Suriye

bilgipedi.com.tr sitesinden
Suriye
ٱلْجُمْهُورِيَّةُ ٱلْعَرَبِيَّةُ ٱلسُّورِيَّةُ (Arapça)
El-Cumhuriyyetü'l-Arabiyyetü's-Suriyye
Suriye Arap Cumhuriyeti
Suriye bayrağı
Bayrak
{{{arma_açıklaması}}}
Arma
Slogan
وَحْدَةٌ ، حُرِّيَّةٌ ، اِشْتِرَاكِيَّةٌ
Waḥdah, Ḥurrīyah, Ishtirākīyah
("Birlik, Özgürlük, Sosyalizm")
Millî marş
Humat ed-Diyar
Anavatan Muhafızları
Syria (orthographic projection).svg
 Suriye konumu (yeşil)

Syria - Location Map (2013) - SYR - UNOCHA.svg
Başkent
ve en büyük şehir
Şam
33°30′K 36°18′D / 33.500°K 36.300°D
Resmî diller Arapça

Diğer yaygın diller Kürtçe, Süryanice ve Türkçe
Etnik gruplar
(2014)
90% Arap
10% Diğer
Demonim Suriyeli
Hükûmet Üniter baskın partili Baasçı yarı başkanlık cumhuriyeti
• Devlet Başkanı
Beşşar Esad
• Başbakan
Hüseyin Arnus
• Başkan Yardımcıları
Faruk eş-Şara
Necah el-Attar
• Meclis Başkanı
Hammuda Sabbah
Yasama organı Halk Meclisi
Tarihçe
• Suriye Arap Krallığı
8 Mart 1920
• Fransız Mandası altında Suriye Devleti
1 Aralık 1924
• Suriye Cumhuriyeti
14 Mayıs 1930
• De jure bağımsızlık
24 Ekim 1945
• De facto bağımsızlık
17 Nisan 1946
• Birleşik Arap Cumhuriyeti'nden ayrılma
28 Eylül 1961
• Baas Partisi'nin iktidarı
8 Mart 1963
• Mevcut anayasa
27 Şubat 2012
Yüzölçümü
• Toplam
185.180 km2 (71.500 sq mi) (87.)
• Su (%)
1,1
Nüfus
• 2020 tahminî
17.500.657 (66..)
• 2010 sayımı
21.018.834
• Yoğunluk
118,3/km2 (306,4/sq mi) (70.)
GSYİH (SAGP) 2015 tahminî
• Toplam
50,28 milyar $
• Kişi başına
2.900 $
GSYİH (nominal) 2014 tahminî
• Toplam
24,6 milyar $ (167.)
• Kişi başına
831 $
Gini (2014) 55.8
yüksek
İGE (2019) artış 0.567
orta · 151.
Para birimi Suriye Lirası (SYP)
Zaman dilimi UTC+2 (DAS)
• Yaz (YSU)
UTC+3 (EEST)
Tarih formatı Hicrî takvim
Trafik akışı sağ
Telefon kodu 9632
İnternet alan adı .sy
  1. Arapça resmi dildir;
    Halk arasında konuşulan diğer diller ve çeşitleri: Suriye Arapçası, Kuzey Mezopotamya Arapçası, Kurmanci Dili, Türkçe, Ermenice, Aramice & Kuzeybatı Kafkas Dilleri'dir.
  2. 02 Lübnan'dan.

Suriye (Arapçaسُورِيَا‎, romanize: Suriyye), resmî adıyla Suriye Arap Cumhuriyeti, Batı Asya'da bulunan bir ülkedir. Güneybatıda Lübnan, batıda Akdeniz, kuzeyde Türkiye, doğuda Irak, güneyde Ürdün ve güneybatıda İsrail ile çevrilidir. Verimli ovaları, yüksek dağları ve çölleriyle Suriye; başlıcaları Suriyeli Araplar, Kürtler, Türkmenler, Süryaniler, Ermeniler, Çerkesler, Sâbiîler ve Yunanlar olmak üzere çeşitli etnik ve dinî gruplara ev sahipliği yapmaktadır. Sünniler, Hristiyanlar, Nusayriler, Dürzîler, İsmâilîler, Sâbiîler, Şiîler, Selefîler ve Yezîdîler; bazı dinî gruplardır.

Geçmişte "Suriye" ismi, Levant ile eş anlamlı kullanılmakta ve Arapçada el-Şam ismiyle bilinmekteydi. Günümüz Suriye toprakları MÖ 3000 yılında kurulan Ebla Krallığı da dâhil olmak üzere birçok antik uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Halep ve başkent Şam, dünyada halen yaşanılan en eski şehirlerdendir. İslam'ın yayılmasının ardından Şam Emevîlerin başkentliğini yapmış, Memlûk dönemindeyse kente bir naib-i saltanat atanarak tüm Suriye naiplikleri Şam'a bağlanmıştır.

Yüzyıllar süren Osmanlı hâkimiyeti ve kısa süreli Fransız manda yönetiminin ardından Birinci Suriye Cumhuriyeti, 24 Ekim 1945'te Birleşmiş Milletler'e katıldı, böylece mandanın yasal varlığı son buldu ve ülke bir parlamenter cumhuriyet olarak de jure bağımsızlığını kazandı. Fransızların ülkeyi terk etmesi ise Nisan 1946'yı buldu. Suriye'de bağımsızlık sonrası dönem 1949'dan 1971'e kadar yaşanan çok sayıda darbe ve darbe girişimiyle oldukça çalkantılı geçti. 1958'de ülke Birleşik Arap Cumhuriyeti adı altında Mısır'la birleşti. Birlik,1961 Suriye Darbesi ile son buldu. Aynı yılın 1 Aralık tarihinde düzenlenen bir referandumla ülke, Suriye Arap Cumhuriyeti ismini aldı. Ülkedeki istikrarsızlık Baas Partisinin 1963'te bir darbeyle gücü ele almasıyla tepe noktasına ulaştı. Ardından ülkede olağanüstü hâl ilan edildi ve anayasal hak ve özgürlükler 2011'de uygulamanın kaldırılmasına dek askıya alındı.

Ülke, 1963'ten bu yana ülke Baas Partisi tarafından, 1970'ten bu yana ise Esad ailesinin başta olduğu hükûmetler tarafından yönetilmektedir. Suriye'nin şimdiki devlet başkanı, ülkeyi 1970'ten 2000'deki ölümüne kadar yöneten Hafız Esad'ın oğlu Beşşar Esad'dır. Esad, iktidarı boyunca Suriye ve Baas Partisi, siyasi mahkûm infazları ve yaygın sansür uygulamaları gibi birçok insan hakkı ihlalinden dolayı kınanmış ve eleştirilmiştir.

2010 yılında Orta Doğu'da başlayan Arap Baharı'nın etkisiyle Suriye'de başlayan protesto gösterileri kısa sürede şiddet eylemlerine dönüştü ve ülkede iç savaş başladı. 2011 yılının Mart ayından bu yana aralıksız olarak süren iç savaş nedeniyle 570 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 7,6 milyon insan ülke içinde yerinden edildi ve 5,5 milyondan fazla Suriyeli ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Suriye yönetimi, BM Araştırma Komisyonu tarafından Rusya ile birlikte savaş suçu işlemekle suçlandı. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülke çatışmalara dâhil oldu. Savaşın sonucu olarak ülke topraklarında muhalif Suriye Geçici Hükûmeti, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Heyetu Tahriru'ş Şam ve Irak ve Şam İslam Devleti gibi birçok siyasi yapı ortaya çıkmıştır.

Suriye, o dört ilden oluşan bir üniter cumhuriyet olup günümüzdeki tek Baasçı ülkedir. Ülke Birleşmiş Milletler ve Bağlantısızlar Hareketi üyesidir. Ülkenin Arap Birliği üyeliği 2011'de, İslam İşbirliği Teşkilâtı üyeliği 2012'de askıya alınmıştır. 2011'de Akdeniz İçin Birlik üyeliğini kendi isteğiyle askıya almıştır. Savaş sebebiyle Suriye, 2016-2018 yılları arasında Küresel Barış Endeksi'nde son sırada yer almıştır.

Koordinatlar: 35°N 38°E / 35°N 38°E

Etimoloji

Çeşitli kaynaklar Suriye adının MÖ 8. yüzyılda Luvi dilinde kullanılan "Sura/i" teriminden ve bu terimin türevi olan eski Yunanca Σύριοι, Sýrioi veya Σύροι, Sýroi adlarından türetildiğini ve her ikisinin de aslen kuzey Mezopotamya'daki (bugünkü Irak) Aššūrāyu'dan (Asur) geldiğini göstermektedir. Ancak Selevkos İmparatorluğu'ndan (MÖ 323-150) itibaren bu terim Levant'a da uygulanmış ve bu noktadan sonra Yunanlılar Mezopotamya'daki Asurlular ile Levant'taki Aramiler arasında ayrım yapmadan bu terimi kullanmışlardır. Ana akım modern akademik görüş, Yunanca sözcüğün, nihayetinde Akadca Aššur'dan türetilen Ἀσσυρία, Assyria ile ilişkili olduğu argümanını güçlü bir şekilde desteklemektedir. Yunanca isim, MÖ 8. yüzyıl Çineköy yazıtında kaydedilen Fenikece ʾšr "Assur", ʾšrym "Asurlular "a karşılık geliyor gibi görünmektedir.

Kelime tarafından belirlenen alan zaman içinde değişmiştir. Klasik olarak Suriye, Akdeniz'in doğu ucunda, güneyde Arabistan ve kuzeyde Küçük Asya arasında yer alır, Irak'ın bazı kısımlarını içerecek şekilde iç kısımlara uzanır ve Yaşlı Plinius'un batıdan doğuya Kommagene, Sophene ve Adiabene'yi içerecek şekilde tanımladığı kuzeydoğuda belirsiz bir sınıra sahiptir.

Ancak Plinius'un zamanında bu büyük Suriye, Roma İmparatorluğu'na bağlı (ancak siyasi olarak birbirinden bağımsız) bir dizi eyalete bölünmüştü: Judaea, daha sonra MS 135'te Palaestina olarak yeniden adlandırıldı (günümüz İsrail, Filistin Toprakları ve Ürdün'e karşılık gelen bölge); en güneybatıda modern Lübnan, Şam ve Humus bölgelerine karşılık gelen Phoenice (MS 194'te kuruldu); Coele-Syria (veya "İçi Boş Suriye") ve Eleutheris nehrinin güneyi.

Tarih

Antik Çağ

Kadın heykelciği, MÖ 5000. Antik Doğu Müzesi.

Suriye, yaklaşık MÖ 10.000'den beri tarım ve hayvancılığın ilk kez görülmeye başladığı Neolitik kültürün (Çanak Çömlek Öncesi Neolitik A olarak bilinir) merkezlerinden biriydi. Neolitik dönem (PPNB), Mureybet kültürünün dikdörtgen evleri ile temsil edilmektedir. Çanak çömlek öncesi Neolitik dönemde insanlar taş, alçı ve yanmış kireçten (Vaisselle blanche) yapılmış kaplar kullanmışlardır. Anadolu'dan gelen obsidyen aletlerin keşfi erken ticaretin kanıtıdır. Hamoukar ve Emar antik kentleri geç Neolitik ve Tunç Çağı'nda önemli bir rol oynamıştır. Arkeologlar Suriye'deki uygarlığın dünyanın en eski uygarlıklarından biri olduğunu, belki de sadece Mezopotamya'dakinden önce geldiğini göstermiştir.

Bölgede kayıtlara geçen en eski yerli uygarlık, Suriye'nin kuzeyinde, bugünkü İdlib yakınlarındaki Ebla Krallığı'dır. Ebla'nın MÖ 3500 civarında kurulduğu ve Mezopotamya devletleri Sümer, Asur ve Akad'ın yanı sıra kuzeybatıda, Küçük Asya'daki Hurriler ve Hattiler ile ticaret yaparak servetini kademeli olarak artırdığı anlaşılmaktadır. Kazılar sırasında bulunan Firavun hediyeleri Ebla'nın Mısır'la temasını doğrulamaktadır.

İshqi-Mari, İkinci Mari Krallığı'nın kralı, MÖ 2300 civarı.

Suriye'den gelen en eski yazılı metinlerden biri, Ebla Veziri İbrium ile Abarsal adlı belirsiz bir krallık arasında MÖ 2300'lerde yapılan bir ticaret anlaşmasıdır. Akademisyenler Ebla dilinin Akadca'dan sonra bilinen en eski yazılı Sami dilleri arasında olduğuna inanmaktadır. Ebla dilinin son sınıflandırmaları, Akad diliyle yakından ilişkili bir Doğu Sami dili olduğunu göstermiştir.

Ebla, Mari ile yapılan uzun bir savaşla zayıflamış ve Akadlı Sargon ve torunu Naram-Sin'in fetihlerinin MÖ 23. yüzyılın ilk yarısında Suriye üzerindeki Eblan egemenliğine son vermesinin ardından tüm Suriye Mezopotamya Akad İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.

MÖ 21. yüzyıla gelindiğinde, Hurriler Suriye'nin kuzey doğu bölgelerine yerleşirken, bölgenin geri kalanı Amoritlerin egemenliği altındaydı. Suriye, Asur-Babilli komşuları tarafından Amurruların (Amoritler) Ülkesi olarak adlandırılmıştır. Amoritlerin Kuzeybatı Sami dili, Kenan dilleri arasında en erken kanıtlanan dildir. Mari bu dönemde yeniden ortaya çıkmış ve Babilli Hammurabi tarafından fethedilene kadar yeniden refaha kavuşmuştur. Ugarit de bu dönemde, MÖ 1800 civarında, modern Lazkiye yakınlarında ortaya çıkmıştır. Ugaritçe, Kenan dilleriyle gevşek bir şekilde ilişkili bir Sami diliydi ve dünyanın bilinen en eski alfabesi olarak kabul edilen Ugarit alfabesini geliştirdi. Ugarit krallığı MÖ 12. yüzyılda yağmacı Hint-Avrupalı Deniz Halkları tarafından yıkılıncaya kadar ayakta kalmış, Geç Tunç Çağı Çöküşü olarak bilinen dönemde benzer krallıklar ve devletler Deniz Halkları tarafından aynı yıkıma uğramıştır.

