Adana
Adana ⓘ | |
---|---|
Büyükşehir belediyeleri | |
Koordinatlar: 37°0′N 35°19.28′E / 37.000°N 35.32133°EKoordinatlar: 37°0′N 35°19.28′E / 37.000°N 35.32133°E | |
Ülke | Türkiye |
Bölge | Akdeniz |
İl | Adana |
Kuruldu | MÖ 6000 (8023 yıl önce) |
Anonim Şirket | 1871 (152 yıl önce) |
İlçeler | Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam |
Hükümet | |
- Tip | Belediye başkanı-konsey yönetimi |
- Vücut | Adana Büyükşehir Belediyesi |
- Belediye Başkanı | Zeydan Karalar (CHP) |
Alan | |
- Metro | 2.280 km2 (880 sq mi) |
Yükseklik | 23 m (75 ft) |
Nüfus (2021) | |
- Kentsel | 2,263,373 |
Saat dilimi | UTC+3 (TRT) |
Posta kodu | 01xxx |
Alan kodu(ları) | 0322 |
Plaka | 01 |
Web sitesi | www.adana.bel.tr |
Adana (Türkçe telaffuz: [aˈda.na]; Ermenice: Ադանա; Yunanca: Άδανα), Türkiye'nin güneyinde büyük bir şehirdir. Şehir, Seyhan Nehri üzerinde, Akdeniz'in kuzeydoğu kıyısından 35 km (22 mil) içeride yer almaktadır. Adana ilinin idari merkezidir ve 2,26 milyon nüfusa sahiptir. ⓘ
Adana, bir zamanlar klasik dünyanın en önemli bölgelerinden biri olan Kilikya'nın kalbinde yer almaktadır. Altı milyon kişiye ev sahipliği yapan Kilikya, Levant'taki en büyük nüfus yoğunluklarından biri olmasının yanı sıra geniş ve verimli Çukurova ovası sayesinde tarımsal açıdan da verimli bir bölgedir. Kilikya'yı çevreleyen büyük nüfus merkezleri de eklendiğinde, Adana şehir merkezine arabayla iki saatlik mesafede yaklaşık 10 milyon kişi yaşamaktadır. ⓘ
Dünyanın sürekli yerleşim gören en eski yerleşim yerlerinden biri olan ve adı en az dört bin yıldır değişmeyen Adana, Kilikya ovasında bir pazar kenti ve Avrupa'dan Ortadoğu'ya açılan kapılardan biriydi. Şehir, 1359 yılında Türklerin şehri Kilikya Ermeni Krallığı'ndan almasıyla Kilikya'nın güç merkezi haline geldi. Şehir 1608 yılına kadar Ramazanoğulları Emirliği'nin başkenti olarak kalmış, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye ve kısa bir süre sonra da Fransız Kilikya'sının bölgesel merkezi olmuştur. Şehir, 1861'de Amerikan İç Savaşı'nın patlak vermesiyle patlama yaşamış ve uluslararası pamuk ticareti için bir merkez olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel olarak Ermeniler ve Türklerin yaşadığı bir şehir olan Kilikya, bu dönemde Süryaniler, Rumlar, Çerkesler, Yahudiler ve Alevilerin akınına uğrayarak İmparatorluğun en çeşitli şehirlerinden biri haline geldi. Ekonomik, sosyal ve kültürel büyüme, 20. yüzyılın başlarında kenti harap eden Adana katliamı, Ermeni soykırımı ve 1921 Kilikya tahliyesi nedeniyle durmuştur. Hıristiyan cemaatin tahliyesinin ardından, 1923 yılında kentteki özel mülklerin çoğuna el konuldu ve bunlar kente yeni göç eden Müslüman Türklere verildi. Bir duraklama döneminin ardından, 1950'lerde Seyhan Barajı'nın inşasıyla kentin ekonomisi yeniden canlanmış ve büyüme 1980'lere kadar devam etmiştir. ⓘ
21. yüzyılda Adana, bölgesel ticaret, sağlık, kamu ve özel hizmetler için bir merkez konumundadır. Tarım ve lojistik kentin önemli sektörleridir. 1990'lardan bu yana ulusal politikaların ve sanayisizleşmenin neden olduğu ekonomik gerileme tersine dönmekte, şehir fuarlar, festivaller ve eğlence hayatıyla ivme kazanmaktadır. Kentin futbol kulüpleri Adanaspor ve Adana Demirspor arasındaki rekabet, sosyo-ekonomik bölünmelere dayanan bir derbi olarak dikkat çekmektedir. ⓘ
Adana, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık yedinci şehridir. 2021 yılı verilerine göre 2.263.373 nüfusa sahiptir. İlin yüzölçümü 13.844 km2dir. İlde km2ye 163 kişi düşmektedir (en yüksek Seyhan ilçesinde (1785 kişi)). ⓘ
04.02.2021 TÜİK verilerine göre 5'i merkez ilçe (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam, Karaisalı) olmak üzere toplam 15 ilçesi ve belediyesi vardır. Bu ilçelerde 831 mahalle bulunmaktadır. Adana; kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş, güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. ⓘ
Türkiye'deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen tarım, ticaret ve kültür merkezlerinden biridir. Türkiye'deki maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır. ⓘ
Etimoloji
Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının AdanyaURU adlı şehrinin isminden türemiştir. Başka iddialar ise ismin; Mısır'dan gelip Yunan şehri Argos'a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III'ten (MÖ 1390-1352) kalan yazıtlardır. Miken Uygarlığı'nın çöküşünden (MÖ 1200) sonra Ege'deki bazı mülteciler Kilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısır'a saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır. Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda'da (Danavas) yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür. ⓘ
Homeros'un İlyada'sında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikya'daki Antiohya (Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; "Sarus üzerindeki Antiohya") olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana'yı geçici olarak Quwê olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddes'te belirtilen Kral Süleyman'ın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır. Şehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adanadır. ⓘ
Bir antik Grek-Roman efsanesine göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adana'yı kuran Uranus'un iki oğlu Adanus ve Sarus'tan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adad'ın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori gök gürültüsü tanrısının çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge "Uru Adaniyya;" diğer bir deyişle "Adana Bölgesi" olarak anılmaya başlanmıştır. ⓘ
Ali Cevad'ın 'Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatı'na göre ise Adana'da yaşayan İslamlar, Adana ismini, Harun Reşid'in vali nasbettiği Ebu Süleym Ezene'ye nisbet etmektedir. Aynı kitaptaki bilgilere göre yerleşik Rumlar, Adanus ve Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar. ⓘ
Bir teoriye göre şehrin adı varsayımsal bir Hint-Avrupa terimi olan danu'dan (İngilizce: on the river) gelmektedir. Avrupa'daki birçok nehir ismi aynı Proto-Hint-Avrupa kökünden türetilmiştir: Tuna, Don, Dinyeper ve Donets. Adana'dan en erken MÖ 2000 yıllarında Hitit tabletlerinde bahsedilmiştir. En az dört bin yıllık bir geçmişe sahip olan Adana, sürekli kullanılan en eski yer adlarından biridir ve farklı kurallar altında sadece telaffuz değişikliklerine uğramıştır. ⓘ
Ermeni yönetimi altında şehir Ատանա (Atana) veya Ադանա (Adana) olarak bilinirdi. ⓘ
Ayrıca Homeros ve Thukydides'te Truva Savaşı'ndaki Yunanlılara verilen isim olan "Danaoi" ile ilişkili olduğuna inanılmaktadır. ⓘ
Coğrafya
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova'ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz'in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları'nın güneydoğusu boyunca uzanır. ⓘ
Adana'dan Çukurova'nın batısındaki Tarsus'a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m'lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı'ndan geçer ve İç Anadolu Bölgesi düzlüklerine doğru devam eder. ⓘ
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır. ⓘ
Adana; kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş, güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km'yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km2’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir. ⓘ
Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu Bölgesi’ni güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur. ⓘ
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme "Aşağı Ova" kuzeyde kalan bölüme ise "Yukarı Ova" denir. ⓘ
