İyonya

bilgipedi.com.tr sitesinden
Anadolu'daki İyonya Bölgesi'nin konumu

İyonya (Grekçe: Ιωνία Ionia), Anadolu'da bugünkü İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridine Antik Çağ'da verilen addır. Dor istilası sonucu Yunanistan'dan kaçan Akalar tarafından Ayvalık, Efes, Foça, İzmir, Kuşadası, Milet ve Milas çevresinde kurulmuşlardır. Dünyanın yedi harikası arasında gösterilen Efes Artemis Tapınağı İyonlar döneminde inşa edilmiştir.

İyonyalılar dönemlerindeki özgür ve halkın haklarını koruyan yönetimleri sayesinde baskı altında kalmadan bilim, ticaret vb. şeylere yönelmişlerdir. Bu yaptıkları şeylerle dönemlerinde gelişmiş bir devlet olmuş ve gelecekteki çoğu özgür devletin kurucusu olmuşlardır. İyonya dönemlerinde halkı baskı altına almayan çok az sayıdaki ülkeden biridir. Ayrıca devletin dini yoktu. Bu sayede çoğu bilim insanını getirerek büyük ilerlemeler sağlamışlardır.

İyonya (Ἰωνία)
Anadolu'nun antik bölgesi
Mycale Dağı
Mycale Dağı, Panionium'un bulunduğu yer
KonumBatı Anadolu
Devlet vardıMÖ 7-6. yüzyıllar (İyonya Birliği olarak)
Dilİyon Yunancası
En büyük şehirEfes
Pers satraplığıYauna
Roma EyaletiAvrupa - Asya
Batı Küçük Asya'daki Yunan yerleşimleri, İyonya bölgesi yeşil renkte.

İyonya (/ˈniə/; Antik Yunanca: Ἰωνία /i.ɔː.ní.aː/, Iōnía veya Ἰωνίη, Iōníē), Anadolu'nun batı kıyısında, günümüz İzmir'inin güneyinde yer alan antik bir bölgeydi. Yunan yerleşimlerinin oluşturduğu İyonya Birliği'nin en kuzeydeki topraklarından oluşuyordu. Hiçbir zaman birleşik bir devlet olmamış, adını Arkaik Dönem'de (MÖ 600-480) çoğunlukla Ege Denizi kıyılarına ve adalarına yerleşmiş olan İyon kavminden almıştır. İyonya devletleri geleneklere ve Doğu Yunancasını kullanmalarına göre tanımlanmıştır.

İyonya, kuzeyde Hermus nehrinin (şimdiki Gediz) ağzına yakın Phocaea'dan güneyde Maeander nehrinin ağzına yakın Miletos'a kadar uzanan dar bir kıyı şeridinden oluşuyordu ve Sakız ve Sisam adalarını da içeriyordu. Kuzeyde Aiolia, doğuda Lydia ve güneyde Karia ile sınırlıydı. Bölgedeki şehirler Pers İmparatorluğu ve Yunanlılar arasındaki mücadelede büyük rol oynamıştır.

Yunan geleneğine göre, İyonya şehirleri Ege'nin diğer yakasından gelen kolonistler tarafından kurulmuştur. Yerleşimleri Attika'daki İon halkının efsanevi tarihiyle bağlantılıdır ve kolonicilerin Atina'nın son kralı Codrus'un oğulları Neleus ve Androclus tarafından yönetildiğini ileri sürer. Bu görüşe uygun olarak, daha sonraki kronologlar tarafından adlandırıldığı şekliyle "İyon göçü", onlar tarafından Truva Savaşı'ndan yüz kırk yıl sonrasına ya da Herakleidae'nin Peloponez'e dönüşünden altmış yıl sonrasına tarihlendirilmiştir.

İsim

Aeollerin Anadolu’ya göçünden kısa bir süre sonra ikinci bir göç dalgası gelmiştir. Bu kez Orta Yunanistan’dan özellikle Attika’daki Atina ve Boeotia kentlerinden gelmişlerdir. Bu kavime İon ismi verildiğini ilk olarak Asur tabletlerinde görmekteyiz. İonia ismi Asur dilinde Yaw(a)naya ve Babil dilinde Yam(a)naya’dan haraketle Luwice ile ilişkilendirilmektedir. Halkının denizci olduğu bilinmektedir.