Yamhad (modern Halep) iki yüzyıl boyunca Kuzey Suriye'ye hâkim olmuştur, ancak Doğu Suriye MÖ 19. ve 18. yüzyıllarda I. Şamşi-Adad'ın Amorit Hanedanı tarafından yönetilen Eski Asur İmparatorluğu ve Amoritler tarafından kurulan Babil İmparatorluğu tarafından işgal edilmiştir. Yamhad, Mari tabletlerinde yakın doğudaki en güçlü devlet olarak ve Babilli Hammurabi'den daha fazla tebaaya sahip olarak tanımlanmıştır. Yamhad otoritesini Alalah, Katna, Hurri eyaletleri ve Fırat Vadisi üzerinde Babil sınırlarına kadar dayatmıştır. Yamhad'ın ordusu Elam (modern İran) sınırındaki Dēr'e kadar sefere çıktı. Yamhad, Ebla ile birlikte MÖ 1600 dolaylarında Küçük Asya'dan gelen Hint-Avrupalı Hititler tarafından fethedildi ve yok edildi.

Bu zamandan itibaren Suriye, Hitit İmparatorluğu, Mitanni İmparatorluğu, Mısır İmparatorluğu, Orta Asur İmparatorluğu ve daha az derecede Babil olmak üzere çeşitli yabancı imparatorluklar için bir savaş alanı haline gelmiştir. Mısırlılar başlangıçta güneyin büyük bölümünü, Hititler ve Mitanniler ise kuzeyin büyük bölümünü işgal etmiştir. Ancak Asur sonunda üstünlüğü ele geçirerek Mitanni İmparatorluğu'nu yıkmış ve daha önce Hitit ve Babil'in elinde bulunan geniş toprakları ilhak etmiştir.

Rekhmire'nin mezarında tasvir edildiği şekliyle Firavun Tuthmosis III'e hediyeler getiren Suriyeliler, MÖ 1450 civarı (gerçek resim ve yorumsal çizim). "Retjenu Şefleri" olarak etiketlenmişlerdir.

MÖ 14. yüzyıl civarında, doğuda Babil ile başarısız bir çatışmaya giren yarı göçebe Sutealılar ve daha önceki Amoritlerin yerini alan Batı Sami dilli Aramiler gibi çeşitli Sami halklar bölgede ortaya çıkmıştır. Onlar da Asur ve Hititler tarafından yüzyıllar boyunca boyunduruk altında tutuldular. Mısırlılar batı Suriye'nin kontrolü için Hititlerle savaşmış; bu savaş MÖ 1274'te Kadeş Savaşı ile doruk noktasına ulaşmıştır. Batı, MÖ 1200'lerde yıkılana kadar Hitit İmparatorluğu'nun bir parçası olarak kalırken, doğu Suriye büyük ölçüde, MÖ 1114-1076 yılları arasında Tiglath-Pileser I döneminde batının büyük bölümünü de ilhak eden Orta Asur İmparatorluğu'nun bir parçası oldu.

MÖ 11. yüzyılın sonlarında Hititlerin yıkılması ve Asur'un gerilemesiyle birlikte Arami kabileleri, Bit Bahiani, Aram-Damascus, Hamath, Aram-Rehob, Aram-Naharaim ve Luhuti gibi devletler kurarak iç bölgelerin çoğunun kontrolünü ele geçirdi. Bu noktadan sonra bölge Aramea ya da Aram olarak anılmaya başlandı. Sami Aramiler ile Hint-Avrupa kökenli Hititlerin kalıntıları arasında da bir sentez oluşmuş ve kuzey orta Aram (Suriye) ve güney orta Küçük Asya (modern Türkiye) merkezli, Palistin, Karkamış ve Sam'al gibi bir dizi Syro-Hitit devleti kurulmuştur.

Amrit Fenike Tapınağı

Fenikeliler olarak bilinen Kenanlı bir grup M.Ö. 13. yüzyıldan itibaren Suriye kıyılarına (ve ayrıca Lübnan ve kuzey Filistin'e) hakim olmuş ve Amrit, Simyra, Arwad, Paltos, Ramitha ve Shuksi gibi şehir devletleri kurmuştur. Bu kıyı bölgelerinden, Malta, Sicilya, İber yarımadası (modern İspanya ve Portekiz) ve Kuzey Afrika kıyılarında koloniler kurmak ve en önemlisi, MÖ 9. yüzyılda büyük bir şehir devleti olan Kartaca'yı (modern Tunus'ta) kurmak da dahil olmak üzere etkilerini Akdeniz'e yaydılar ve bu devlet çok daha sonra Roma İmparatorluğu'na rakip olan büyük bir imparatorluğun merkezi haline geldi.

Suriye ve Yakın Doğu'nun batı yarısı daha sonra geniş Yeni Asur İmparatorluğu'nun (MÖ 911 - MÖ 605) eline geçmiştir. Asurlular İmparatorluk Aramicesini imparatorluklarının ortak dili olarak tanıttılar. Bu dil, MS 7. ve 8. yüzyıllardaki Arap İslam fethine kadar Suriye'de ve tüm Yakın Doğu'da baskın olarak kalacak ve Hıristiyanlığın yayılması için bir araç olacaktı. Asurlular Suriye ve Lübnan'daki kolonilerine Eber-Nari adını vermişlerdir. Asur egemenliği, Asurluların bir dizi acımasız iç savaşta kendilerini büyük ölçüde zayıflatmalarının ardından Medler, Babilliler, Keldaniler, Persler, İskitler ve Kimmerlerin saldırılarıyla sona erdi. Asur'un düşüşü sırasında İskitler Suriye'nin büyük bir bölümünü yakıp yıkmış ve yağmalamıştır. Asur ordusunun son direnişi MÖ 605 yılında kuzey Suriye'deki Karkamış'ta olmuştur.

Asur İmparatorluğu'nu Yeni Babil İmparatorluğu (MÖ 605 - MÖ 539) izlemiştir. Bu dönemde Suriye, Babil ile bir başka eski Asur kolonisi olan Mısır arasında bir savaş alanı haline gelmiştir. Babilliler, Asurlu akrabaları gibi, Mısır'a karşı zafer kazandılar.

Klasik Antik Çağ

Savaştan önce Palmira antik kenti

Günümüz Suriye'sini oluşturan topraklar Yeni Babil İmparatorluğu'nun bir parçasıydı ve MÖ 539 yılında Ahameniş İmparatorluğu tarafından ilhak edilmişti. Büyük Kiros liderliğindeki Ahameniş Persleri, imparatorluklarının diplomatik dillerinden biri olarak İmparatorluk Aramicesini (MÖ 539 - MÖ 330) ve yeni Aram/Suriye satraplığı için Asurca Eber-Nari adını korudular.

Suriye daha sonra Büyük İskender tarafından yönetilen Yunan Makedon İmparatorluğu tarafından MÖ 330 civarında fethedildi ve sonuç olarak Yunan Seleukos İmparatorluğu'nun (MÖ 323 - MÖ 64) Coele-Suriye eyaleti oldu, Seleukos kralları kendilerini 'Suriye Kralı' olarak adlandırdı ve Antakya şehri 240 yılından itibaren başkent oldu.

Böylece bölgeye "Suriye" adını verenler Yunanlılar olmuştur. Aslen Mezopotamya'nın (Irak) kuzeyindeki "Asur "un Hint-Avrupa kökenli bir bozulmuşu olan bu terimi Yunanlılar sadece Asur'un kendisini değil, aynı zamanda yüzyıllar boyunca Asur egemenliği altında kalmış olan batıdaki toprakları tanımlamak için de kullandılar. Böylece Greko-Romen dünyasında hem Suriye'deki Aramiler hem de doğudaki Mezopotamya'daki (günümüz Irak'ı) Asurlular, kendi başlarına farklı halklar olmalarına rağmen "Suriyeliler" ya da "Süryaniler" olarak anıldılar ki bu karışıklık modern dünyada da devam edecekti. Sonunda güney Selevkos Suriye'sinin bazı kısımları Helenistik İmparatorluğun yavaş yavaş dağılmasıyla Yahudi Hasmoneanlar tarafından ele geçirildi.

Suriye halkı tarafından Selevkoslar ve Romalılardan bir kurtarıcı olarak karşılanan Ermeni kralı Büyük Tigranes'in fetihleriyle Suriye M.Ö. 83'ten itibaren kısa bir süre Ermeni kontrolü altına girdi. Ancak Roma İmparatorluğu generallerinden Büyük Pompey, Suriye'ye giderek başkent Antakya'yı ele geçirmiş ve MÖ 64 yılında Suriye'yi bir Roma eyaleti haline getirerek bölgede yirmi yıl süren Ermeni kontrolünü sona erdirmiştir. Roma yönetimi altında zenginleşen Suriye, İpek Yolu üzerinde stratejik bir konuma sahip olduğundan büyük bir zenginlik ve önem kazanmış, bu da onu rakip Romalılar ve Persler için bir savaş alanı haline getirmiştir.

Bugünkü Suriye'nin Arabistan eyaletinde yer alan Bosra'daki Roma Tiyatrosu
Jüpiter Tapınağı, Şam

Palmira, 2. yüzyılda Suriye'nin kuzeyinde Aramice konuşan zengin ve bazen de güçlü bir krallık olarak ortaya çıktı; Palmira, şehri Roma imparatorluğunun en zenginlerinden biri haline getiren bir ticaret ağı kurdu. Nihayetinde, MS 3. yüzyılın sonlarında Palmira kralı Odaenathus, Pers imparatoru I. Şapur'u yenerek Roma'nın doğusunun tamamını kontrol ederken, halefi ve dul eşi Zenobia, MS 273'te Roma kontrolüne girmeden önce kısa bir süre Mısır, Suriye, Filistin, Küçük Asya'nın çoğu, Yahuda ve Lübnan'ı fetheden Palmira İmparatorluğu'nu kurdu.

Kuzey Mezopotamya Asur krallığı Adiabene, Roma tarafından fethedilmeden önce MS 10 ile MS 117 yılları arasında kuzey doğu Suriye bölgelerini kontrol etmiştir.

Aramice dili, Antik Britanya'daki Hadrian Duvarı'na kadar çok uzaklarda, Arbeia Kalesi'nin bulunduğu yerde bir Palmira göçmeni tarafından yazılmış bir yazıtla bulunmuştur.

Suriye'nin kontrolü, Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle birlikte Romalılardan Bizanslılara geçmiştir.

Bizans İmparatorluğu'nun en parlak döneminde Suriye'nin büyük ölçüde Aramice konuşan nüfusu muhtemelen 19. yüzyıla kadar bir daha aşılamadı. MS 7. yüzyıldaki Arap İslam Fethi'nden önce nüfusun büyük bir kısmı Aramiydi, ancak Suriye aynı zamanda Yunan ve Roma yönetici sınıflarına da ev sahipliği yapıyordu, Asurlular hala kuzey doğuda, Fenikeliler kıyılarda yaşıyordu ve Yahudi ve Ermeni toplulukları da büyük şehirlerde mevcuttu, Nabatiler ve Lakhmidler ve Ghassanidler gibi İslam öncesi Araplar güney Suriye'nin çöllerinde yaşıyordu. Süryani Hıristiyanlığı ana din olarak benimsenmişti, ancak diğerleri hala Yahudilik, Mitraizm, Maniheizm, Greko-Romen Dini, Kenan Dini ve Mezopotamya Dinini takip ediyordu. Suriye'nin büyük ve müreffeh nüfusu, Suriye'yi özellikle 2. ve 3. yüzyıllarda (MS) Roma ve Bizans eyaletlerinin en önemlilerinden biri haline getirmiştir.

Apamea antik kenti, önemli bir ticaret merkezi ve klasik antik dönemde Suriye'nin en müreffeh şehirlerinden biriydi

Suriyeliler Severan hanedanı döneminde önemli ölçüde güç sahibi oldular. Ailenin reisi ve İmparator Septimius Severus'un eşi olarak Roma İmparatoriçesi, ailesi tanrı El-Gabal'ın rahipliği üzerinde kalıtsal haklara sahip olan Emesa (bugünkü Humus) şehrinden bir Suriyeli olan Julia Domna'ydı. Kendisi gibi Suriyeli Arap olan büyük yeğenleri de Roma İmparatoru olacaktı; bunlardan ilki Elagabalus, ikincisi ise kuzeni Alexander Severus'tu. Suriyeli olan bir başka Roma imparatoru da Roma Arabistan'ında doğan Arap Philip'ti (Marcus Julius Philippus). 244'ten 249'a kadar imparatorluk yapmış ve Üçüncü Yüzyıl Krizi sırasında kısa bir süre hüküm sürmüştür. Hükümdarlığı sırasında memleketi Philippopolis'e (günümüzde Şahba) odaklanmış ve şehri geliştirmek için çoğu ölümünden sonra durdurulan birçok inşaat projesi başlatmıştır.

Suriye, Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir; Havari Pavlus olarak bilinen Tarsuslu Saulus, Şam Yolu'nda din değiştirmiş ve misyonerlik yolculuklarının çoğuna çıktığı antik Suriye'deki Antakya'da Hıristiyan Kilisesi'nin önemli bir figürü olarak ortaya çıkmıştır. (Elçilerin İşleri 9:1-43)

Orta Çağ

Muhammed'in Suriye halkı ve kabileleriyle ilk etkileşimi, Temmuz 626'da Dumatul Cendel'in İşgali sırasında, takipçilerine Duma'yı işgal etmelerini emrettiği sırada olmuştur, çünkü Muhammed oradaki bazı kabilelerin karayolu soygununa karıştığı ve Medine'ye saldırmaya hazırlandığı istihbaratını almıştır.

