Timurlular

bilgipedi.com.tr sitesinden
تيموريان / گوركانى
Gurkānī / Tīmūriyān
Timur İmparatorluğu
1370-1507
bayrağı
Katalan Atlası'na göre bayrağı
En geniş sınırları. Koyu yeşil bölge Timur'un hakimiyet bölgesi, Açık Yeşil bölgeler ise Ona baş eğen Hükümdarların bölgeleri.
En geniş sınırları. Koyu yeşil bölge Timur'un hakimiyet bölgesi, Açık Yeşil bölgeler ise Ona baş eğen Hükümdarların bölgeleri.
Başkent Semerkand
Yaygın diller Çağatay Türkçesi
Farsça (resmi dil)
Hükûmet Monarşi
Emir  
• 1370-1405
Timur
• 1506-1507
Bediüzzaman Mirza
Tarihçe  
• Kuruluşu
1370
• Semerkand ve Herat hükümdarlıkları
1469
• Semerkand hükümdarlığının yıkılışı
1500
• Dağılışı
1507
Öncüller Ardıllar
Çağatay Hanlığı
Altın Orda Devleti
Karakoyunlu Devleti
Celayiriler
Muzafferiler
Safevi Devleti
Babür İmparatorluğu
Şeybani Hanlığı

Timur İmparatorluğu,Timurlular, Timurlu Devleti veya Büyük Timur İmparatorluğu (Farsça: گوركانى Gurkānī, tarihe geçtiği adı تيموريان Tīmūriyān), Fars ve İslam medeniyeti unsurları ile Türk-Moğol devlet ve askeri teşkilat unsurlarını bünyesinde barındıran Emir Timur tarafından kurulmuş bir devlet.

Timurlu İmparatorluğu Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar’ın yıkılmasından sonra Türklerin Türkistan’da kurduğu en büyük devlet olmuş ve bu devirde Türkistan ve Horasan, İslam mimarisi açısından en parlak dönemini yaşamıştır. 15. yüzyılın sonlarından itibaren Türkistan, Harezm, Kırım, Kazan ve Azerbaycan'da Uygur alfabesi'yle yazılan Çağatay Türkçesi de yüksek bir kültür dili haline gelmiştir. Dinin, ilim ve sanatın koruyucusu olan Timur; Türkistan’da Türkçenin, Türk sanat ve kültürünün Fars kültürünün baskısı altında yok olup gitmesini önlemiş ve öne geçmesini sağlamış, Türk edebiyatı büyüme ve gelişme göstermiş, sanat, bilim ve edebiyat dünyası Timur Rönesans’ını yaşamıştır.

Timur, Semerkant’ı imparatorluğunun başkenti yaptıktan sonra, şehri görkemli mimarî yapılarla donattırıp seferlerde ele geçirdiği şehirlerdeki alimleri, bilim adamlarını ve öğretmenleri Semerkant'a getirtmiştir. Timur, Türklerinin göçmen hayatı yaşadığı Mâverâünnehr’i şehirleştirmiş, obaları iskân etmiş, su kanalları inşasıyla milleti tarıma geçirmiş, büyük şehirleri ticâret yollarına bağlamış, pek çok kütüphane ve medrese yaptırmıştır. Bu nedenle, 14. ve 15. yüzyıllar Semerkand’ın altın dönemi olarak tarihe geçmiştir. Timur'dan sonra hükümdar olan oğulları ve torunları da aynı şekilde hareket ettiler. Timur ve halefleri döneminde gelişen sanat ve bilim dünyası nedeniyle bu dönem Timurlu Rönesansı olarak anılmaktadır. Timurluların Türkistan'a hakimiyeti Özbek, Kazak ve Türkmenlerin günümüze kadar ulaşacak olan tarihlerinin önemli bir noktasını teşkil eder. 1507'de Timurlular'ın Türkistan'daki hakimiyetine, Özbekler tarafından son verildi. Bu mücadeleler sırasında hanedandan etkinlik gösteren Babür, bir başarı sağlayamayınca önce Afganistan’a, sonra da Hindistan'a çekildi, orada Babür İmparatorluğu'nu kurdu. Timur hanedanı, Babür'ün Hindistan'da kurduğu devlet ile varlığını koruyabildi.

Timur İmparatorluğu (Farsça: تیموریان), kendi adıyla Gürkani (Farsça: گورکانیان, Gūrkāniyān), günümüz Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kazakistan, İran, Kafkasya'nın güney bölgesi, Irak, Kuveyt, Afganistan, Orta Asya'nın büyük bir kısmı ile günümüz Rusya, Hindistan, Pakistan, Suriye ve Türkiye'sinin bir kısmını kapsayan Fars kökenli bir Türk-Moğol imparatorluğuydu.

