Recm

bilgipedi.com.tr sitesinden
Kamusal taşlamanın adli veya yargısız bir cezalandırma biçimi olduğu ülkeleri gösteren bir harita.

Recm (Arapçaرجم), sözlük anlamı "taşlama" olan, İslam hukukunda terim olarak ise zina yapan evli erkek ve kadına uygulanan taşlayarak öldürme cezasını ifade eden Arapça bir kelimedir.

İslam öncesinde Yahudilikte de var olan bir ceza olan recm İslam hukukundaki tartışmalı konulardan biridir. Çünkü Kur'an'da zina suçunun karşılığı olarak geçmeyen bu ceza hadislere dayandırılmaktadır.

Zina için recm ya da idam cezası İslam hukukunda benzersizdir çünkü Kuran'da evlilik öncesi ve evlilik dışı cinsel ilişki (zina) için Nur Suresi 2. ayette yer alan "Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun" hükmü ile çelişmektedir. Bu nedenle Irak'ta bulunan Hariciler gibi bazı azınlık Müslüman mezhepleri ve Kur'ancılar gibi İslami Modernistler recmin yasallığına karşı çıkmaktadır.

Uygulama

Zina Yapan Kadının Taşlanması, Ebu'l Hasan Gaffari veya atölyesi tarafından 1001 Gece Masalları'nın elyazmasına yapılan illüstrasyon. Tahran, 1853-1857.

Recm cezasının yasal olarak uygulanması İslam tarihinde çok nadir görülmüştür. Elimizde çok sayıda mahkeme kaydı bulunan Osmanlı İmparatorluğu'nun 623 yıllık tarihi boyunca, bir yargıcın bir hükümlüyü taşlayarak öldürme cezasına çarptırdığına dair sadece bir örnek kaydedilmiştir ve bu karar en az iki gerekçeyle İslam hukukuna aykırıdır (yeterli kanıt sunulmamıştır ve yasa dışı cinsel ilişki için ölüm cezasının sadece Müslümanlara uygulanması gerektiğini açıkça belirten yasaya rağmen Yahudi bir adam ölüm cezasına çarptırılmıştır). Müslüman yönetimi sırasında Suriye'de hiçbir recm cezası kaydedilmemiştir. Müslüman hukukçular recm cezasının uygulanmasını önlemek için bir dizi teknik kullanmışlardır. Kanıt gerekliliklerini o kadar katı bir şekilde yorumladılar ki suçu kanıtlamak fiilen imkansız hale geldi. Tanıkları ifade vermemeleri için aktif olarak teşvik etmişler ve böyle yapmanın ahlaki açıdan daha iyi olduğunu savunmuşlardır. Suçu, birçok cinsel faaliyet türünü dışarıda bırakacak şekilde dar bir şekilde tanımladılar. Ve yasadışı bir cinsel eylemin bir şekilde yasal sekse benzediği durumlarda recm cezasının uygulanmaması gerektiğini savunan hukuki şübha (şüphe) kavramını geliştirdiler. Tek bir kadının hamileliğinin zinaya delil sayılmaması gerektiğini savunmak için kullanılan teknikler arasında insanın gebelik süresinin uzunluğuna dair fantastik varsayımlar da vardı. Klasik Hanefî hukukçular gebeliğin iki yıla kadar, Şafiîler dört yıla kadar, Malikîler ise beş yıla kadar sürebileceğine hükmetmişlerdir. Raşidun Halifesi Ömer bir keresinde hamile ve bekar bir anneyi, "farkında olmadan cinsel ilişkiye giren" "ağır uykucu" olduğu gerekçesiyle beraat ettirmiştir.

Gazeteci Max Rodenbeck'e göre,

Son yıllarda recm cezasının uygulandığı neredeyse tüm vakalar, Afganistan'da Taliban, Irak'ta IŞİD ve Nijerya'da Boko Haram örneklerinde olduğu gibi, merkezi hükümetlerin kontrolü dışındaki aşiret veya isyan bölgelerinde gerçekleşmiştir. Dünyanın çoğunluğu Müslüman olan kırk dokuz devletinden altısı İslami hukuk geleneğine saygı göstererek bu cezayı sürdürmektedir. Bu ülkeler arasında sadece 2002 yılında recm cezasını resmen askıya alan ama yine de yargıçlara bu konuda serbestlik tanıyan İran bu cezayı fiilen uygulamıştır.