Coğrafya

İlk Çağda, Anadolu’nun batı kıyılarına Yunanistan bölgesinden gelen Aiol ve Dorlar gibi yerleşen İyonlar, yaşadıkları bölgeye adlarını vermişlerdir. İyonya, batıda Ege Denizi; doğuda Lidya ve güneyde Karya ile Dor şehir devletleriyle çevrelenmiştir. Heredot İonların yerleştiği coğrafyayı şöyle tanımlar: “Panion’da toplanan Ionlar, kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altında ve en güzel iklimde kurmuşlardır. Ne daha kuzeydeki bölgeler ne daha güneyde kalanlar İonia ile bir tutulamazlar” İonia kıyılarının uzunluğu 3430 stadiadır (650 km). Bu durum kıyıların girintili çıkıntılı oluşundan kaynaklanmaktadır. Kuş uçuşu mesafe daha azdır. Smyrna ile Ephesos arası mesafe 320 stadiadır. Kıyı boyunca yapılan İonia gezisi yaklaşık 3430 stadiadır. İonia kıyılarının sınırları şöyle çizilebilmektedir. Miletosluların Poseidon’undan16 ve Karia sınırlarından Phokai’ya ve Hermos nehrine kadar uzanır. 12 İon kenti MÖ 8. Yüzyılda dini bir konfederasyon kurmuştur. Bu birliğe Panionia adı verilir. Güneyden başlayarak ilk kent Miletos’tur. Ephesos, birliğin en güçlü şehirlerindendir. Gücünü, ticaret merkezi olmasından almıştır. Kentteki ticari döngüye tekstil işiyle uğraşan, özellikle palto ve yün, tüccarları hâkimdir. Diğer kentler Myus, Priene, Erythrae, Teos, Phokaea, Kolophon, Klazomenae, Lebedos, Khios ve Samos’dur. Miletos, MÖ 2.binden beri yerleşim önemli bir merkezdir. Bu yerleşim, Girit ve Akhalar’ın koloni kenti olmuştur. 4 büyük limanı vardır. Antik çağın en önemli yün merkeziydi. Myus eski çağda Herakleia adı verilen büyük bir körfezin kenarındaki liman kentidir. Daha sonraları Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi kapatınca kent önemini yitirmiştir. Phokaia eski çağda denizcilerin yaşadığı bir kenttir. Priene bir liman kenti olarak kurulmuştur. Menderes’in alüvyonları altında kalmış ve oturulamayacak duruma gelmiştir. Kolophon, denizden içeride kurulmuştur. Kolophon Smyrna’yı idaresi altına alınca 13. kent olarak İon birliğine bağlanmıştır.

Strabon bölgenin kuzey ve güney sınırlarını Hermos(Gediz Nehri) ile Maiandros(Büyük Menderes Nehri) Irmakları olarak belirlemiştir. Ayrıca Sakız Adası ve Sisam Adası gibi adalar da, İyonya içinde sayılır.

Bölge genel olarak oldukça dik ancak çok da yüksek olmayan dağlarla çevrili geniş tabanlı vadilerden ve alçak olan koy ve körfezin bulunduğu kıyılardan oluşuyordu. Bölgedeki en önemli yükseltiler; Karaburun Yarımadası’nda Mimas ve Corycus, İzmir’in kuzeyinde Spil(Sipylus), İzmir Körfezi’nin güneyinde Lebedos ile Teos yerşleşimlerinin arasında Corax ve içeri doğru ilerleyen Messgis ile Sisam Adası’nın karşı kıyısındaki yüksekliği 1200 m’yi bulan Dilek ve Trogilum dağları'dır. Bu dağların arasında ise kuzeyde İzmir Körfezi’ne akan Gediz, ortada Efes’e yakın akan Küçük Menderes(Caÿster) ve en güneyde o dönemler bir liman kenti olan Milet’in önünü getirdiği lığlarla(alüvyon) dolduran Büyük Menderes(Maeander) akarsuları bulunur.

Siyasi

Pergamon antik kentinin kalıntıları

İyonya'nın coğrafyası onu hem avantajlı hem de dezavantajlı stratejik bir konuma yerleştirmiştir. İyonya her zaman, huzurlu zamanlarda ticaretle, huzursuz zamanlarda ise yağmacılıkla geçinen bir halk tarafından kurulmuş bir deniz gücüydü. Kıyı kayalıktı ve ekilebilir arazi azdı. Yerli Luviler çoğunlukla tarlalarını iç kesimlerde tutuyor ve ormanlık otlaklar için yarık vadileri kullanıyorlardı. Kıyı şehirleri, vadilerin iç kısımlarına giden yolları kontrol edebilmek için adalar ya da burunlar üzerinde savunulabilir konumlara yerleştirilmişti. Bu vadilerin insanları farklı etnik kökenlere sahipti. Şehirlerin nüfusu Doğu Akdeniz'deki birçok uygarlıktan geliyordu.