İmparatorluk, 1370 ile 1405'teki ölümü arasında imparatorluğu kuran Türk-Moğol soyundan bir savaş ağası olan Timur (Timurlenk olarak da bilinir) tarafından kurulmuştur. Kendisini Cengiz Han'ın Moğol İmparatorluğu'nun büyük restoratörü olarak görüyor, Cengiz'in varisi olarak kabul ediyor ve Borjigin ile çok fazla ilişki kuruyordu. Timur, Ming Çin'i ve Altın Orda ile güçlü ticari ilişkilerini sürdürdü; Ma Huan ve Chen Cheng gibi Çinli diplomatlar mal alıp satmak için düzenli olarak batıya, Semerkant'a seyahat ediyorlardı. İmparatorluk, özellikle astronom ve matematikçi Uluğ Bey döneminde Timurlu Rönesansı'na yol açtı.

Siyasi tarih

Timur, 1370-1405 yılları arasında yaptığı seferlerle, Harezm, Doğu Türkistan, İran, Azerbaycan, Hindistan Delhi Sultanlığı, Irak, Suriye, Altın Orda Devleti ve Osmanlı Devleti'nin de içinde bulunduğu topraklara hâkim olmuştur. Onun fetihleri, sonuçları açısından, Türk tarihini derinden etkilemiştir. Böylece, 16. yüzyıldan itibaren Rusya'nın Kafkaslar ve Deşt-i Kıpçak'a doğru yayılması söz konusu olacaktır.

Timur, 1401'e kadar yapılan dört seferle Irak ve Güney Anadolu, 1398-1399 seferleriyle Hindistan Delhi Sultanlığı'nı, 1401-1402'de Suriye'yi fethetti. 1402'de yapılan Ankara Savaşı'nda, Osmanlı Devleti'ni mağlup ederek fetret devrinin başlamasına neden oldu.

Timur'un Türkistan'a hâkimiyeti Özbek, Kazak ve Türkmenlerin günümüze kadar ulaşacak olan tarihlerinin de nirengi noktasını teşkil eder. 1398-1399'da Hindistan Delhi Sultanlığı'na düzenlediği sefer de bölgedeki siyasi ve kültürel yapının değişmesine sebep olmuştur. Ancak Timur'un 1399'da yedi yıl süren Anadolu Seferi'ne çıkıp, 1402 Ankara Savaşı ile I. Bayezid'i yenip, Anadolu'yu ele geçirmesi, Osmanlı tarihinde unutulmaz bir yer tutar. Anadolu'dan sonra Çin seferine çıkan Timur yolda hastalanarak ölmüştür. (1405)

Timur'un ölümünden hemen sonra devlet oğlu ve torunları arasında paylaşılmıştır. Buna göre; Torunu Muhammed başkent Semerkant'ta tahta çıkarken, diğer torunları Pir Muhammed ile İskender İran'da, 3. oğlu Miranşah Bağdat ve Azerbaycan'da, en küçük oğlu Şahruh ise Horasan'da yerleşmişlerdir.

Şahruh, Maveraünnehir bölgesini de ele geçirerek, Herat şehri merkez olmak üzere devletini kurdu. Ardından İran ve Azerbaycan'ı da hâkimiyetine alan Şahruh dönemi (1407-1447), Türkistan'da parlak bir kültür hayatının başlangıcı olmuştur.

Şahruh merkezini Herat'ta kurduğu zaman 16 yaşında olan oğlu olan sonradan Uluğ Bey yani "Emir-i Kebir" olarak anılan Muhammed Tarık bin Şahruh'u 1402'de Timur'un başkenti ve çok önemli bir merkez olan Semerkant'e vali olarak atamıştı. Muhammed Tarık bu şehirde ve Maveraünnehir bölgesinde 1411'den itibaren babasına bağlı ama çok bağımsız bir devlet idare etmeye başlamıştı. Bu dönemde Uluğ Bey bilimsel ve özellikle astronomi ve matematik ile ilgili çok önemli çalışmalar yapmış ve büyük bir alim olarak isim yapmıştı. Kurduğu Uluğ Bey Medresesi ile buna bağlı 1424-1429'de Semerkant'te kurdurduğu rasathane 1449'da dindar fanatikler tarafından yıkılmadan önce dünyanın en ileri gözlemevi idi. Sahruh'un 1447'de ölümü üzerine, tahta oğlu Muhammed Tarık geçti ve Arapça-Farsça "Emir-i Kebir" veya "Büyük Emir" unvanının Türkçesi olan Uluğ Bey olarak tarihlerde anılmaya başladı. Uluğ Bey'in 1411'den itibaren emirlik mücadeleler içinde geçmiştir. Bir hile ile oğlu Abdüllatif tarafından 1449 yılında öldürülmüştür ve ülke dahilinde büyük karışıklıklar çıkmıştır.