William Montgomery Watt, birincil kaynaklarda çok az yer almasına rağmen, bunun Muhammed'in o dönemde emrettiği en önemli sefer olduğunu iddia eder. Dumat Al-Jandal, Medine'ye 800 kilometre (500 mil) uzaklıktaydı ve Watt, Suriye ile iletişiminin ve Medine'ye ikmalinin kesilmesi olasılığı dışında Muhammed'e yönelik acil bir tehdit olmadığını söylemektedir. Watt, "Muhammed'in ölümünden sonra meydana gelen genişlemenin bir kısmını zaten öngördüğünü varsaymak caziptir" der ve birliklerinin hızlı yürüyüşünün "bunu duyan herkesi etkilemiş" olması gerektiğini söyler.

William Muir de bu seferin önemli olduğuna inanmaktadır çünkü Muhammed 1000 adamıyla birlikte Suriye sınırlarına ulaşmış, uzak kabileler artık onun adını öğrenmiş ve Muhammed'in siyasi ufku genişlemiştir.

Yedinci yüzyılın başlarında inşa edilen Kasr el-Hayr el-Garbî'den Emevi freski

MS 640 yılına gelindiğinde Suriye, Halid ibn el-Velid liderliğindeki Arap Raşidun ordusu tarafından fethedilmiştir. Yedinci yüzyılın ortalarında, o zamanlar imparatorluğun hükümdarı olan Emevi hanedanı, imparatorluğun başkentini Şam'a yerleştirdi. Daha sonraki Emevi yönetimi sırasında ülkenin gücü azaldı; bunun başlıca nedeni totaliterlik, yolsuzluk ve bunun sonucunda meydana gelen devrimlerdi. Emevi hanedanı daha sonra 750 yılında imparatorluğun başkentini Bağdat'a taşıyan Abbasi hanedanı tarafından devrildi.

Emevi yönetimi altında resmileşen Arapça, Bizans dönemindeki Yunanca ve Aramice'nin yerini alarak hâkim dil haline geldi. 887 yılında Mısır merkezli Tulunoğulları Suriye'yi Abbasilerden ilhak etti ve daha sonra yerlerini bir zamanlar Mısır merkezli İhşidiler ve daha sonra da Seyfüddevle tarafından kurulan Halep kökenli Hamdanoğulları aldı.

1299 Wadi al-Khazandar Savaşı. Gazan komutasındaki Moğollar Memlükleri yendi.

Suriye'nin bazı bölgeleri Haçlı Seferleri sırasında MS 1098 ve 1189 yılları arasında Fransız, İngiliz, İtalyan ve Alman derebeyleri tarafından ele geçirildi ve aralarında Suriye'deki başlıca Antakya Prensliği'nin de bulunduğu Haçlı devletleri olarak anıldı. Kıyıdaki dağlık bölge, Haçlı Devletleriyle aralıklı olarak çatışmalar ve ateşkesler yaşayan ve Suikastçılar olarak adlandırılan Nizari İsmailileri tarafından da kısmen işgal edilmiştir. Tarihin ilerleyen dönemlerinde "Nizariler yenilenen Frank düşmanlıklarıyla karşılaştıklarında, Eyyubilerden zamanında yardım aldılar."

Bir yüzyıl süren Selçuklu egemenliğinden sonra Suriye, Mısır'daki Eyyubi hanedanının kurucusu Kürt kurtarıcı Selahaddin tarafından büyük ölçüde fethedildi (1175-1185). Halep Ocak 1260'ta, Şam ise Mart ayında Hülagü'nün Moğollarının eline geçti, ancak Hülagü bir veraset anlaşmazlığıyla uğraşmak üzere Çin'e dönmek için saldırısını durdurmak zorunda kaldı.

Birkaç ay sonra Memlükler Mısır'dan bir orduyla geldiler ve Celile'deki Ayn Calut Savaşı'nda Moğolları yendiler. Memlük lideri Baybars, Şam'ı eyalet başkenti yaptı. O öldüğünde, iktidar Kalavun tarafından ele geçirildi. Bu arada Sunqur al-Ashqar adında bir emir kendini Şam'ın hükümdarı ilan etmeye çalışmış, ancak 21 Haziran 1280'de Kalavun tarafından yenilgiye uğratılmış ve kuzey Suriye'ye kaçmıştır. Moğol bir kadınla evlenmiş olan el-Eşkar, Moğollardan yardım istedi. İlhanlı Moğolları Ekim 1280'de Halep'i aldılar, ancak Kalavun El-Eşkar'ı kendisine katılmaya ikna etti ve 29 Ekim 1281'de Memlükler tarafından kazanılan İkinci Humus Savaşı'nda Moğollara karşı savaştılar.

1400 yılında Müslüman Türk-Moğol fatihi Tamurlane Suriye'yi işgal ederek Halep'i yağmaladı ve Memlük ordusunu yendikten sonra Şam'ı ele geçirdi. Semerkant'a sürülen zanaatkârlar dışında kent sakinleri katledildi. Tamurlane ayrıca Arami ve Süryani Hıristiyan nüfusa yönelik özel katliamlar gerçekleştirerek sayılarını büyük ölçüde azalttı. 15. yüzyılın sonunda, Avrupa'dan Uzak Doğu'ya giden bir deniz yolunun keşfedilmesi, Suriye üzerinden geçen bir kara ticaret yoluna olan ihtiyacı sona erdirdi.

Suriyeli kadınlar, 1683

Osmanlı Suriyesi

1516 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Mısır'daki Memlük Sultanlığı'nı işgal ederek Suriye'yi fethetti ve imparatorluğuna kattı. Osmanlı sistemi Suriyeliler için külfetli değildi çünkü Türkler Kuran'ın dili olarak Arapçaya saygı duyuyor ve inancın savunuculuğunu kabul ediyorlardı. Şam, Mekke'nin başlıca antreposu haline getirildi ve bu nedenle, Mekke'ye hacca giden sayısız hacı adayının yararlı sonuçları nedeniyle Müslümanlar için kutsal bir nitelik kazandı.

1803 Cedid Atlası, Osmanlı Suriye'sini sarı renkte "Al Sham" olarak gösteriyor

Osmanlı yönetimi barış içinde bir arada yaşamayı sağlayan bir sistem izlemiştir. Her etnik-dinsel azınlık - Arap Şii Müslüman, Arap Sünni Müslüman, Arami-Süryani Ortodoks, Rum Ortodoks, Maruni Hıristiyanlar, Süryani Hıristiyanlar, Ermeniler, Kürtler ve Yahudiler - bir millet oluşturuyordu. Her cemaatin dini liderleri tüm kişisel statü yasalarını yönetiyor ve bazı sivil işlevleri de yerine getiriyordu. 1831'de Mısırlı İbrahim Paşa İmparatorluğa olan sadakatinden vazgeçerek Osmanlı Suriye'sini istila etti ve Şam'ı ele geçirdi. Kısa süreli yönetimi sırasında bölgenin demografik ve sosyal yapısını değiştirmeye çalıştı: Güney Suriye ovalarını doldurmak için binlerce Mısırlı köylüyü getirdi, Yafa'yı yeniden inşa etti ve burayı bölgesel bir başkente dönüştürmeyi amaçlayan deneyimli Mısırlı askerlerle doldurdu, köylü ve Dürzi isyanlarını bastırdı ve sadık olmayan aşiret üyelerini sürgün etti. Ancak 1840 yılına gelindiğinde bölgeyi Osmanlılara geri teslim etmek zorunda kaldı.

1864'ten itibaren Osmanlı Suriye'sinde Tanzimat reformları uygulanarak Halep, Zor, Beyrut ve Şam vilayetleri oluşturuldu; Lübnan Dağı Mutasarrıflığı da kuruldu ve kısa bir süre sonra Kudüs Mutasarrıflığı'na ayrı bir statü verilmiştir.

Ermeni soykırımı sırasında Halep yakınlarında tehcir edilen Ermeniler, 1915

Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yanında çatışmaya girmiştir. Nihayetinde yenilgiye uğramış ve tüm Yakın Doğu'nun kontrolünü Britanya İmparatorluğu ve Fransa İmparatorluğu'na kaptırmıştır. Çatışma sırasında, Osmanlılar ve müttefikleri tarafından yerli Hıristiyan halklara karşı Ermeni soykırımı ve Süryani soykırımı şeklinde soykırım uygulandı; Osmanlı Suriye'sindeki Deyr ez-Zor bu ölüm yürüyüşlerinin son noktasıydı. Birinci Dünya Savaşı'nın ortasında, iki Müttefik diplomat (Fransız François Georges-Picot ve İngiliz Mark Sykes), 1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşması'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş sonrası kendi nüfuz bölgelerine bölünmesi konusunda gizlice anlaştı. Başlangıçta iki bölge, Ürdün'den İran'a kadar neredeyse düz bir çizgi halinde uzanan bir sınırla ayrılmıştı. Ancak savaşın bitiminden hemen önce Musul bölgesinde petrol bulunması, 1918'de Fransa ile bu bölgenin Irak'a dönüşecek olan İngiliz nüfuz bölgesine bırakılması için bir kez daha müzakere edilmesine yol açtı. Ara vilayet Zor'un kaderi belirsiz kaldı; Arap milliyetçileri tarafından işgal edilmesi Suriye'ye bağlanmasıyla sonuçlandı. Bu sınır, Suriye 1920'de Milletler Cemiyeti mandası olduğunda uluslararası alanda tanındı ve bugüne kadar değişmedi.

Fransız Mandası

Cumhurbaşkanı Haşim el-Atassi'nin 1936 yılında göreve başlaması

1920'de Haşimi ailesinden I. Faysal yönetiminde kısa ömürlü bağımsız bir Suriye Krallığı kuruldu. Ancak Faysal'ın Suriye üzerindeki hakimiyeti sadece birkaç ay sonra, Maysalun Savaşı'nın ardından sona erdi. San Remo Konferansı'nda Milletler Cemiyeti'nin Suriye'nin bir Fransız mandası altına alınmasını önermesinin ardından Fransız birlikleri aynı yıl Suriye'yi işgal etti. Sekreteri de Caix'e göre General Gouraud'nun önünde iki seçenek vardı: "Ya var olmayan bir Suriye ulusu inşa etmek... onu hala bölen uçurumları yumuşatmak" ya da "bu bölünmelerin verdiği hakemliğimizi gerektiren tüm olguları geliştirmek ve sürdürmek". De Caix "sadece ikinci seçeneğin beni ilgilendirdiğini söylemeliyim" diye ekledi. Gouraud'nun yaptığı da buydu.

1925 yılında Sultan el-Atraş, Dürzi Dağı'nda patlak veren ve tüm Suriye'yi ve Lübnan'ın bazı bölgelerini içine alacak şekilde yayılan bir isyana önderlik etti. El-Atraş, Fransızlara karşı 21 Temmuz 1925'teki El-Kafr Savaşı, 2-3 Ağustos 1925'teki El-Mazraa Savaşı ve Salkhad, El-Musayfirah ve Süveyda savaşları başta olmak üzere birçok savaş kazandı. Fransa, Fas ve Senegal'den binlerce asker göndererek birçok şehrin Fransızların eline geçmesini sağladı, ancak direniş 1927 baharına kadar sürdü. Fransızlar Sultan el-Atraş'ı idama mahkum etti, ancak isyancılarla birlikte Trans Ürdün'e kaçtı ve sonunda affedildi. Suriye-Fransa Antlaşması'nın imzalanmasının ardından 1937 yılında Suriye'ye geri döndü.

1920'lerde Fransız sömürge yönetimine karşı Büyük Suriye İsyanı sırasında Guta'daki Suriyeli isyancılar

Suriye ve Fransa Eylül 1936'da bir bağımsızlık anlaşması müzakere etti ve Haşim el-Atassi, modern Suriye Cumhuriyeti'nin ilk cisimleşmesi altında seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Ancak Fransız Yasama Meclisi antlaşmayı onaylamayı reddettiği için antlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmedi. İkinci Dünya Savaşı sırasında 1940 yılında Fransa'nın düşmesiyle birlikte Suriye, İngilizler ve Özgür Fransızlar Temmuz 1941'de Suriye-Lübnan harekatında ülkeyi işgal edene kadar Vichy Fransası'nın kontrolü altına girdi. Suriyeli milliyetçilerin ve İngilizlerin devam eden baskısı, Fransızları Nisan 1946'da birliklerini tahliye etmeye zorladı ve ülkeyi manda yönetimi sırasında kurulan cumhuriyetçi bir hükümetin eline bıraktı.

Bağımsız Suriye Cumhuriyeti

Bağımsızlıktan 1960'ların sonuna kadar Suriye siyasetine çalkantılar hakim oldu. Mayıs 1948'de Suriye kuvvetleri diğer Arap devletleriyle birlikte Filistin'i işgal etti ve derhal Yahudi yerleşimlerine saldırdı. Başkanları Şükrü el-Kuvvetli cephedeki birliklerine "Siyonistleri yok etmeleri" talimatını verdi. İşgalin amacı İsrail Devleti'nin kurulmasını engellemekti. Bu amaçla Suriye hükümeti, silahlı kuvvetlerini ve askeri istihbarat yeteneklerini geliştirmek için aralarında Schutzstaffel'in eski üyelerinin de bulunduğu eski Nazileri aktif bir şekilde işe alma sürecine girdi. Bu savaştaki yenilgi, Mart 1949'da Albay Hüsnü el-Zaim tarafından gerçekleştirilen ve İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcından bu yana Arap Dünyası'ndaki ilk askeri darbe olarak tanımlanan Suriye darbesini tetikleyen faktörlerden biriydi. Bunu kısa süre sonra Albay Sami el-Hinnavi'nin bir başka darbesi izledi ve kendisi de aynı yıl içinde Albay Adib Şişakli tarafından görevden alındı.

