Almanlar

bilgipedi.com.tr sitesinden
Almanlar
Deutsche
German people around the world.svg
Alman nüfusun dağılımı
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Almanya Almanya 75,000,000
Amerika Birleşik Devletleri ABD 51.000.000
Brezilya Brezilya 5.000.000
Kanada Kanada 3.000.000
Bağımsız Devletler Topluluğu Bağımsız Devletler Topluluğu 1.500.000
Fransa Fransa 1.000.000
Avustralya Avustralya 742.212
Arjantin Arjantin 600.000
Şili Şili 500.000 - 600.000
İtalya İtalya 328.000
Hollanda Hollanda 320.000
Birleşik Krallık Birleşik Krallık 266.136
İspanya İspanya 208.349
Paraguay Paraguay 200.000
İsviçre İsviçre 164.000
Polonya Polonya 153.000
MacaristanMacaristan 120.344
Venezuela Venezuela 110.000
Meksika Meksika 100.000
Güney Afrika Cumhuriyeti Güney Afrika 80.000-160.000
AvusturyaAvusturya 74.000
Belçika Belçika 38.366
İsrail İsrail 70.000
RomanyaRomanya 60.088
Uruguay Uruguay 46.000
Çek Cumhuriyeti Çek Cumhuriyeti 40.000
Bolivya Bolivya 40.000
Ekvador Ekvador 33.000
Dominik Cumhuriyeti Dominik Cumhuriyeti 25.000
Namibya Namibya 20.000
DanimarkaDanimarka 15.000-20.000
Portekiz Portekiz 15.498
Diller
Almanca: Yüksek Almanca (Yukarı Almanca, Orta Almanca), Aşağı Almanca (bkz. Almanca lehçeleri)
Din
Protestan (genellikle Lüterci), Romen Katolik, dinsiz

Almanlar (Almanca: Deutsche), Almanya'nın yerlileri veya sakinlerine ve bazen daha geniş olarak Almanca kökenli bir dili veya Almanca dilini anadili olarak konuşan kişilere denir. Almanya anayasası Almanya'da yaşayanları Alman vatandaşı olarak tanımlar. Bugün, Alman dili, Alman kimliğinin birincil kriteri olarak görülmektedir. Dünyadaki toplam Alman sayısına ilişkin tahminler 100 ile 150 milyon arasında değişmektedir ve çoğu Almanya'da yaşamaktadır.

İsviçre vatandaşlarının dilleri Almanca olsa da İsviçreliler Alman milletinden görülmeyip sadece Almancayı almış ve Almanlarla özel ilişkiler kuran diğer Avrupalılar gibi tanımlanmaktadır. Ana dili Almanca olan yaklaşık 100 milyon insanın ortalama 80 milyonu kendisini Alman olarak görür. İngilizler, Danimarkalılar, Norveçliler, Hollandalılar vb. anadilleri Cermen dillerinden olan diğer Cermen kökenli halklar Alman değildir, yalnızca Almanlarla aynı proto (ön) halktan (Proto Cermenler) türemiş uluslardır.

Roma İmparatorluğu ve onun arkasında oluşan Avusturya Habsburg İmparatorluğu boyunduruğunda pek sivrilmeden yaşayan Almanlar 19. yüzyılın başına kadar sadece derebeylikler ve Frank Krallıkları kurmuşlardır. Napolyon'un sebep olduğu çalkalanmalar sonucu Alman millet yapısı ise 19. yüzyıl başlarında başlayan milliyetçilik akımı ile oluşmuştur. 1871 yılında İlk Alman İmparatorluğu ile millî devlet oluşturulmuştur. Vatandaşlarına ise "Reichsdeutsche" (İmparatorluk Almanları) denilmiştir. Bu millî sınırlar dışında kalan Alman kökenlilere ise diğer tabir yakıştırılmış; Öz Şıvablar veya Güney Almanları olarak adlandırılmışlardır. Nasyonal sosyalizm döneminde ise bunlara topluca "Volksdeutsche" (Halk Almanları) denmiştir.