Miranşah'ın torunu Ebu Said'in Akkoyunlu Uzun Hasan'a yenilmesiyle (1469) Horasan'ın batısında kalan bütün topraklar Akkoyunluların eline geçti.

Timur hanedanından yalnız Hüseyin Baykara (1469-1506) Horasan'da tutunabilmiştir. Başkenti Herat, Orta Asya tarihinde sayılı kültür merkezlerinden biri oldu. Ünlü Türk şair ve ilim adamı Ali Şir Nevai burada yetişmiştir.

Baykara'nın oğlu Mirza'nın hükümdarlığı zamanında, Özbek hükümdarı, Şeybani Muhammed Han'ın başkent Herat'ı ele geçirmesi (1507), Timurluların sonu olmuştur.

Hanedandan Babür Türkistan'da başarılı olamayınca, Hindistan'a giderek 1519'da Babür İmparatorluğu'nu kurmuştur.

Timur, Cengiz İmparatorluğu'nu yeniden kurmak amacıyla faaliyetlere başlamıştı. İran'ı almış, Hindistan'a da seferler düzenlemişti. Karakoyunlu emiri Kara Yusuf ve Bağdat Emiri Ahmet Celayir Yıldırım Bayezid'e sığındığı zaman. Celayir ve Karakoyunlu Beyleri Timur hakkında atıp tuttular. Erzincan'dan kaçan Mutahharten ise Timur'u Yıldırım Bayezid'e kışkırtmıştı. Bu yüzden Timur Emirleri geri istediyse de, Yıldırım Bayezid bunu reddetti ve bu olaydan dolayı Timur ile Yıldırım Bayezid'in araları açıldı. Anadolu'ya giren ve Sivas'ı yağmalayan Timur, seçme askerlerden oluşan ordusu ile birlikte Anadolu'da ilerlemeye devam etti. Osmanlı Ordusu da harekete geçti. İki ordu Ankara'da Çubuk Ovası'nda karşılaştılar.

Yapılan Ankara Savaşı'nda Yıldırım'ın kuvvetlerinden olan Kara Tatarlar gibi kuvvetlerin Timur tarafına geçmesi Osmanlı Ordusunun dağılmasına neden oldu. (20 Temmuz 1402)

Yıldırım Bayezid, Timur'a esir düştü. Bu savaş Osmanlı Devleti'nin 11 yıl kadar duraklamasına neden oldu. Anadolu Türk birliği dağıldı ve Anadolu'daki beylikler tekrar ortaya çıkarak güçlendi. Başsız kalan Osmanlı Devleti'nde karışıklıklar başladı.

Osmanlı Devleti'nin dört ayrı bölgesinde, şehzadeler tarafından dört ayrı devlet ilan edildi. Bursa, İznik ve İzmit, Timur tarafından yağmalanıp yakıldı, Aralık 1402'de İzmir Kuşatması sonucunda İzmir alındı. 1402'den 1413'e kadar sürecek olan bu iktidar boşluğu ve taht mücadeleleri dönemine Fetret Devri adı verildi.