Tarih

Efes'te basılan en erken elektrum sikkelerden biri, MÖ 620-600. Ön yüz: Geyiğin ön kısmı. Arka yüz: Kare kesik yumruk.

MÖ 18. yüzyıldan itibaren bölge, olası adı Arzawa olan Hitit İmparatorluğu'nun bir parçasıydı ve İmparatorluğun çöküşüyle birlikte MÖ 12. yüzyılda istilacılar tarafından yıkıldı. İyonya, muhtemelen MÖ 11. yüzyılda Yunanlılar tarafından iskân edilmiştir. En önemli şehir Milet'ti (Hititlerin Millawanda/Milawata'sı). Birkaç yüzyıl sonra İyonya, Batı felsefesinin başladığı yer ve Thales, Anaximander, Anaximenes ve Herakleitos'un vatanı olmuştur. Bunlar İyonya felsefe okulunun doğa filozoflarıydı ve fenomenleri doğaüstü olmayan yasalara göre açıklamaya çalıştılar. Ayrıca şeylerin görünüşlerinin arkasında basit bir maddi form (köken) aradılar ve bu anlayışın Yunanistan'daki erken arkaik sanat üzerinde büyük etkisi oldu.

Anadolu'daki Yunan kent birlikleri

Bugün Yunanistan’ın bulunduğu bölgeden gelen İyon kavimleri burada yerleşmişler. Yüksek bir uygarlık kurmuşlardı. Kıyı şehirleriyle Ege Denizi’ndeki adaların bir kısmı İyonlara aitti. İyonlar 12 şehir devleti kurmuşlardır ve bu 12 İyon şehrinin MÖ.1000 yılında kurulduğu tahmin ediliyor. Bu şehirler kısa bir süre içinde gelişmiş, batının birer uygarlık merkezi hâline gelmişti.

Şehirler

  • Efes
  • Kolofon
  • Milet
  • Myndos
  • Lebedos
  • Priene
  • Teos
  • Erythrae
  • Klazomenai
  • Phokaia (Foça)
  • Smyrna (İzmir)
  • Samos (Sisam)
  • Khios (Sakız), şehirleridir. Bu şehirler içinde Efes ve Milet, devrin bir kültür ve uygarlık merkezi olmuştur.

MÖ.700 yılında Lidya Kralı Giges, İzmir ve Milet şehirlerini istilâ etti, diğer şehirler ise ekonomik açıdan Lidya’ya bağlandı. MÖ.560-545′te Lidya kralı Kresus, İyonya’yı Lidya Krallığı’nın egemenliği altına aldı. Lidya Krallığı’nın Persler tarafından yıkılması ile Perslerin egemenliğini kabul ettiler.

İyonya nizamı, Grek mimarisinde Dor nizamından sonra ortaya çıkmış yapı nizamıdır. İyonya nizamında da karakteristik özellik sütunlarda toplanmıştır. Bu nizamla yapılmış tapınak sütunları ince uzun sütunlardır. Bir kaide üzerinde yükselmekte ve kıvrımlı başlık taşımaktadır. Sütunlar, taştan basamaklar üzerinde yer alır. Frizler ince uzun bir şerit halinde olup, üzerleri kabartma resimlerle süslenmiştir.

İyonlar denizci insanlardı. Birçok Akdeniz limanlarına mal taşıyarak hayatlarını kazanıyorlardı. MÖ. VIII.-VII. ve VI. yüzyıllarda en parlak devrini yaşayan İyonya Uygarlığı, V. yüzyılda Atina uygarlığının doğmasında önemli rol oynamıştır. İyonya, İyonya felsefesinin beşiğidir. İyonya’da filozoflar, kendi aralarında bir İyonya felsefesi kurmuşlardı.

Bu filozofların başında Thales gelir. Thales doğada en üstün kuvvetin su olduğuna inanmıştır. Thales’ten sonra Anaksimander ile Anaksimenes de her şeyin belirli bir kudrete bağlı olduğunu söylemişlerdir. Anaksimenes en üstün kuvvetin hava olduğunu söylemiştir.