Rus çarı Deli Petro'nun, ülkesine çağırdığı Alman zaanatkarlar asırlar boyunca Rus Çarlığı'nda etnik yapıya ulaşmışlar ve Stalin zamanında bunlar Kazakistan'a sürgün edilmişler, Alman hükûmetinin vatana ulaştırma projesinde tekrar geriye getirilmeye başlanmışlardır.

Alman boy tabirleri bugün tamamen kullanımdan kalkmıştır. II. Dünya Savaşı sonucu oluşan göçler ve birbirleri altında oluşan homojen karışmalar sonucu sadece folklorik özellikleri kalmıştır.

Almanlar
Almanca: Deutsche
Önemli nüfusa sahip bölgeler
 Almanya72,650,269
 Birleşik Devletler534,000
c. 40,000,000
  İsviçre357,000
 Birleşik Krallık310,000
 Avusturya233,000
 İtalya211,000
 Fransa203,000
 İspanya201,000
 Kanada157,000
c. 450,000
 Rusya142,000
c. 840,000
 Avustralya125,000
982,226
 Polonya101,000
c. 700,000
 Macaristan36,000
c. 250,000
 Yeni Zelanda25,000
c. 200,000
 Brezilya21,000
c. 3,000,000
 Güney Afrika17,000
c. 75,000
 Arjantin9,000
c. 500,000
 Meksika7,000
c. 90,000
 Kazakistanc. 900,000

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Avusturya-Macaristan ve Alman İmparatorluğu bölünmüş, bunun sonucunda birçok Alman yeni kurulan ülkelerde etnik azınlık haline gelmiştir. Bunu takip eden kaotik yıllarda Adolf Hitler, Nazi Almanyası'nın diktatörü oldu ve tüm Almanları kendi liderliği altında birleştirmek için soykırım kampanyasına girişti. Bu çaba İkinci Dünya Savaşı ve Holokost ile sonuçlandı. Almanya'nın savaştaki yenilgisinin ardından ülke işgal edildi ve bölündü. Milyonlarca Alman Doğu Avrupa'dan sürüldü. 1990 yılında Batı ve Doğu Almanya devletleri yeniden birleşti. Modern zamanlarda Holokost'un anılması Alman kimliğinin (Erinnerungskultur) ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Uzun siyasi bölünmüşlük tarihleri nedeniyle Almanlar kültürel açıdan çeşitlilik gösterir ve genellikle güçlü bölgesel kimliklere sahiptir. Sanat ve bilim Alman kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır ve Almanlar çeşitli disiplinlerde çok sayıda önde gelen şahsiyet yetiştirmiştir.

Etimoloji ve isimlendirme

Avrupa ve çevresinde Almanya'ya verilen isimlerin kökenleri
  Proto Cermen dili *Þeudiskaz kökenli
  LatinceGermania veya GrekçeΓερμανία kökenli
  Alamanni kabilesi kökenli
  Sakson kabilesi kökenli
  Proto Slavca *němьcь kökenli
  Belirsiz

Almanlar kendilerini isimlendirmek için standart Almanca Deutsche kelimesini kullanır. Bu kelime Yüksek Almanca dillerinde yer alan ve "halkla ilişkili" ve "etnik"anlamına gelen diutisc teriminden evrilmiştir. Orta Avrupa'daki Cermen halklarının kendilerini ortak bir Alman kimliğinin oluşmaya başladığı 8. yüzyıldan beri bu terimden türemiş kelimelerle isimlendirildiği kaydedilmiştir.

Bu endonim dışında diğer dillerde Almanları isimlendirmek için farklı egzonimler bulunmaktadır. Türkçede yer alan Alman kelimesinin kökeni Alemanni kabilesine dayanmaktadır ve Fransızca gibi diğer dillerde de bu adlandırma bulunur. Slav dillerinin çoğunda Almanları isimlendirmek için nemçe ve benzeri kelimeler kullanılmaktadır. Bu kelime Proto Slavcada yabancı, Alman veya dilsiz anlamlarına gelmiş *němьcь sözüne dayanmaktadır. Bazı diğer dillerde yer alan ve Türkçede yer alan Cermen kelimesinin de kökenini oluşturan Germani eski çağlarda Cermen halklarını tanımlamak için kullanılmış Latince ve Grekçe kökenli bir sözdür. Baltık-Fin dillerinde Almanlar için kullanılan egzonimler Sakson kabilesi kökenlidir.