Şişakli sonunda çok partililiği tamamen ortadan kaldırdı, ancak kendisi de 1954 darbesiyle devrildi ve parlamenter sisteme geri dönüldü. Ancak bu zamana kadar güç giderek artan bir şekilde ordu ve güvenlik kurumlarında yoğunlaşmıştır. Parlamenter kurumların zayıflığı ve ekonominin kötü yönetimi huzursuzluğa ve Nasırcılık ve diğer ideolojilerin etkisine yol açtı. Toplumun hoşnutsuz unsurlarını temsil eden çeşitli Arap milliyetçisi, Suriye milliyetçisi ve sosyalist hareketler için verimli bir zemin vardı. Bunların arasında radikal reform talep eden dini azınlıklar da vardı.

Kasım 1956'da, Süveyş Krizi'nin doğrudan bir sonucu olarak, Suriye Sovyetler Birliği ile bir pakt imzaladı. Bu anlaşma, askeri teçhizat karşılığında hükümet içinde Komünist etkiye bir dayanak sağladı. Bunun üzerine Türkiye, Suriye'nin askeri teknolojisindeki bu güç artışından endişe duymaya başladı, zira Suriye'nin İskenderun'u geri alma girişiminde bulunması mümkün görünüyordu. Sadece Birleşmiş Milletler'deki hararetli tartışmalar savaş tehdidini azalttı.

1961 yılında Halep

1 Şubat 1958'de Suriye Devlet Başkanı Şükrü El Kuvvetli ve Mısır lideri Nasır, Mısır ve Suriye'nin birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti'ni kurduklarını açıkladılar ve Suriye'deki tüm siyasi partiler ve komünistler açık faaliyetlerini durdurdular. Bu arada, partinin zayıf konumu ve birliğin giderek kırılganlaşmasından endişe duyan bir grup Suriyeli Baasçı subay gizli bir Askeri Komite kurmaya karar verdi; ilk üyeleri Yarbay Muhammed Umran, Binbaşı Salah Cedid ve Yüzbaşı Hafız Esad'dı. Suriye, bir darbenin ardından 28 Eylül 1961'de Mısır ile birlikten ayrıldı.

Baasçı Suriye

1961'deki darbenin ardından gelen istikrarsızlık 8 Mart 1963'teki Baas darbesiyle doruğa ulaştı. İktidar, Mişel Aflak ve Salahaddin El-Bitar liderliğindeki Arap Sosyalist Baas Partisi üyeleri tarafından ele geçirildi. Yeni Suriye kabinesi Baas üyelerinin hakimiyetindeydi.

23 Şubat 1966'da Askeri Komite parti içi bir darbe gerçekleştirerek Başkan Emin el-Hafız'ı hapse attı ve 1 Mart'ta bölgeselci, sivil bir Baas hükümeti atadı. Nureddin el-Atassi resmi devlet başkanı olmasına rağmen, Salah Cedid 1966'dan Kasım 1970'te o sırada Savunma Bakanı olan Hafız el-Esad tarafından görevden alınana kadar Suriye'nin etkin yöneticisi oldu. Darbe, orijinal pan-Arap Baas Partisi içinde bir bölünmeye yol açtı: Irak liderliğinde bir Baas hareketi (1968'den 2003'e kadar Irak'ı yönetti) ve Suriye liderliğinde bir Baas hareketi kuruldu.

1967'nin ilk yarısında Suriye ile İsrail arasında düşük yoğunluklu bir savaş hali vardı. İsrail'in Askerden Arındırılmış Bölge'de toprak işlemesi üzerine çıkan anlaşmazlık, İsrail ve Suriye arasında 7 Nisan'da savaş öncesi hava çatışmalarına yol açtı. Mısır ve İsrail arasında Altı Gün Savaşı patlak verdiğinde Suriye de savaşa katıldı ve İsrail'e saldırdı. Savaşın son günlerinde İsrail dikkatini Suriye'ye çevirdi ve 48 saatten kısa bir süre içinde Golan Tepeleri'nin üçte ikisini ele geçirdi. Bu yenilgi, Cedid ve Esad arasında bundan sonra atılacak adımlar konusunda bir bölünmeye neden oldu.

İsrail'in Haziran 1974'te çekilmesinden önce büyük ölçüde tahrip edilen Kuneytra köyü.

Parti aygıtını kontrol eden Cedid ile orduyu kontrol eden Esad arasında anlaşmazlık ortaya çıktı. Ürdün'le yaşanan "Kara Eylül" çatışmaları sırasında FKÖ'ye yardım için gönderilen Suriye güçlerinin 1970'te geri çekilmesi bu anlaşmazlığı yansıtıyordu. İktidar mücadelesi, Hafız Esad'ı hükümetin güçlü adamı olarak kuran kansız bir askeri devrilme olan Kasım 1970 Suriye Düzeltici Devrimi ile doruğa ulaştı.

6 Ekim 1973'te Suriye ve Mısır, İsrail'e karşı Yom Kippur Savaşı'nı başlattı. İsrail Savunma Kuvvetleri, Suriye'nin ilk kazanımlarını tersine çevirdi ve Suriye topraklarının derinliklerine doğru ilerledi.

Lübnan İç Savaşı'nda askeri durum, 1983: Yeşil - Suriye tarafından kontrol ediliyor

1970'lerin sonunda Müslüman Kardeşler'in başlattığı İslamcı ayaklanma hükümeti hedef aldı. İslamcılar sivillere ve görevde olmayan askeri personele saldırıyor, güvenlik güçleri de misilleme saldırılarında sivilleri öldürüyordu. Ayaklanma 1982'deki Hama katliamında doruk noktasına ulaşmış, yaklaşık 10.000 ila 40.000 kişi düzenli Suriye Ordusu birlikleri tarafından öldürülmüştü.

Suriye, hem diğer Arap devletleri hem de Batı dünyası ile ilişkilerinde önemli bir değişiklik yaparak Saddam Hüseyin'e karşı ABD liderliğindeki Körfez Savaşı'na katıldı. Suriye 1991'deki çok taraflı Madrid Konferansı'na katıldı ve 1990'lar boyunca İsrail ile müzakerelerde bulundu. Bu müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı ve Devlet Başkanı Hafız Esad'ın Mart 2000'de Cenevre'de dönemin Başkanı Bill Clinton ile görüşmesinden bu yana başka doğrudan Suriye-İsrail görüşmesi yapılmadı.

Suriye İç Savaşı'nda askeri durum (sık güncellenen harita).
  Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından kontrol edilen
  Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava) (SDG) tarafından kontrol edilmektedir
  Rojava (AANES) ve Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa kontrol edilmektedir
  Suriye Geçici Hükümeti (SNA) ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kontrol edilmektedir
  Devrimci Komando Ordusu ve Birleşik Devletler Silahlı Kuvvetleri tarafından kontrol edilmektedir
  İslam Devleti (IŞİD) tarafından kontrol ediliyor
  Suriye Kurtuluş Hükümeti (HTŞ) tarafından kontrol edilmektedir

(Daha detaylı, interaktif bir harita için Şablon:Suriye İç Savaşı detaylı haritasına bakınız).

Hafız Esad 10 Haziran 2000 tarihinde öldü. Oğlu Beşar Esad rakipsiz girdiği bir seçimde cumhurbaşkanı seçildi. Onun seçilmesi Şam Baharı'nın ve reform umutlarının doğuşuna tanıklık etti, ancak 2001 sonbaharında yetkililer hareketi bastırdı ve önde gelen entelektüellerinden bazılarını hapsetti. Bunun yerine reformlar bazı piyasa reformlarıyla sınırlı kaldı.

5 Ekim 2003 tarihinde İsrail, İslami Cihad üyeleri için terörist eğitim tesisi olduğu iddiasıyla Şam yakınlarındaki bir bölgeyi bombaladı. Mart 2004'te Suriyeli Kürtler ve Araplar kuzeydoğudaki Kamışlı kentinde çatıştı. Kamışlı ve Hasakeh şehirlerinde ayaklanma belirtileri görüldü. 2005 yılında Suriye Lübnan'daki askeri varlığına son verdi. 6 Eylül 2007'de İsrail olduğundan şüphelenilen yabancı savaş uçaklarının Kuzey Koreli teknisyenler tarafından inşa edilmekte olan şüpheli bir nükleer reaktöre karşı Orchard Operasyonu gerçekleştirdiği bildirildi.

Suriye İç Savaşı

Devam etmekte olan Suriye İç Savaşı Arap Baharı devrimlerinden esinlenmiştir. 2011 yılında barışçıl protestolar zinciri olarak başlamış, ardından Suriye Ordusu tarafından bastırıldığı iddia edilmiştir. Temmuz 2011'de ordudan ayrılanlar Özgür Suriye Ordusu'nun kurulduğunu ilan etti ve savaşan birlikler oluşturmaya başladı. Muhalefet Sünni Müslümanların hakimiyetindeyken, hükümetin önde gelen isimleri genellikle Alevilerle ilişkilendiriliyor. Savaş aynı zamanda isyancı grupları (İD ve El Nusra) ve çeşitli yabancı ülkeleri de içermekte, bu da Suriye'de bir vekalet savaşı olduğu iddialarına yol açmaktadır.

Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere çeşitli kaynaklara göre Haziran 2013 itibariyle 11.000'i çocuk olmak üzere 100.000 kadar insan öldürülmüştür. Şiddetten kaçmak için 4.9 milyon Suriyeli mülteci komşu ülkeler Ürdün, Irak, Lübnan ve Türkiye'ye kaçtı. Tahminen 450,000 Suriyeli Hıristiyan evlerini terk etti. BM'ye göre Ekim 2017 itibariyle savaşta 400.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.

Büyük ekonomik kriz

10 Haziran 2020'de yüzlerce protestocu Sweida sokaklarına üst üste dördüncü gün geri döndü ve Suriye poundunun bir önceki hafta dolar karşısında 3.000'e düşmesiyle ülke ekonomisinin çöküşünü protesto etti.

11 Haziran'da Başbakan İmad Hamis, kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle hükümet karşıtı protestoların ortasında Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından görevden alındı. Suriye para biriminin yeni dip seviyeleri ve yaptırımlardaki dramatik artış, Esad hükümetinin hayatta kalması konusunda yeni endişeler yaratmaya başladı.

Analistler, Lübnan'daki mevcut bankacılık krizinin çözülmesinin Suriye'de istikrarın yeniden sağlanması için çok önemli olabileceğini belirtti.

Bazı analistler Esad'ın iktidarı kaybetmenin eşiğinde olabileceği; ancak rejimde yaşanacak böyle bir çöküşün siyasi ya da ekonomik koşullarda bir iyileşmeden ziyade kitlesel kaosla sonuçlanabileceği için koşulların daha da kötüleşmesine neden olabileceği endişelerini dile getirmeye başladı. Rusya, Suriye'de ana askeri çatışmanın yaşandığı bölgelerdeki etkisini ve askeri rolünü genişletmeye devam etti.

Analistler, ABD Sezar Yasası kapsamında uygulanacak yeni ağır yaptırımların Suriye ekonomisini harap edebileceğini, iyileşme şansını yok edebileceğini, bölgesel istikrarı bozabileceğini ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştırmaktan başka bir işe yaramayacağını belirttiler.

İlk yeni yaptırımlar 17 Haziran'da yürürlüğe girdi. Ağustos ayında üç farklı grupta ilave yaptırımlar uygulanacak. Yiyecek bulmanın zorlaştığı, ülke ekonomisinin ciddi baskı altında olduğu ve yaptırımlar nedeniyle tüm rejimin çökebileceği yönündeki haberler giderek artıyor.

2022 yılı başlarında Suriye, yaptırımlar ve diğer ekonomik baskılar nedeniyle hala büyük bir ekonomik krizle karşı karşıyaydı. Suriye hükümetinin halka yönelik yardımları ve temel hizmet ve programları karşılama kabiliyeti konusunda bazı şüpheler vardı. BM, Suriye'nin yakın gelecekte nüfusunu besleyebilmesi konusunda büyük sorunlar yaşanacağını bildirdi.

Suriye nüfusunun refahı için olumlu olabilecek bir işaret olarak, bazı Arap ülkeleri Suriye ile ilişkileri normalleştirmek ve Suriye'ye enerji tedariki sağlamak üzere bir anlaşma yapmak için çaba göstermeye başladı. Ürdün'ün öncülük ettiği bu çabaya diğer bazı Arap ülkeleri de dahil oldu.

Coğrafya

Suriye, 32° ve 38° N enlemleri ile 35° ve 43° E boylamları arasında yer alır. İklim, nemli Akdeniz kıyısından yarı kurak bozkır bölgesine ve doğuda kurak çöle kadar değişiklik gösterir. Akdeniz'i çevreleyen kuzeybatı kısmı oldukça yeşil olmasına rağmen ülke çoğunlukla kurak platolardan oluşmaktadır. Kuzeydoğudaki El-Cezire ve güneydeki Havran önemli tarım alanlarıdır. Suriye'nin en önemli nehri olan Fırat, ülkenin doğusundan geçmektedir. Suriye, "medeniyetin beşiği" olarak adlandırılan bölgeyi oluşturan on beş devletten biridir. Toprakları "Arap levhasının kuzeybatısında" yer almaktadır.

Ticari miktarlarda petrol ilk olarak 1956 yılında kuzeydoğuda keşfedilmiştir. En önemli petrol sahaları el-Süveydiye, Karaçok, el-Haseke yakınlarındaki Rmelan ve Dayr az-Zawr yakınlarındaki el-Ömer ve el-Taym sahalarıdır. Bu sahalar Irak'ın Musul ve Kerkük sahalarının doğal bir uzantısıdır. Petrol, 1974'ten sonra Suriye'nin önde gelen doğal kaynağı ve başlıca ihraç ürünü haline geldi. Jbessa sahasında 1940 yılında doğal gaz keşfedilmiştir.

Kuzey Suriye'de bir köy olan Lazkiye, Ayn al-Bayda'nın panoramik görüntüsü

Biyoçeşitlilik

Suriye'de dört karasal ekolojik bölge bulunmaktadır: Suriye kserik otlakları ve çalılıkları, Doğu Akdeniz kozalaklı-sklerofilli-geniş yapraklı ormanları, Güney Anadolu dağlık kozalaklı ve yaprak döken ormanları ve Mezopotamya çalılık çölü. Ülkenin 2019 Orman Peyzaj Bütünlüğü Endeksi ortalama puanı 3,64/10 olup 172 ülke arasında 144. sırada yer almaktadır.