İyonlar heykelcilikte, mimarlıkta da çok ilerlemişlerdi. Efes’teki Artemis Tapınağı, Samos’taki Hera Tapınağı İyonya mimarlığının şaheserleridir.

Bölgede bulunan 12 bağımsız sahil kenti (Kuzeyden Güneye) Phokaia (Foça), Klazomenai, Erythrae, Teos, Kolophon, Lebedos, Ephesos (Efes), Priene, Mydnos ve Miletos (Milet) ile birlikte Khios (Sakız) ve Samos (Sisam) ada kentleri idi. Bu kentler MÖ. 1000 dolayında Dorlardan kaçan Akalar tarafından kurulmuş 12 bağımsız şehir devletidir.

MÖ 7. 8. ve 6. yüzyıllarda İyonya kentleri (özellikle bunların en önemlileri olan Ephesos, Miletos ve Samos) tüm Akdeniz havzası üzerinde güçlü bir ticari egemenlik kurdular; bilim, sanat ve felsefe alanında, daha sonra gelişen Yunan ve Roma uygarlıklarının temeli olarak kabul edilen büyük başarılara imza attılar.

İyonya MÖ. 546 yılında Ahameniş İmparatorluğu egemenliğine girdi. MÖ. 502-496 yıllarındaki İyonya Ayaklanması'ndan sonra yıkıma uğrayarak önemini ve gücünü kaybetti. MÖ. 133'ten sonra Efes ve Milet, Roma İmparatorluğu’nun “Asia” eyaletinin önemli kentleri olarak yeniden kalkındılarsa da, MÖ. 6. yüzyıldaki kültürel ve siyasi önemlerine tekrar kavuşamadılar.

Eski Farsça "İonan" adı, Perslerin İyonyalılara vediği isimdi. Farsça ve Arapçadan Türkçeye Yunan biçiminde geçen bu ad, daha sonra Helen ulusunun tümü için İslam kültürel dairesindeki ulusların kullandığı ad oldu.

Yerleşim

MÖ 13. yüzyılın sonlarında Ege Denizi halklarının yağmacılık ve yer değiştirmeyi bir yaşam biçimi olarak benimsedikleri ve Mısırlılar tarafından Deniz Halkları olarak adlandırıldıkları varsayılmaktadır. Miken Yunanlıları da bunların arasında olmalıydı. Genellikle davet üzerine Luvi Anadolu'sunun kıyılarına yerleşmişlerdir. Arka planda, denizcilik hareketlerini denetleyen ve korsanlığı bastıran Hititlerin dengeleyici etkisi vardı. Bu güç ortadan kalktığında, Luvi halkı artık kendilerini savunmakta zorlanan bir dizi kıyı devleti olarak boşlukta kaldı. İyonyalı Grekler kıyı yağmacılığı fırsatlarından yararlandılar: Sargon II'nin (yaklaşık 709-07, 715'teki bir deniz seferini kaydeden) bir yazıtı "denizin ortasında" "İyonyalıları balık gibi yakaladığından ve Que Kilikya ülkesine ve Sur şehrine barış getirdiğinden" övünmektedir. Asur yazıtları tam bir kuşak önce, gemileriyle kaçan İyonyalılarla yaşanan sıkıntıları kaydetmişti.

Karya ve Likya, Yunanistan'da kalan en güçlü devlet olan ve artık yanmış ve neredeyse boş olan Miken'den yönetilen merkezi hükümetini de kaybetmiş olan Atina'nın dikkatini çekti. İyonyalılar Dorlar tarafından Peloponnesus'tan kovulmuş ve Atina'ya sığınmışlardı. Atina kralları, Lidya kıyılarını yerli Atinalı liderlik altında Peloponnesus'tan gelen İyonyalılarla yeniden iskân ederek kalabalığı hafifletmeye karar verdiler.

Bir zamanlar kıyıda olan Milet'in yeri şimdi iç kısımlarda kalmıştır. Klasik Yunanistan'da ova bir körfezdi.

Böyle bir algıya sahip olan ve böyle bir karara varan tek Yunanlılar onlar değildi. Boeotia'nın Aiolleri eşzamanlı olarak İyonların kuzeyindeki kıyılara ve Girit'e yeni gelen Dorlar ile Karya adaları ve kıyılarına yerleşmişlerdi. Yunanlılar M.Ö. 10. yüzyılda Anadolu kıyılarındaki Luvilerin üzerine inmişlerdir. Bu iniş barışçıl değildi ve Luviler buna istekli değildi.

