Sabirler

bilgipedi.com.tr sitesinden
650 yılında Sabirler.

Sabirler, Sabarlar ya da Suvarlar, 5-7. yüzyıl civarında Kafkasya'nın kuzeyinde, Karadeniz'in doğu kıyılarında, Kuban bölgesinde yaşayan ve muhtemelen Batı Sibirya'dan gelen göçebe insanlardı. Savaşta yetenekliydiler, kuşatma makineleri kullandılar, büyük bir orduları vardı (kadınlar dahil) ve tekne yapımcılarıydılar. Sabirler, 400'lerin sonlarında / 500'lerin başında Transkafkasya'ya akınlara öncülük etti, Bizans-Sasani Savaşları sırasında her iki tarafta da asker ve paralı asker olarak hizmet ettiler. Bizanslılarla olan ittifakları, daha sonraki Hazar-Bizans ittifakının temelini attı

MS 500'de Yakın Doğu, Sabirleri ve komşu halkları gösteriyor.

Kökeni

Sabirler, Hun sonrası dönemde Kafkaslara gelmiş, daha çok Güney Kafkaslara sarkarak kendilerinden söz ettirmişlerdir. Bu topluluğun geliş yeri Batı Sibirya'dır. Göç etmeyen kısım yerinde kalmış ve sonradan Sibirya bölgesi adını Sabirlerden almıştır. Sonraki dönemin delillerinin Türk olduğunu gösterdiği bu kavmin, Macarların atası olduğu dair de bulgulara rastlanmıştır.

Tarih

MS 463'te Priscus, Sabirlerin Avarların saldırısına uğramalarının bir sonucu olarak Saragurlara, Ogurlara ve Onogurlara saldırdıklarından bahseder. Göçebe hareketinin 450-458 yıllarında Çinlilerin Rouran Kağanlığı'na saldırmasıyla başladığı öne sürülmüştür.

504 ve 515 yıllarında, Kral I. Kavadh döneminde Sasanilerin kuzey sınırı olan Kafkasya'ya akınlar düzenleyerek Perslerin Bizans İmparatorluğu'na karşı savaşlarında sorun çıkarmışlardır. Zilgibis önderliğindeki 20.000 Hun'un Sabir olduğu düşünülmektedir. Hem Justin I hem de Kavadh I ile antlaşmalar yaptılar, ancak birincisinde karar kıldılar, bu da Justin I ve Kavadh I arasında karşılıklı anlaşma ve birincisinin Zilgibis ve ordusuna yıkıcı saldırısı ile sonuçlandı.

520'lerde Sabir reisi Balak'ın dul eşi Kraliçe Boareks, I. Justinianus'un diplomasisi sayesinde Bizanslılara yaklaştı ve iki Hun lideri Astera/Styrax (Konstantinopolis'te idam edildi) ve Aglanos/Glones'e (Sasani müttefiki) başarılı bir şekilde saldırdı. 100.000 kişiye hükmediyordu ve 20.000 kişilik bir orduya sahipti. Satala Savaşı'nda (530), Mihr-Mihroe liderliğindeki karma Pers ordusu yaklaşık üç bin Sabir'den oluşuyordu. Aralık 531'de birçok Sabir, Persler tarafından Euphratesia, Cyrrhus, Kilikya civarını yağmalamak için çağrılmış, ancak ganimetlerin bir kısmı Romalı magister militum tarafından iade edilmişti.

Lazika Savaşı (541-562) sırasında, 548 yılında Alanlarla birlikte Lazika'lı Gubazes II ile ittifak kurarak Petra'yı Perslerden aldılar. 551 yılında, bazı Sabirler Petra'yı Perslerden geri almak için başarılı bir girişimde bulunan Bessas'ın müttefiki olurken, Mihr-Mihroe liderliğindeki diğer dört bin kişi başarısız Arkeopolis kuşatmasının bir parçası olmuştur. 556 yılında iki bin Sabir, Sasani İmparatorluğu'na karşı Bizans İmparatorluğu'nun ağır piyade paralı askerleri olarak görev yapmıştır. Başlarında Balmaq (Türkçe barmaq, "parmak"), Kutilzis (Türkçe *qut-il-či, qut "majesteleri" anlamına gelir) ve Iliger (Türkçe Ilig-ār, "prens-adam") vardı. Arkeopolis yakınlarında üç bin Dilimnit'e karşı zafer kazandılar. Sekiz yüz Dilimnit başarısız bir hücumda öldürüldü. Aynı yıl Perslerin müttefiki olan yaklaşık beş bin Sabir, üç bin Romalı atlı tarafından öldürüldü.