Suriye'nin iklim şartları, kuzeydeki topoğrafik ve dağlık yapısı nedeniyle, ülkede bitki örtüsü olarak bozkır ve orman bulunur. Ülkenin kuzeyindeki dağlık bölgede kavak, Söğüt ve Meşe ağaçları bulunur. Güneyinde ise genelde çöl ağaçları olan hurma ve Palmiye ağaçları vardır.

Siyaset ve yönetim

Bashar al-Assad (2018-05-17) 03.jpg Hussein Arnous.jpg
Beşar Esad
Seal of the President of Syria.svg Başkan
Hussein Arnous
Seal of the Prime Minister of Syria.svg Başbakan

Suriye resmi olarak üniter bir cumhuriyettir. Suriye'nin 2012 yılında kabul edilen mevcut anayasası, Ulusal İlerici Cephe'nin bir parçası olmayan bireylerin seçilmesine yönelik anayasal hak nedeniyle ülkeyi fiilen yarı-başkanlık cumhuriyetine dönüştürmüştür. Cumhurbaşkanı Devlet Başkanı, Başbakan ise Hükümet Başkanıdır. Yasama organı olan Halk Konseyi, kanunları geçirmekten, hükümet ödeneklerini onaylamaktan ve politikaları tartışmaktan sorumlu organdır. Basit bir çoğunlukla güvensizlik oyu verilmesi durumunda, Başbakan'ın hükümetinin istifasını Cumhurbaşkanı'na sunması gerekmektedir. Suriye İç Savaşı sırasında kurulan iki alternatif hükümet, Suriye Geçici Hükümeti (2013'te kuruldu) ve Suriye Kurtuluş Hükümeti (2017'de kuruldu), ülkenin kuzeybatısının bazı bölümlerini kontrol ediyor ve Suriye Arap Cumhuriyeti'ne muhalif olarak faaliyet gösteriyor.

Yürütme organı cumhurbaşkanı, iki cumhurbaşkanı yardımcısı, başbakan ve Bakanlar Kurulu'ndan (kabine) oluşmaktadır. Anayasa cumhurbaşkanının Müslüman olmasını şart koşmakta ancak İslam'ı devlet dini olarak kabul etmemektedir. 31 Ocak 1973'te Hafız Esad ulusal krize yol açan yeni bir anayasayı uygulamaya koymuştur. Önceki anayasaların aksine, bu anayasa Suriye Devlet Başkanının Müslüman olmasını şart koşmuyordu ve bu da Hama, Humus ve Halep'te Müslüman Kardeşler ve ulema tarafından organize edilen şiddetli gösterilere yol açtı. Esad'ı "Allah'ın düşmanı" olarak nitelendirdiler ve yönetimine karşı cihat çağrısında bulundular. Hükümet 1976'dan 1982'ye kadar çoğunluğu Müslüman Kardeşler üyesi olan İslamcıların bir dizi silahlı isyanından kurtuldu.

Anayasa cumhurbaşkanına bakanları atama, savaş ve olağanüstü hal ilan etme, kanun çıkarma (olağanüstü hal dışında Halk Konseyi'nin onayını gerektiren), af ilan etme, anayasayı değiştirme ve devlet memurları ile askeri personeli atama hakkı veriyor. 2012 anayasasına göre cumhurbaşkanı Suriye vatandaşları tarafından doğrudan seçimle seçilmektedir.

Suriye'nin yasama organı tek kamaralı Halk Konseyi'dir. Önceki anayasaya göre Suriye'de yasama organı için çok partili seçimler yapılmıyordu ve sandalyelerin üçte ikisi otomatik olarak iktidardaki koalisyona tahsis ediliyordu. 7 Mayıs 2012 tarihinde Suriye, iktidar koalisyonu dışındaki partilerin katılabildiği ilk seçimlerini gerçekleştirdi. Seçimlere yedi yeni siyasi parti katıldı ve bunlardan Değişim ve Kurtuluş için Halk Cephesi en büyük muhalefet partisi oldu. Ancak hükümet karşıtı silahlı isyancılar aday göstermemeyi tercih etti ve destekçilerine seçimleri boykot etmeleri çağrısında bulundu.

2008 yılı itibariyle Cumhurbaşkanı, Suriye'deki Baas partisinin Bölgesel Sekreteri ve Ulusal İlerici Cephe iktidar koalisyonunun lideridir. Koalisyonun dışında 14 yasadışı Kürt siyasi partisi bulunmaktadır.

Suriye'nin yargı organları arasında Yüksek Anayasa Mahkemesi, Yüksek Yargı Konseyi, Yargıtay ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri bulunmaktadır. İslami içtihat mevzuatın ana kaynağıdır ve Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslami kanunların unsurlarını taşımaktadır. Suriye'de üç düzey mahkeme bulunmaktadır: ilk derece mahkemeleri, temyiz mahkemeleri ve en yüksek mahkeme olan anayasa mahkemesi. Dini mahkemeler kişisel ve aile hukuku ile ilgili meselelere bakmaktadır. Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesi (YDGM) 21 Nisan 2011 tarihinde 53 sayılı kanun hükmünde kararname ile Cumhurbaşkanı Beşar Esad tarafından kaldırılmıştır.

1953 tarihli 59 sayılı Kişisel Statü Kanunu (1975 tarihli 34 sayılı Kanun ile değiştirilmiştir) esasen kodifiye edilmiş bir şeriattır. 1973 anayasasının 3(2) maddesi İslami içtihadı yasamanın ana kaynağı olarak ilan etmektedir. Kişisel Statü Kanunu Müslümanlara şeriat mahkemeleri tarafından uygulanmaktadır.

Devam eden iç savaşın bir sonucu olarak, Suriye Geçici Hükümeti, Demokratik Birlik Partisi ve şeriat hukuku ile yönetilen yerel bölgeler de dahil olmak üzere çeşitli alternatif hükümetler kurulmuştur. Suriye Geçici Hükümeti temsilcileri 28 Mart 2013 tarihinde Suriye'nin Arap Birliği'ndeki koltuğuna oturmaya davet edildi ve aralarında ABD, Birleşik Krallık ve Fransa'nın da bulunduğu birçok ülke tarafından "Suriye halkının tek temsilcisi" olarak tanındı.

Suriye'nin hükümet kontrolündeki bölgelerinde 13 Nisan 2016 tarihinde, Suriye'nin tek meclisli yasama organı olan Meclis el-Şa'ab veya Suriye Halk Konseyi'nin 250 sandalyesinin tamamı için parlamento seçimleri yapıldı. Daha sonuçlar açıklanmadan önce, aralarında Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'ın da bulunduğu çok sayıda ülke "Suriye halkının iradesini temsil etmediği" gerekçesiyle sonuçları kabul etmeyeceklerini açıkladı. Ancak Rusya Federasyonu temsilcileri seçim sonuçlarını desteklediklerini açıkladılar. Suriye'nin hükümet sistemi Kuzey Amerikalı sivil toplum kuruluşu Freedom House tarafından demokratik olmayan bir sistem olarak değerlendirilmektedir.

Askeri

Suriye İç Savaşı'nın başlamasından kısa bir süre sonra Şam'ın dışında bir kontrol noktasında nöbet tutan bir Suriye Ordusu askeri, 2012

Suriye Devlet Başkanı, seferberlik halinde yaklaşık 400.000 askerden oluşan Suriye silahlı kuvvetlerinin başkomutanıdır. Ordu askere alınan bir güçtür; erkekler 18 yaşına geldiklerinde askere alınırlar. Zorunlu askerlik süresi 2005 yılında iki buçuk yıldan iki yıla, 2008 yılında 21 aya ve 2011 yılında bir buçuk yıla indirilmiştir. Suriye'nin son askerlerinin otuz yıl sonra ülkeyi terk ettiği 27 Nisan 2005 tarihine kadar yaklaşık 20,000 Suriyeli asker Lübnan'da konuşlandırılmıştı.

Suriye kuvvetlerinin başlıca eğitim, malzeme ve kredi kaynağı olan Sovyetler Birliği'nin dağılması Suriye'nin modern askeri teçhizat edinme kabiliyetini yavaşlatmış olabilir. Karadan karaya füzelerden oluşan bir cephaneliğe sahiptir. Zisser'e göre 1990'ların başında Kuzey Kore'den 500 kilometre (310 mil) menzilli Scud-C füzeleri tedarik edildi ve 700 kilometreye (430 mil) kadar menzili olan Scud-D'nin Kuzey Kore ve İran'ın yardımıyla Suriye tarafından geliştirildiği iddia ediliyor.

Suriye, Basra Körfezi Savaşı'na katılmasının bir sonucu olarak Basra Körfezi'ndeki Arap ülkelerinden önemli miktarda mali yardım aldı ve bu fonların önemli bir kısmı askeri harcamalara ayrıldı.

Dış ilişkiler

Suriye'nin diplomatik misyonları

Ulusal güvenliğin sağlanması, Arap komşuları arasında nüfuzun artırılması ve Golan Tepeleri'nin geri alınmasının güvence altına alınması Suriye'nin dış politikasının temel hedefleri olmuştur. Suriye, tarihinin birçok noktasında Türkiye, İsrail, Irak ve Lübnan gibi coğrafi olarak kültürel komşularıyla şiddetli gerginlikler yaşamıştır. Suriye, 21. yüzyılda Arap Baharı ve Suriye İç Savaşı'ndan önce bölgesindeki bazı devletlerle ilişkilerinde bir iyileşme yaşadı.

Suriye, 2011'de başlayan iç savaş ve buna bağlı olarak yaşanan ölümler ve insan hakları ihlallerinden bu yana bölge ülkelerinden ve daha geniş anlamda uluslararası toplumdan giderek daha fazla izole oldu. Diplomatik ilişkiler, aralarında İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya, Almanya, Tunus, Mısır, Libya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, İspanya ve Basra Körfezi'ndeki Arap devletleri.

Dünya haritası ve askeri müdahalenin olduğu Suriye (kırmızı).
  Suriye hükümetini destekleyen ülkeler
  Suriyeli isyancıları destekleyen ülkeler

Suriye Arap Ligi'nden Cezayir, Mısır, Irak, Lübnan, Sudan ve Yemen ile diplomatik ilişkilerini sürdürmeye devam etmektedir. Suriye'nin sivillere yönelik şiddeti 2012 yılında Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan da uzaklaştırılmasına neden oldu. Suriye, geleneksel müttefikleri İran ve Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmeye devam etmektedir; bu ülkeler Suriye hükümetini Suriyeli muhaliflerle olan çatışmalarında destekleyen az sayıdaki ülke arasındadır.

Suriye, AB ile komşularını yakınlaştırmayı amaçlayan Avrupa Birliği'nin Avrupa Komşuluk Politikası (ENP) kapsamındadır.

Uluslararası anlaşmazlıklar

1939 yılında, Suriye hala bir Fransız mandasıyken, Fransızlar İkinci Dünya Savaşı'nda bir dostluk anlaşmasının parçası olarak İskenderun Sancağı'nı Türkiye'ye devretti. Bunu kolaylaştırmak için, aslen Sancak'tan olan ancak Adana'da ve Türkiye'nin sınıra yakın diğer bölgelerinde yaşayan etnik Türklerin seçimlerde oy kullandığı ve seçimi ayrılma lehine değiştiren hatalı bir seçim yapıldı. Bu sayede Türkiye'nin Hatay Vilayeti kuruldu. Fransızların bu hamlesi Suriye'de çok tartışıldı ve sadece beş yıl sonra Suriye bağımsız oldu.

Suriye'nin Golan Tepeleri bölgesinin batıdaki üçte ikisi 1967'den beri İsrail'in işgali altındaydı ve 1981'de İsrail tarafından fiilen ilhak edildi; doğudaki üçte birlik kısım ise Suriye tarafından kontrol ediliyor ve UNDOF, Mor Hat ateşkesini uygulamak için arada bir tampon bölge oluşturuyor. İsrail'in 1981 tarihli Golan ilhak yasası uluslararası hukukta tanınmamaktadır. BM Güvenlik Konseyi 497 (1981) sayılı kararıyla bu yasayı "hükümsüz ve geçersiz ve uluslararası hukuki etkisi olmayan" bir yasa olarak kınamıştır. O tarihten bu yana Genel Kurul'un "İşgal Altındaki Suriye Golan'ı" ile ilgili kararları İsrail işgali ve ilhakının gayrimeşruluğunu teyit etmektedir. Suriye hükümeti bu toprakların geri verilmesini talep etmeye devam etmektedir. Suriye'nin Golan'da elinde kalan tek toprak, terk edilmiş Kuneytra şehrini, vilayetin fiili başkenti Madinat al-Baath'ı ve Beer Ajam ve Hader gibi çoğunlukla Çerkeslerin yaşadığı birçok küçük köyü içeren bir şerittir. Mart 2019'da ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin İsrail'in Golan Tepeleri'ni ilhakını tanıyacağını açıkladı.

Altı Gün Savaşı'ndan bu yana İsrail tarafından işgal edilen Suriye'ye ait Golan Tepeleri

1976 yılının başlarında Suriye Lübnan'a girerek yirmi dokuz yıllık askeri varlığını başlattı. Suriye, Filistinli milislere karşı Lübnanlı Hıristiyan milislere yardım etmek üzere dönemin Maruni Hıristiyan Cumhurbaşkanı Süleyman Franjieh'in daveti üzerine Lübnan'a girdi. Takip eden 15 yıllık iç savaş boyunca Suriye Lübnan'ı kontrol etmek için savaştı. Suriye ordusu, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesinin ardından iç ve dış baskılara yanıt olarak 26 Nisan 2005 tarihine kadar Lübnan'da kaldı.