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır. ⓘ
İklim
Adana, Köppen sınıflandırmasına göre sıcak-yaz Akdeniz iklimine (Csa) ve Trewartha sınıflandırmasına göre kuru-sıcak yaz subtropikal iklimine (Csa) sahiptir. Kışlar ılık ve yağışlı geçer. Neredeyse her kış geceleri don olayı görülür, ancak kar çok nadir bir olaydır. Yazlar uzun, sıcak, nemli ve kuraktır. Sıcak hava dalgaları sırasında sıcaklık genellikle 40 °C'ye (104.0 °F) ulaşır veya aşar. Kaydedilen en yüksek sıcaklık 8 Temmuz 1978 tarihinde 45,6 °C (114,1 °F) olmuştur. Kaydedilen en düşük sıcaklık ise -8,1 °C (17,4 °F) olmuştur. ⓘ
Adana için iklim verileri (1991-2020) ⓘ | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Ay | Jan | Şubat | Mar | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık | Yıl |
Rekor yüksek °C (°F) | 26.5 (79.7) |
28.5 (83.3) |
32.0 (89.6) |
37.5 (99.5) |
41.3 (106.3) |
42.8 (109.0) |
44.4 (111.9) |
45.6 (114.1) |
45.1 (113.2) |
41.5 (106.7) |
34.3 (93.7) |
30.8 (87.4) |
45.6 (114.1) |
Ortalama yüksek °C (°F) | 15.0 (59.0) |
16.6 (61.9) |
19.9 (67.8) |
24.1 (75.4) |
28.4 (83.1) |
31.7 (89.1) |
33.9 (93.0) |
34.9 (94.8) |
33.2 (91.8) |
29.5 (85.1) |
22.6 (72.7) |
16.8 (62.2) |
25.6 (78.1) |
Günlük ortalama °C (°F) | 9.5 (49.1) |
10.7 (51.3) |
13.9 (57.0) |
17.7 (63.9) |
22.1 (71.8) |
25.9 (78.6) |
28.6 (83.5) |
29.2 (84.6) |
26.6 (79.9) |
22.4 (72.3) |
15.8 (60.4) |
11.1 (52.0) |
19.5 (67.1) |
Ortalama düşük °C (°F) | 5.6 (42.1) |
6.3 (43.3) |
8.9 (48.0) |
12.4 (54.3) |
16.6 (61.9) |
20.8 (69.4) |
24.3 (75.7) |
24.7 (76.5) |
21.4 (70.5) |
16.9 (62.4) |
11.0 (51.8) |
7.3 (45.1) |
14.7 (58.5) |
Rekor düşük °C (°F) | −8.1 (17.4) |
−6.6 (20.1) |
−4.9 (23.2) |
−1.3 (29.7) |
5.6 (42.1) |
9.2 (48.6) |
13.2 (55.8) |
14.8 (58.6) |
9.3 (48.7) |
3.5 (38.3) |
−4.3 (24.3) |
−4.4 (24.1) |
−8.1 (17.4) |
Ortalama yağış mm (inç) | 111.1 (4.37) |
81.9 (3.22) |
59.2 (2.33) |
51.2 (2.02) |
48.2 (1.90) |
20.3 (0.80) |
12.3 (0.48) |
10.4 (0.41) |
25.1 (0.99) |
39.7 (1.56) |
78.4 (3.09) |
143.0 (5.63) |
680.8 (26.80) |
Ortalama yağış günleri | 10.10 | 9.33 | 9.07 | 8.67 | 6.40 | 2.83 | 1.17 | 0.77 | 3.07 | 5.27 | 6.17 | 9.03 | 71.9 |
Ortalama aylık güneş ışığı saatleri | 139.5 | 149.7 | 186.0 | 213.0 | 282.1 | 318.0 | 334.8 | 322.4 | 270.0 | 229.4 | 177.0 | 136.4 | 2,758.3 |
Ortalama günlük güneş ışığı saatleri | 4.3 | 5.2 | 5.9 | 6.9 | 8.6 | 9.9 | 10.1 | 9.4 | 8.7 | 7.2 | 5.7 | 4.0 | 7.2 |
Kaynak: Türkiye Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü |
Tarih
Adana, Kilikya'nın en eski kenti olarak kabul edilir ve 8 bin yıllık geçmişiyle dünyanın sürekli yerleşim görmüş en eski kentlerinden biridir. Tepebağ tümülüsünün tarihi Neolitik döneme, yani ilk insan yerleşimlerinin başladığı M.Ö. 6000'li yıllara kadar uzanmaktadır. Bir Sümer destanında Adana adında bir yerden bahsedilmektedir: Gılgamış Destanı. ⓘ
Adana ve çevresinde yaşayan bilinen ilk halk Luvilerdir. Anadolu'nun Akdeniz kıyılarını kabaca MÖ 3000'den MÖ 1600'lere kadar kontrol etmişlerdir. Hititler, Kizzuwatna olarak bilinen bölgeyi ele geçirmişlerdir. Luviler ve Hurrilerin yaşadığı Kizzuwatna, Hititlerin koruması altında özerk bir yönetime sahipti, ancak 1500'lerden 1420'lere kadar kısa bir bağımsız dönem geçirdiler. Hattuşa'da (Boğazkale) bulunan Hititçe Kava yazıtına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 yılına kadar Hititlerin koruması altında Adana'yı yöneten krallıktı. MÖ 1191-1189 yılları arasında Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte Adana'nın yerlisi olan Denyen deniz halkları MÖ 900'lere kadar ovanın kontrolünü ellerinde tutmuşlardır. Daha sonra bölgede Neo-Hitit devletleri kurulmuş ve Quwê devleti Adana merkezli olmuştur. Quwê ve diğer devletler bağımsız dönemler geçirmiş olsalar da Yeni Asur İmparatorluğu tarafından korunmuşlardır. MÖ 8. yüzyılda Kilikya'ya yapılan Yunan göçünden sonra bölge Mopsos hanedanının yönetiminde birleşmiş ve Adana başkent olarak kurulmuştur. Mopsuestia'da bulunan dokuzuncu ve sekizinci yüzyıllara ait iki dilli yazıtlar Luvi hiyeroglifi ve Fenike dilinde yazılmıştır. Asurlular MÖ 612'de yıkılana kadar bölgeyi birkaç kez kontrol altına almıştır. ⓘ
Kilikyalılar MÖ 612 yılında I. Syennesis'in çabalarıyla Kilikya Krallığı'nı kurmuşlardır. Krallık MÖ 549 yılında Ahameniş İmparatorluğu'nun işgaline kadar bağımsız kalmış, daha sonra MÖ 401 yılına kadar Ahamenişlerin özerk bir satraplığı haline gelmiştir. Genç Kiros'un isyanı sırasında Siyennessis'in belirsiz sadakati, Artakserkses II'nin Syennesis yönetimini kaldırmasına ve yerine merkezi olarak atanan bir satrap getirmesine yol açmıştır. Bir tören alayına ait arkeolojik kalıntılar Adana'da Pers soylularının varlığını ortaya koymaktadır. ⓘ
İskender MÖ 333 yılında Kilikya Kapıları'ndan Kilikya'ya beklenmedik bir giriş yaptı. Persleri İssos Savaşı'nda yendikten sonra, bölgenin yönetimini denetlemesi için kendi satrabı Balakrus'u atadı. MÖ 323'teki ölümü Helenistik dönemin başlangıcı olmuş, bölgenin dili olarak Luvicenin yerini Yunanca almıştır. Kısa bir süre Ptolemaios egemenliği altında kaldıktan sonra Selevkos İmparatorluğu MÖ 312'de bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Adanalılar, Selevkos hanedanına bağlılıklarını göstermek için kente Yunanca bir isim olan Sarus'taki Antakya adını vermişlerdir. Benimsenen bu isim ve kentin basılan sikkelerinde nehir tanrısı Sarus'un üzerinde oturan kentin kişileştirilmesini gösteren motifler, Kilikya kimliğinin güçlü bir parçası olan nehirlere duyulan minneti ortaya koymaktadır. Adana bölgesi uluslararası ticaretin içinde olmasına rağmen, engebeli Kilikya kıyıları Kilikyalı korsanların ağır yağması altındaydı. Seleukoslar, Levant'ta geniş bir bölgeyi fetheden Ermenistan Kralı Tigranes II'ye bağlılıklarını sunmalarına yol açan iç savaş nedeniyle zayıflayana kadar iki yüzyıldan fazla bir süre Adana'yı yönetmişlerdir. Kilikya, MÖ 83 yılında Ermenistan Krallığı'nın vasal bir eyaleti haline gelmiş ve bölgede Ermeniler tarafından yeni yerleşim yerleri kurulmuştur. ⓘ
Roma-Bizans, İslam ve Ermeni dönemi
Pompey, MÖ 64 yılında tüm Kilikya'yı ele geçirmiş ve bir Roma eyaleti olarak örgütlemiştir. Adana, Roma'nın etkili olduğu dönemde nispeten küçük bir öneme sahipken, yakınlardaki Tarsus ve Anazarbus bölgenin metropolleriydi. Pompey döneminde şehir, Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Sarus köprüsü 2. yüzyılın başlarında inşa edilmiş ve bundan sonraki birkaç yüzyıl boyunca şehir, Doğu'ya giden bir Roma askeri yolu üzerinde bir ara durak olmuştur. Roma İmparatorluğu'nun MS 395 yılında kalıcı olarak ikiye ayrılmasından sonra bölge Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Mürted Julian zamanında gelişmiştir. Büyük köprüler, yollar, hükümet binaları, sulama ve ekim alanlarının inşa edilmesiyle Adana ve Kilikya bölgenin en gelişmiş ve önemli ticaret merkezleri haline gelmiştir. Roma hakimiyetinin ilk dönemlerinde, Persler tarafından getirilen Zerdüştlük, Kilikya'da hala bir dizi sempatizan çeken Yahudilik gibi gözlemleniyordu. Kilikya'daki Yahudi olmayanlar Yahudi Şabatını kutluyor ve diğer ritüelleri yerine getiriyorlardı ancak Yahudiliğe geçmiyorlardı. İlk Hıristiyan misyonerlik çabalarına ev sahipliği yapan Kilikya, Hıristiyanlığı diğer vilayetlere göre daha kolay kabul etmiştir. ⓘ