Yılanlı Gorgone, İyonya, MÖ 575-550.

Pausanias yeniden yerleşimin küçük bir taslağını verir. Saldırıya uğrayan ilk şehir, görünüşe göre Giritlilerin yönetimi altında bazı Miken Yunanlılarının bulunduğu Milet'ti. İyonyalılar Girit hükümetini devirip buraya yerleştikten sonra saldırılarını Efes, Samos ve Priene'ye kadar genişlettiler. Teb'den gelen Aiollerle birleşerek Myus'u kurdular. Kolophon zaten Miken döneminde Girit üzerinden gelen Aiollerin elindeydi. İyonyalılar onlarla "birlik antlaşması" yaptılar. Karyalıları kovarak Lebedos'u aldılar ve Teos'un Aiol nüfusunu artırdılar. Sakız Adası'na yerleştiler, Erythrae'yi Karyalılardan, Pamphylialılardan (her ikisi de Luvi) ve Giritlilerden aldılar. Kolophon'dan Clazomenae ve Phocaea'ya yerleştiler. Bir süre sonra Aiollerden Smyrna'yı aldılar.

Son Anadolu imparatorluğu döneminde

Sardis'teki Artemis tapınağı.
Muhtemel İyonya sikkesi. MÖ 600-550 civarı

MÖ 700 civarında Lidya'nın ilk Mermnad kralı Gyges, Smyrna ve Milet topraklarını istila etmiş ve oğlu Ardys'in Priene'yi aldığı gibi Kolophon'u aldığı söylenmektedir. İyonya tarihinde güvenilir bir anlatıma sahip olan ilk olay, Lidya da dahil olmak üzere Küçük Asya'nın büyük bir bölümünü yakıp yıkan ve Menderes üzerindeki Magnesia'yı yağmalayan, ancak Efes'e yaptıkları saldırıda engellenen Kimmerler'in akınlarıdır. Bu olay MÖ 7. yüzyılın ortalarına tarihlendirilebilir. Kroisos (MÖ 560-545) dönemine kadar İyonya şehirleri tamamen Lidya egemenliği altına girmemiştir.

Ahamenişlerin Satraplığı

Ahameniş ordusunun İyonyalı askeri, MÖ 480 civarı. I. Xerxes'in mezar kabartması.
İyonya'yı gösteren 15. yüzyıl haritası.

Kroisos'un Büyük Kiros tarafından yenilgiye uğratılmasının ardından MÖ 547'de tüm İyonya şehirleri fethedildi. Bunlar Asya'daki diğer Yunan şehirleriyle birlikte Pers monarşisine tabi oldular. Bu konumda önemli ölçüde özerkliğe sahiptiler, ancak çoğunlukla çoğu Pers kralının yaratığı olan yerel despotlara tabiydiler. Bu despotlardan biri olan Miletoslu Histiaeus'un kışkırtmasıyla M.Ö. yaklaşık 500 yılında başlıca şehirler Perslere karşı İyonya İsyanı'nı başlattılar. İlk başta Atinalılar ve Eretria tarafından desteklendiler, onların yardımıyla iç bölgelere girdiler ve Sardes'i yaktılar, bu olay sonuçta Perslerin Yunanistan'ı işgal etmesine yol açtı. Ancak İyon donanması Lade adası açıklarında yenilgiye uğratıldı ve Milet'in uzun süren bir kuşatmadan sonra yok edilmesini, hem kıtasal hem de insular tüm Asyatik Yunanlıların yeniden fethi izledi.

Atina imparatorluğu altında özerklik

Büyük Pers savaşı sırasında Yunanlıların kazandığı zaferler ve Trakya, Makedonya ve İyonya'nın Pers İmparatorluğu'ndan kurtarılması, Ege'nin diğer yakasındaki akrabalarını da özgürleştirdi ve Perslerin yenilgisinin büyük ölçüde İyonyalılar sayesinde gerçekleştiği Mycale Savaşı (MÖ 479) onların da özgürleşmesini sağladı. Bundan böyle Atina'nın bağımlı müttefikleri haline geldiler (bkz. Delos Birliği), ancak yine de özerkliklerini korudular ve MÖ 387'de Antalcidas Barışı onları ve Asya'daki diğer Yunan şehirlerini bir kez daha Perslerin nominal egemenliği altına sokana kadar korudular.