Bir diğer ihtilaflı bölge ise Lübnan-Suriye sınırı ile İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nin kesiştiği noktada yer alan Şebaa çiftlikleridir. Yaklaşık 11 km uzunluğunda ve 3 km genişliğindeki çiftlikler 1981 yılında Golan Tepeleri'nin geri kalanıyla birlikte İsrail tarafından işgal edildi. Ancak Suriye ordusunun ilerleyişinin ardından İsrail işgali sona erdi ve Suriye çiftlikler üzerinde fiili egemen güç haline geldi. Ancak İsrail'in 2000 yılında Lübnan'dan çekilmesinin ardından Hizbullah çekilmenin tamamlanmadığını çünkü Şebaa'nın Suriye değil Lübnan topraklarında olduğunu iddia etti. Birleşmiş Milletler, 81 farklı haritayı inceledikten sonra, terk edilmiş tarım arazilerinin Lübnan'a ait olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığı sonucuna vardı. Bununla birlikte, Lübnan bölgenin kendisine ait olduğunu iddia etmeye devam etti.

İnsan hakları

Yaralı siviller Halep'teki bir hastaneye geliyor, Ekim 2012

Suriye'deki insan hakları durumu, 2010 yılında ülkenin sicilini "dünyanın en kötüleri arasında" olarak nitelendiren İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi bağımsız kuruluşlar arasında uzun zamandır önemli bir endişe kaynağı olmuştur. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen Freedom House, yıllık Dünyada Özgürlük araştırmasında Suriye'yi "Özgür Değil" olarak derecelendirdi.

Yetkililer demokrasi ve insan hakları aktivistlerini tutuklamak, internet sitelerini sansürlemek, blog yazarlarını gözaltına almak ve seyahat yasağı uygulamakla suçlanıyor. Keyfi gözaltılar, işkence ve kayıplar yaygındır. Suriye anayasası toplumsal cinsiyet eşitliğini garanti altına alsa da, eleştirmenler kişisel kanunlar ve ceza kanununun kadınlara ve kız çocuklarına karşı ayrımcılık yaptığını söylüyor. Ayrıca, sözde 'Namus cinayetleri' için de hoşgörü tanınmaktadır. Birleşmiş Milletler, 9 Kasım 2011 itibariyle Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı ayaklanma sırasında ölen 3500'den fazla kişinin 250'den fazlasının iki yaşından küçük çocuklar olduğunu ve 11 yaşından küçük erkek çocuklarının güvenlik güçleri tarafından toplu tecavüze uğradığını bildirmiştir. Başkan Esad yönetimine muhalif kişiler, 12 Temmuz 2012 tarihinde Hama'da Hükümet güçleri tarafından gerçekleştirilen bombardımanda çoğu sivil 200'den fazla kişinin katledildiğini ve yaklaşık 300 kişinin yaralandığını iddia etmektedir.

Ağustos 2013'te hükümetin sivillere karşı kimyasal silah kullandığından şüphelenildi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkede kimyasal silah kullanıldığının "inkar edilemez" olduğunu ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın güçlerinin kendi halkına karşı "ahlaki bir müstehcenlik" işlediğini söyledi. Kerry, "Hata yapmayın" dedi. "Başkan Obama, dünyanın en savunmasız insanlarına karşı dünyanın en iğrenç silahını kullananların hesap vermesi gerektiğine inanmaktadır. Bugün hiçbir şey daha ciddi değildir ve hiçbir şey daha ciddi bir incelemeye tabi tutulmamaktadır."

Çoğu anayasal korumayı fiilen askıya alan Olağanüstü Hal Kanunu 1963 yılından 21 Nisan 2011 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır. Hükümet tarafından Golan Tepeleri konusunda İsrail ile devam eden savaşın ışığında gerekçelendirilmişti.

Ağustos 2014'te BM İnsan Hakları Şefi Navi Pillay, uluslararası toplumu, 30 Nisan 2014 itibariyle 191.369 kişinin ölümüyle sonuçlanan ve Pillay'a göre çatışmanın tüm taraflarının cezasız kaldığı savaş suçlarının işlendiği 3 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşla mücadelede "felç" olmakla eleştirdi. Azınlık Aleviler ve Hıristiyanlar, İslamcılar ve Suriye iç savaşında savaşan diğer gruplar tarafından giderek daha fazla hedef alınıyor.

ABD hükümetine göre Nisan 2017'de ABD Donanması, Suriyeli sivillere kimyasal silah saldırısı düzenlemek için kullanıldığı iddia edilen bir Suriye hava üssüne füze saldırısı düzenledi.

Kasım 2021'de ABD Merkez Komutanlığı 2019 yılında Suriye'de sivillerin ölümüne neden olan bir hava saldırısını "meşru" olarak nitelendirdi. Bu kabul, New York Times tarafından yürütülen bir soruşturmada ordunun onlarca sivilin ölümünü gizlediğinin ortaya çıkmasının ardından geldi.

İdari bölümler

Suriye 14 vilayete bölünmüş olup bu vilayetler de 61 ilçeye ve bu ilçeler de kendi içlerinde nahiyelere bölünmüştür. Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu fiilen özerk olmakla birlikte ülke tarafından tanınmamaktadır.

Hayır Valilik Sermaye
Suriye Valilikleri
1 Lazkiye Lazkiye
2 İdlib İdlib
3 Halep Halep
4 Rakka Rakka
5 Al-Hasakah Al-Hasakah
6 Tartus Tartus
7 Hama Hama
8 Deyr ez-Zor Deyr ez-Zor
9 Humus Humus
10 Şam Şam
11 Rif Dimashq
12 Quneitra Quneitra
13 Daraa Daraa
14 Al-Suwayda Al-Suwayda

En büyük şehirler

Suriye'deki en büyük şehirler veya kasabalar
Suriye Merkezi İstatistik Bürosu (2004 Nüfus Sayımı)
Rütbe İl Nüfus. Rütbe İl Nüfus.
Halep
Halep
Şam
Şam
1 Halep Halep Valiliği 2,132,100 11 Tartus Tartus Valiliği 115,769 Humus
Humus
Lazkiye
Lazkiye
2 Şam Şam 1,552,161 12 Jaramana Rif Dimashq Valiliği 114,363
3 Humus Humus Valiliği 652,609 13 Duma, Suriye Rif Dimashq Valiliği 110,893
4 Lazkiye Lazkiye Valiliği 383,786 14 Menbiç Halep Valiliği 99,497
5 Hama Hama Valiliği 312,994 15 İdlib İdlib Valiliği 98,791
6 Rakka Rakka Valiliği 220,488 16 Daraa Dera Valiliği 97,969
7 Deyr ez-Zor Deyr ez-Zor Valiliği 211,857 17 Al-Hajar al-Aswad Rif Dimashq Valiliği 84,948
8 Hasakah Al-Hasakah Valiliği 188,160 18 Darayya Rif Dimashq Valiliği 78,763
9 Qamishli Al-Hasakah Valiliği 184,231 19 Süveyda As-Suwayda Valiliği 73,641
10 Seyyide Zeyneb Rif Dimashq Valiliği 136,427 20 Al-Thawrah Rakka Valiliği 69,425

Tarım reformu

Suriye'de birbiriyle ilişkili üç programdan oluşan tarım reformu tedbirleri uygulamaya konuldu: Tarım işçileri ile toprak sahipleri arasındaki ilişkileri düzenleyen mevzuat; özel ve devlet arazilerinin mülkiyetini ve kullanımını düzenleyen ve köylülerin ekonomik örgütlenmesini yönlendiren mevzuat; ve tarımsal üretimi devlet kontrolü altında yeniden düzenleyen tedbirler. Toprak mülkiyetindeki yüksek eşitsizlik seviyelerine rağmen bu reformlar, 1958'den 1961'e kadar toprağın yeniden dağıtımında, bağımsızlıktan bu yana Suriye tarihindeki diğer tüm reformlardan daha fazla ilerleme kaydedilmesini sağladı.

Çıkarılan ilk yasa (134 sayılı yasa; 4 Eylül 1958'de kabul edildi) köylü seferberliği ve köylülerin haklarının genişletilmesi konusundaki endişelere yanıt olarak çıkarıldı. Bu yasa, ortakçıların ve tarım işçilerinin toprak sahipleri karşısındaki konumlarını güçlendirmek için tasarlanmıştı. Bu yasa, özellikle kadınlar ve gençler için çalışma koşullarının düzenlenmesine, çalışma saatlerinin belirlenmesine ve ücretli işçiler için asgari ücret ilkesi ile ortakçılar için hasadın adil bir şekilde paylaştırılmasına olanak tanıyacak yeni yasaların uygulanacağını duyuran Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı'nın kurulmasına yol açtı. Ayrıca, ev sahiplerini hem yazılı hem de sözlü sözleşmelere uymakla yükümlü kılmış, toplu pazarlığı tesis etmiş, işçi tazminatı, sağlık, barınma ve istihdam hizmetleri için hükümler içermiştir. 134 sayılı Kanun sadece işçileri korumak için tasarlanmamıştı. Aynı zamanda toprak sahiplerinin kendi sendikalarını kurma haklarını da kabul ediyordu.

İnternet ve telekomünikasyon

Suriye'de telekomünikasyon İletişim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından denetlenmektedir. Buna ek olarak, Suriye Telekomu devlet internet erişiminin dağıtımında ayrılmaz bir rol oynamaktadır. Suriye Elektronik Ordusu siber uzayda hükümet yanlısı askeri bir grup olarak hizmet vermektedir ve uzun süredir hacktivist grup Anonymous'un düşmanı olarak kabul edilmektedir. İnternet sansürü yasaları nedeniyle Mart 2011 ile Ağustos 2012 arasında 13.000 internet aktivisti tutuklanmıştır.

Ekonomi

İç savaş öncesi Suriye İhracat Ağaç Haritası
Harvard Atlas of Economic Complexity'den Ürünlere Göre Suriye İhracat Ağaç Haritası (2014)
Suriye'de kişi başına reel GSYİH'nın 1820'den bu yana tarihsel gelişimi

2015 itibariyle Suriye ekonomisi, azalan gümrük ve gelir vergileri gibi doğası gereği güvenilmez gelir kaynaklarına dayanmakta ve bu kaynaklar büyük ölçüde İran'dan alınan kredilerle desteklenmektedir. İran'ın Suriye İç Savaşı sırasında Suriye'ye yılda 6 milyar ila 20 milyar ABD Doları arasında harcama yaptığına inanılıyor. Suriye ekonomisi %60 daralmış ve Suriye poundu %80 değer kaybetmiş, ekonomi kısmen devlete ait, kısmen de savaş ekonomisi haline gelmiştir. Devam etmekte olan Suriye İç Savaşı'nın başlangıcında Suriye, Dünya Bankası tarafından "alt orta gelirli ülke" olarak sınıflandırılmıştı. 2010 yılında Suriye petrol ve tarım sektörlerine bağımlı kalmıştır. Petrol sektörü ihracat gelirlerinin yaklaşık %40'ını sağlıyordu. Kanıtlanmış açık deniz keşifleri, Suriye ve Kıbrıs arasındaki Akdeniz tabanında büyük miktarda petrol bulunduğunu göstermiştir. Tarım sektörü GSYH'nin yaklaşık %20'sine ve istihdamın %20'sine katkıda bulunmaktadır. Petrol rezervlerinin önümüzdeki yıllarda azalması beklenmektedir ve Suriye şimdiden net petrol ithalatçısı haline gelmiştir. İç savaşın başlamasından bu yana ekonomi %35 oranında küçüldü ve Suriye poundu savaş öncesi değerinin altıda birine düştü. Hükümet İran, Rusya ve Çin'den gelen kredilere giderek daha fazla bel bağlıyor.

Ekonomi, protestocuları yatıştırmak ve döviz rezervlerini korumak için sübvansiyonları arttıran ve ticaret kontrollerini sıkılaştıran hükümet tarafından yüksek oranda düzenlenmektedir. Uzun vadeli ekonomik kısıtlamalar arasında dış ticaret engelleri, azalan petrol üretimi, yüksek işsizlik, artan bütçe açıkları ve tarımda yoğun kullanım, hızlı nüfus artışı, endüstriyel genişleme ve su kirliliği nedeniyle su kaynakları üzerinde artan baskı yer almaktadır. UNDP 2005 yılında Suriye nüfusunun %30'unun yoksulluk içinde, %11,4'ünün ise geçim düzeyinin altında yaşadığını açıklamıştır.

Suriye'nin küresel ihracattaki payı 2001 yılından bu yana giderek azalmıştır. Kişi başına düşen reel GSYİH büyümesi 2000-2008 döneminde yılda sadece %2,5 olmuştur. İşsizlik oranı %10'un üzerindedir. Yoksulluk oranı 2004'te %11'den 2007'de %12,3'e yükselmiştir. 2007 yılında Suriye'nin başlıca ihracat kalemleri arasında ham petrol, rafine ürünler, ham pamuk, giyim eşyası, meyve ve tahıl yer almaktadır. Suriye'nin ithalatının büyük kısmını sanayi için gerekli hammaddeler, taşıtlar, tarım ekipmanları ve ağır makineler oluşturmaktadır. Petrol ihracatından elde edilen gelirler ve Suriyeli işçilerden gelen işçi dövizleri hükümetin en önemli döviz kaynaklarıdır.

Halep sabunu

Siyasi istikrarsızlık gelecekteki ekonomik kalkınma için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Yabancı yatırımlar şiddet, hükümet kısıtlamaları, ekonomik yaptırımlar ve uluslararası izolasyon nedeniyle kısıtlanmaktadır. Suriye ekonomisi ayrıca devlet bürokrasisi, düşen petrol üretimi, artan bütçe açıkları ve enflasyon nedeniyle de sekteye uğramaktadır.

2011'deki iç savaştan önce hükümet, ekonomisini çeşitlendirmek ve petrol ve tarıma olan bağımlılığını azaltmak için turizm, doğal gaz ve hizmet sektörlerine yeni yatırımlar çekmeyi umuyordu. Hükümet çoğu piyasayı liberalleştirmeyi amaçlayan ekonomik reformlar yapmaya başladı, ancak bu reformlar yavaş ve geçici oldu ve 2011'de çatışmaların patlak vermesinden bu yana tamamen tersine döndü.