Adana, Tarsus metropolitliğine bağlı bir Hıristiyan piskoposluk bölgesiydi, ancak piskoposunun Üçüncü Konstantinopolis Konsili'nde basit bir piskopos olarak yer aldığı 680 yılından sonra, ancak 10. yüzyıla ait Notitiae Episcopatuum'da bir başpiskoposluk olarak listelenmesinden önce otosefal başpiskoposluk derecesine yükseltildi. Piskopos Paulinus 325 yılındaki Birinci İznik Konsili'ne katılmıştır. Piso, Sardica Konsili'nde (344) geri çekilen ve Philippopolis'te kendi konsillerini kuran Ariusçuluk eğilimli piskoposlar arasındaydı; daha sonra ortodoksluğa geri döndü ve 363'te Antakya'daki bir sinodda İznik inancını imzaladı. Cyriacus 381'deki Birinci Konstantinopolis Konsili'nde yer almıştır. Anatolius'tan Aziz John Chrysostom'un bir mektubunda bahsedilmektedir. Cyrillus 431 yılında Efes Konsili'nde ve 434 yılında Tarsus'ta bir sinodda yer almıştır. Philippus 451 yılında Kalkedon Konsili'ne katılmış ve 458 yılında Kilikya Prima piskoposlarının Bizans İmparatoru Trakyalı I. Leo'ya İskenderiyeli Proterius'un öldürülmesini protesto eden ortak mektubun imzacılarından biri olmuştur. Ioannes 680 yılında Üçüncü Konstantinopolis Konsili'ne katılmıştır. Artık bir piskoposluk merkezi olmayan Adana, günümüzde Katolik Kilisesi tarafından bir titular see olarak listelenmektedir. ⓘ
Nisan 625'teki Sarus Savaşı'nda Herakleios, nehrin doğu kıyısında konuşlanmış olan Sasani Şahrbaraz kuvvetlerini Justinianus köprüsü (şimdiki Taşköprü) üzerinden yaptığı korkusuz bir hücumun ardından yenilgiye uğratmıştır. Bizanslılar MS 7. yüzyıl boyunca bölgeyi İslam Halifelerinin saldırılarına karşı savunmuş, ancak nihayet 704 yılında Emevi Halifesi Abdülmelik tarafından fethedilmiştir. Emevi yönetimi sırasında Kilikya, Bizanslı Hıristiyan ve Arap Müslüman güçler arasında bir sınır bölgesi haline gelmiştir. Emevi Halifeliği'ndeki istikrarsız koşullardan yararlanan Bizans İmparatoru V. Konstantin 746'da Adana'nın kontrolünü ele geçirdi. Abbasi Halifeliği, El-Mansur'un 756'da halifeliğe getirilmesinden sonra bölgenin yönetimini Bizans'tan devraldı. Abbasi yönetimiyle birlikte Müslümanlar ilk kez Kilikya'ya yerleşmeye başladı. Elli yıldan fazla bir süre terk edilen Adana, 758'den 760'a kadar garnizon olarak kullanılmış ve yeniden iskân edilmiştir. Bizans sınırında bir Thughūr oluşturmak için Kilikya, Horasan'dan gelen Türk Sayābija kabilesi ile kolonize edildi. Şehir, Harun el-Reşid ve El-Emin döneminde hızlı bir ekonomik ve kültürel gelişme göstermişti. Abbasilerin şehirdeki hâkimiyeti iki yüzyıldan fazla sürmüş ve 965 yılında Bizanslılar Adana'nın kontrolünü yeniden ele geçirmiştir. Şehir Seleucia temasının bir parçası oldu. 1071'de Malazgirt Savaşı'ndaki yenilgiden sonra, imparator Romanos IV Diogenes bir darbe ile hükümdarlıktan uzaklaştırıldı. Daha sonra gücünü yeniden kazanmak için bir birlik topladı, ancak yenildi ve birliğini Adana'ya geri çekmek zorunda kaldı. Adana'daki garnizon tarafından kişisel güvenliği konusunda güvence aldıktan sonra teslim olmaya zorlandı. ⓘ
Anadolu Selçuklu Sultanlığı'nın kurucusu Süleyman ibn Kutulmiş, 1084 yılındaki seferinde Adana'yı ilhak etti. Kilikya, 1132 yılında Kilikya Ermeni Prensliği'nin kralı I. Leo'nun kuvvetleri tarafından ele geçirilene kadar bu dönemde istilacı ordular ve Haçlı Seferleri tarafından geçilmiştir. 1137 yılında Bizans kuvvetleri tarafından alınmış, ancak Ermeniler 1170 civarında tekrar ele geçirmişlerdir. Ermeni dönemi Adana'yı el sanatları ve uluslararası ticaret merkezi haline getirmiştir. Şehir, Küçük Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Yakın Doğu'ya ve Hindistan'a uzanan geniş bir ticaret ağının merkeziydi. Venedikli ve Cenevizli tüccarlar Ayaş limanından getirdikleri malları satmak için şehre sık sık uğrarlardı. 1268 yılında meydana gelen yıkıcı Kilikya depremi şehrin büyük bir kısmını yok etmiş ve 80 yıl sonra 1348 yılında Kara Ölüm bölgeye ulaşarak ciddi nüfus kaybına neden olmuştur. Adana, Kilikya'ya yürüyen ve ovayı ele geçiren Türkmen destekli Memluk Sultanlığı'na bırakıldığı 1359 yılına kadar Kilikya Ermeni Krallığı'nın bir parçası olarak kaldı. Şehrin varlıklı Ermenileri, şehrin elden çıkmasından sonra Kıbrıs'a kaçtılar. ⓘ
7. yüzyılın ortalarında şehir Araplar tarafından ele geçirilmiştir. Arap kökenli bir kaynağa göre şehrin ismi Yazene'nin torunu Ezene'den gelmektedir. ⓘ
Ramazanoğulları ve Osmanlı dönemi
Memlükler Tarsus, Ayas limanı ve Sarvandikar'da garnizonlar kurdular ve Adana ovasının yönetimini, 1352'de Adana'nın hemen güneydoğusundaki Camili bölgesinde bir Memlük yetkili Türkmen Emirliği kurmuş olan Yüreğir Türklerine bıraktılar. Emir Ramazan Bey, Adana'yı başkent olarak belirledi ve Yüreğir Türklerinin şehre yerleşmesine öncülük etti. Daha sonra Ramazanoğulları Emirliği olarak bilinen emirlik, 15. yüzyıl boyunca Osmanlı-Memlûk ilişkilerinde bir tugûr olarak fiilen bağımsızdı. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim, Memlük devletini fethettikten sonra beyliği Osmanlı İmparatorluğu'na dahil etti. Ramazanoğulları Beyleri, yeni Osmanlı sancağı Adana'nın yönetimini 1608 yılına kadar irsî bir şekilde ellerinde tuttular. ⓘ
Osmanlılar, Celali isyanlarının ardından 1608'de Ramazanoğulları yönetimine son verdiler ve atadıkları bir vali aracılığıyla doğrudan İstanbul'dan yönetmeye başladılar. 1832 yılının sonlarında Mısır Valisi Muhammed Ali Paşa Suriye'yi işgal etti ve Kilikya'ya ulaştı. Kilikya, 14 Mayıs 1833'te imzalanan Kütahya Antlaşması ile fiilen bağımsız olan Mısır'a bırakıldı. Bu tarihte 68.934 olan Adana sancağı nüfusu neredeyse hiç kentsel hizmet alamıyordu. Nehrin doğusunda ilk mahalle (Verâ-yı Cisr) kuruldu ve gelişen tarım arazilerinde çalışmak üzere Suriye'den Aleviler buraya getirildi. Muhammed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa, 1836'da Adana Kalesi'ni ve surları yıktırdı. Sulama ve ulaşım için ilk kanalları inşa etti ve ayrıca şehrin yerleşim alanları için, halka açık çeşmeler için nehrin suyunu yükselten tekerlekler (tr:mavra) de dahil olmak üzere bir su sistemi kurdu. Şark krizinden sonra, 27 Kasım 1840'ta imzalanan İskenderiye Konvansiyonu, Kilikya'nın Osmanlı egemenliğine geri verilmesini gerektiriyordu. 1861'de patlak veren Amerikan İç Savaşı, Avrupa'ya pamuk akışını sekteye uğratmış ve Avrupalı pamuk tüccarlarını verimli Kilikya'ya yönlendirmiştir. Adana, on yıllar içinde pamuk ticaretinin merkezi ve İmparatorluğun en müreffeh şehirlerinden biri haline geldi. Eskiden surlarla çevrili olan şehri çevreleyen yeni Ermeni, Türk, Rum, Keldani, Yahudi ve Alevi mahalleleri kuruldu. Adana-Mersin demiryolu hattı 1886 yılında açılarak Adana'yı Mersin Limanı üzerinden uluslararası limanlara bağladı. Büyük ölçekli sanayileşmenin de etkisiyle daha fazla göç alan Adana'nın nüfusu 20. yüzyılın başında 107.000'in üzerine çıktı: 62.250 Müslüman (Türkler, Aleviler, Çerkezler, Kürtler), 30.000 Ermeni, 8000 Keldani, 5000 Rum, 1250 Süryani, 500 Arap Hıristiyan ve 200 yabancı. ⓘ
Adana katliamı
Gelişen bölge ekonomisiyle elde edilen zenginlik, Hamidiye katliamlarından kaçan Kilikya Ermeni nüfusunun iki katına çıkması, Temmuz 1908 devrimiyle otokratik Abdülhamit yönetiminin sona ermesi, Ermeni toplumunu güçlendirmiş ve özerk bir Kilikya hayalini doğurmuştur. İttihat ve Terakki'nin devrim sonrası Vilayetleri kötü yönetmesi, 1908'in sonlarında çeşitlilik yanlısı Vali Bahri Paşa'nın görevden alınmasına ve yerine iktidarsız Cevad Bey'in getirilmesine neden oldu. Bunu fırsat bilen Cemiyet-i Muhammediye'nin yerel lideri Bağdadizade Abdülkadir (daha sonra Paksoy), yerel yönetimin neredeyse kontrolünü ele geçirdi ve tüm Kilikya'da Ermenileri "cezalandırmak" için bir eylem planına öncülük etti. Yaklaşan Ermeni saldırısı söylentileri, kasıtlı provokasyonlar Türk mahallelerini gerdi. Karşı darbe haberi Kilikya'ya ulaşır ulaşmaz, Cemiyet-i Muhammediye'nin öfkeli üyeleri ve makineleşme nedeniyle işsiz kalan memnuniyetsiz köylüler Salı günkü pazarda şehre akın etti. Geceyi şehirde geçiren gruplar, yerel destekçileriyle birlikte 14 Nisan 1909 sabahından itibaren Ermeni dükkânlarına saldırmaya başladı. Saldırılar günün ilerleyen saatlerinde Ermeni konutlarına yöneldi ve Kilikya'nın geri kalanına da yayıldı. Silahlı Ermeniler kendilerini savunabildiler ve çatışmalar 17 Nisan'a kadar sürdü. ⓘ