İngilizce Germans terimi, eski çağlarda Germen halkları için kullanılan Germani etnoniminden türetilmiştir. Erken modern dönemden bu yana, İngilizcede Almanlar için kullanılan en yaygın isim olmuştur. "Almanlar" terimi, Alman etnik kökenine sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın, Almanya'nın herhangi bir vatandaşı, yerlisi veya sakini, Alman kökenli bir kişi veya Germen halklarının bir üyesi için de kullanılabilir.

Tarih

Erken Cermen kabilelerinin daha önce çoğunlukla Kelt olan Orta Avrupa'ya yayılması:
   MÖ 750'den önceki yerleşimler
   MÖ 500'e kadar yeni yerleşimler
   MÖ 250'ye kadar yeni yerleşimler
   MS 1'e kadar yeni yerleşimler

Antik tarih

Alman etnisitesi Orta Avrupa'nın erken dönem Germen halkları, özellikle Franklar, Frizler, Saksonlar, Thuringii, Alemanni ve Baiuvarii arasında ortaya çıkmıştır. Germen kültürü bugün Kuzey Almanya'nın bazı bölgelerinde ortaya çıkmıştır ve Kuzey Almanya ve İskandinavya'da Bronz Çağı ve erken Demir Çağı boyunca gelişen İskandinav Bronz Çağı ve Jastorf kültürü ile ilişkilendirilmiştir. Germen halkları en azından Demir Çağı'ndan beri Orta Avrupa'da yaşamaktadır.

Germen halkları kuzeydeki anavatanlarından güneye doğru bir dizi büyük göçle yayılmışlardır. Orta Avrupa'nın büyük bölümünde o dönemde La Tène kültürüyle ilişkilendirilen Keltler yaşamaktaydı. En azından MÖ 2. yüzyıldan itibaren Germen halkları Keltlerin yerini almaya başlamıştır. Bu Keltlerin birçoğunun göç eden Germen halkları tarafından Germenleştirilmiş olması muhtemeldir.

Avrupa ve Afrika'daki Cermen Krallıkları MS 476

Germen halkları hakkındaki ilk bilgiler, MÖ 1. yüzyılda Germanya'ya sefer düzenleyen Romalı general Julius Caesar tarafından sağlanmıştır. Sezar'ın halefi Augustus döneminde Romalılar Germen halklarını fethetmeye ve Germanya'yı kolonileştirmeye çalışmış, ancak bu çabalar Arminius'un MS 9 yılında Alman tarihinde belirleyici bir an olarak kabul edilen Teutoburg Ormanı Savaşı'nda kazandığı zaferle önemli ölçüde sekteye uğramıştır. İlk Cermen halkları, 1. yüzyıl Romalı tarihçisi Tacitus tarafından Germania'da ünlü bir şekilde tanımlanmıştır. Bu dönemde Germen halkları, hem Roma İmparatorluğu hem de birbirleriyle sık sık çatışma halinde olan çok sayıda kabileye bölünmüş durumdaydı. Batıda Ren Nehri'nden doğuda Vistül'e, güneyde Tuna Nehri'nden kuzeyde İskandinavya'ya kadar uzanan bir alana hakim olduklarına inanılmaktadır. 3. yüzyıla gelindiğinde, Germen halkları büyük koalisyonlar oluşturmaya ve Roma İmparatorluğu içindeki bölgeleri fethedip yerleşmeye başlamıştı. Göç Dönemi olarak bilinen 4. ve 5. yüzyıllarda, Germen halkları çürümekte olan Roma İmparatorluğu'nun kontrolünü ele geçirdi ve içinde yeni krallıklar kurdu. Bu arada, Doğu Avrupa'nın bazı bölgelerinde eskiden Germen olan bölgelere Slavlar yerleşti.