Suudi Arabistan 1980 ve 1992 yılları arasında dört kişiyi recm cezasına çarptırmış ancak gerekli kanıtların bulunmaması nedeniyle bu cezaların hepsi bozulmuştur. 2005 yılı itibariyle Nijerya ve Somali'de zina ve sodomi (homoseksüellik) suçları için recm cezaları düşünülmüş ya da uygulanmış ancak hepsi iptal edilmiştir. Nijerya'nın kuzeyinde 2000 yılında Şeriat hukuk sisteminin uygulanmaya başlamasından bu yana, bir düzineden fazla Müslüman recm yoluyla ölüm cezasına çarptırılmış, ancak hiçbiri gerçekten recm edilmemiştir. Bir davada Sokoto eyaletindeki bir temyiz mahkemesi, boşanmış sanığın çocuğunu beş yıl gibi uzun bir süre karnında taşımış olabileceği için zina yoluyla hamile kalmamış olabileceği gerekçesiyle recm cezasını bozmuştur. Bir başka Nijerya eyalet temyiz mahkemesi gebeliğin üst sınırını yedi yıl olarak değerlendirmiştir.

Pakistan'da "otuz yılı aşkın bir süredir devam eden resmi İslamlaştırma süreci şimdiye kadar tek bir recm uygulamasına bile yol açmamıştır..." İran 2002 yılında recm cezasını resmen askıya almış olsa da hala hakimlere recm cezası verme konusunda serbestlik tanımaktadır. Recm cezaları, recmi işkenceyle infazın bir türü olarak gören insan hakları gruplarının yoğun tepkisine yol açmıştır.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, Temmuz 2014'ten Şubat 2015'e kadar Suriye'de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından dokuzu recm olmak üzere en az 15 kişi zina veya eşcinsellik suçlarından dolayı idam edildi.

Kutsal metin temeli

Kur'an-ı Kerim

Kur'an'ın kanonik metninde recm bir idam cezası biçimi olarak geçmemektedir. Bununla birlikte, İslam alimleri geleneksel olarak Kur'an'da bir ayetin ("Eğer bir erkek veya bir kadın zina ederse, onları taşlayın...") yasal gücünü korurken metinsel olarak "neshedilmiş" olduğunu varsaymışlardır.

Hadis

Bununla birlikte, çok sayıda Sahih (Sünni alimlere göre güvenilir) hadis recmi tarif etmektedir. Bunlardan biri Ömer'in Mut'a'yı yasaklayan konuşması, Muhammed'in son Hac hutbesi ve Recm Ayeti Hadisi'dir.

Çoğu Müslüman tarafından Kuran'dan sonra en çok güvenilen kitap olan Sahih Buhari hadisinde recm ile ilgili birkaç sünnet vardır. Örneğin,

İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre Ömer şöyle demiştir: "Korkarım ki, aradan uzun zaman geçtikten sonra insanlar, "Recm ayetlerini Kitab-ı Mukaddes'te bulamıyoruz" derler de Allah'ın indirdiği bir farzı terk ederek sapıtırlar. Ben, evli olduğu halde gayrimeşru cinsel ilişkide bulunan ve bu suçu şahitlerle veya gebelikle ya da ikrarla sabit olan kimseye recm cezasının uygulanmasını onaylıyorum." Süfyan ekledi: "Ben bu rivayeti bu şekilde ezberledim." Ömer şöyle ekledi: "Şüphesiz Allah'ın Elçisi recm cezasını uyguladı, biz de ondan sonra uyguladık."