Bir haftalık sessizlikten sonra, 25 Nisan'da Osmanlı Ordusu'na bağlı alaylardan 850 asker şehre geldi. Askerlerin kamp alanında kurduğu çadırlara ateş açıldı ve hemen ardından Ermenilerin bir kilise kulesinden ateş açtığı söylentisi yayıldı. Ordu komutanı Mustafa Remzi Paşa, söylentinin doğruluğunu araştırmaya bile gerek duymadan, askerleri başıbozuklarla birlikte Ermeni mahallelerine yönlendirdi ve üç gün boyunca insanları kurşuna dizdi, binaları yıktı ve Hıristiyan mahallelerini yaktı. 25-27 Nisan'daki pogromlar 14-17 Nisan çatışmalarından çok daha büyüktü ve kayıpların neredeyse tamamı Hıristiyanlardan oluşuyordu. ⓘ
Nisan 1909'daki Adana katliamı 18.839 Ermeni, 1250 Rum, 850 Süryani, 422 Keldani ve 620 Müslüman'ın ölümüyle sonuçlandı. Kaybolan yaklaşık 2500 Hacinyan ve diğer mevsimlik işçiler de eklendiğinde, tüm Vilayet'teki ölü sayısının 25.500 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Daha sonra yaz aylarında 2000 çocuk dizanteriden, birkaç bin yetişkin de yaralanma ya da salgın hastalıklardan öldü. Katliam 3500 çocuğun yetim kalmasına ve Hıristiyan mülklerinin ağır tahribatına neden oldu. Cevad Bey ve Mustafa Remzi Paşa görevden alındı ve yetkilerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle hafif cezalara çarptırıldı. 8 Ağustos 1909'da Vali olarak atanan Cemal Paşa, hayatta kalan Ermeni cemaatiyle hızla ilişki kurdu. Cemal Paşa, toplayabildiği mali destekle çok kısa bir süre içinde Ermeniler için Çarçabuk (şimdiki Döşeme) adında yeni bir mahalle kurdu, iki yetimhane inşa ettirdi ve yıkılan binaların restorasyonunu yaptırdı. Berlin-Bağdat demiryolunun Kilikya bölümü 1912'de açılmış ve Adana'yı Ortadoğu'ya bağlamıştı. Birkaç yıl içinde şehir yeniden ivme kazandı ve 1915'e gelindiğinde Ermeni nüfusu 30.000'e ulaşarak 1909 öncesindeki sayıya yaklaştı. ⓘ
Ermeni Soykırımı sırasında şehir
Mayıs 1915'in başlarında Vali İsmail Hakkı Bey, Konstantinopolis'ten (şimdiki İstanbul) şehirdeki Ermenilerin tehcir edilmesi emrini aldı. Vali tehciri geciktirmeyi başardı ve Ermenilerin taşınır mallarını satarak yolculuk için para kazanmalarına izin verdi. 4000'den fazla Ermeni'den oluşan ilk tehcir kafilesi 20 Mayıs'ta şehirden ayrıldı. Kilikya Katolikosu Sahak II, dönemin Suriye-Kilikya Genel Valisi Cemal Paşa'ya bir mektup yazarak tehcirin devam etmesini engellemesini istedi ve genel sekreter Kerovpe Papazyan Haziran başında Aley'de paşayla görüşerek Katolikos'un mesajını iletti. Cemal Paşa derhal Vali'ye daha fazla Ermeni'nin tehcir edilmemesi için telgraf çeker. Onun çabalarıyla Adana Ermenileri, Kilikya Ermenilerinin geri kalanı tehcir edilirken ve Batı Anadolu'nun yüz binlerce bitkin Ermeni sürgünü şehirden geçerken bir yaz muafiyeti kazandılar. İstanbul'dan 24 Nisan'da tehcir edilen Ermeni aydınlar Rupen Zartaryan, Sarkis Minasyan, Nazaret Dağavaryan, Harutyun Cangülyan ve Karekin Khajag birkaç gün Vilayet Konağı'nda gözaltında tutuldular. Hayatta kalmak için son çabaları olan Katolikos ile Katedral'de bir görüşme yapmayı başarabildiler. Haziran ayının ilerleyen günlerinde, önde gelen iki lider, Krikor Zohrab ve Vartkes Serengülyan da Diyarbakır'a doğru son yolculuklarına çıkarken şehirde tutuldular. ⓘ
Dahiliye Nazırı Talat Paşa, Adana Ermenilerinin muafiyetine son vermek istedi ve Bakanlıktaki ikinci adamı Ali Münif'i tehciri yeniden başlatmak üzere Ağustos ortasında şehre gönderdi. Ali Münif, Kuruköprü Meydanı'nda her gün birçok Ermeni'yi ayaklandırmakla suçlanan 250 Adanalı aileyi derhal tehcir etti. Geri kalanların tehcirinden önce Vali, tehcir edilenleri mal varlıklarını satmaları için tekrar yönlendirir. Şehir sakinlerinin neredeyse üçte biri mallarını satarken, şehir büyük bir tasfiye satış alanı gibi görünüyordu. Sekiz kafile halinde 5000 Ermeni ailenin tehciri 2 Eylül 1915'te başladı ve Ekim sonuna kadar devam etti. 1000 zanaatkâr, devlet memuru ve ordu personeli aileleriyle birlikte tehcirden muaf tutuldu. Diğer vilayetlerden tehcir edilenlerin aksine, Adana Ermenilerinin önemli bir kısmı Şam'a ve daha güneye gönderilmiş, böylece Cemal Paşa'nın kişisel ricasıyla Deyr ez-Zor'daki ölüm kamplarından kurtulmuşlardır. Ermeni soykırımı sırasında, 1915 boyunca tehcir edilen yaklaşık 25.000 Adana Ermenisinin ölüm oranı, üç ana faktör nedeniyle diğer bölgelerden tehcir edilenlere göre çok daha düşüktü: Şehirde ve çevresinde doğrudan öldürme olaylarının rapor edilmemiş olması, bir kısmının Şam bölgesine tehcir edilmiş olması ve yol boyunca ve tehcir edildikleri yerlere vardıktan sonra hayatlarını idame ettirmek için yanlarında para bulunması. ⓘ
Fransız yönetimi
Luviler MÖ 3000-1600 civarı
Hititler MÖ 1600'ler-1500'ler
Kizzuwatna (özgür) MÖ 1500'ler-1420'ler
Hititler MÖ 1420'ler-1190'lar
Denyen Deniz Halkları MÖ 1190'lar-c.900
Quwê / Asur yaklaşık MÖ 900-612
Kilikya Krallığı MÖ 612-549
Ahameniş İmparatorluğu MÖ 549-333
İskender İmparatorluğu MÖ 333-323
Ptolemaios Krallığı MÖ 323-312
Seleukos İmparatorluğu MÖ 312-83
Ermenistan Krallığı MÖ 83-64
Roma İmparatorluğu MÖ 64-MS 395
Bizans İmparatorluğu 395-704
Emevi Halifeliği 704-746
Bizans İmparatorluğu 746-756
Abbasi Halifeliği 756-965
Bizans İmparatorluğu 965-1084
Selçuklu / Haçlı Seferleri 1084-1132
Kilikya Ermeni Prensliği 1132-1137
Bizans İmparatorluğu 1137-1170
Kilikya Ermeni Krallığı 1170-1359
Ramazan Emirliği 1359-1608
Osmanlı İmparatorluğu 1608-1833
Mısır Eyaleti 1833-1840
Osmanlı İmparatorluğu 1840-1918
Fransız Kilikya'sı 1918-1922
Türkiye 1922'den günümüze ⓘ
Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918'de imzalanarak Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'na katılımı sona erdi. Mütareke şartları Kilikya'nın kontrolünü Fransa'ya devretti. Fransız hükümeti Aralık ayında Adana'yı ele geçirmek ve 170.000'den fazla Ermeni'nin Kilikya'ya geri dönüşünü denetlemek üzere Ermeni Lejyonu'ndan dört tabur gönderdi. Geri dönen Ermeniler özerk bir Kilikya Devleti kurmak için Fransa ile müzakerelerde bulundu ve Ermenilerin baş müzakerecisi Mihran Damadyan 1919'da geçici Kilikya Anayasası'nı imzaladı. Kiliselerin, okulların, kültür merkezlerinin ve işyerlerinin yeniden açılmasıyla savaş öncesi hayat yeniden başladı. ⓘ