572-591 Bizans-Sasani Savaşı'nın bir parçası olarak, 572-573'te Sabirler Sasani karma ordusunun bir parçası olarak Nisibis yakınlarında Marcian'a karşı kaybettiler. 578'de yaklaşık sekiz bin Sabir ve Arap müttefikleri Perslerin tarafındaydı ve Resaena ve Constantia çevresine akınlar düzenlediler.

Pseudo-Zacharias Rhetor'un Ecclesiastical History'sinin (yaklaşık 555) Süryanice tercümesinde Batı Avrasya'da sbr (Sabir) de dahil olmak üzere on üç kabile kaydedilmiştir. Dönemin etnografik literatüründe göçebeler için kullanılan tipik ifadelerle, "çadırlarda yaşayan, geçimlerini hayvan ve balık etinden, vahşi hayvanlardan ve silahlarından (yağma) sağlayan" insanlar olarak tanımlanırlar.

Ermeni ve Arap kaynakları onları Kuzey Kafkasya'da, Laks, Alans, Filān, Masqat, Sāhib as-Sarīr ve Hazar kasabası Samandar yakınlarına yerleştirmiştir. 6. yüzyılın sonlarına doğru Pannonian Avarlarının Avrupa'ya gelişi Kuzey Kafkasya'daki Sabir birliğini sona erdirdi. Theophylact Simocatta'ya göre, Barsiller, Onogurlar ve Sabirler istilacı Var ve Chunni'yi gördüklerinde paniğe kapıldılar çünkü istilacıların Avarlar olduğunu düşündüler. Menander Protector olayları 558 ile 560 yılları arasına yerleştirmiştir. Onlardan en son Tiberius II Konstantin döneminde (578-582) Kafkas Albanyası'ndaki Bizans fethiyle bağlantılı olarak bahsetmiştir, ancak büyük meblağlar Perslere yeniden katılmalarını engellemeye yetmemiştir.

Hazarlar ve Bulgarlar konfederasyonlarına asimile olmuşlardır. Volga Bulgaristan'ındaki Suwāz kabilesi, aynı eyaletteki Suwār şehri ve Kuzey Kafkasya krallığı Suwār ile ilişkilidir. Ancak bu Suwâr yani Sawâr'ın Kuzey Kafkasya'ya gidip 558'den sonra Volga'ya çekilen Sabirler mi, Hazar devletinin kurulması sonucu oraya gelenler mi, yoksa Kuzey Kafkasya'ya hiç gitmeyip Volga'da konaklayan kabileler mi olduğu belirsizdir. Ahmed ibn Fadlan, 10. yüzyılda hâlâ Wirgh (*Vuyrigh, Türk Buyruğu) unvanlı kendi liderleri olduğunu ve bazı Suwār-Bulghar düşmanlıkları olduğunu kaydetmiştir.

Sabirlerin ve Hazarların birbirine karışmasının ortak Bulgar etnik kökenleri tarafından kolaylaştırıldığını veya Türkleşmiş Ugrialılar olduklarını iddia eden Mikhail Artamonov'un görüşünü destekleyen güvenilir bir bilgi yoktur. Károly Czeglédy, Hazar devletinin Sabirler de dahil olmak üzere üç temel gruptan oluştuğunu düşünmüştür. Dieter Ludwig, Hazarların Harezmli Uarlarla ittifak kuran Sabirler olduğunu öne sürmüştür. Macarlar ve Sabirler arasındaki yakın bağlar, Lev Gumilev'in onların Ogurca yerine Ugrici konuşuyor olabilecekleri (her iki terim de aynı etimolojik kökene sahiptir) spekülasyonunu yapmasına yol açmıştır. El-Biruni, Volga Bulgarları ve Sawârların dilinin "Türkçe ve Hazarca karışımı" olduğunu belirtirken, Gyula Németh, Lajos Ligeti ve Peter Benjamin Golden gibi modern akademisyenler Sabirlerin Ogur Türkçesinden ziyade standart Türkçe konuştuğunu düşünmektedir.