- Sahih-i Buhari, 8:82:816 ayrıca bkz: Sahih-i Müslim, 17:4194

Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre: Beni Eslem'den bir adam mescitte iken Allah'ın Elçisi'nin yanına geldi ve (Peygamber'e) şöyle seslendi: "Ey Allah'ın Elçisi! Ben gayrimeşru cinsel ilişkide bulundum" dedi. Bunun üzerine Peygamber yüzünü ondan diğer tarafa çevirdi, bunun üzerine adam Peygamber'in yüzünü çevirdiği tarafa doğru hareket etti ve "Ey Allah'ın Elçisi! Ben gayrimeşru cinsel ilişkide bulundum" dedi. Peygamber yüzünü (ondan) diğer tarafa çevirdi, bunun üzerine adam Peygamber'in yüzünü çevirdiği tarafa doğru hareket etti ve sözünü tekrarladı. Peygamber yüzünü (ondan) diğer tarafa çevirdi. Adam tekrar hareket etti (ve ifadesini dördüncü kez tekrarladı). Adam kendi aleyhine dört defa şahitlik edince, Peygamber onu çağırdı ve "Sen deli misin?" diye sordu. Adam "Hayır" diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber (ashabına), "Gidin ve onu taşlayarak öldürün" dedi. Adam evli biriydi. Cabir bin Abdullah el-Ensari şöyle dedi: Onu taşlayanlardan biri de bendim. Onu Medine'de Musalla'da taşladık. Taşlar keskin kenarlarıyla ona isabet ettiğinde kaçtı, ancak onu El-Harra'da yakaladık ve ölene kadar taşladık.

- Sahih-i Buhari, 7:63:196 ayrıca bkz Sahih-i Buhari, 2:23:413 Sahih-i Buhari, 3:34:421 Sahih-i Buhari, 3:49:860 Sahih-i Buhari, 3:50:885 Sahih-i Buhari, 4:56:829 Sahih-i Buhari, 6:60:79 Sahih-i Buhari, 7:63:195

Ash Shaibani rivayet etti:

Abdullah bin Ebi Avf'a, "Allah Resulü (s.a.a) recm cezasını (yani taşlayarak öldürme cezasını) uyguladı mı?" diye sordum. "Evet" dedi. "Nur Suresi'nin nüzulünden önce mi, sonra mı?" diye sordum. "Bilmiyorum" diye cevap verdi.

Buhari Kitap 86 hadis 43.

Sahih Müslim 17. Kitapta özellikle recm ile ilgili birkaç hadis bulunmaktadır (17:4191-4209 ve 17:4914). Örneğin,

Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Müslümanlar arasından bir kişi mescitte iken Allah'ın Resûlü'nün yanına geldi. Onu şöyle çağırdı: Allah'ın Resûlü. Ben zina ettim. (Peygamberimiz) ondan yüz çevirdi, (tekrar) ona doğru geldi ve ona şöyle dedi: Allah'ın Resûlü, ben zina ettim. O (Hz. Peygamber) bunu dört kez yapana kadar yüz çevirdi ve kendi nefsi aleyhine dört kez şahitlik edince, Allah'ın Elçisi onu çağırdı ve şöyle dedi: Sen deli misin? O da: Hayır, dedi: Hayır, (tekrar) dedi: Evli misin? Dedi ki: Evet: Evet, dedi. Bunun üzerine Allah'ın Resûlü şöyle buyurdu: Onu alın ve taşlayın. İbn Şihab (ravilerden biri) şöyle dedi: Cabir b. Abdullah'ın bu sözünü işiten biri bana şöyle haber verdi: Ben onu taşlayanlardan biriydim. Biz onu namaz kılınan yerde (id veya cenaze namazında) taşladık. Taşlar ona zarar verince kaçtı. Biz onu Harra'da yakaladık ve taşlayarak öldürdük. Bu hadis başka bir ravi zinciri ile rivayet edilmiştir.

- Sahih-i Müslim, 17:4196 ayrıca bkz: Sahih-i Müslim, 17:4191, 17:4198, 17:4199

Başka hadislerde de zinanın cezası olarak recmden bahsedilmektedir.