Fransız kuvvetleri Kilikya'da çok dağınıktı ve geri gönderilen köyler Türk Kuva-yi Milliye'sinin şiddetli saldırılarına maruz kaldı. Geri dönüş süreciyle ilgili maliyetler ve zorluklar, Suriye mandasında artan Arap milliyetçiliği, Fransız Yüksek Komiserlerini 1919'un sonlarında ve 1920'nin başlarında Türk lider Mustafa Kemal Paşa ile birkaç kez görüşmeye zorladı ve bu da Kilikya'ya ilave kuvvetlerin konuşlandırılmasının durdurulmasıyla sonuçlandı. Fransızlar ve Kemalistler arasında 28 Mayıs 1920'de yapılan bir ateşkes, Fransız kuvvetlerinin Mersin-Osmaniye demiryolunun güneyine çekilmesine yol açtı. Bunu takiben binlerce Ermeni'nin Sis ve çevresinden tahliye edilmesi ve Adana'ya göç etmesi, şehirdeki Ermeni sayısını 100.000'in üzerine çıkardı. Haziran ayı boyunca Ermeni Lejyonu, geri gönderilen Ermeniler ve Süryaniler, Kahyaoğlu, Kocavezir, Camili ve İncirlik civarında yüzlerce kişiyi öldürerek Türklere karşı intikamcı eylemlerde bulunmuşlardır. 10 Temmuz 1920'de, demiryolunun güneyindeki aşırı nüfusu rahatlatmak için, bir Fransız-Ermeni operasyonu yerel Türk nüfusunu kuzeye kaçmaya zorladı. Adana ve çevresinden yaklaşık 40.000 Türk kırsal bölgelere ve kuzeydeki dağlara kaçtı. 4 gün süren ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği bu olay Kaç Kaç olayı olarak bilinir. Türk Kilikyalılar Cemiyeti ve milli müdafaa dernekleri 5 Ağustos 1920'de Pozantı'daki kongrede Kilikya'da Türk egemenliğini kurmak için bir araya gelmişti. Aynı gün Mihran Damadyan, Adana Vilayet Salonu'nda, kentteki Hıristiyan topluluklarla uzlaşarak Kilikya'nın özerkliğini ilan etti. Ancak Fransız hükümeti özerkliği tanımadı, cemaat liderlerini sınır dışı etti ve Eylül ayında Ermeni Lejyonu'nu dağıttı. ⓘ
Değişen siyasi ortam ve çıkarlarla birlikte Fransızlar politikalarını daha da tersine çevirdi ve başlangıçta Suriye üzerindeki mandalarına eklemeyi umdukları Kilikya üzerindeki tüm iddialarından vazgeçti. Kilikya Barış Antlaşması 9 Mart 1921 tarihinde Fransa ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında imzalandı. Antlaşma amaçlanan hedeflere ulaşamadı ve yerini 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması'na bıraktı. Anlaşma şartlarına göre Fransa, Kilikya Savaşı'nın sona erdiğini ve Hıristiyan toplulukların haklarının korunması şartıyla geri çekilmeyi tanıdı. Anlaşmanın sunduğu garantilerden memnun olmayan Ermeniler, Mersin limanına ve Dörtyol'a akın etmiş ve iki bin yıllık vatanlarını Aralık 1921'de boşaltmışlardır. Fransız birlikleri, kalan Ermeni gönüllülerle birlikte 5 Ocak 1922'de şehirden çekildi. Daha sonra 1922'de, Türk-Yunan nüfus mübadelesi politikası yürürlüğe girmeden önce bölgedeki 10.000 kadar Rum Yunanistan'a göç etmişti. Kilikya'nın boşaltılmasından hemen önce Adana bölgesinde bulunan 172.000 Ermeni'den 80.000'i Suriye ve Lübnan'a sığınmış, 10.000 kadarı da Kıbrıs, İzmir ve İstanbul'a göç etmiştir. Geri kalan yaklaşık 82.000 Ermeni, büyük olasılıkla Adana bölgesinde kalmış ve Türk/Müslüman toplumuna asimile olmuştur. Lübnan'a yerleşen Ermeniler, Beyrut'un hemen kuzey doğusundaki çoğunluğu Ermeni olan Bourj Hammoud kasabasında Nor Adana (en:New Adana) mahallesini kurdular. 1920'lerden itibaren Kilikya Ermenilerinin yaklaşık yüzde 60'ı Arjantin'e taşındı. 1941'de yapılan gayri resmi bir nüfus sayımı, Buenos Aires'teki tüm Arjantinli Ermenilerin yüzde 70'inin Adana kökenli olduğunu ortaya koymuştur. ⓘ
Modern Türkiye
15 Nisan 1923'te, Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından hemen önce, Türk hükümeti, mülkleri üzerinde bulunmayan Ermeni ve Rumların mülklerine el koyan "Terk Edilmiş Mallar Kanunu "nu yürürlüğe koydu. Adana, mülklerine en çok el konulan şehirlerden biriydi, bu nedenle Balkanlardan ve Girit'ten gelen muhacirler, Kayseri ve Darende'den gelen göçmenler şehrin Ermeni ve Rum mahallelerine yerleştirildi. Her türlü mütevazı mülk, arazi, ev ve atölye onlara dağıtıldı. Mustafa Kemal'in (daha sonra Atatürk) Sivas Kongresi'nde söz verdiği gibi Kayseri eşrafına (örneğin Nuh Naci Yazgan, Nuri Has, Mustafa Özgür) ve yerel milliyetçilere (örneğin Sefa Özler, Ali Münif) büyük çiftlikler, fabrikalar, mağazalar ve konaklar verildi. On yıl içinde şehir demografik, sosyal ve ekonomik olarak keskin bir değişim geçirdi ve sadece Müslüman/Türk bir şehre dönüşerek çeşitliliğini kaybetti. Geride kalan Yahudi ve Hıristiyanlar 1942'de Varlık Vergisi'nin ağır yükü altında kalarak Adana'yı terk ettiler ve mülklerini değerinin çok altında, Sabancı gibi servetlerini el konulan ya da değerinin altında mülklere sahip olmak üzerine inşa eden ailelere sattılar. ⓘ
Şehir 27 Haziran 1998'de 6.2 büyüklüğünde bir depremle (1998 Adana-Ceyhan depremi) sarsıldı. Bu felaket, kentte ve Ceyhan ilçesinde 145 kişinin ölümüne, 1500 kişinin yaralanmasına ve binlerce kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur. Toplam ekonomik kaybın yaklaşık 1 milyar ABD doları olduğu tahmin edilmektedir. ⓘ
Yönetim
Adana şehri, Adana Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kalan alan olarak adlandırılır. Bu alan, İl dışındaki alanlar hariç olmak üzere, Belediye Binası çevresindeki 30 km2'lik (12 sq mi) alanı kapsamaktadır. Şehrin yönetiminde dört yönetim kademesi yer almaktadır; ulusal hükümet, il yönetimi, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri. Ankara'daki Türkiye Hükümeti gücün çoğunu elinde tutmaktadır; sağlık, eğitim, polis ve şehirle ilgili diğer birçok hizmet atanmış bir Vali aracılığıyla Ankara tarafından yönetilmektedir. Ulusal hükümet aynı zamanda diğer tüm hükümet kademelerinin ve mahalle yönetiminin kanun koyucusu, yargılayıcısı ve denetçisidir. Yarı demokratik il yönetim organı olan Adana İl Özel İdaresi, esas olarak ilköğretim okulları, kreşler ve diğer devlet binalarının inşası ve bakımı ve bazı sosyal hizmetlerle ilgilenen küçük yetkilere sahiptir. Belediye yönetimi iki kademeli bir yapıdadır; Büyükşehir Belediyesi üst kademeyi, ilçe belediyeleri ise alt kademeyi oluşturmaktadır. Büyükşehir belediyesi ana yolların ve parkların yapımı ve bakımı ile ilgilenir, yerel ulaşım ve itfaiye hizmetlerini yürütür. İlçe belediyeleri ise mahalle sokaklarından, parklardan, çöp toplama ve mezarlık hizmetlerinin işletilmesinden sorumludur. İlçe belediyeleri ayrıca şehrin en küçük idari birimleri olan mahallelere bölünmüştür. ⓘ
Büyükşehir belediyesi
Adana Belediyesi 1871 yılında kurulmuştur, ancak şehir 1877 yılına kadar ilk belediye başkanı Gözlüklü Süleyman Efendi tarafından muhtesip sistemiyle yönetilmeye devam etmiştir. İlk modern belediye yönetimi ikinci belediye başkanı Kirkor Bezdikyan ve halefi Sinyor Artin ile başladı. Yollar genişletildi ve parke taşı döşendi, drenaj kanalları ve hendekler açıldı, daha da önemlisi ilk belediye yönetmelikleri yürürlüğe kondu. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük altyapı projeleri tamamlandı ve şehrin kuzeyinde ilk planlı mahalleler inşa edildi. Turhan Cemal Beriker bu dönemde 12 yıl boyunca belediye başkanlığı ve valilik görevlerinde bulundu. Seyhan Barajı'nın 1956 yılında tamamlanmasıyla birlikte, dönemin başbakanı Adnan Menderes'in Adana'ya özel ilgi göstermesi ve kent genelinde yeraltı kanalizasyon sistemleri ve yerleşim alanlarının yollara ve kamusal alanlara dönüştürülmesi gibi büyük ölçekli altyapı projelerini başlatmasıyla kentte hızlı bir büyüme yaşanmıştır. 1984'ten günümüze, Seyhan nehrinin yeniden canlandırılması ve büyük park ve bulvarların inşası ile şehir manzarası devrim niteliğinde değişikliklere sahne olmuştur. ⓘ
Büyükşehir Belediyesi Kanunu 1989 yılında yürürlüğe girmiş ve belediye yönetimi büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında paylaştırılmıştır. Adana Belediyesi Büyükşehir Belediyesi olmuş ve Seyhan ve Yüreğir olmak üzere iki yeni ilçe belediyesi kurulmuştur. Karaisalı 2006 yılında kente bağlanmış, Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin bölünmesiyle 2008 yılında Çukurova ve Sarıçam ilçeleri kurulmuştur. Karataş Belediye Meclisi, 3 Şubat 2012 tarihinde belediyenin Adana ile birleştirilmesi yönündeki önergeyi kabul etmiş olup, geçiş süreci tamamlandıktan sonra Karataş kentin altıncı ilçesi olacaktır. ⓘ
