklu Yıldızı'nı kaydeden Babil tableti.

En eski Babil yıldız ve takımyıldız katalogları Orta Tunç Çağı'nın başlarına kadar uzanır, özellikle de Her Metinde Üç Yıldız ve M.Ö. 1000 civarında daha doğru gözlemlere dayanan genişletilmiş ve gözden geçirilmiş bir versiyon olan MUL.APIN. Bununla birlikte, bu kataloglardaki çok sayıda Sümerce isim, bunların Erken Tunç Çağı'nın daha eski, ancak başka türlü kanıtlanmamış Sümer gelenekleri üzerine inşa edildiğini göstermektedir.

Klasik Zodyak, MÖ 6. yüzyıldan kalma Yeni Babil takımyıldızlarının bir revizyonudur. Yunanlılar Babil takımyıldızlarını MÖ 4. yüzyılda benimsemişlerdir. Yirmi Ptolemaic takımyıldızı Antik Yakın Doğu'dan gelmektedir. Diğer on tanesi aynı yıldızlara ama farklı isimlere sahiptir.

İncil bilgini E. W. Bullinger, Hezekiel ve Vahiy kitaplarında bahsedilen bazı yaratıkları Zodyak'ın dörtte birinin orta burçları olarak yorumlamıştır; Aslan Aslan'ı, Boğa Boğa'yı, İnsan Kova'yı ve Kartal Akrep'i temsil etmektedir. İncil'deki Eyüp Kitabı'nda da עיש 'Ayish "yatak", כסיל chesil "aptal" ve כימה chimah "yığın" gibi bir dizi takımyıldızına atıfta bulunulur (Eyüp 9: 9, 38:31-32), KJV tarafından "Arcturus, Orion ve Pleiades" olarak çevrilmiştir, ancak 'Ayish "mezar" aslında Ursa Major'a karşılık gelir. Taçlardan bir çelenk olarak tercüme edilen Mazzaroth מַזָּרוֹת terimi Eyüp 38:32'de hapax legomenon'dur ve zodyak takımyıldızlarına atıfta bulunuyor olabilir.

Bazı ünlü takımyıldızlar, çeşitli nesnelere benzetilen parlak yıldız düzenlerine sahiptir. Örnek olarak, bir avcı figürünü çağrıştıran Avcı Takımyıldızı (Orion) ve aslan figürü çağrıştıran Aslan Takımyıldızı (Leo) verilebilir.

Andromeda

Andromeda, modern 88 takımyıldızdan biridir. Ayrıca, Batlamyus'un 48 takımyıldızdan oluşan listesinde de geçer. Adını Yunan mitolojisindeki bir karakter olan Prenses Andromeda'dan alır. Kanatlıat (Pegasus) takımyıldızının yanında bir kuzey yarı küre takımyıldızıdır. Andromeda Gökadası'nı barındırıyor olması en dikkat çekici özelliğidir. Kimi zaman Zincirli Prenses olarak da anılır.

Orion

Gökyüzünde hem güney hem de kuzey yarıküresinde bulunan ve bu sayede tüm Dünya'dan görülebilen, oldukça parlak yıldızlardan oluşan dolayısıyla da kolay bulunabilen takım yıldız. Avcının belirgin şekli dört belirgin yıldızdan oluşan boyu eninin iki katı kadar olan bir dikdörtgen ve bu dikdörtgenin merkezinde çapraz durmakta olan üç ayrı yıldızdır. Betelgeuse avcının sağ omzuna, Bellatrix sol omzuna, Rigel sol ayağına ve Saif de sağ ayağına denk gelir. Ortadaki üç çapraz yıldız (alttan üste sırayla Alnitak,Alnilam ve Mintaka) avcının kemerini (Avcı Kuşağı olarak da bilinir) oluşturur. Kuşağın altında bulunan M 42 bulutsusu (nebulası) avcının kılıcıdır. Heka adındaki avcının başını simgeleyen kısım aslında üç daha sönük yıldızdan meydana gelir. Betelgeuse'un üstündeki yıldızlar avcının sağ kolunu Bellatrix’ten ötede olan yıldızlar da avcının kalkanını oluşturur.

Avcı kış ayları boyunca Türkiye'den rahatlıkla gözlemlenebilir. Avcıyı gözlemlemek isteyenler güney ufkuna bakmalıdır. Avcının yeri bulunulan aya göre güneybatı ile güneydoğu arasında değişir. Bünyesinde gökyüzünün en parlak yıldızlarından Rigel (7. en parlak yıldız) ve Betelgeuse (10. en parlak yıldız)'ün bulunması ve etrafındaki takımyıldızların solukluğu Avcının kolaylıkla gözlemlenebilmesini sağlar. Avcının komşuları Boğa, İkizler, Eranus nehri, Tavşan takımyıldızlarıdır.