Ortaçağ tarihi

Kutsal Roma İmparatorluğu'nun 972 (kırmızı çizgi) ve 1035 (kırmızı noktalar) yıllarındaki sınırları ve Almanya Krallığı mavi ile işaretlenmiştir

Alman devletlerinin başlangıcı, 5. yüzyılda Francia krallığını kuran Frank kralı I. Clovis'e kadar uzanmaktadır. Sonraki yüzyıllarda Frankların gücü önemli ölçüde arttı. MS 8. yüzyıla gelindiğinde kıta Avrupa'sının Batı Germen dilini konuşan halkları "etnik" veya "halkla ilgili" anlamına gelen diutisc olarak biliniyordu. Germenlerin son adı bu kelimeden türetilmiştir.

MS 9. yüzyılın başlarında Avrupa'nın büyük bir kısmı, Frank imparatorluğunu Saksonları ve Frizyalıları fethettiği Ren'in doğusu da dahil olmak üzere çeşitli yönlere genişleten ve böylece Karolenj İmparatorluğu'nu kuran Frank lider Şarlman'ın yönetimi altında birleşmişti. Şarlman 800 yılında Papa I. Leo tarafından imparator olarak taçlandırıldı. Şarlman'ın haleflerinin yönetimi sırasında bu krallık iç savaşa sürüklendi. İmparatorluk Verdun Antlaşması (843) ile bölündü ve Batı Francia, Orta Francia ve Doğu Francia devletleri arasında nihai ayrılıkla sonuçlandı. Fowler Henry'den itibaren Sakson hanedanları Alman topraklarına hakim oldu ve oğlu I. Otto döneminde, çoğunluğu Alman olan Orta Francia ve Doğu Francia, Kutsal Roma İmparatorluğu'nun çekirdeğini oluşturan Almanya Krallığı'nın bir parçası haline geldi. Krallığı oluşturan "Kök Dükalıkların" liderleri - Bavyera, Frankonya, Swabia ve Saksonya - kraldan bağımsız olarak önemli bir güce sahip olmaya devam ettiler. Alman kralları, kendi bağımsızlıklarını korumak için genellikle zayıf kralların seçilmesini isteyen soylu ailelerin üyeleri tarafından seçiliyordu. Bu durum Almanların erken bir dönemde birleşmesini engelledi.

Orta Çağ'ın feodal Alman toplumuna savaşçı bir soylular sınıfı hakimken, Alman nüfusunun çoğu çok az siyasi hakka sahip köylülerden oluşuyordu. Kilise, Orta Çağ'da Almanlar arasında önemli bir rol oynamış ve iktidar için soylularla rekabet etmiştir. Almanlar 11. ve 13. yüzyıllar arasında Kutsal Toprakları "kurtarmak" için beş Haçlı Seferine aktif olarak katılmıştır.

Orta Çağ boyunca Alman siyasi gücü doğudaki Slav halklarına dayatılmıştır. Bu sürece, Ostsiedlung olarak bilinen, Almanların fethedilen bölgelere göçü eşlik etti. Zamanla bazı Slav nüfusları Almanlar tarafından asimile edildi ve bunun sonucunda birçok Alman önemli ölçüde Slav kökenli oldu. 11. yüzyıldan itibaren Alman toprakları Svabyalı Hohenstaufen ailesinin egemenliği altına girmiştir. Bu dönemde Alman nüfusu önemli ölçüde artmıştır. Ticaret arttı ve sanat ve zanaatlarda uzmanlaşma yaşandı. 12. yüzyıldan itibaren birçok Alman tüccar ve zanaatkâr olarak Polonya Krallığı'na yerleşti ve Gdansk gibi birçok kent merkezinde nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmaya başladılar.

Vestfalya Barışı'ndan sonra Kutsal Roma İmparatorluğu, 1648

13. yüzyılın sonlarında Habsburg Hanedanı'ndan I. Rudolf Alman tahtına seçildi ve Habsburg ailesi bundan sonraki yüzyıllar boyunca Alman tarihinde önemli bir rol oynamaya devam edecekti. Alman topraklarında iktidar için başta Limburg-Luxemburg hanedanı ve Wittelsbach Hanedanı olmak üzere birçok soylu aileyle rekabet ettiler. 13. yüzyıl boyunca Töton Şövalyeleri Eski Prusyalıları fethetmeye başladı ve sonunda güçlü Alman devleti Prusya'yı kurdu.