Büyükşehir belediyesi üç organdan oluşmaktadır; Büyükşehir Meclisi, Belediye Başkanı ve Encümen. Her ilçe belediye meclisi kendi üyelerinin beşte birini büyükşehir meclisinde ilçeyi temsil etmek üzere seçer. Böylece büyükşehir meclisi, Seyhan ilçesinden on, Yüreğir'den sekiz, Çukurova'dan sekiz, Sarıçam'dan altı, Karaisalı'dan iki olmak üzere 35 meclis üyesi ve doğrudan seçmenler tarafından seçilen büyükşehir belediye başkanından oluşmaktadır. Encümen, yürütme kurulu, beşi büyükşehir meclis üyesi ve diğer beşi büyükşehir belediye başkanı tarafından Encümen'e atanan büyükşehir belediyesindeki müdürler olmak üzere on üyeden oluşur. ⓘ
İlçeler
Adana'da toplam 15 ilçe bulunmaktadır. ⓘ
Seyhan Nehri'nin batı kanadında yer alan Seyhan ilçesi şehrin kültür ve iş merkezidir. D-400 devlet yolu (şehir sınırları içerisinde Turhan Cemal Beriker Bulvarı olarak da kabul edilir) şehri kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölen ekonomk bir sınır gibidir. Seyhan'nın D-400 karayolunun kuzeyinde kalan kısmı, şehrin ekonomik olarak gelişmiş yeridir. D-400 boyunca, oteller, kültür merkezleri, ticaret ve iş binaları sıralanmaktadır. D-400'ün güneykısmında kalan şehrin eski merkezi geleneksel ve modern mağazaların şehir sakinlerine sunulduğu pazar alanıdır. Buranın güneyi ise düşük gelirle sakinlerin tercih ettiği bir yerleşim alanıdır. ⓘ
Çukurova, Seyhan ilçesinin kuzeyinde ve Seyhan Havzası'nın güneyinde bulunan modern bir yerleşim alanıdır. İlçe, şehrin kuzeyindeki 3000 hektarlık az verimli araziyi değerlendirmek için dağınık şehri bu araziye yönlendirmek amacıyla 1980'lerin ortalarında planlanmıştır. Yeni Adana olarak isimlendirilen proje göl sahili boyunca uzanan villaları ve yeni açılan Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Kenan Evren bulvarları boyunca boy gösteren çok katlı apartman dairelerini bünyesinde barındırmaktadır. ⓘ
Yüreğir ilçesi, nehrin doğu yakasında bulunmakta olup düşük gelirli birçok yerleşim alanına ve büyük ölçekteki sanayii bölgelerine ev sahipliği yapmaktadır. Nehir üzerinde yapılan yeni köprüler ve ilçe sınırları içerisine metro hattının döşenmesiyle beraber Yüreğir gittikçe önem kazanmaya başlamıştır. Adana Adalet Bakanlığı yeniden ilçeye dönmüş ve Kazım Karabekir mahallesine 47.5 hektarlık sağlık kampüsü yapılması planlanmaktadır. Sinanpaşa, Yavuzlar, Köpürülü ve Kışla mahallelerini modern yerleşim alanlarına dönüştürecek kampsamlı kentsel imar planı ilçede uygulanmaktadır. ⓘ
Sarıçam ilçesi, Yüreğir'in kuzeydoğusunda bulunmaktadır ve 2008 yılında Adana şehriyle birleştirilen eski belediyelerden oluşmaktadır. Sarıçam'daki bazı büyük kurum ve kuruluşlar şunlardır: Çukurova Üniversitesi, İncirlik Hava Üssü ve Organize Sanayi Bölgesi. ⓘ
Karaisalı, Seyhan Havzası'nın kuzeyinde, şehir merkezinin dışında bulunan küçük bir ilçedir. İlçenin büyük çoğunluğu kırsal alanda olup Seyhan nehri boyunca uzanan eğlence alanlarına ve kuzeydeki yüksek alanlarda yazlıklara ev sahipliği yapar. ⓘ
Mahalleler
Mahalleler (Mahalle) ilçe belediyeleri içinde yer alan idari birimlerdir ve muhtar ile Mahalle İhtiyar Heyeti tarafından yönetilirler. Mahalle sakinleri tarafından seçilmesine rağmen, muhtara herhangi bir yetki verilmemiştir, dolayısıyla muhtar ulusal hükümetin bir yöneticisi olarak işlev görmektedir. Muhtarlar mahalleleriyle ilgili sorunları ilçe belediyesine iletebilmekte ve kentteki kamu kurumlarının koordinasyonunu sağlayan bir çatı kuruluş olan Adana Kent Meclisi'nde yer alabilmektedir. Mahalle yönetimlerinin sosyal hizmetler sağlayamamasına ve mahalle sakinlerinin mahalle sorunlarına katılımını artıracak fonlara sahip olmamasına rağmen, özellikle düşük gelirli bölgelerde birçok mahalle sakini kendilerini mahalleleriyle güçlü bir şekilde özdeşleştirmektedir. ⓘ
Şehirde toplam 254 mahalle bulunmaktadır. Seyhan'ın 69'u kentsel alanda, 30'u eski belediyelerin ve mahalleye dönüşen eski köylerin mahalleleri olmak üzere 99 mahallesi bulunmaktadır. Yüreğir'in 38'i kentsel alanda, 61'i kırsal alanda olmak üzere 99 mahallesi bulunmaktadır. Sarıçam'da 29, Çukurova'da 16 ve Karaisalı ilçesinde 11 mahalle bulunmaktadır. Bir mahallenin nüfusu 150 ila 63.000 arasında değişebilmektedir. Özellikle Çukurova ilçesindeki bazı mahalleler çok büyüktür -neredeyse bir kasaba büyüklüğündedir- ve muhtarlara erişimi zorlaştırmaktadır. ⓘ
Tepebağ, Kayalıbağ, Kuruköprü, Ulucami, Sarıyakup ve Alidede Adana'nın tarihi mahalleleridir. Cumhuriyet döneminin planlı mahalleleri Reşatbey, Cemalpaşa, Kurtuluş ve Çınarlı ise kentteki kültürel yaşamın çekirdeğini oluşturmaktadır. Güzelyalı, Karslılar ve Kurttepe ise Seyhan baraj gölüne bakan manzaralı mahallelerdir. ⓘ
Ekonomi
Adana, Türkiye'nin ilk sanayileşen şehirlerinden biri olmasının yanı sıra ekonomik olarak da gelişmiş şehirlerinden biridir. Osmanlı döneminde tahıl ve pamuk üretiminin tanınmış bir merkeziydi. 1800'lerin ortalarına kadar orta büyüklükte bir ticaret kenti olan şehir, önemli bir pamuk tedarikçisi olan Amerika Birleşik Devletleri'nin İç Savaş'a karışmasının ardından Avrupalı tüccarların ilgisini çekmiştir. Kilikya çiftçileri ilk kez tarım ürünleri ihraç etti ve sermaye inşa etmeye başladı. 20. yüzyılın başlarında bölgede neredeyse tamamı pamuk işleyen fabrikalar faaliyet göstermeye başladı. Kentteki işletmelerin çoğunu işleten Ermenilerin 1915'te soykırıma uğramasının ardından fabrikalar kapatıldı ve ekonomi neredeyse durma noktasına geldi. Cumhuriyetin kuruluşu, kapatılan fabrikaların yeniden faaliyete geçmesi ve devlete ait fabrikaların açılmasıyla sanayileşmenin büyümesini yeniden hızlandırdı. Seyhan Barajı'nın inşası ve tarım tekniklerindeki gelişmelerle birlikte 1950'lerde tarımsal üretimde patlama yaşandı. D-400 devlet yolu ve Karataş yolu boyunca büyük ölçekli sanayiler inşa edildi. Başta bankacılık olmak üzere hizmet sektörü bu dönemde gelişti. 1980'lerin ortalarına kadar devam eden hızlı ekonomik büyümeye, film yapımcılarını bölgeye çeken, gelir eşitsizliklerini ve servetin kötüye kullanımını filme alan kapitalist açgözlülüğün yükselişi eşlik etti. ⓘ
Dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın ülke ekonomisini merkezileştirmeye yönelik kapsamlı neo-liberal politikaları, neredeyse tüm Adana merkezli şirketlerin merkezlerini İstanbul'a taşımasına neden oldu. Bölgede pamuk ekiminin azalması, üretim için hammadde maliyetini artırdı ve böylece şehir 1990'ların ortalarından itibaren bir fabrika kapanma dalgasına tanık oldu. Genç profesyoneller şehirden kaçarak Adana'nın Türkiye'nin en çok beyin göçü veren şehri olmasına katkıda bulunmuştur. Mevcut ulusal iktidar partisi AKP'nin Özal'ınkine benzer neo-liberal merkezileşme politikaları ve buna ek olarak muhafazakârlığın AKP versiyonuyla uyumlu olmayan bir şehirde büyük projelere yatırım yapmama yönündeki gizli politikası nedeniyle Adana'dan finansal ve beşeri sermaye kaçışı 2002'den bu yana daha da artmıştır. 2010 yılında kentte işsizlik yüzde 19,1 ile rekor seviyeye ulaştı. 20 yıllık durgunluğun ardından Adana ekonomisi son dönemde turizm ve hizmet sektörü, toptan ve perakende sektörlerindeki yatırımlarla canlanmakta ve kent bölgesel bir merkez olarak yeniden şekillenmektedir. ⓘ
Adana, Doğrudan Yabancı Yatırım dergisi tarafından 2006/2007 yılları için Geleceğin 25 Avrupa Bölgesi arasında gösterilmiştir. Türkiye'den Kocaeli ile birlikte seçilen Adana, Kocaeli'nin altyapı gelişimi puanına karşılık maliyet etkinliği alanında en yüksek puanı alırken, insan kaynakları ve yaşam kalitesi kategorilerinde Adana ve Kocaeli puanları eşitledi. ⓘ
Ticaret