Hunlara bağlı topluluklardan biri olan Sabirlerin ana yurtları Tanrı Dağları'nın batısı ile İli nehri arasındaki bölgeydi. Sabir; "sapan, yol değiştiren, serbest, başıboş dolaşan" anlamlarına gelir. Sabirler 461-465 yılları arasında Batı Sibirya kavimleri arasında görülen göçe dahil olmuşlardır. Bu yıllarda doğudan gelen Avarların baskısı sonucu Sabirler yurtlarını terk ederek batıya yöneldiler. Altaylar ile Ural Dağları arasında yaşayan Ogur Türklerini göçe zorlayan Sabirler Tobol ve İşim dolaylarına yerleştirler.

Doğu Avrupa'da görülen Sabirler, 515 yılında Kafkasya ve Karadeniz’in kuzeyine yerleştiler. Hükümdarları Balak idaresinde önemli zaferler kazandılar. Bizans'a karşı Sasaniler ile anlaştılar. 516 yılında Kafkasları aşarak Anadoluya geldiler. Kayseri, Ankara ve Konya dolaylarına kadar ilerlediler. Sabirlerin sahip olduğu askeri güç ve savaş taktikleri Bizans kayıtlarına geçmiştir. Bizanslı Prokopios bu konuda şu notları düşmüş: “Sabirler, insan hafızasının hatırlayabildiği zamandan beri ne İranlılardan ne Romalılardan hiç kimsenin düşünemediği makinelere sahiptirler. Öyle ki her iki devlette mühendis eksik olmamış ve her devirde surları dövmek için makineler yapılmıştır ama şimdiye kadar böyle bir buluş ne ortaya konmuş ne de onlar gibi kullanılabilmiştir. Bu, şüphesiz insan dehasının bir eseridir.”

Balak Handan sonra yerine eşi Boğarık Hatun geçti. Savaşçılığı ve idareciliği ile Bizans kayıtlarına girmiş Boğarık Hatun, 100 bin kişilik Sibir ordusuna komuta ediyordu. Sibirler bazen Bizans, bazen de Sasanilerin tarafını tutarak girdikleri savaşlar sebebiyle giderek eski gücünü kaybettiler.

Sabirler, 557 yılında Avarların baskısı sonucunda kuzeye çekildiler. Bu sırada Göktürk hakimiyetini kabul ederek, Göktürklerin batı kanadını oluşturdular. 576 yılında Güney Kafkasyadaki hakimiyeti Bizanslılara kaptırdılar.

Kültür

Sabirlerin içinde, Tobolsk civarına yerleşen Tobol Türkleri, bazı hastalıkların tedavisinde radikülitin kepçeyle yedi evin kapısına vurma yöntemini uygular, sıtmayı korkutarak tedavi ederlerdi.

Vefat aşı verirken ölenın ruhu için yufka pişirilir.

Reisler

  • Balaq (Türkçe balaq, 'çocuk, oğlan', 'hayvan yavrusu')
  • Boa/Boarez/Boareks - Sabir kraliçesi, Balak'ın dul eşi
  • Balmaq/Barmaq (Türkçe barmaq, 'parmak')
  • Iliger (Türkçe 'prens-adam')
  • Kutilzis (Türkçe qut-ilči/elči, 'göksel iyi talih' - 'görkem')

Miras

Bir dizi Kafkas toponimi onların adından türemiştir; Šaberan, Samir, Samirkent, Sabir-xost, Sibir-don, Sivir-don, Savir, Bila-suvar, Sebir-oba, Sevare, Suvar ve ayrıca Kırgızların Sabar ve Sabur/Sabïr alt bölümleri.

Çuvaş tarihçiler, uluslarının kısmen Sabirlerin soyundan geldiğini ileri sürmektedirler. Mari dilinde modern Volga Tatarları Suas olarak adlandırılır; Çuvaşlar da Suasenmari (Suar-icileştirilmiş Mari anlamına gelir) veya Fince Suaslanmari olarak bilinir.