Aquila (Kartal)

Aquila, modern 88 takım yıldızdan biridir. Görünüm olarak Samanyolu üzerinde yer alır. En parlak yıldızı Altair'dir ve bu yıldız yaz üçgeni oluşturan üç yıldızdan biridir. Yaz üçgenin diğer yıldızları Vega Lir (Çalgı) Takımyıldızında, Deneb ise Cygnus (Kuğu) Takımyıldızında bulunur.

Lyra (Lir [Çalgı])

Lir Takımyıldızı birçok takımyıldıza nazaran gökyüzünde oldukça küçük bir alan kaplar. Lir Takımyıldızın en parlak yıldızı Vega'dır. Bu Yıldızın kadir değeri + 0,03 dür ve diğer yıldızların parlaklıklarını karşılaştırmada referans olarak alınabilir. Vega yaz üçgenin üç yıldızından biridir. [Çalgı) ]

Cygnus (Kuğu)

Cygnus (Kuğu) modern 88 takımyıldızdan biridir. Birçok parlak yıldız içerir. Bu yıldızlardan en önemlisi ve en parlak olanı Deneb'dir ve yaz üçgeninin üç yıldızından biridir. Kuğu takımyıldızı görünüm bakımından Samanyolu üzerinde güneye doğru uçan bir kuşu andırır.

Ursa Major (Büyük Ayı)

Ursa Major özellikle kuzey yarı kürenin büyük bir bölümünde yıl boyunca görülebilir. Oldukça parlak yıldızlardan oluşmuştur. Belirgin kepçe biçimi sayesinde diğer takımyıldızlardan ayırması oldukça kolaydır. Kepçenin sapındaki üç parlak yıldızdan ortadaki; ünlü bir çift yıldız olan Mizar'dır ve ona yakın görünümde daha sönük olan başka bir çift yıldız; Alcor yer alır. Ursa Major'ün en parlak yıldızdarı Dubhe ve Merak'tır. Bu iki yıldız cezvenin ucunda, sap kısmına en uzak görünümde bulunurlar. Merak-Dubhe yönünde bu iki yıldızın arasındaki uzaklığın 6 katı kadar gidilirse Kutup Yıldızı'na (Polaris) ulaşılır. Kutup Yıldızı ise Ursa Minor (Küçük Ayı) Takımyıldızında yer alır. Ayrıca kepçenin sap kısmını oluşturan üç yıldızın çizdiği kavisi takip ederek Boötes (Çoban) takımyıldızının en parlak yıldızı olan Arcturus'a ulaşabiliriz. Bu özellikleri ile Ursa Major gökyüzünde diğer takımyıldızları bulurken oldukça kolaylık sağlar.

Scorpius (Akrep)

Bu takımyıldız Scorpio olarak da bilinir. Batıda Libra (Terazi), doğuda ise Sagittairus (Yay) takımyıldızları arasında yer alır. Birçok parlak yıldız barındırır. Bunların en önemlisi ve en parlağı Antares, akrebin kalbi olarak bilinir. Antares ömrünün sonlarına gelmiş bir kızıl devdir. Astronomik olarak yakın bir gelecekte bir süper novayla yaşamını noktalayacaktır.

Sagittarius (Yay)

Sagittarius' (Yay) Takımyıldızı: Sembol olarak okunu Scorpius (Akrep) Takımyıldızına doğrultmuş bir yay olarak tasvir edilmiştir. Ophiuchus (Yılancı) ve Capricornus (Oğlak) Takımyıldızları arasında yer alır.

Ayrıca bakınız

  • Takımyıldızlar dizini
  • Boyutuna göre takımyıldızlar dizini
  • Takımyıldızına göre yıldızlar dizini
  • Takımyıldızların diğer dillerdeki adlarının listesi
  • Takımyıldızlar bibliyografyası

Dış bağlantılar

Kaynakça ve notlar

Terminoloji

"Takımyıldız" kelimesi, "yıldız kümesi" olarak çevrilebilecek Geç Latince cōnstellātiō teriminden gelir; 14. yüzyılda Orta İngilizcede kullanılmaya başlanmıştır. Takımyıldızı için kullanılan Antik Yunanca sözcük ἄστρον'dur. Bu terimler genellikle görünüşleri mitolojik karakterler veya yaratıklar, yeryüzündeki hayvanlar veya nesnelerle ilişkilendirilen tanınabilir bir yıldız modeline atıfta bulunur. "Takımyıldız" teriminin daha modern astronomik anlamı, bugün tanınan 88 IAU tarafından belirlenmiş takımyıldızdan birini ifade eder.