Yeniden Satraplık (MÖ 387-335)

İyonya, Akamenid Dönemi. Belirsiz satrap. MÖ 350-333 civarı

İyonya şehirleri, Büyük İskender'in Küçük Asya'yı fethine kadar önemli ölçüde özgürlüğünü korumuş gibi görünmektedir.

Helenistik dönem

Granikos savaşından sonra İyonya şehirlerinin çoğu Büyük İskender ve Diadochi'nin yönetimine boyun eğmiştir. Bu nedenle İyonya, Helenistik dönemde büyük bir refah yaşamıştır; ancak İyonya Birliği'nin İskender'e saygı göstermeyi reddeden tek şehri olan Milet, uzun bir kuşatmanın ardından MÖ 334'te yerle bir edilmiş ve bir daha asla eski ihtişamına kavuşamamıştır.

Yakın tarih

İyonya, MÖ 133 yılında Roma'nın Asya eyaletinin bir parçası olmuştur. Yunanlılar Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları boyunca İyonya'da yaşamaya devam etmiş, ancak 1922 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen nüfus mübadelesi ile bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.

Siyasi Yapı

Siyasi yapılanmaları bağımsız şehir devleti şeklinde idi. Şehir devletlerinin temsilcileri "Panionion" adlı kutsal alanda dinî ve siyasi amaçlar için dönemsel olarak toplanmakla birlikte, hiçbir zaman ortak bir siyasi yapıda bir araya gelmediler. Hiçbir zaman bir araya gelmedikleri için ortak karar aldıkları bir yer de yoktur.

Tüm Karadeniz, Kuzey Ege, Güney İtalya ve Sicilya sahillerinde çok sayıda koloni kurarak Akdeniz havzasındaki ticari üstünlüklerini geliştirdiler. Amasra, Sinop, Trabzon, Batum, Kefe, Varna, Enez, Napoli, Sirakuza, Marsilya, Nis gibi birçok kent ilk kez İyonyalılar tarafından kolonize edildi.

İyonya şehir devletlerinin başında en eski dönemde krallar bulunuyordu. MÖ. 7. yüzyılda halkın seçtiği kişiler, meclislerin yardımı ile şehirleri yönetmeye başladılar. 6. yüzyılda seçim yoluyla iktidarı ele geçiren güçlü yöneticiler tiranlık düzenini kurdular.

Kültürel Yapı

Felsefe ve Bilim

Ön Asya ve Akdeniz ticaret yollarının kavşak noktasında bir ülke olmaları bilim ve kültür alanında ileri gitmelerinin en önemli nedenidir. Bunun yanı sıra merkezi otoriteye bağlı olmayan bağımsız kentler olarak örgütlenmeleri, özgür düşünce geleneğinin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Milet'li Thales, Batı felsefesinin ve matematiğinin kurucusu olarak anılır. Thales'in öğrencisi olan Anaksimandros, insanlık tarihinde (resmî kayıtlar ve kutsal kitaplar dışında) ilk kez bağımsız bir kitap yazan kişidir. Milet'li Hekataios eleştirel tarih anlatımının ve ampirik coğrafyanın ilk önemli eserlerini verdi; bilinen ilk dünya haritasını yayımladı. Efes'li Herakleitos "bir insan aynı nehirde iki kez yüzemez" deyimiyle özetlenen değişim felsefesini geliştirdi. Samos'lu Pythagoras üçgenin açıları arasındaki ilişkiyi hesapladı; günümüze dek Batı ve Doğu müziğinin temelini oluşturan ses dizilerini tanımladı. Milet'li Anaksagoras İyonya felsefe ekolünü Atina'ya taşıyarak, Eflatun ve Aristoteles'in öncüsü olmuştur.

İnanç

Eski Yunan halkı arasında yaygın olan tanrılara ilişkin çeşitli inanç ve efsaneler ilk kez M.Ö. 9. yüzyılda İyonyalı destan şairi (muhtemelen Sakızlı veya İzmirli) Homeros tarafından derlenerek sistemleştirildi. Homeros'un sistemleştirdiği mitoloji, Atina'nın egemenliği döneminde (MÖ 5. yüzyıl) tüm Helen dünyasının dinî referans kaynağı olarak benimsendi. Yunan tanrıları insanlara benzerdi. Tanrılarla insanlar arasındaki en önemli fark da insanların ölümlü, tanrıların ise ölümsüz olmalarıydı. İyonyalılar birden fazla tanrıya inanıyorlardı.