2010'da Şam'daki El Hamidiye Çarşısı
2014'te Lazkiye'de bir koy

Suriye'de devam eden iç savaş nedeniyle 2012 yılı itibariyle Suriye'nin toplam ihracatı üçte iki oranında azalmış, 2010 yılındaki 12 milyar ABD Doları değerinden 2012 yılında sadece 4 milyar ABD Doları değerine düşmüştür. Suriye'nin GSYİH'si 2011 yılında %3'ün üzerinde azalmıştır ve 2012 yılında da %20 oranında azalması beklenmektedir.

2012 yılı itibariyle Suriye'nin özellikle petrol ve turizm sektörleri harap olmuş, devam eden iç savaş nedeniyle 5 milyar ABD$'lık kayıp yaşanmıştır. Devam eden iç savaş nedeniyle ihtiyaç duyulan yeniden yapılanma 10 milyar ABD dolarına mal olacaktır. Yaptırımlar hükümetin mali kaynaklarını tüketmiştir. ABD ve Avrupa Birliği'nin 2012 yılında yürürlüğe giren petrol ithalatı yasaklarının Suriye'ye ayda yaklaşık 400 milyon dolara mal olduğu tahmin ediliyor.

Turizm gelirleri dramatik bir şekilde düşmüş, savaştan önce %90 olan otel doluluk oranları Mayıs 2012'de %15'in altına inmiştir. Turizm sektöründe çalışanların yaklaşık %40'ı savaşın başlangıcından bu yana işlerini kaybetmiş durumda.

Mayıs 2015'te IŞİD, Suriye hükümetinin son önemli gelir kaynaklarından biri olan Suriye'nin fosfat madenlerini ele geçirdi. Ertesi ay IŞİD Şam ve Humus'ta ısınma ve elektrik üretiminde kullanılan Şam'a giden bir doğalgaz boru hattını havaya uçurdu; bir analist "IŞİD'in şu an için oyununun adı rejimin kilit kaynaklarını engellemek" dedi. Buna ek olarak, IŞİD Şaer gaz sahasına ve bölgedeki diğer üç tesise -Hayan, Jihar ve Ebla- yaklaşıyordu; bu batı gaz sahalarının kaybı İran'ın Suriye hükümetini daha fazla sübvanse etmesine neden olma potansiyeline sahipti.

Suriye, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ortakları ve akrabaları tarafından yönetilen ve giderek büyüyen bir yasadışı uyuşturucu endüstrisine ev sahipliği yapıyor. Bu sektörde ağırlıklı olarak Arap dünyasında popüler olan ve bağımlılık yaratan bir amfetamin olan captagon üretiliyor. 2021 yılı itibariyle yasadışı uyuşturucu ihracatı ülkenin yasal ihracatını gölgede bırakarak New York Times'ın Suriye'yi "dünyanın en yeni narkostat devleti" olarak adlandırmasına yol açtı. Uyuşturucu ihracatı Suriye hükümetinin döviz kazanmasına ve Batı yaptırımlarını aşmasına olanak sağlıyor.

Suriye'nin batısındaki Humus Valiliği'ndeki zeytinlikler

Petrol endüstrisi

Humus'ta petrol rafinerisi

Suriye'nin petrol endüstrisi keskin bir düşüşe maruz kalmıştır. Eylül 2014'te IŞİD 80.000 varil/gün (13.000 m3/gün) ile hükümetin 17.000 varil/gün (2.700 m3/gün) üretimine kıyasla daha fazla petrol üretiyordu ve Suriye Petrol Bakanlığı 2014'ün sonunda petrol üretiminin 9.329 varil/gün'e (1.483,2 m3/gün) düştüğünü açıkladı; IŞİD o tarihten bu yana bir petrol sahasını daha ele geçirdi ve petrol üretiminin 6.829 varil/gün (1.085,7 m3/gün) olacağı tahmin ediliyor. Suriye İç Savaşı'nın üçüncü yılında Ekonomi Bakan Yardımcısı Salman Hayan, Suriye'nin iki ana petrol rafinerisinin %10'dan daha az kapasiteyle çalıştığını belirtmiştir.

Tarihsel olarak ülke 1960'ların sonlarından bu yana kuzeydoğuda bulunan sahalardan ağır kalite petrol üretiyordu. 1980'lerin başında Suriye'nin doğusundaki Deyrizor yakınlarında hafif kaliteli, düşük sülfürlü petrol keşfedildi. Suriye'nin petrol üretim oranı 1995'te günde 600.000 varile (95.000 m3/gün) (bpd) yakın bir zirveden 2012'de 182.500 varil/gün'ün (29.020 m3/gün) altına düşerek dramatik bir şekilde azalmıştır. 2012 yılından bu yana üretim daha da düşerek 2014 yılında günlük 32.000 varile (5.100 m3/gün) (bpd) ulaşmıştır. Resmi rakamlar 2015 yılı üretimini günlük 27,000 varil (4,300 m3/gün) olarak vermektedir, ancak bu rakamlar ihtiyatla karşılanmalıdır çünkü isyancıların elindeki bölgelerde şu anda üretilen petrol miktarını tahmin etmek zordur.

Ayaklanmadan önce Suriye'nin petrol ihracatının %90'ından fazlası AB ülkelerine, geri kalanı ise Türkiye'ye yapılıyordu. Petrol ve gaz gelirleri 2012 yılında toplam GSYH'nin yaklaşık %20'sini ve toplam hükümet gelirlerinin %25'ini oluşturmuştur.

Al-Rastan yakınlarındaki M5 otoyolu

Nakliye

Suriye'de dört uluslararası havaalanı (Şam, Halep, Lazkiye ve Kamışlı) bulunmaktadır ve bunlar Syrian Air için merkez görevi görmekte ve çeşitli yabancı taşıyıcılar tarafından da hizmet verilmektedir.

Suriye kargosunun büyük bir kısmı, Türkiye Devlet Demiryolları (Türk muadili) ile bağlantılı olan Suriye Demiryolları (Suriye demiryolu şirketi) tarafından taşınmaktadır. Nispeten az gelişmiş bir ülke için, Suriye'nin demiryolu altyapısı birçok ekspres servis ve modern trenlerle iyi korunmaktadır.

Suriye'deki karayolu ağı 69.873 kilometre (43.417 mil) uzunluğunda olup, 1.103 kilometresi (685 mil) otoyollardan oluşmaktadır. Ülkede ayrıca 900 kilometrelik (560 mil) gezilebilir ancak ekonomik açıdan önemli olmayan su yolları bulunmaktadır.

Su temini ve sanitasyon

Suriye, kıt su kaynaklarına sahip yarı kurak bir ülkedir. Suriye'de en fazla su tüketen sektör tarımdır. Evsel su kullanımı toplam su kullanımının sadece %9'u kadardır. İç savaştan önce Suriye için büyük bir zorluk, kentsel ve endüstriyel su talebinin hızla artmasına yol açan yüksek nüfus artışıydı (2006 yılında büyüme oranı %2,7 idi).

Demografi

Tarihsel popülasyonlar
YılNüfus.±% yıllık
1960 4,565,000—    
1970 6,305,000+3.28%
1981 9,046,000+3.34%
1994 13,782,000+3.29%
2004 17,921,000+2.66%
2011 21,124,000+2.38%
2015 18,734,987−2.96%
2019 18,528,105−0.28%
2019 tahmini
Kaynak: Suriye Arap Cumhuriyeti Merkezi İstatistik Bürosu, 2011

İnsanların çoğu Fırat Nehri vadisinde ve kıyı dağları ile çöl arasında verimli bir şerit olan kıyı ovası boyunca yaşamaktadır. İç savaştan önce Suriye'deki genel nüfus yoğunluğu kilometre kare başına yaklaşık 99 (mil kare başına 258) idi. ABD Mülteciler ve Göçmenler Komitesi tarafından yayınlanan 2008 Dünya Mülteci Araştırması'na göre, Suriye yaklaşık 1.852.300 kişilik bir mülteci ve sığınmacı nüfusuna ev sahipliği yapıyordu. Bu nüfusun büyük çoğunluğu Irak'tan (1.300.000) gelmekteydi, ancak Filistin (543.400) ve Somali'den (5.200) gelen büyük nüfuslar da ülkede yaşamaktaydı.

BM'nin "çağımızın en büyük insani acil durumu" olarak tanımladığı Suriye İç Savaşı'nın başladığı Mart 2011'den bu yana 2014 itibariyle nüfusun yarısını oluşturan yaklaşık 9,5 milyon Suriyeli yerinden edilmiş, 4 milyonu ise ülke dışında mülteci durumuna düşmüştür. BM, 2020 yılı itibariyle 5,5 milyondan fazla Suriyelinin bölgede mülteci olarak yaşadığını ve 6,1 milyon kişinin de ülke içinde yerinden edildiğini tahmin etmektedir.

Etnik gruplar

Şam, geleneksel kıyafetler

Suriyeliler, Lübnanlılar, Filistinliler, Ürdünlüler ve Yahudiler gibi yakın komşularıyla yakın akraba olan genel olarak yerli bir Levanten halkıdır. Suriye'nin nüfusu yaklaşık 18.500.000'dir (2019 tahmini). Suriyeli Araplar, ülke dışındaki 6 milyon mülteciyi saymazsak, yaklaşık 600.000 Filistinli ile birlikte. Araplar nüfusun yaklaşık %74'ünü oluşturmaktadır.

Yerli Süryaniler ve Batı Aramice konuşanlar yaklaşık 400.000 kişidir; Batı Aramice konuşanlar çoğunlukla Ma'loula, Jubb'adin ve Bakh'a köylerinde yaşarken, Süryaniler çoğunlukla kuzey ve kuzeydoğuda (Humus, Halep, Kamışlı, Haseke) ikamet etmektedir. Birçoğu (özellikle Asuri grubu) konuşma ve yazı dili olarak birkaç Neo-Arami lehçesini hala korumaktadır.

Suriye'deki ikinci en büyük etnik grup Kürtlerdir. Nüfusun yaklaşık %9 ila %10'unu ya da yaklaşık 1,6 milyon kişiyi (40.000 Yezidi dahil) oluşturmaktadırlar. Kürtlerin çoğu Suriye'nin kuzeydoğu köşesinde yaşamaktadır ve çoğu Kürt dilinin Kurmanci varyantını konuşmaktadır.

Üçüncü en büyük etnik grup Türkçe konuşan Suriye Türkmenleri/Türkmenleridir. Toplam nüfusları hakkında güvenilir tahminler yoktur, tahminler birkaç yüz bin ile 3,5 milyon arasında değişmektedir.

Dördüncü en büyük etnik grup Süryaniler (%3-4), ardından Çerkezler (%1,5) ve Ermeniler (%1) gelmektedir; bunların çoğu Ermeni soykırımı sırasında Suriye'ye gelen mültecilerin torunlarıdır. Suriye, dünyadaki en büyük 7. Ermeni nüfusuna sahiptir. Ağırlıklı olarak Halep, Kamışlı, Şam ve Kesab'da toplanmışlardır.

Suriye'nin etnik-dinsel yapısı

Arnavutlar, Boşnaklar, Gürcüler, Yunanlılar, Persler, Peştunlar ve Ruslar gibi daha küçük etnik azınlık grupları da vardır. Ancak bu etnik azınlıkların çoğu, özellikle de Müslüman inancını benimseyenler, bir dereceye kadar Araplaşmıştır.

Arap dünyası dışındaki en büyük Suriyeli diasporası, milyonlarca Arap ve diğer Yakın Doğu kökenli insanın yaşadığı Brezilya'da bulunmaktadır. Brezilya, Amerika kıtasında Suriyeli mültecilere insani vize veren ilk ülkedir. Arjantinli Arapların çoğunluğu Lübnan ya da Suriye kökenlidir.

Din

Halep Ulu Camii, Halep

Sünni Müslümanlar Suriye nüfusunun %69 ila %74'ünü, Sünni Araplar ise nüfusun %59-60'ını oluşturmaktadır. Kürtlerin çoğu (%8. 5) ve Türkmenlerin çoğu (%3) Sünni olup Sünniler ile Sünni Araplar arasındaki farkı oluştururken, Suriyelilerin %13'ü Şii Müslümanlar (özellikle Aleviler, İsmaililer ve Twelverler, ancak Araplar, Kürtler ve Türkmenler de var), %10'u Hristiyanlar (çoğunluğu Antakya Rum Ortodoks, geri kalanı Süryani Ortodoks, Rum Katolik ve diğer Katolik Ritler, Ermeni Ortodoks, Doğu Süryani Kilisesi, Protestanlar ve diğer mezhepler) ve %3'ü Dürzilerdir. Dürzilerin sayısı 500.000 civarındadır ve çoğunlukla Cebel el-Dürzi'nin güney bölgesinde yoğunlaşmaktadırlar.

Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ailesi Alevidir ve Aleviler Suriye hükümetine hakimdir ve kilit askeri pozisyonları ellerinde tutmaktadır. Mayıs 2013'te SOHR, Suriye İç Savaşı sırasında öldürülen 94.000 kişiden en az 41.000'inin Alevi olduğunu belirtmiştir.

Önemli bir kısmı Suriye'nin Filistinli ve Iraklı mülteci nüfusu arasında bulunan Hıristiyanlar (1,2 milyon) çeşitli mezheplere bölünmüştür: Rum Ortodokslar Hıristiyan nüfusun %45,7'sini; Süryani Ortodokslar %22,4'ünü; Ermeni Ortodokslar %10,9'unu; Katolikler (Rum Katolik, Süryani Katolik, Ermeni Katolik, Maruni, Keldani Katolik ve Latin dahil) %16,2'sini; Doğu Süryani Kilisesi ve birkaç küçük Hıristiyan mezhebi geri kalanını oluşturmaktadır. Çok sayıda Hristiyan manastırı da mevcuttur. Birçok Hristiyan Suriyeli yüksek sosyo-ekonomik sınıfa mensuptur.