Alman toprakları Orta Çağ'ın sonlarında büyümeye devam etti. Büyük kent merkezlerinin büyüklüğü ve zenginliği arttı ve çıkarlarını korumak için Hansa Birliği ve Swabian Birliği gibi güçlü birlikler kurdular; bu birlikler genellikle Alman krallarını soylularla olan mücadelelerinde desteklediler. Bu kentsel birlikler Alman ticaretinin ve bankacılığının gelişmesine önemli ölçüde katkıda bulundu. Hansa şehirlerinin Alman tüccarları, Alman topraklarının ötesinde Kuzey Avrupa'daki şehirlere yerleşti.

Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü sonucu çeşitli krallıklar ve derebeylikler kurmuşlar ve genelde Frank Krallıkları altında tarihte yerlerini almışlardır. 9. ve 10. yüzyıl ortalarında bir millet anlayışı ile birlikte Frank Krallığı'nı oluşturmuşlardır. Ancak belli başlı Cermen boylarının birleşmesi ile birlikte bir krallık altında Alman milleti oluşmaya başlamıştır. Bu sırada kuzeyde Frizler, Anglosaksonlar, Franklar güneyde ise Saksonlarla Bayuvarlar karakteristik ve folklorik yapılara ayrılmışlardır.

Modern tarih

Alman Konfederasyonu'nun sınırları kırmızı, Prusya mavi, Avusturya sarı ve diğer üye devletler gri ile gösterilmiştir. Avusturya'nın büyük bölümünün ve Prusya'nın bazı bölümlerinin Konfederasyon'a ait olmadığını unutmayın.

Alman mucit Johannes Gutenberg tarafından matbaanın kullanılmaya başlanması, yeni bir inanç ve akıl anlayışının oluşmasına katkıda bulunmuştur. Bu dönemde Alman keşiş Martin Luther, Katolik Kilisesi içinde reformlar yapılması için bastırdı. Luther'in çabaları Protestan Reformu ile sonuçlandı. Ortaya çıkan dini bölünme, Kutsal Roma İmparatorluğu'nu parçalayan ve milyonlarca Almanın ölümüne yol açan bir çatışma olan Otuz Yıl Savaşları'nın önde gelen nedenlerinden biriydi. Savaşı sona erdiren Vestfalya Barışı'nın (1648) şartları, Kutsal Roma İmparatoru'nun merkezi otoritesinde büyük bir azalmayı içeriyordu. Savaş sonrasında ortaya çıkan en güçlü Alman devletleri arasında, Hohenzollern Hanedanı'nın yönetimi altındaki Protestan Prusya da vardı.

18. yüzyılda Alman kültürü Aydınlanma Çağı'ndan önemli ölçüde etkilendi.

Yüzyıllar süren siyasi parçalanmışlığın ardından 18. yüzyılda bir Alman birliği duygusu ortaya çıkmaya başladı. Kutsal Roma İmparatorluğu, 1806 yılında Napolyon tarafından tamamen dağıtılana kadar gerilemeye devam etti. Orta Avrupa'da Napolyon savaşları büyük sosyal, siyasi ve ekonomik değişimlere yol açmış ve Almanlar arasında ulusal bir uyanışı tetiklemiştir. 18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Johann Gottfried Herder gibi Alman entelektüeller, kökleri dile dayanan bir Alman kimliği kavramını dile getirmiş ve bu kavram, Almanları tek bir ulus devlet altında birleştirmeyi amaçlayan Alman milliyetçi hareketinin kıvılcımlanmasına yardımcı olmuştur. Sonunda, ortak soy, kültür ve dil (din olmasa da) Alman milliyetçiliğini tanımlar hale geldi. Napolyon Savaşları Viyana Kongresi (1815) ile sona erdi ve Alman devletlerinin çoğu Alman Konfederasyonu altında gevşek bir şekilde birleşti. Konfederasyon, Alman Konfederasyonu'nu Alman Sorunu'na yetersiz bir cevap olarak gören birçok Alman milliyetçisini dehşete düşürerek Katolik Avusturya İmparatorluğu'nun hakimiyetine girdi.