Artemis Tapınağı

Mimari

Grek geleneğindeki ilk anıtsal taş yapılar olan Samos'taki Hera Tapınağı, Efes'teki Artemis Tapınağı ve Didim'deki Apollon Tapınağı, M.Ö. 560 dolayında inşa edildiler. Daha sonra yeniden inşa edilerek erken döneme ait izlerini kaybeden bu üç yapı, Batı mimarisinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.

Yazı

Fenike Alfabesi'nden uyarlanan çeşitli Yunan Alfabeleri MÖ. 9. yüzyıldan itibaren yaygınlık kazandı. Bunlar arasında soldan sağa yazılan İyonya Alfabesi zamanla diğerlerini tasfiye ederek tüm Helenler tarafından benimsendi. Hâlen Yunan Alfabesi olarak bilinen alfabe, İyonya Alfabesidir. Latin ve Kiril (Slav) alfabeleri Yunan alfabesinden türemiştir.

İyonya alfabesi
Greek Alpha 04.svg
Greek Beta 15.svg
Greek Gamma 02.svg
Greek Delta normal.svg
Greek Epsilon 04.svg
Greek Zeta archaic.svg
Greek Eta archaic.svg
Greek Theta archaic straight.svg
Greek Iota normal.svg
Greek Kappa 04.svg
Greek Lambda Gamma-shaped.svg
Greek Mu 04.svg
Greek Nu archaic.svg
Greek Xi archaic.svg
Greek Xi 05.svg
Greek Omicron normal.svg
Greek Pi archaic.svg
Greek Koppa normal.svg
Greek Rho 01.svg
Greek Rho 06.svg
Greek Sigma normal.svg
Greek Sigma Z-shaped.svg
Greek Tau normal.svg
Greek Upsilon V-shaped.svg
Greek Phi normal.svg
Greek Chi normal.svg
Greek Psi straight.svg
Greek Psi V-shaped.svg
Greek Omega 04.svg
Türkçe okunuşu A B G D E [eː] Z Ē [ɛː] İ K L M N Ks O P K R S T U Ps Ō
Modern Yunanca karşılığı Α α Β β Γ γ Δ δ Ε ε Ϝ ϝ Ͷ ͷ Ζ ζ Η η Θ θ Ι ι Κ κ Λ λ Μ μ Ν ν Ξ ξ Ο ο Π π Ϻ ϻ Ϙ ϙ Ϟ ϟ Ρ ρ Σ σ ς Τ τ Υ υ Φ φ Χ χ Ψ ψ Ω ω
Modern Yunanca okunuşu a v g d e v z i ē th i k l m n ks x o p s k r rh s t i f ph kh ch ps o ō

Demografi

Antik demografik bilgiler sadece edebi kaynaklardan elde edilebilmektedir. Herodot, İyonyalıların Asya'da, eski vatanları olan ve ayrıldıktan sonra Achaea'ya dönüşen kuzey Peloponez'deki İyon topraklarında hüküm süren on iki şehre bölünmeyi sürdürdüklerini belirtir. Bu on iki şehir (diğer adıyla İyon Birliği) (güneyden kuzeye) Milet, Myus, Priene, Efes, Kolophon, Lebedos, Teos, Erythrae, Clazomenae ve Phocaea ile birlikte Samos ve Chios'tur. Aslen bir Aiol kolonisi olan Smyrna, daha sonra Kolophon'dan gelen İyonlar tarafından işgal edilmiş ve bir İyon kenti haline gelmiştir - bu olay Herodot'un zamanından önce gerçekleşmiştir.

Asya'nın İyon şehirlerinden sanat eserleri

Bu şehirler Akha'nınkilerle uyuşmamaktadır. Dahası, Herodot'un zamanındaki Akha Dorca (Korintçe) konuşuyordu, ancak Homeros'ta Miken krallığı olarak tasvir edilir ve büyük olasılıkla Dorca olmayan Miken Yunancası konuşur. Eğer İyonyalılar Akha'dan geldilerse, Doğu Yunancasından Batı Yunancasına geçiş sırasında ya da sonrasında oradan ayrılmışlardır. Miken dili Arcadia'nın dağlık bölgesinde gelişmeye devam etmiştir.