Timur sultanları

Unvan İsim Hüküm
Emir
امیر
Timur Lenk
تیمور لنگ
Timur Bey Gurkani
تیمور بیگ گورکانی
1370-1405
Emir
امیر
Pir Muhammed bin Cihangir Mirza
پیر محمد بن جہانگیر میرزا
1405-1407
Emir
امیر
Halil Sultan bin Miranşah
خلیل سلطان بن میران شاہ
1405-1409
Emir
امیر
Şahruh Mirza
شاھرخ میرزا
1405-1447
Emir
امیر
Uluğ Beğ
الغ بیگ
Mirza Muhammed Tarık
میرزا محمد طارق
1447-1449
Bölünme
Maveraünnehir Horasan/Herat/Fars/Irak-ı Acem
Abdüllatif Mirza
میرزا عبداللطیف
Pederkuş
(Baba Katili)
1449-1450
  • Alaüddevle Mirza bin Baysungur
    علاء الدولہ میرزا بن بایسنقر
    ?
  • Mirza Ebu'l-Kasım Babür bin Baysungur
    میرزا ابوالقاسم بابر بن بایسنقر
    1449-1457
  • Sultan Muhammed bin Baysungur
    سلطان محمد ابن بایسنقر
    1447-1451
Abdullah Mirza
میرزا عبد اللہ
1450-1451
Mirza Ebu'l-Kasım Babür bin Baysungur
میرزا ابوالقاسم بابر بن بایسنقر
1451-1457
Mirza Şah Mahmud
میرزا شاہ محمود
1457
İbrahim Mirza bin Alaüddevle
ابراھیم میرزا
1457-1459
Ebu Said Mirza
ابو سعید میرزا
(Ebu Said Mirza, Özbek Ebu'l-Hayr Han (Muhammed Şeybani Han'ın dedesi) yardımı ile Orta Asya'da Timur topraklarının birliğini sağlamasına rağmen, Cihan Şah hakimiyetindeki Karakoyunlu Türkmenleri ile İran'ı bölmek için anlaştıysa da Uzun Hasan hakimiyetindeki Akkoyunlu Türkmenleri, ikisini de yenerek önce Cihan Şah'ı ve daha sonra da Ebu Said'i öldürdü. Devlet, Ebu Said'in ölümünden sonra yeniden dağılma dönemine girdi.)
1451-1469
**Maveraünnehir bölündü Sultan Hüseyin Mirza Baykara
سلطان حسین میرزا بایقرا
1469 1. saltanat
Yadigar Muhammed Mirza
میرزا یادگار محمد
1470 (6 hafta)
Sultan Hüseyin Mirza Baykara
سلطان حسین میرزا بایقرا
1470-1506 2. saltanat
  • Bediüzzaman Mirza
    بدیع الزمان میرزا
    1506-1507
  • Muzaffer Hüseyin Mirza
    مظفر حسین میرزا
    1506-1507
Muhammed Şeybani Han hakimiyetindeki Özbekler Herat'ı fethetti.
  • Ebu Said'in ölümünden sonra oğulları Semerkand, Buhara, Hisar, Belh, Kabil ve Fergana'da ayrı ayrı hüküm sürmeye başladı.
Semerkand Buhara Hisar Fergana Belh Kabil
Sultan Ahmed Mirza
سلطان احمد میرزا
1469-1494
II. Ömer Şah Mirza
عمر شیخ میرزا ثانی
1469-1492
Sultan Mahmud Mirza
سلطان محمود میرزا
1469-1495
II. Uluğ Beğ Mirza
میرزا الغ بیگ
1469-1502
Sultan Baysungur Mirza bin Mahmud Mirza
بایسنقر میرزا بن محمود میرزا
1495-1497
Sultan Ali bin Mahmud Mirza
سلطان علی بن محمود میرزا
1495 - 1500
Sultan Mesud Mirza bin Mahmud Mirza
سلطان مسعود بن محمود میرزا
1495-?
Zahirüddin Muhammed Babür
ظہیر الدین محمد بابر
1492-1497
Hüsrev Şah خسرو شاہ
(Zorla)
?-1503
Mukim Bey Argun مقیم ارغون
(Zorla)
?-1504
Muhammed Şeybani Han hakimiyetindeki Özbekler
محمد شایبک خان ازبک
1500-01
II. Cihangir Mirza
جہانگیر میرزا
(Sultan I. Ahmed Tambol'un kuklası)
1497-?
Zahirüddin Muhammed Babür
ظہیر الدین محمد بابر
1503-1504
Muhammed Şeybani Han hakimiyetindeki Özbekler
محمد شایبک خان ازبک
1503-04
Zahirüddin Muhammed Babür
ظہیر الدین محمد بابر
1504-1511
Zahirüddin Muhammed Babür
ظہیر الدین محمد بابر
(Onun döneminde Hindistan'ın sınırları yapılan fetihler ve himaye altına alınan topraklarla en geniş sınırlarına ulaştı. Dedesi Ebu Said Mirza gibi o İran Şahı I. İsmail yardımı ile Orta Asya'da Timur topraklarını yeniden birleştirmeyi başardı. Hakimiyeti altındaki topraklar Gazne'den Hazar Denizi ve Ural Dağları'na kadar uzanmakta olup Kunduz, Hisar, Kabil, Gazne, Semerkand, Buhara, Fergana Vadisi'nden Taşkent ve Seyram'a kadar ulaşıyordu.)
1511-1512
Özbek Übeydullah Sultan عبید اللہ سلطان Maveraünnehir ve Belh'i yeniden fethetti.
1512
Zahirüddin Muhammed Babür
ظہیر الدین محمد بابر
1512-1530
Orta Asya'da Timur İmparatorluğu Özbek Buhara Hanlığı tarafından ortadan kaldırıldı. Ancak, Timur hanedanı Zahirüddin Muhammed Babür liderliğinde 1526 Hindistan fethetti ve burada devam etti.