Bergen-Belsen toplama kampındaki bir toplu mezarda Holokost kurbanları.

19. yüzyıl boyunca Prusya güçlenmeye devam etti. Alman devrimciler 1848'de geçici Frankfurt Parlamentosu'nu kurdular, ancak birleşik bir Alman vatanı kurma hedeflerinde başarısız oldular. Prusyalılar, Alman devletlerinin Erfurt Birliği'ni önerdiler, ancak bu çaba Avusturyalılar tarafından Olmütz'ün Punctation'ı (1850) ile torpillenerek Alman Konfederasyonu yeniden oluşturuldu. Buna karşılık Prusya, Alman devletleri arasındaki gücünü artırmak için Zollverein gümrük birliğini kullanmaya çalıştı. Otto von Bismarck liderliğinde Prusya etki alanını genişletti ve Alman müttefikleriyle birlikte İkinci Schleswig Savaşı'nda Danimarka'yı ve kısa bir süre sonra Avusturya-Prusya Savaşı'nda Avusturya'yı yenerek Kuzey Almanya Konfederasyonu'nu kurdu. Prusya koalisyonu 1871'de Fransa-Prusya Savaşı'nda İkinci Fransız İmparatorluğu'nu kesin bir yenilgiye uğratarak Almanca konuşulan Alsace-Lorraine bölgesini ilhak etti. Paris'i aldıktan sonra Prusya ve müttefikleri birleşik bir Alman İmparatorluğu'nun kurulduğunu ilan etti.

Birleşmeyi takip eden yıllarda, Alman toplumu sanayileşme, rasyonelleşme, sekülerleşme ve kapitalizmin yükselişi de dahil olmak üzere çok sayıda süreçle kökten değişti. Alman gücü önemli ölçüde arttı ve çok sayıda denizaşırı koloni kuruldu. Bu süre zarfında Alman nüfusu önemli ölçüde artmış ve birçoğu diğer ülkelere (özellikle Kuzey Amerika) göç ederek Alman diasporasının büyümesine katkıda bulunmuştur. Büyük Güçler arasındaki sömürge rekabeti, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluklarının Merkezi Güçleri oluşturduğu ve nihayetinde mağlup olan bir ittifak olan I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesine katkıda bulundu. Versay Antlaşması'nın şartları uyarınca, Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları hem feshedildi hem de bölündü; bu da milyonlarca Almanın başka ülkelerde etnik azınlık haline gelmesine neden oldu. Alman İmparatoru Wilhelm II de dahil olmak üzere Alman devletlerinin monarşik yöneticileri, Weimar Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açan Kasım Devrimi ile devrildi. İkili Monarşi'nin Avusturya tarafındaki Almanlar Alman-Avusturya Cumhuriyeti'ni ilan etti ve Alman devletine dahil olmak istedi, ancak bu Versailles Antlaşması ve Saint-Germain Antlaşması ile yasaklandı.

Almanlar 1948'de Polonya'dan kovuldu.

Birçok Almanın "Versay'ın aşağılanması" olarak gördüğü durum, otoriter ve antisemitik ideolojilerin devam eden gelenekleri ve Büyük Buhran, 1930'ların başında demokratik yollarla iktidara geldikten sonra Weimar Cumhuriyeti'ni ortadan kaldıran ve totaliter Üçüncü Reich'ı kuran Avusturya doğumlu Adolf Hitler ve Nazilerin yükselişine katkıda bulundu. Avrupa'ya boyun eğdirme arayışında, Holokost'ta altı milyon Yahudi öldürüldü. İkinci Dünya Savaşı geniş çaplı yıkıma ve on milyonlarca asker ve sivilin ölümüne yol açarken, Alman devleti de bölündü. Yaklaşık 12 milyon Alman Doğu Avrupa'dan kaçmak zorunda kaldı ya da sürüldü. Almanya'nın itibarı ve kimliği de önemli ölçüde zarar gördü ve eskisinden çok daha az milliyetçi hale geldi.