Günlük kullanımda "takımyıldızlar" ile daha küçük "asterizmler" (yıldız örüntüleri) arasında keskin bir ayrım yapılmaz, ancak modern kabul görmüş astronomik takımyıldızlar böyle bir ayrım kullanır. Örneğin Pleiades ve Hyades'in her ikisi de asterizmdir ve her biri Boğa takımyıldızının sınırları içinde yer alır. Bir başka örnek de halk arasında Büyük Ayı (ABD) veya Saban (İngiltere) olarak bilinen ve IAU tarafından tanımlanan Büyük Ayı takımyıldızının alanı içindeki en parlak yedi yıldızdan oluşan kuzey asterizmidir. Güney False Cross asterizmi Carina ve Vela takımyıldızlarının bazı bölümlerini içerir ve Yaz Üçgeni Lyra, Aquila ve Cygnus takımyıldızlarındaki en parlak yıldızlardan oluşur.

Dünya üzerinde belirli bir enlemden bakıldığında ufkun altına hiç batmayan bir takımyıldız (veya yıldız) dairesel kutup olarak adlandırılır. Kuzey Kutbu veya Güney Kutbu'ndan bakıldığında, gök ekvatorunun güneyinde veya kuzeyinde bulunan tüm takımyıldızlar dairesel kutupludur. Tanıma bağlı olarak, ekvatoral takımyıldızlar 45° kuzey ve 45° güney deklinasyonları arasında kalanları veya 23½° kuzey, göksel ekvator ve 23½° güney arasında değişen ekliptik veya zodyak deklinasyon aralığından geçenleri içerebilir.

Takımyıldızlardaki yıldızlar gökyüzünde birbirlerine yakın görünebilirler, ancak genellikle Dünya'dan çeşitli uzaklıklarda bulunurlar. Her yıldız kendi bağımsız hareketine sahip olduğundan, tüm takımyıldızlar zaman içinde yavaşça değişecektir. Onlarca ila yüz binlerce yıl sonra, tanıdık ana hatlar tanınmaz hale gelecektir. Astronomlar, yıldızların ortak uygun hareketlerini veya cpm'lerini doğru astrometri ve radyal hızlarını astronomik spektroskopi ile ölçerek geçmiş veya gelecekteki takımyıldız ana hatlarını tahmin edebilirler.

Tanımlama

Hem IAU tarafından tanınan 88 takımyıldızı hem de tarih boyunca kültürlerin tanıdığı takımyıldızları, aslında gözlemlenebilir gökyüzünde sadece belirli bir temeli olan hayali figürler ve şekillerdir. Resmi olarak tanınan takımyıldızların çoğu antik, Yakın Doğu ve Akdeniz mitolojilerinin hayal gücüne dayanmaktadır, ancak Dünya'nın Samanyolu'ndaki konumunun fiziksel gerçekliği hala insan zihni tarafından birbirine bağlanan şekiller üretmektedir. Örneğin, Orion'un Kuşağı görsel olarak az ya da çok mükemmel bir çizgi oluşturur. Astronomi üzerine popüler kitaplar yazan H.A. Rey, takımyıldızların hayali doğasına ve mitolojik, sanatsal temellerine ve kendilerine verilen klasik isimlere göre onları belirli imgeler aracılığıyla tanımlamanın pratik kullanımına dikkat çekmiştir.

İlk takımyıldızların tarihi

Lascaux Mağaraları, Güney Fransa

Güney Fransa'daki Lascaux'da bulunan 17.000 yıllık mağara resimlerinin Taurus, Orion Kuşağı ve Pleiades gibi takımyıldızlarını tasvir ettiği öne sürülmüştür. Ancak bu görüş bilim insanları arasında genel kabul görmemektedir.

Mezopotamya

Mezopotamya'dan (modern Irak'ta) MÖ 3000'lere tarihlenen yazıtlı taşlar ve kil yazı tabletleri, insanoğlunun takımyıldızları tanımlamasına dair genel kabul gören en eski kanıtları sunmaktadır. Mezopotamya takımyıldızlarının büyük bir kısmının MÖ 1300 ila 1000 yılları arasındaki nispeten kısa bir aralıkta yaratıldığı görülmektedir. Mezopotamya takımyıldızları daha sonra klasik Yunan takımyıldızlarının çoğunda ortaya çıkmıştır.

Erken modern astronomi

Semboller

Takımyıldızların resmi sembolleri yoktur, ancak ekliptik olanlar zodyak işaretlerini alabilir. Diğer modern takımyıldızların yanı sıra modern isimlendirmede hala yer alan eski takımyıldızların sembolleri de zaman zaman yayınlanmıştır.