Güney Türkiye'deki önde gelen ticari merkezlerden biri olan şehir birçok şirketin ve kamu kuruluşunun bölgesel müdürlüklerine ev sahipliği yapmaktadır. TÜYAP Sergisi ve Kongre Merkezi fuarlar ve iş konferanslarına ev sahipliği yapmakla birlikte şu anda Çukurova'daki iş meseleleri konusunda ana buluşma noktasıdır. Akademiye yönelik 2000 koltuklu Alper Akınoğlu Kongre Merkezi 2012 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılması beklenmektedir. ⓘ
Adana Ticaret Odası (ATO) 1894 yılında pamuk ticaretine rehberlik etmek ve düzenlemek için kurulmuş olup Türkiye'deki ilk ticaret odalarından biridir. Günümüzde bu ticaret odası 25.000'den fazla şirket üyesi ve buna ek olarak iş hisseleri ve onlar adına destekçilere sahiptir. Adana Ticaret Borsası, 1913'te kurulmuş olup tarım ürünlerinin çiftlik hayvanlarının ticaretini güvenli ve açık bir biçimde düzenlemekle sorumludur. Borsanın şu anda 1350 üyesi vardır ve Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nun karşısında bulunmaktadır. 24 Nisan 2014 tarihinde CumhurBaşkanı Abdullah Gül'ün, Adana-Ceyhan istikameti, D 400 karayolu üzeri 11. km'de, temelini attıkları 72.000 M2'lik alanda yaptıkları yeni yerlerine 18 ay sonra taşınacaklardır. ⓘ
Turizm endüstrisi Seyhan Nehri'nin her iki yakasına ve şehir merkezine inşa edilmekte olan birçok otelle beraber gelişmektedir. Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerinin sahil bölgelerinin Enerji merkezli Sanayi Bölgeleri olarak kabul edilmesi Adana'yı otel inşası konusunda cazip bir noktaya taşımıştır. 4200 misafir kapasiteli 29 otel iki yıl içinde ikiye katlanacaktır; otel yataklarının toplam sayısı 8400'e yükselmektedir. Şu anda şehrin 5 yıldızlı otelleri olan Hilton, Sheraton,Seyhan, Sürmeli, şehrin batı ucundaki Anemon otelleri şu anda inşa halinde olan Türkmen, şehir merkezindeki Ramada ve Divan otelleri tarafından tamamlanacaktır. ⓘ
Tarım
Adana, pamuk, buğday, mısır, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin yoğun olarak üretildiği Çukurova tarım bölgesinin pazarlama ve dağıtım merkezidir. Adanalı çiftçiler Türkiye'deki mısır ve soya fasulyesinin yarısını üretmektedir. Türkiye'nin yer fıstığının yüzde 34'ü ve portakalının yüzde 29'u Adana'da hasat edilmektedir. Bölgedeki çiftçilik ve tarıma dayalı şirketlerin çoğunun Adana'da ofisi bulunmaktadır. Üretici kooperatifleri kent ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'nin en büyük üretici kooperatifi olan Çukobirlik, on ilde 36.064 üretici ortağa sahiptir ve pamuk, yer fıstığı, soya fasulyesi, ayçiçeği ve kanola ekiminden pazarlamasına kadar hizmet vermektedir. ⓘ
Adana Tarım Fuarı, 20 ülkeden 100 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan bölgenin en büyük fuarıdır. Fuar tarım, hayvancılık, kümes hayvanları ve süt işletmelerine ev sahipliği yapmaktadır. Tarım Fuarı'nın bir parçası olarak aynı zamanda Sera ve Bahçecilik Fuarı da düzenlenmektedir. Fuar, her yıl Ekim ayında TÜYAP Fuar Merkezi'nde 3,5 hektarlık bir alanda düzenleniyor. ⓘ
Tarım ile birlikte hayvancılık da coğrafi koşulların imkân vermesiye Adana ekonomisine ülke ekonomisinin ortalamasının üstünde katkı sağlamaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanı sıra, Akdeniz'e kıyısı bulunan Adana'nın ilçeleri Yumurtalık ve Karataş'ta deniz mahsülleri üretimi de önemli bir yer tutmaktadır. ⓘ
Adana ili genelinde hayvan mevcudu ilin coğrafi durumu, iklim şartları ve tarımsal karakterine göre değişiklik göstermektedir. Ova kısımlarında tüm alanlar ekime ayrıldığından daha çok ahır hayvancılığı yapılmaktadır. Şehir merkezine yakın yerlerde besi hayvancılığı ve tavukçuluk, dağlık ve ormanlık yerlerde ise koyun ve keçi beslenmektedir. ⓘ
Adana’dan komşu il ve ülkelere her zaman hayvan sevkiyatı yapılmaktadır. Bunun yanında %80 oranında Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden canlı hayvan ve ürünlerinin girişi yapılmaktadır. Özellikle kurban bayramı döneminde bu oranın arttığı görülmektedir. Kaçak girişlerin engellenememesi sağlıklı değerlere ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. ⓘ
Alüvyonların getirdiği verimli toprakları nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarından Çukurova'da buğday, ayçiçeği, zeytin, nar, mısır, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, şekerkamışı, patates, domates, biber, marul, lahana, soğan, pirinç, soya, pamuk, üzüm, yerfıstığı, bakla, börülce, fasulye, hıyar, badem, karpuz, kavun, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir.Ama bu ürünlerin en önemlisi pamuktur. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yağmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir. ⓘ
Üretim
Adana, büyük ölçekli sanayinin çoğunlukla tarıma dayalı olduğu sanayileşmiş bir şehirdir. Gıda işleme ve fabrikasyon metal ürünleri Adana imalatının yüzde 27'sini oluşturan başlıca sektörlerdir, mobilya ve kauçuk/plastik ürün imalatı yapan tesisler de çok sayıdadır. Adana'da 2008 yılı itibariyle Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında 11 firma bulunmaktadır. Adana'nın en büyük şirketi olan otomotiv üreticisi Temsa Global'in 2500'den fazla çalışanı vardır ve yılda 4000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye'nin en büyük margarin ve bitkisel yağ fabrikasıdır. Advansa Sasa 2650 çalışanı ile Avrupa'nın en büyük polyester üreticisidir. Adana Organize Sanayi Bölgesi 1225 hektarlık bir alana sahip olup, çoğunluğu orta ölçekli olmak üzere 300 fabrika bulunmaktadır. ⓘ
Madencilik
Metalik madenler içinde krom, demir ve manganez, kurşun, çinko, enerji hammaddelerinden kömür ve endüstriyel hammadde kaynaklarından kuvars ve kuvarsit, kil, barit, kireçtaşı ve kum agregası ve pomza bu zenginliklerin başında gelmektedir. ⓘ
Krom madenciliğinde Türkiye genelinde 4. bölgeyi oluşturan Adana ili, komşu olduğu Mersin ve Hatay limanlan sayesinde önemli ihraç potansiyeline sahiptir. ⓘ
Bugüne kadar maden ürünleri içinde Adana'ya en fazla döviz kazandıran kromitin son yıllarda düşen fiyatları sebebiyle şu anda durma noktasında görünmesine rağmen, yakın gelecekte kromit madenciliğinde bir canlanma beklenmektedir. ⓘ
İl içindeki ikinci derecede öneme sahip demir ve manganez de özellikle İsdemir için üretilmektedir. Son yıllarda yanlış politikalar yüzünden ithal cevhere yönelen İsdemir'in yerli cevhere gereken önemi vermesi kaçınılmaz olup, bu sektörde canlanma olacağı beklenmektedir. ⓘ
Tufanbeyli ilçe sınırları içinde yer alan ve termik santral kurmaya uygun 300 milyon tondan daha büyük bir rezerve sahip ortalama 1100-1300 kcal/kg'lık linyit yatakları ihale aşamasındadır. Adana ili için yine önemli miktarda kuvars kumu ve kuvarsit yatakları bulunmuş olup, Mersin'deki Anadolu Cam Sanayi, İzocam gibi sanayi kuruluşlarına uzun süreli potansiyel yaratmaktadır. ⓘ
Aynı şekilde kırmataş teknolojisine uygun çok fazla kireçtaşı ve beton agreası bulunan Adana'da çok iyi kalitede olmasa da ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak kil yatakları da mevcuttur. Adana il sınırları içinde Türkiye rezervinin %7,4'ünü oluşturan pomza yatakları da geleceğe yönelik önemli bir hammaddedir. ⓘ
Sonuç olarak 21. yüzyıla girerken Adana madencilik sektöründe de iddialı olabilecek ve ülke ekonomisine katkılar sağlayacak potansiyele sahiptir. Enerji açığını kapatmak amacıyla çevre dostu domestik yakıt üretimine elverişli kaliteli kömür ithalatı da Adana il sınırları içerisindeki Toros Gübre ve Kimya Sanayi limanından gerçekleştirilmektedir. ⓘ
Demografi
Aralık 2021 itibarıyla dört ilçenin toplam nüfusu 1.797.136'dır. ⓘ
Adana'nın dört ilçesinin 2011 yılından bu yana nüfusu şöyledir:
İlçe | Şehir Nüfusu ⓘ | ||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