Batı Almanya ve Doğu Almanya devletleri Soğuk Savaş'ın odak noktaları haline geldi, ancak 1990'da yeniden birleştiler. Yeniden birleşen Almanya'nın milliyetçi politikalara devam edeceğine dair korkular olsa da, ülke bugün yaygın olarak "Avrupa'nın kalbinde istikrar sağlayıcı bir aktör" ve "demokratik entegrasyonun destekleyicisi" olarak görülüyor.

1871'de kurulan Alman İmparatorluğu sonucu kendileri de Avrupa'da söz sahibi olmaya başlamışlardır. I. Dünya Savaşı'nın sonunda Alman İmparatorluğu yıkılmış ve yerine Prusya ağırlıklı Weimar Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg'un 30 Ocak 1933 tarihinde şansölye olarak atadığı Adolf Hitler'in iktidara geçmesiyle sona ermiştir. Hitler'in Üçüncü Reich (Üçüncü İmparatorluk) olarak adlandırdığı diktatörlük Avrupa'da ve Dünya'da II. Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olmuştur. Savaşın ardından Üçüncü Reich yıkılarak ikiye bölünmüş, biri Alman Demokratik Cumhuriyeti (Deutsche Demokratische Republik) adlı sosyalist, diğeri ise Almanya Federal Cumhuriyeti (Bundesrepublik Deutschland) adlı kapitalist iki Almanya kalmıştır. 1989'da şiddetsiz halk ayaklanması ve Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un umursamazlığı sonucu Alman Demokratik Cumhuriyeti lağvedilerek iki Almanya birleşmiş ve günümüzdeki Almanya Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.

Erken tarih

Alman etnik kimliği Ren Nehri'nin doğu tarafına yerleşmiş Cermenler tarafından benimsenerek oluşmuştur. Saksonlar, Frizler, Thüringenler, Franklar, Alamanlar ve Bayuvarlar bu genel anlamda Alman kimliğinin belkemiğini oluşturmuştur. Keltik ve Slavlar ile Macarlar ve diğer uzaktan boylar Cermenlerle karışarak zamanla Alman dilini ve kültürünü benimseyip Almanlaşmış ve bu etnik yapıda yer edinmişlerdir.

Dil

Almanca çoğu Almanın anadilidir. Alman etnik kimliğinin temel belirleyicisidir. Almanca Frizce, İngilizce ve Hollandaca ile yakından ilişkili bir Batı Cermen dilidir. Almancanın başlıca lehçeleri Yüksek Almanca ve Alçak Almancadır. Standart edebi Almanca, Yüksek Almancaya dayanır ve çoğu Almanın birinci veya ikinci dilidir, ancak özellikle Volga Almanlarının dili değildir.

Kültür

Berlin, Almanya'daki Avrupa'nın Katledilen Yahudileri Anıtı. Holokost'u hatırlamak modern Alman kültürünün önemli bir parçasıdır.

Almanlar büyük bir bölgesel çeşitliliğe sahiptir ve bu da tek bir Alman kültürünün tanımlanmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Sanat ve bilimler yüzyıllar boyunca Alman kimliğinin önemli bir parçası olmuştur. Aydınlanma Çağı ve Romantik dönem Alman kültüründe kayda değer bir gelişmeye sahne oldu. Bu dönemde sanat ve bilime önemli katkılarda bulunan Almanlar arasında yazarlar Johann Wolfgang von Goethe, Friedrich Schiller, Johann Gottfried Herder, Friedrich Hölderlin, E. T. A. Hoffmann, Heinrich Heine, Novalis ve Grimm Kardeşler, filozof Immanuel Kant, mimar Karl Friedrich Schinkel, ressam Caspar David Friedrich ve besteciler Johann Sebastian Bach, Ludwig van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart, Joseph Haydn, Johannes Brahms, Franz Schubert, Richard Strauss ve Richard Wagner sayılabilir.

Popüler Alman yemekleri arasında esmer ekmek ve güveç yer alır. Almanlar diğer Avrupa halklarına kıyasla başta bira olmak üzere yüksek miktarda alkol tüketmektedir. Obezite Almanlar arasında nispeten yaygındır.

Karnaval, özellikle Güney Almanya'da Alman kültürünün önemli bir parçasıdır. Önemli bir Alman festivali de Oktoberfest'tir.