Geç Tunç Çağı Anadolu'sunda İyonyalılar olarak adlandırılan herhangi bir halkla ilgili kayıt yoktur ancak Hitit metinleri, yeri tam olarak belli olmayan ancak o dönemin Hititleriyle temas halinde olan Ahhiyawa'lı Akaları kaydetmektedir. Milet ve Yunan olmayanlar tarafından daha önce kurulmuş diğer bazı şehirler, muhtemelen Akalar adı altında Miken Yunanlılarının nüfusunu almıştır. Akha'dan gelen İyonyalı kolonizatörlerin geleneği, o dönemde bile her iki isimle de biliniyor olabileceklerini düşündürmektedir. Milet'teki süreksizliğe dair arkeolojik kanıtların yokluğunda, Akha nüfusu, isimleri ne olursa olsun, arkaik İyonya'ya inmiş gibi görünmektedir, bu da Atina'dan başka bir kolonizasyon ve kuruluş olayı olasılığını dışlamaz.

Hint (örneğin Sanskrit) tarihi edebi metinlerinde İyonyalılardan "yavana" veya "yona" olarak bahsedilir ve deri giyip kırbaç kullandıkları anlatılır. Modern Türkçede o bölgenin halkına ve Yunanlılara "yunan" (çoğulu "yunanlılar") denir ve bugün Yunanistan olan ülke "Yunanistan" olarak bilinir.

Herodot, vatandaşlarının İyonya'ya ilişkin etnik görüşleri konusunda biraz sabırsız olduğunu ifade eder: "çünkü bunların daha gerçek İyonyalı olduklarını ya da daha iyi doğduklarını söylemek aptallık olur ...." Yerleşimciler arasında başka etnik nüfusları da sayar: Euboea'dan Abantesler, Orchomenus'tan Minyanlar, Cadmeialılar, Dryopialılar, Phocialılar, Molossialılar, Arcadian Pelasgians, Epidaurus'tan Dorlar ve diğerleri. Dorik İyonyalıların varlığı biraz çelişkilidir, ancak İyon lehçesinin önemli bir yazarı olan Herodot'un kendisi de bir Dor kenti olan Halikarnassos'ludur. "İyonyalıların en iyi doğanları" olan Atinalılar bile Karya'dan kızlarla evlenmişlerdir. "Yine de, İyonyalıların geri kalanından daha fazla isme sahip oldukları için, saf doğumluların İyonyalı olduğu kabul edilsin."

Miras

Efes'teki Celsus Kütüphanesi 114-117 yıllarında Romalılar tarafından inşa edilmiştir. MÖ 6. yüzyılda Lidya kralı Kroisos tarafından yaptırılan Efes'teki Artemis Tapınağı, Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biriydi.

İyonya, seçkin edebiyat ve bilim adamlarından (özellikle İyonya Felsefe Okulu) ve farklı bir sanat okulundan oluşan uzun bir geçmişe sahiptir. Bu okul MÖ 700 ile 500 yılları arasında gelişmiştir. Bu okulun büyük isimleri Samoslu Theodorus ve Rhoecus; Maeander'deki Magnesia'dan Bathycles; Sakız Adası'ndan Glaucus, Melas, Micciades, Archermus, Bupalus ve Athenis'tir. Okulun günümüze ulaşan önemli eserleri arasında 1885-1887 yıllarında Atina Akropolü'nde bulunan ünlü arkaik kadın heykelleri, Branchidae'nin oturan heykelleri, Delos'ta bulunan Archermus'un Nike'si ve D. G. Hogarth tarafından Efes'teki Artemision'un alt tabakalarında bulunan fildişi ve elektrumdan yapılmış objeler sayılabilir.

Yunanca'nın Farsça karşılığı Younan'dır (یونان) ve Eski Farsça Yauna aracılığıyla "İyonya" kelimesinin çevirisidir. Aynı durum İbranice "Yavan" (יוון) ve Sanskritçe "yavana" kelimeleri için de geçerlidir. Kelime daha sonra Arapça, Türkçe ve Urduca'nın yanı sıra başka yerlerde de benimsenmiştir.

Edebi referanslar

İyonya bu romanlarda ana mekân olarak karşımıza çıkmaktadır:

  • Gary Corby tarafından yazılan Ionia Sanction (2011)
  • İyonya Misyonu (1981), yazan Patrick O'Brian