Cabir bin Abdullah'tan rivayet edilmiştir: Bir adam bir kadınla zina etti. Bunun üzerine Allah'ın Elçisi onun hakkında emir verdi ve ona kırbaç cezası uygulandı. Sonra kendisine evli olduğu haber verildi. Bunun üzerine onun hakkında emretti ve taşlanarak öldürüldü.

- Sünen Ebu Davud, 38:4424 ayrıca bkz Sünen Ebu Davud, 38:4421, 38:4426, 38:4429, 38:4433

Erken İslami dönem metni olan Abdülrezzak'ın Musannef'inin Recm bölümünde Muhammed'e atfedilen 70, ashabına ve diğer otoritelere atfedilen 100 recm hadis rivayeti listelenmiştir.

Yahudiler, İsa'ya zina ederken yakalanmış bir kadın getirmişler ve Musa'nın bu gibilere recm cezası verdiğini ileri sürerek buna ne diyeceğini sormuşlardır. İsa onlara, "İlk taşı günahsız olanınız atsın" deyince başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, «Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?» diye sordu. Kadın, «Hiçbiri, efendim» dedi. İsa, «Ben de seni yargılamıyorum» dedi. «Git artık, bundan sonra günah işleme!» (Yuhanna 8:3-11).

İçtihat (fıkıh) alanında

Rajm, bazen Rajam olarak da yazılır, erken, ortaçağ ve modern dönem İslam hukuku (fıkıh) metinlerinde kapsamlı bir şekilde tartışılmıştır.

Bir kadına zina isnadında bulunan ancak dört şahit getiremeyen kişiler -ki bu suç "kazf" olarak bilinir- 80 kırbaç cezasına çarptırılır ve tövbe edip ıslah olmadıkları sürece şahitlikleri kabul edilmez. Başka bir tanık olmaksızın kendi eşini suçlayan bir adamın tanıklığı, doğru söylediğine dair dört kez Tanrı'ya yemin etmesi ve yalan söylemesi halinde Tanrı'nın kınamasına maruz kalacağına dair beşinci bir yemin etmesi halinde kabul edilebilir. Bu durumda, eşi karşı yemin ederse, herhangi bir ceza uygulanmayacaktır.

Yaygın olarak takip edilen İslam hukuku tefsirlerinden biri olan Malik ibn Enes'in El-Muvatta'sı, tartışmalı hamileliğin zina için yeterli kanıt olduğunu ve kadının taşlanarak öldürülmesi gerektiğini belirtmektedir.

Hanefi

Hanefi hukukçular, recm cezası verilebilmesi için sanığın dinen izin verilmeyen cinsel ilişki sırasında muhsan olması gerektiği görüşündedir. Muhsan, evliliğin halen devam edip etmediğine bakılmaksızın, daha önce evlilik içinde meşru cinsel ilişkiye girmiş yetişkin, özgür bir Müslümandır. Başka bir deyişle, hayatında hiç evlenmemiş biri için recm cezası uygulanmaz (bu tür durumlarda zorunlu ceza sadece kamuya açık alanda kırbaçlamadır).

Kanıt olarak Hanefi fıkhı şunları kabul eder: kendi kendine itiraf veya dört erkek şahidin tanıklığı (kadın şahitler kabul edilmez). Hanefi İslam hukuku literatürü iki tür recm cezası öngörmektedir. Birincisi, cezanın beyyine veya somut delile (dört erkek şahit) dayandığı durumdur. Bu durumda kişi bağlanır, bir çukur kazılır, bağlanan kişi çukura yerleştirilir ve kaçmaması için kısmen çukura gömülür, ardından halka açık recm cezası infaz edilir. Recm cezasına çarptırılan bir kadın kısmen göğsüne kadar gömülmelidir. Ebû Hanîfe ve diğer Hanefi âlimler, ilk taşların şahitler ve suçlayan kişi tarafından atıldığını, daha sonra ise Müslüman cemaatin hazır bulunduğunu belirtmiştir. İkinci tür recmde, ceza kendi itirafına dayandığında, recm çukur kazılmadan veya kişi kısmen gömülmeden gerçekleştirilir. Bu durumda, diğer Müslümanlar katılmadan önce ilk taşı kadı (hâkim) atmalıdır. Ayrıca, eğer kişi kaçarsa, gitmesine izin verilir.