Vali Mirza

  • Kaidu bin Pir Muhammed bin Cehāngīr 808-811 Hicri
  • Ebu Bekir bin Mīrān Şāh 1405-1407 (807-809 Hicri)
  • Pir Muhammed (Ömer Şeyh'in oğlu) 807-812 Hicri
  • Rüstem 812-817 AH
  • Sikandar 812-817 Hicri
  • Alaüddevle Mirza 851 Hicri
  • Ebu Bekir bin Muhammed 851 Hicri
  • Sultān Muhammed 850-855 Hicri
  • Muhammed bin Hüseyn 903-906 Hicri
  • Ebul A'la Fereydûn Hüseyn 911-912 Hicri
  • Muhammad Mohsin Khān 911-912 Hicri
  • Muhammed Zamān Khān 920-923 Hicri
  • Şâhruh II bin Ebu Sa'id 896-897 Hicri
  • Uluğ Bey II MS 873-907
  • Sultān Uways 1508-1522 (913-927 AH)

Soyağacı

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

-
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

-
 
 
 
 
 
Ögeday
-
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kazan Han
26.Çağatay Hanı
 
 
 
 
 
Danişmendşah
27.Çağatay Hanı
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Timur
1.(1370-1405)
 
Saray Mülk
(Bibi Hanım)
 
 
 
 
 
 
Suurkatmış
I.(1330-1388)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sultan Mahmud
II.(1388-1403)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Cihangir
 
Ömer Şeyh
 
 
 
Miranşah
 
 
 
 
 
Şahruh
3.(1409-1447)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Sultan
 
Hüseyin Baykara
 
 
 
Halil Sultan
2.(1405-1409)
 
Muhammed
 
Uluğ Bey
4.(1447-1449)
 
İbrahim
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Cihangir
 
Mansur
 
 
 
 
 
 
 
Ebu Said
7.(1451-1469)
 
Abdüllatif Mirza
5.(1449-1450)
 
Abdullah
6.(1450-1451)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sultan Hüseyin
I.(1470-1506)
 
 
 
 
 
Sultan Ahmed
8.(1469-1494)
 
Sultan Mahmud
9.(1494-1495)
 
Ömer Şeyh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bediüzzaman
II.(1506-1507)
 
Muzaffer
II.(1506-1507)
 
 
 
 
 
Sultan Ali
12.(1498-1500)
 
Baysungur
10.(1495-1497)
 
Babür
11.(1497-1498)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Herat
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Semerkant
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Babür İmparatorluğu
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Devletin isimleri

Timurlu tarihçi Şerafeddin Ali Yezdi, Zafername (Zaferler Kitabı) adlı eserinde Timur'un devletinin adının Turan (Farsça: توران) olduğunu belirtir. Timur, bugün Karsakpay yazıtı olarak bilinen Ulu Tağ dağındaki (bugünkü Kazakistan) bir kaya parçasına devletinin adının Turan olarak kazınmasını bizzat emretmiştir. Orijinal metinde özellikle şu ifadeler yer almaktadır:

"... Turan Sultanı Timur Bey üç yüz bin askerle İslam için Bulgar Hanı Tokhtamış Han'ın üzerine yürüdü..."

Timurlu dönemi literatüründe diyar, İran-u-Turan (Farsça: ایران و توران) veya Mawarannahr (Arapça: ما وراء النهر) olarak anılır.

Şii yazarlara göre, Timurluların yönetici hanedanına Gürkani (Farsça: گورکانیان, Gurkāniyān) denirdi. Gürkani 'damat' anlamına gelir ve Timur'un Cengizli soyundan geldiğini iddia edemediği için yönetimini meşrulaştırmaya yardımcı olmak amacıyla kullandığı bir unvandır. Bu amaçla Cengizli prensesi Saray Mülk Hanım ile evlenmiştir.

Devletin sembolleri

Timurluların ana sembolünün, eşkenar üçgen şeklinde düzenlenmiş üç eşit daireden (veya halkadan) oluşan "Timur'un işareti" olduğu düşünülmektedir. Kastilya kralının 1403 yılında Timur'un sarayındaki elçisi Ruy de Clavijo ve Arap tarihçi İbn Arabşah, Timurlu sikkelerinin yanı sıra Emir'in mühründe de rastlanan bu işareti tarif etmiştir.

Üçgen işaretin ne anlama geldiği kesin olarak bilinmemektedir, ancak Clavijo'ya göre her daire dünyanın bir parçası anlamına geliyordu (1492'den önce üç tane vardı) ve sembolün sahibi onların hükümdarıydı. Dairelerden oluşan işaret, belki de Timur'un "Sahib-Kiran" (üç iyiliksever gezegenin hükümdarı) lakabını göstermeye çalışıyordu.

Sikkelerdeki tamga resimlerine genellikle Farsça "Rāstī rustī" (Farsça: راستى رستى) ifadesi eşlik ederdi ve bu ifade "Doğrulukta kurtuluş vardır" şeklinde tercüme edilebilir. Aynı ifadenin bayraklarda da kullanıldığı bilinmektedir.