Almanların giderek azalan bir çoğunluğu Hristiyandır. Yaklaşık üçte biri Roma Katoliği iken, üçte biri Protestanlığı benimsemektedir. Diğer bir üçte birlik kesim ise herhangi bir dine mensup değildir. Noel ve Paskalya gibi Hristiyan bayramları birçok Alman tarafından kutlanmaktadır. Müslümanların sayısı giderek artmaktadır. Holokost'ta yok edilen kayda değer bir Yahudi topluluğu da vardır. Holokost'u hatırlamak Alman kültürünün önemli bir parçasıdır.

Coğrafi dağılım

Avrupa'da Almanca dili:
  Alman Sprachraum: Almanca resmi dildir (de jure veya de facto) ve nüfusun çoğunun ana dilidir
  Almanca eş resmi dildir ancak nüfusun çoğunun ana dili değildir
  Almanca (veya bir Alman lehçesi) yasal olarak tanınan bir azınlık dilidir (kareler: coğrafi dağılım harita ölçeği için çok dağınık/küçük)
  Almanca (veya Almanca'nın bir çeşidi) büyük bir azınlık tarafından konuşulmaktadır ancak yasal olarak tanınmamaktadır

Günümüzde 100 ila 150 milyon arasında Alman olduğu tahmin edilmektedir ve bunların çoğu nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları Almanya'da yaşamaktadır. Ayrıca Avusturya, İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Fransa, Kazakistan, Rusya, Arjantin, Kanada, Polonya, İtalya, Macaristan, Avustralya, Güney Afrika, Şili, Paraguay ve Namibya'da da hatırı sayılır Alman nüfusu bulunmaktadır. Avusturyalılar ve Almanca konuşan İsviçreliler gibi Almanca konuşan halklar bazen akademisyenler tarafından Alman olarak adlandırılsa da, bugünlerde çoğu kendilerini bu şekilde tanımlamamaktadır.

Kimlik

Erken Ortaçağ döneminde bir Alman etnik kimliği ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu halklar, "etnik" veya "halkla ilgili" anlamına gelen Yüksek Almanca diutisc terimiyle anılmaya başlanmıştır. Almanca'nın son adı olan Deutsche bu kelimeden türetilmiştir. Sonraki yüzyıllarda Alman toprakları nispeten adem-i merkeziyetçi bir yapıya bürünmüş, bu da bir dizi güçlü bölgesel kimliğin varlığını sürdürmesine yol açmıştır.

Alman milliyetçi hareketi 18. yüzyılın sonlarında Alman entelektüeller arasında ortaya çıktı. Almanları dil ile birleşmiş bir halk olarak gördüler ve tüm Almanların 1871'de kısmen başarılan tek bir ulus devlette birleşmesini savundular. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Alman kimliği ortak bir soy, kültür ve tarih ile tanımlanmaya başlandı. Völkisch unsurlar Almanlığı "ortak bir Hıristiyan mirası" ve "biyolojik öz" ile özdeşleştirerek kayda değer Yahudi azınlığı dışladı. Holokost ve Nazizm'in çöküşünden sonra, "Almanlığa dair herhangi bir güven duygusu imkansız olmasa da şüpheli hale gelmişti". Doğu Almanya ve Batı Almanya, hem Nazi geçmişinden hem de birbirlerinden uzaklaşarak, tarihsel ya da ideolojik çizgiler üzerinde bir kimlik inşa etmeye çalıştılar. 1990'da Almanya'nın yeniden birleşmesinden sonra, siyasi söylem "ortak, etnokültürel olarak tanımlanmış bir Almanlık" fikriyle karakterize edildi ve 1990'lar boyunca genel iklim giderek yabancı düşmanı bir hal aldı. Günümüzde Almanlık tartışmaları, çoğulculuğa ve Alman anayasasına bağlılık (anayasal vatanseverlik) veya Kulturnation (ortak bir kültürü paylaşan ulus) kavramı gibi çeşitli yönleri vurgulayabilmektedir. Alman dili, modern Alman kimliğinin temel kriteri olmaya devam etmektedir.