Hanefi âlimleri recm için kullanılacak taşın büyüklüğünü kişinin eli kadar olarak belirtirler. Ne çok çabuk ölüme neden olacak kadar büyük ne de sadece acı verecek kadar küçük olmalıdır.

Hanefiler geleneksel olarak, mahkûmiyetin şahitlerle gerçekleşmesi durumunda ilk taşları şahitlerin atması gerektiğini, mahkûmiyetin itirafla gerçekleşmesi durumunda ise ilk taşları kadıların atması gerektiğini savunurlar.

Şafii

Şafii okulu literatürü Hanefi ile aynı İslam hukuku analizine sahiptir. Bununla birlikte, her durumda ilk taşın İmam veya vekili tarafından atılmasını ve ardından Müslüman cemaatin recm cezasına şahit olmasını tavsiye eder.

Hanbeli

Hanbeli hukukçu İbn Kudame şöyle demektedir: "Müslüman hukukçular, evli zina eden ve zina eden kadın için recmin belirli bir ceza olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Bu ceza birçok gelenekte kaydedilmiştir ve Muhammed'in uygulaması bunu destekleyen otantik bir kaynak olarak durmaktadır. Bu, Hariciler hariç tüm sahabeler, halefler ve diğer Müslüman âlimler tarafından benimsenen görüştür."

Hanbeli İslam hukuku, rızaya dayalı ancak dinen yasadışı olan her türlü cinsel ilişkiyi recm ile cezalandırmaktadır. Ancak Hanbeli alimler, erkekler arasındaki eşcinselliğin Maliki mezhebinin önerdiği gibi recm yerine baş kesme ile cezalandırılması gerektiğinde ısrar etmektedir.

Maliki

Maliki fıkıh ekolü, evli veya dul bir kişinin yasadışı cinsel ilişkisinin yanı sıra erkekler arasındaki her türlü homoseksüel ilişki için gerekli cezanın recm olduğunu savunur. Maliki fıkhının kurucusu Malik ibn Enes, evli olmayan bir kadının hamileliğini zinanın kesin bir kanıtı olarak kabul etmiştir. Ayrıca, ihtilaflı hamileliğin de zina için yeterli bir kanıt olduğunu ve hamile kaldığı sırada evli olmadığı bir erkekten hamile kalan her Müslüman kadının taşlanarak öldürülmesi gerektiğini belirtmiştir. Daha sonra Maliki İslam alimleri "uyuyan embriyo" kavramını kabul etmiş, boşanmış bir kadının evli kalmaması ve boşandıktan sonraki beş yıl içinde herhangi bir zamanda hamile kalması durumunda recm cezasından kurtulabileceğini ve önceki kocası tarafından hamile bırakıldığını ancak embriyonun beş yıl boyunca uykuda kaldığını varsaymışlardır.

Diğerleri

Tüm Sünni fıkıh ekollerinin yanı sıra Şii hadislerinin 7. Cildi, Kitab el-Kafi'deki Yasal Cezalar Kitabı, Şeriat uyarınca izin verilmeyen cinsel ilişki için gerekli ceza olarak recmi ilan eder.

Sünni ekollerin aksine, Şii fıkhı recm davalarında şahitlerin bir kısmının kadın olmasına izin vermekte ancak bir kadının şahitliğini bir erkeğin şahitliğinin yarısı kadar geçerli saymaktadır. Dolayısıyla, Şii sisteminde bir sanık recm cezasına çarptırılmadan önce şahitler dört erkek, üç erkek ve iki kadın, iki erkek ve dört kadın, bir erkek ve altı kadın olabilir, ancak şahitlerin en az bir erkek olması gerekir. Ayrıca, Şii hukukçular eşcinsellik vakalarında hakime sanığı kılıçla, recmle (taşlanarak öldürülme), yüksek bir duvardan atılarak ya da yakılarak öldürülme cezasına çarptırma konusunda takdir yetkisi tanımaktadır.