Ayrıca, farklı tarihi kaynaklarda altın hilalli sancaklardan bahsedilmektedir. Bazı minyatürlerde Timur'un ordusunun kırmızı sancakları tasvir edilmiştir. Hindistan seferi sırasında gümüş ejderhalı siyah bir sancak kullanılmıştır. Ancak Çin seferinden önce Timur, ordunun sancaklarında altın bir ejderha resmedilmesini emretmiştir.

Tarih

Timur, 1363'ten itibaren çeşitli ittifaklarla (1366'da Semerkant ve 1369'da Belh) başta Maveraünnehir ve Horasan olmak üzere Orta Asya'daki eski büyük Pers topraklarının büyük bölümünü fethetti ve 1370'te buraların hükümdarı olarak tanındı. Resmi olarak Çağatay hanı Suurgatmiş adına hareket ederek, takip eden yıllarda Maveraünnehir ve Harezm'e boyun eğdirdi. Daha 1360'larda Batı Çağatay Hanlığı'nın kontrolünü ele geçirmişti ve emir olarak sözde hana bağlı olsa da, gerçekte artık sadece kukla hükümdarlar haline gelen hanları seçen Timur'du. Batı Çağatay hanları 15. ve 16. yüzyıllarda sürekli olarak Timurlu prenslerin hâkimiyetine girmiş ve sonunda göstermelik önemleri tamamen önemsiz hale gelmiştir.

Düşüş

Timurluların gücü 15. yüzyılın ikinci yarısında, büyük ölçüde Timurlu/Moğol geleneği olan imparatorluğun bölünmesi ve birkaç iç savaş nedeniyle hızla azaldı. Akkoyunlular İran'ın büyük bölümünü Timurlulardan fethetti ve 1500 yılına gelindiğinde bölünmüş ve yıpranmış Timur İmparatorluğu topraklarının çoğunun kontrolünü kaybetti ve sonraki yıllarda tüm cephelerde etkili bir şekilde geri püskürtüldü. İran, Kafkasya, Mezopotamya ve Doğu Anadolu hızla Şah I. İsmail tarafından kurulan Şii Safevi İmparatorluğu'nun eline geçti. Orta Asya topraklarının büyük bir kısmı, 1505 ve 1507 yıllarında Semerkant ve Herat gibi önemli şehirleri fetheden ve Buhara Hanlığı'nı kuran Muhammed Şeybani'nin Özbekleri tarafından istila edildi. Kabil'den Babür İmparatorluğu, 1526 yılında babası aracılığıyla Timur'un soyundan gelen ve muhtemelen annesi aracılığıyla Cengiz Han'ın soyundan gelen Babür tarafından kurulmuştur. Babür'ün kurduğu hanedan, doğrudan Timurlulardan miras kalmasına rağmen genellikle Babür Hanedanı olarak bilinir. 17. yüzyıla gelindiğinde Babür İmparatorluğu Hindistan'ın büyük bir kısmına hükmediyordu ancak bir sonraki yüzyılda geriledi. Timurlu hanedanı, Babürlülerin kalan nominal yönetiminin 1857 isyanını takiben Britanya İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırılmasıyla nihayet sona ermiştir.

Kültür

Sovyet arkeolog ve antropolog Mikhail Mikhaylovich Gerasimov tarafından gerçekleştirilen Türk-Moğol fatihi Timur'un kafatasından adli yüz rekonstrüksiyonu (1941)

Timurlular, Türkleşmiş Moğol kökenli Barlas boyundan gelmelerine rağmen, Fars kültürünü benimsemiş, İslam'ı kabul etmiş ve Türkistan ve Horasan'da ikamet etmişlerdir. Dolayısıyla Timurlu dönemi, hem Türk-Moğol kökenlerini hem de hanedanın Fars edebi, sanatsal ve saray yüksek kültürünü yansıtan ikili bir karaktere sahipti.