Suriye bir zamanlar Şam, Halep ve Kamışlı'da büyük toplulukları olan önemli bir Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmaktaydı. Suriye'deki zulüm ve başka yerlerdeki fırsatların bir araya gelmesi nedeniyle Yahudiler 19. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'e göç etmeye başlamıştır. Bu süreç 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla tamamlandı. 2021 yılında Suriye'de hiç Yahudi kalmamıştı.

Diller

Arapça ülkenin resmi dilidir. Günlük hayatta, özellikle batıda Levanten ve kuzeydoğuda Mezopotamya olmak üzere çeşitli modern Arapça lehçeleri kullanılmaktadır. The Encyclopedia of Arabic Language and Linguistics'e göre, ülkede Arapçanın yanı sıra, konuşur sayısına göre sırayla aşağıdaki diller de konuşulmaktadır: Kürtçe, Türkçe, Neo-Aramice (dört lehçe), Çerkezce, Çeçence, Ermenice ve son olarak Yunanca. Ancak bu azınlık dillerinin hiçbiri resmi statüye sahip değildir.

Aramice, Arapça'nın ortaya çıkışından önce bölgenin ortak diliydi ve hala Süryaniler arasında konuşulmaktadır ve Klasik Süryanice hala çeşitli Süryani Hıristiyan mezheplerinin ayin dili olarak kullanılmaktadır. En dikkat çekici olanı, Şam'ın 56 km (35 mil) kuzeydoğusundaki Ma'loula köyünde ve iki komşu köyde hala Batı Neo-Aramicesi konuşulmasıdır.

İngilizce ve Fransızca yaygın olarak ikinci dil olarak konuşulmaktadır, ancak İngilizce daha sık kullanılmaktadır.

Eğitim

Şam Üniversitesi'nin Baramkeh'teki merkezi

Eğitim 6 ila 12 yaş arasında ücretsiz ve zorunludur. Okul eğitimi 6 yıllık ilköğretimin ardından 3 yıllık genel veya mesleki eğitim dönemi ve 3 yıllık akademik veya mesleki programdan oluşmaktadır. İkinci 3 yıllık akademik eğitim dönemi üniversiteye giriş için gereklidir. Lise sonrası okullara toplam kayıt 150.000'in üzerindedir. Okuryazarlık oranı 15 yaş ve üzeri Suriyelilerde erkeklerde %90,7, kadınlarda ise %82,2'dir.

Suriye'de UIS yetişkin okuryazarlık oranı

1967'den bu yana tüm okullar, kolejler ve üniversiteler Baas Partisi tarafından yakın hükümet denetimi altında tutulmaktadır.

Suriye'de 6 devlet üniversitesi ve 15 özel üniversite bulunmaktadır. En büyük iki devlet üniversitesi Şam Üniversitesi (2014 itibariyle 210.000 öğrenci) ve Halep Üniversitesi'dir. Suriye'deki en iyi özel üniversiteler şunlardır: Suriye Özel Üniversitesi, Uluslararası Arap Üniversitesi, Kalamoon Üniversitesi ve Uluslararası Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Suriye'de ayrıca işletme alanında lisans ve lisansüstü programlar sunan Yüksek İşletme Enstitüsü gibi birçok yüksek enstitü bulunmaktadır.

Webometrics Dünya Üniversiteleri Sıralamasına göre, ülkedeki en iyi üniversiteler Şam Üniversitesi (dünya çapında 3540.), Halep Üniversitesi (7176.) ve Tishreen Üniversitesi'dir (7968.).

Sağlık

2010 yılında, sağlık hizmetlerine yapılan harcamalar ülkenin GSYİH'sının %3.4'ünü oluşturmaktaydı. 2008'de 10.000 kişiye ortalama 14.9 doktor ve 18.5 hemşire olmak üzere sağlık hizmeti veriliyordu. Ortalama yaşam süresi 2010 yılında 75,7 yıl veya erkekler için 74,2 yıl ve kadınlar için 77,3 yıldı.

Kültür

Dabke, düğün ya da kutlamalarda çember ve sıra halinde oynanan yaygın bir halk oyunudur.

Suriye, uzun bir kültürel geçmişi olan geleneksel bir toplumdur. Aile, din, eğitim, öz disiplin ve saygıya önem verilir. Suriyelilerin geleneksel sanatlara olan ilgileri, el-Sama, tüm çeşitleriyle Dabke ve kılıç dansı gibi danslarda ifade edilmektedir. Evlilik törenleri ve çocukların doğumları, halk geleneklerinin neşeli bir şekilde sergilenmesine vesile olur.

Suriye'nin kültürü Mezopotamya kültürü, Hristiyanlık dini, İslam dini ve Suriye'deki etnik karışımın kültürü etrafında biçimlenmiştir. Buna karşın, Suriye'nin çeşitlilikler içinde yüksek bir kozmopolit toplum ve canlı bir kültüre sahiptir. İslam etkisi ve ağırlıklı olarak Arap kültürünün mimari, müzik, giyim, mutfak ve yaşam tarzında görülebilmektedir.

Dabke, daire dansı ve çizgi dansını birleştirir ve düğünlerde ve diğer neşeli durumlarda yaygın olarak icra edilir.

Edebiyat

Adunis

Suriye edebiyatı Arap edebiyatına katkıda bulunmuş ve gurur verici bir sözlü ve yazılı şiir geleneğine sahip olmuştur. Birçoğu Mısır'a göç eden Suriyeli yazarlar, 19. yüzyıldaki nahda ya da Arap edebi ve kültürel uyanışında önemli bir rol oynamıştır. Önde gelen çağdaş Suriyeli yazarlar arasında Adonis, Muhammed Maghout, Haidar Haidar, Ghada al-Samman, Nizar Qabbani ve Zakariyya Tamer sayılabilir.

Baas Partisi yönetimi, 1966 darbesinden bu yana, yenilenen sansürü beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, Nabil Süleyman, Fawwaz Haddad, Khyri al-Dhahabi ve Nihad Siris'in öncülüğünü yaptığı tarihi roman türü, bazen muhalefeti ifade etmek ve geçmişin tasviri yoluyla bugünü eleştirmek için bir araç olarak kullanılmaktadır. Suriye halk anlatısı, tarihsel kurgunun bir alt türü olarak büyülü gerçekçilikle doludur ve aynı zamanda şimdiki zamana yönelik örtülü bir eleştiri aracı olarak da kullanılır. İsveç'te yaşayan Suriyeli bir göçmen olan Salim Barakat, bu türün önde gelen isimlerinden biridir. Çağdaş Suriye edebiyatı aynı zamanda bilimkurgu ve fütüristik ütopyaları (Nuhad Şerif, Talib Umran) da kapsar ve bunlar muhalefet aracı olarak da kullanılabilir.

Müzik

Suriye müzik sahnesi, özellikle de Şam müzik sahnesi, özellikle klasik Arap müziği alanında uzun zamandır Arap dünyasının en önemli sahneleri arasında yer almaktadır. Suriye, aralarında Asmahan, Farid al-Atrash ve şarkıcı Lena Chamamyan'ın da bulunduğu birçok pan-Arap yıldızı yetiştirmiştir. Halep şehri, Sabri Mudallal tarafından popülerleştirilen bir Endülüs şarkı şiiri türü olan muvaşşah ve Sabah Fakhri gibi popüler yıldızlarıyla tanınmaktadır.

Medya

Televizyon, her ikisi de Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin bir parçasıyken Suriye ve Mısır'a ilk olarak 1960 yılında gelmiştir. 1976'ya kadar siyah beyaz yayın yapılmıştır. Suriye pembe dizileri doğu Arap dünyasında hatırı sayılır bir izleyici kitlesine sahiptir.

Suriye'deki medya kuruluşlarının neredeyse tamamı devlete aittir ve neredeyse tüm gazeteler Baas Partisi tarafından kontrol edilmektedir. Yetkililer, aralarında Suriye İstihbarat Müdürlüğü'nün de bulunduğu birçok ajan çalıştıran birkaç istihbarat teşkilatını işletiyor. Suriye İç Savaşı sırasında, ünlü karikatürist Akram Raslam da dahil olmak üzere, Suriye'deki birçok sanatçı, şair, yazar ve aktivist hapsedildi ve bazıları öldürüldü.

Sporlar

Halep Uluslararası Stadyumu

Suriye'deki en popüler sporlar futbol, ​​basketbol, ​​yüzme ve tenistir. Şam, beşinci ve yedinci Pan Arap Oyunları'na ev sahipliği yapmıştır.

Mutfak

Fattoush, bir Suriye ekmek salatası

Suriye mutfağı, belirli bir yemeğin ortaya çıktığı Suriye bölgeleriyle bağlantılı olarak zengin ve çeşitli malzemelere sahiptir. Suriye yemekleri çoğunlukla Güney Akdeniz, Yunan ve Güneybatı Asya yemeklerinden oluşur. Bazı Suriye yemekleri de Türk ve Fransız mutfağından evrimleşmiştir: şiş kebap, kabak/kabak dolması ve yabra (yaprak dolması, yabra kelimesi Türkçe yaprak kelimesinden türemiştir) gibi yemekler.

Suriye mutfağını oluşturan başlıca yemekler kibbeh, humus, tabbouleh, fattoush, labneh, shawarma, mujaddara, shanklish, pastırma, sujuk ve baklavadır. Baklava, içi kıyılmış fındıkla doldurulmuş ve balla ıslatılmış yufkadan yapılır. Suriyeliler genellikle ana yemekten önce meze olarak bilinen aperatiflerden oluşan seçenekler sunarlar. Za'atar, kıyma ve peynirli manakiş popüler mezelerdir. Arap gözlemesi khubz her zaman meze ile birlikte yenir.

Suriye'de içecekler günün saatine ve duruma göre değişiklik gösterir. Arap kahvesi en bilinen sıcak içecektir ve genellikle sabahları kahvaltıda ya da akşamları hazırlanır. Genellikle misafirler için veya yemekten sonra servis edilir. Alkollü bir içecek olan Arak, çoğunlukla özel günlerde servis edilen iyi bilinen bir içecektir. Diğer Suriye içecekleri arasında ayran, jallab, beyaz kahve ve Al Shark adında yerel olarak üretilen bir bira bulunmaktadır.

Coğrafi Konum ve İklim

Akdeniz'in doğusunda yer alan Suriye karışık bir coğrafyaya sahiptir, Suriye'de orman, verimli ovalar, yüksek dağlar ve çölleşmiş bölgeler vardır. Suriye'nin batısında dağlık bir kütle yer alır. K-G yönünde uzanan Ensariye Dağları, Türkiye'deki Nur Dağları'nın bir uzantısı şeklinde Anti-Lübnan Dağları olarak İsrail'e kadar kıyı boyunca uzanır. 1000 metre yükseklikteki bu dağlar kıyıya paralel uzanması nedeniyle deniz etkisinin Suriye'nin iç kısımlarına sokulmasını önler. Suriye'nin iç kısımlarında çöl şartları etkilidir. Suriye'nin güneydoğusunda Suriye Çölü yer alır. Akdeniz kıyısında Akdeniz iklimi egemendir. Tarım ve hayvancılık halkın temel uğraşıdır. Suriye'nin yeraltı kaynakları arasında petrol ve fosfat çok önemlidir.

Nüfus

Nüfus tarihçesi
Yıl Nüfus   %± Artış  
1960 4.565.000 —    
1970 6.305.000 3,28%
1981 9.046.000 3,34%
1994 13.782.000 3,29%
2004 17.921.000 2,66%
2011 21.124.000 2,38%
2015 18.734.987 −2,96%
2019 18.528.105 −0,28%
2019 tahmini
Kaynak: Suriye Merkezi İstatistik Bürosu, 2011

Suriye etnik yapısı: % 60-70 Arap veya Araplaşmış, % 7-10 Kürt, % 5-6 Süryani, % 5-6 Türk, % 3 Ermeni, % 1 Çerkes, % 23 diğer, ayrıca Filistinli ve Iraklı mülteciler.

Dini gruplar: Sünni (% 60), Nusayri (% 11), Hristiyan (% 16), Dürzî (% 3) ve az sayıda diğer Şiî İslami hizipler (İsmailî, Câferî), çok az sayıda da Yahudi ve Yezidi.

Bilgiler

  • Kullanılan telefon hatları: 1.313 milyon (1997)
  • Radyo yayın istasyonları: AM 14, FM 2, kısa dalga 1 (1998)
  • Radyolar: 4.15 milyon (1997)
  • Televizyon yayını yapan istasyonlar: 44 (1995)
  • Televizyonlar: 1.05 milyon (1997)
  • İnternet servis sağlayıcıları: 1 (2000)
  • İnternet kullanıcıları: 20,000 (2000)

İdari bölümler

Syrnumbered.png

Suriye yönetimsel olarak on dört ile bölünmüştür. En yüksek yönetimsel bölüm olan il Suriye'de Arapça محافظة muhafaza olarak adlandırılır. On dört il, Arapça منطقة mıntıka olarak adlandırılan altmış ilçeye, ilçeler de Arapça ناحية nahiye diye adlandırılan 206 bucağa bölünmüştür. Bucaklar, en küçük yönetimsel birim olan köyleri içinde barındırır.

  1. Şam (مُحافظة دمشق) (Şam)
  2. Rif Şam (مُحافظة ريف دمشق) (Şam)
  3. Kuneytire (قنيطرة الخراب) (Kuneytire)
  4. Dera (مُحافظة درعا) (Dera)
  5. Süveyde (مُحافظة السويداء) (Süveyde)
  6. Humus (مُحافظة حمص) (Humus)
  7. Tartus (مُحافظة طرطوس) (Tartus)
  8. Lazkiye (مُحافظة اللاذقية) (Lazkiye)
  9. Hama (مُحافظة حماه) (Hama)
  10. İdlip (مُحافظة ادلب) (İdlip)
  11. Halep (مُحافظة حلب) (Halep)
  12. Rakka (مُحافظة الرقة) (Rakka)
  13. Deyrizor (مُحافظة دير الزور) (Deyrizor)
  14. Haseke (مُحافظة الحسكة) (Haseke)