Görüşler

Modern İslam düşünürleri arasında zina için recmin uygulanabilirliği konusunda anlaşmazlık vardır. Dini metinler genellikle recm içeren ve içermeyen örnekler verirken, Kur'an herhangi bir suç için recmi bir ceza olarak öngörmez, sadece zina cezası olarak kırbaçtan bahseder. Ancak çoğu alim, hadislerden bir hüküm çıkarmak için yeterli kanıt olduğunu savunmaktadır. Müslümanların büyük çoğunluğu, Muhammed'in hayatı boyunca söylediği sözleri, davranışlarını ve oluşturduğu örnekleri anlatan hadisleri, Kuran'dan sonra ikinci bir hukuk ve dini otorite kaynağı olarak görmektedir. Sahih hadisleri şeriatın geçerli bir kaynağı olarak görürler ve bu inançlarını Kur'an'ın 33.21 ayeti ve diğer ayetlerle gerekçelendirirler.

Hadislerin güvenilirliği, tüm Hadisleri ve sonuç olarak Recm cezasını da reddeden Kur'ancı Müslümanlar tarafından tartışılmaktadır.

Enayatullah Asad Subhani, Recm'in genel olarak anlaşıldığı gibi zinanın cezası olmadığını ve Hudud'dan da olmadığını savunur. Onun Haqeeqat-e-Rajm adlı kitabı, İslam'ın farklı suçlar için öngördüğü cezalara karşı şüpheleri gidermeye çalıştığı için ulema tarafından çokça eleştirilmiştir. İslami modernist Javed Ahmad Ghamidi, Kur'an ayetlerinin sadece fahişeler gibi zina yapmayı alışkanlık haline getirenler için recm cezası öngördüğünü ve bunun da Kur'an'ın 5:33-34 ayetlerine göre ölümle cezalandırılan "yeryüzünde fesat" teşkil ettiğini ileri sürmektedir. Bu görüş popüler değildir ve çoğu ulema tarafından kabul görmemektedir.

Dilbilgisi

Arapçada r-c-m kökünden bir mastar olan kelime taşlama, taşa tutma, lânetleme, kovma, sövme, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma anlamlarına gelir. Çoğulu rucûmdur. Kelimenin yine aynı kökten gelen sıfat formundaki 'racim' kelimesi ise taşlanan, kovulan, lânetlenen anlamına gelir ki besmelede şeytan bu sıfatla nitelendirilir. Kur'an'da r-c-m kökü tüm formlarıyla 14 defa geçmektedir.

Tarihi

Yahudilik'te recm

Yahudi şeriat kitabı olan Talmud'da konuyla ilgili hüküm şöyledir: 22: Eğer bir adam başka birinin karısıyla yatarken yakalanırsa, hem kadınla yatan adam, hem kadın, ikisi de öldürülecek. İsrail'den kötülüğü atacaksınız.

22: Eğer bir adam kentte başka biriyle nişanlı ergen bir kızla karşılaşır ve onunla yatarsa,

22: İkisini de kentin kapısına götürecek, taşlayarak öldüreceksiniz. Çünkü kız kentte olduğu halde yardım istemek için bağırmadı; adam da komşusunun karısıyla ilişki kurdu. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldıracaksınız.

Recmetme yöntemleri

Recm cezası değişik şekillerde uygulanır: 1- Failleri toprağa göbeklerine kadar gömerek taşlamak suretiyle, veya gömmeksizin taşlamak suretiyle: ikrarlarından dönerlerse kaçabilmeleri için.

2- Faillerin üzerine taştan bir duvar devirmek suretiyle -hadise değil içtihada dayanan bir görüş-, eskiden bunun uygulandığına dair bilgiye, bilinen kaynaklarda rastlanmıyor.

3- Failleri yüksek bir yerden taşların üzerine atmak suretiyle -hadise değil içtihada dayanan bir görüş-, ki bunun da eskiden uygulandığına dair bilgiye, bilinen kaynaklarda rastlanmıyor.