Dil

Timurlular döneminde Orta Asya toplumu ikiye bölünmüş, hükümet ve yönetim sorumlulukları etnik hatlar boyunca askeri ve sivil alanlara ayrılmıştı. En azından ilk dönemlerde, ordu neredeyse tamamen Türk-Moğol iken, sivil ve idari unsur neredeyse tamamen Fars'tı. Bölgedeki tüm Türk-Moğollar tarafından paylaşılan konuşma dili Çağataycaydı. Siyasi örgütlenme Cengiz Han'ın getirdiği bozkır-göçebe himaye sistemini hatırlatıyordu. Ancak dönemin başlıca dili, toplumun Tācīk (Fars) unsurunun ana dili ve tüm okur-yazar ya da şehirli insanların edindiği öğrenim dili olan Farsçaydı. Timur zaten Fars kültürüyle yoğrulmuştu ve bünyesine kattığı toprakların çoğunda Farsça, yönetimin ve edebi kültürün birincil diliydi. Dolayısıyla, yerleşik "divan "ın dili Farsçaydı ve kâtipleri, etnik kökenleri ne olursa olsun, Fars kültürüne tamamen hâkim olmak zorundaydı. Farsça, Timur İmparatorluğu'nun resmi devlet dili haline geldi ve yönetim, tarih, edebiyat ve şiir dili olarak hizmet etti. Çağatayca Timurlu ailesinin anadili ve "ana dili" olurken, Arapça bilim, felsefe, teoloji ve dini bilimlerin mükemmel dili olarak hizmet vermiştir.

Edebiyat

Farsça

Sultan Hüseyin Mirza Divanı'ndan Şiir Folyosu, 1490 civarı. Brooklyn Müzesi.
Câmî'nin 1553 tarihli Dindarların Gül Bahçesi adlı eserinden bir illüstrasyon. Resim, Timurlu döneminin pek çok eserinde olduğu gibi Farsça şiir ve Farsça minyatürü bir araya getirmektedir.

Fars edebiyatı, özellikle de Fars şiiri, Timurlu elitinin Fars-İslam saray kültürüne asimilasyon sürecinde merkezi bir yer işgal etmiştir. Timurlu sultanları, özellikle de Şâh Rûh Mîrzâ ve oğlu Muhammed Taragay Oloğ Bey, Fars kültürünü himaye etmişlerdir. Timurlu döneminin en önemli edebi eserleri arasında, Şerefüddin Ali Yezdi tarafından yazılan ve Timur'un yaşamı boyunca resmi biyografi yazarı olan Nizâmüddin Şâmî'nin daha eski bir Zafernâme'sine dayanan Zafernâme (Farsça: ظفرنامه) olarak bilinen Timur'un Farsça biyografisi yer alır. Timurlu döneminin en ünlü şairi, İran'ın son büyük ortaçağ sufi mistiği ve Fars şiirinin en büyüklerinden biri olan Nūr ud-Dīn Cāmī'dir. Ayrıca Timurlu sultanı Uluğ Bey'in astronomi eserlerinin bir kısmı Farsça yazılmış olsa da büyük bir kısmı Arapça olarak yayımlanmıştır. Timurlu prensi Baysungur da Baysungur'un Şâhnâme'si olarak bilinen Fars ulusal destanı Şâhnâme'nin yeni bir baskısını yaptırmış ve ona bir giriş yazmıştır. T. Lenz'e göre:

Timur'un 807/1405'teki ölümünün ardından, güç ve nüfuzlarını artık yalnızca Moğol aristokrasisine özenle bağlanmış karizmatik bir bozkır liderinden almayan bir Türk askerî eliti olan Şahruh ve oğullarının karşılaştığı yeni kültürel taleplere özel bir tepki olarak görülebilir. Artık merkezi Horasan'da bulunan yönetim hanedanı, Fars kültürünün daha fazla özümsenmesini ve himaye edilmesini, İslami İran monarşi geleneği bağlamında hanedanın meşruiyetini ve otoritesini güvence altına alma çabalarının ayrılmaz bir bileşeni olarak görüyordu ve okunacak bir el yazması olduğu kadar değerli bir nesne olan Bayşangur Şehnamesi, Timurluların bu gelenekteki kendi yerlerine dair anlayışlarını güçlü bir şekilde sembolize ediyordu. Döneminin kaybolmaya yüz tutmuş Timurlu süsleme sanatları için değerli bir belgesel kaynak olan elyazması, hâlâ kapsamlı bir monografik çalışmayı beklemektedir.

Çağatayca

Timurlular Türk edebiyatı tarihinde de çok önemli bir rol oynamıştır. Yerleşik Fars edebiyat geleneğine dayanarak Çağatay dilinde ulusal bir Türk edebiyatı geliştirildi. Mīr Alī Sher Nawā'ī, Sultan Husayn Bāyqarā ve Zāhiruddīn Bābur gibi Çağatay şairleri, diğer Türkçe konuşan şairleri Arapça ve Farsçanın yanı sıra kendi dillerinde yazmaya teşvik etmiştir. Bābur'un otobiyografisi olan Bāburnāma (cümle yapısı, morfolojisi ve kelime dağarcığı bakımından oldukça Farsçalaşmış olmasına rağmen) ve Mīr Alī Sher Nawā'ī'nin Çağatay şiiri en iyi bilinen Türk edebi eserleri arasındadır ve diğerlerini etkilemiştir.

Sanat

Fars resminin altın çağı Timurlular döneminde başlamıştır. Bu dönemde - ve Safevi İran'ındaki gelişmelere benzer şekilde - Çin sanatı ve sanatçılarının Fars sanatı üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Timurlu sanatçılar, kâğıt, hat, tezhip, illüstrasyon ve cildi parlak ve renkli bir bütün halinde bir araya getiren Fars kitap sanatını geliştirmişlerdir. Çağataylı ve Timurlu Hanlarının Moğol etnik kökeni, Orta Çağ boyunca Fars sanatının üslupsal tasvirinin kaynağını oluşturmuştur. Aynı Moğollar Orta Asya'daki Persler ve Türklerle evlenmiş, hatta onların dinlerini ve dillerini benimsemişlerdir. Yine de o dönemde, özellikle de 13-15. yüzyıllarda dünyayı basit bir şekilde kontrol etmeleri, Perslerin Moğollar olarak idealize edilmiş görünümlerinde kendini göstermiştir. Etnik yapı yavaş yavaş İranlı ve Mezopotamyalı yerel halklarla kaynaşmış olsa da, Moğol üslupçuluğu daha sonra da devam etmiş ve Küçük Asya'ya ve hatta Kuzey Afrika'ya geçmiştir.

Timurlu mimarisi

Timurlu mimarisi birçok Selçuklu geleneğinden yararlanmış ve bunları geliştirmiştir. Karmaşık çizgisel ve geometrik desenler oluşturan turkuaz ve mavi çiniler binaların cephelerini süslüyordu. Bazen iç mekânlar da benzer şekilde dekore edilmiş, resim ve alçı kabartmalar etkiyi daha da zenginleştirmiştir. Timurlu mimarisi Orta Asya'daki İslam sanatının zirvesidir. Timur ve halefleri tarafından Semerkant ve Herat'ta inşa edilen muhteşem ve görkemli yapılar, İlhanlı sanat okulunun etkisinin Hindistan'da yayılmasına yardımcı olmuş ve böylece ünlü Babür (veya Moğol) mimari okulunun doğmasına yol açmıştır. Timurlu mimarisi bugünkü Kazakistan'da Ahmed Yesevi'nin mabedi ile başlamış ve Timur'un Semerkant'taki Gur-i Emir türbesi ile doruğa ulaşmıştır. Timur'un Gur-I Mir'i, fatihin 14. yüzyıldan kalma türbesi "turkuaz İran çinileri" ile kaplıdır. Yakınlarda, antik kentin merkezinde, "Fars tarzı bir medrese" (dini okul) ve Uluğ Bey'in "Fars tarzı bir camisi" görülmektedir. Timurlu prenslerinin türbeleri, turkuaz ve mavi çinili kubbeleri ile en rafine ve zarif Pers mimarisi arasında yer almaktadır. Eksenel simetri, başta Semerkant'taki Şâh-ı Zenda, Herat'taki Musallah kompleksi ve Meşhed'deki Gevher Şad Camii olmak üzere tüm büyük Timurlu yapılarının karakteristik özelliğidir. Çeşitli şekillerde çifte kubbeler bolca bulunur ve dış yüzeyler parlak renklerle bezenmiştir. Timur'un bölgedeki hâkimiyeti, başkentinin ve Pers mimarisinin Hindistan üzerindeki etkisini güçlendirmiştir.

Askeri

Ali Yezdi'nin Zafarnama'sının Çağatayca çevirisinde Timur'un ordusu "Çağatay ordusu" (Čaġatāy čerigi) olarak adlandırılır.

Timurlular yerleşik halklardan asker toplamaya dayanıyordu. Diğer birçok göçebe kabileye tam olarak boyun eğdiremediler. Bunun nedeni Timur'un onları yenmeyi başarması gibi askeri güç eksikliği değil, daha ziyade merkezi yönetimi nedeniyle özerk kabileleri güç yapısına entegre etmek istememesiydi. Kabileler etkili bir şekilde bastırılamayacak kadar hareketliydi ve özerkliklerini kaybetmek onlar için cazip değildi. Bu nedenle Timur aşiretlerin sadakatini kazanamadı ve onlar üzerindeki hakimiyeti ölümünden sonra da devam etmedi.

Timurlular gibi Moğol temelli ordularda gılman ve memluk gibi köle askerlerin rolü diğer İslam toplumlarına kıyasla oldukça azdı.

Timurlular, çoğunlukla yerli İranlılardan ve bazen de âlimler ve maliye idarecilerinden oluşan nambardar levy denilen bir birliğe sahipti. Nambardar, büyük seferler için ordunun büyüklüğünü artırmak için kullanılırdı.