2011 | 2012 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 | 2021 | |||
Seyhan | 757,928 | 764,714 | 779,232 | 788,722 | 797,563 | 800,387 | 793,480 | 796,286 | 792,536 | ||
Yüreğir | 421,692 | 416,302 | 419,240 | 419,011 | 419,902 | 424,999 | 415,198 | 414,574 | 407,054 | ||
Çukurova | 326,938 | 335,733 | 353,680 | 359,315 | 362,351 | 364,118 | 365,735 | 376,390 | 389,319 | ||
Sarıçam | 103,232 | 111,976 | 143,547 | 150,425 | 156,748 | 163,833 | 173,154 | 181,610 | 208.227 | ||
Toplam | 1,609,790 | 1,628,725 | 1,695,699 | 1,717,473 | 1,736,564 | 1,753,337 | 1,747,567 | 1,768,860 | 1,797,136 |
Adana'da yaşayanların üçte ikisi şehrin ilk kurulduğu yer olan Seyhan Nehri'nin batısında yaşamaktadır. Nehrin doğusundaki kentsel yayılma, Çukurova Üniversitesi ve İncirlik Hava Üssü gibi büyük kurumlar nedeniyle sınırlıdır. Seyhan, tüm etnik grupları barındıran en çeşitli ilçedir. ⓘ
Adana'daki başlıca etnik gruplar Türkler, Araplar ve Kürtlerdir. Adana Katliamı ve Ermeni soykırımı nedeniyle 1885 ve 1927 yılları arasında nüfus artışı yavaşlamış, 1923 Nüfus Mübadelesi kapsamında Balkanlar ve Girit'ten getirilen mültecilerle nüfus artmak yerine yenilenmiştir. 14. yüzyılın başlarında Memlüklerin Kilikya'nın kontrolünü ele geçirmesinin ardından birkaç Türkmen aşireti buraya yerleştirilmiştir. 1526'ya ait bir Osmanlı vergi kaydında 16 Türk yerleşim bölgesi kaydedilirken, sadece bir Ermeni ve hiçbir Rum, Yahudi, Kürt ya da Arap kaydedilmemiştir. 17. yüzyılda şehre daha fazla Ermeni ve Rum yerleşmiştir; Evliya Çelebi'ye göre bir Arap nüfusu da vardır. ⓘ
Yıl | Nüfus | ±% |
---|---|---|
1885 | 69,266 | — |
1908 | 107,450 | +55.1% |
1927 | 72,577 | −32.5% |
1955 | 100,367 | +38.3% |
1980 | 574,515 | +472.4% |
2000 | 1,130,710 | +96.8% |
2021 | 1,797,136 | +58.9% |
Araplar Karşıyaka'da ve Seyhan'ın güney mahallelerinde yoğunlaşmıştır. Şehrin demografisi, 1990'larda Türkiye-PKK çatışmasının zirve yaptığı dönemde birçoğu güneydoğudaki köylerini terk etmek zorunda kalan Kürtlerin kitlesel göçü sonrasında önemli ölçüde değişmiştir. Kürtler çoğunlukla şehrin güney mahallelerinde yaşamaktadır. Romanya'da yaşayan Romanların bir kabilesi olan Conolar, Balkan Savaşları sırasında Adana'ya yerleşmiştir. Conolar çoğunlukla Sinanpaşa mahallesi civarında yaşamaktadır. Adana'da Conolar da dâhil olmak üzere yaklaşık 8.000 Roman yaşamaktadır. Balkan Savaşları sırasında ve öncesinde Adana'ya yerleşmiş olan Balkanlar ve Kafkasya'dan gelen büyük bir göçmen topluluğu da bulunmaktadır. ⓘ
Kilikya'nın boşaltılmasından hemen önce, 1921 yılında Adana bölgesinde 172.000 Ermeni bulunmaktaydı. Bunların yaklaşık 82.000'i herhangi bir sığınma hedefinin parçası değildi, bu da Adana'da kaldıklarını ve Türk toplumuna asimile olduklarını açıklıyor. Kripto-Ermeni olarak bilinen torunların 10.000 ila 15.000'i hala Ermeni/Hıristiyan kültürlerini kendi içlerinde ve daha geniş toplumdan gizleyerek yaşamaktadır. Ayrıca 1909 ve 1915 yıllarında yetimhanelere ya da Müslüman ailelere evlatlık olarak verilen Ermeni çocukların torunlarının sayısı da oldukça fazladır. Tüm bunlara ek olarak, Adana günümüz Türkiye'sinde en fazla asimile olmuş Ermeni nüfusuna sahip il olabilir. 1921'de tahliye edilen Ermeniler bugün Arjantin'in Buenos Aires kentinde yaşamakta ve buradaki Arjantinli Ermenilerin çoğunluğunu oluşturmaktadırlar; ayrıca Lübnan ve Suriye'de de yaşamaktadırlar. ⓘ
Adana, İncirlik NATO Hava Üssü'nde görev yapan yaklaşık 2.000 İngiliz ve Amerikalıdan oluşan bir topluluğa ev sahipliği yapmaktadır. 2003 yılından önce sayıları 22,000'e kadar çıkan bu topluluk, birçok askerin Irak'ta konuşlandırılmasıyla azalmıştır. ⓘ
Akdeniz ve Ege kıyılarındaki diğer şehirlerde olduğu gibi Adana'da da laiklik güçlüdür. İnançlı insanlar arasında Sünni İslam'a bağlı olanlar çoğunluktadır. Türklerin çoğunluğu, Kürtlerin çoğu ve Arapların bir kısmı Sünni Müslüman'dır. Adana aynı zamanda Aleviliğin de kalesidir. 1978'deki olaylardan sonra çok sayıda Alevi Kahramanmaraş'tan kente göç etmiştir. Adanalı Araplar çoğunlukla Alevi'dir ve bu durum sıklıkla Aleviler ile karıştırılmaktadır. Alevi Araplar yerel olarak Nusayri ya da Fellah olarak bilinmektedir. Şanlıurfa ilinden gelen Araplar Sünni Müslüman'dır. Roma Katoliklerinden oluşan küçük bir topluluk ve birkaç Yahudi aile bulunmaktadır. ⓘ
Şehir manzarası
Mimari
Adana mimarisinin altın çağı, Ramazanoğulları Beyliği'nin Adana'yı başkent olarak seçtiği 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyıldır. Şehir bu dönemde hızla büyümüş ve birçok yeni mahalle inşa edilmiştir. Adana'nın tarihi simgelerinin çoğu bu dönemde inşa edilmiştir, bu nedenle Adana'nın mimari tarihinde Memlük ve Selçuklu mimarisi baskındır. Taşköprü, Roma-Bizans döneminden kalan tek simge yapıdır ve Osmanlı yönetimi sırasında çok az kamu binası inşa edilmiştir. Adana, modern Türkiye'nin tarihi Ermeni mimarisine ev sahipliği yapmaktadır ve bu mimari, şehrin merkezindeki modern binaların arkasında bulunabilir. ⓘ
Tepebağ Mahallesi'ndeki ilk yerleşim izleri neolitik çağa kadar uzanmaktadır. Mahalle, Taşköprü taş köprüsünün yanında, Tepebağ'a adını veren bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Şehir yönetimi, başta Osmanlı evleri olmak üzere bu bölgenin mirasını korumak için bir kampanya başlatmıştır. Atatürk, şu anda Atatürk Müzesi'ne ev sahipliği yapan Seyhan Caddesi'ndeki bu evlerden birinde kalmıştır. ⓘ
Şehir içinde Seyhan Nehri'nin üzerinden birçok köprü geçmektedir, bunların arasında en dikkat çekeni 2. yüzyıldan kalma bir Roma köprüsü olan Taşköprü'dür. Şu anda yayalar ve bisikletliler tarafından kullanılan köprü, 2007 yılına kadar motorlu taşıtlara açık olan dünyanın en eski köprüsüydü. Demirköprü, 1912 yılında Berlin-Bağdat Demiryolu projesinin bir parçası olarak inşa edilmiş bir demiryolu köprüsüdür. Şehrin güney kesiminde yer alan Regülatör köprüsü, bir karayolu köprüsü olmasının yanı sıra nehir suyu için bir regülatördür. Ayrıca nehir üzerinde üç yaya köprüsü, Seyhan ve Mustafakemalpaşa yol köprüleri, metro köprüsü ve otoyol köprüsü bulunmaktadır. ⓘ
Adana'nın yerel valisi tarafından 1882 yılında yaptırılan Büyük Saat Kulesi, 32 m (104,99 ft) yüksekliğiyle Türkiye'nin en yüksek saat kulesidir. Fransız işgali sırasında hasar görmüş, ancak 1935 yılında yeniden inşa edilmiştir ve görüntüsü şehrin armasında bulunabilir. Kazancılar Çarşısı, Büyük Saat'in etrafında kurulmuştur. ⓘ
Ramazanoğlu Salonu 1495 yılında Halil Bey döneminde inşa edilmiştir. Taş ve tuğladan yapılmış üç katlı bir bina olup, Türkiye'deki en eski ev örneklerinden biridir. Bu salon Ramazanoğlu ailesinin yaşadığı Harem bölümüdür. Devlet dairelerinin bulunduğu Selamlık bölümü artık mevcut değildir. ⓘ
Çarşı Hamamı 1529 yılında Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından yaptırılmıştır ve Adana'nın en büyük hamamıdır. Beş kubbeli olarak inşa edilmiş ve içi mermer ile kaplanmıştır. Yapıldığı dönemde Seyhan Nehri'nden su çarkları ve kanallarla su getirilmiştir. ⓘ
Seyhan İlçe Konağı'nın yanında bulunan Irmak Hamamı, 1494 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından eski bir Roma hamamının kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Suyu nehirden gelmektedir. Şehirdeki diğer tarihi hamamlar Mestenzade Hamamı ve Yeni Hamam'dır. ⓘ
Camiler Sabancı Merkez Camii, tarihi olmamasına rağmen Ortadoğu'nun en büyük camilerinden biri olması nedeniyle Adana'nın en çok ziyaret edilen camisidir. Osmanlı mimarisine sadık kalınarak inşa edilen cami, 1998 yılında 28.500 namaz kılma kapasitesiyle açılmıştır. Caminin dördü 99 metre yüksekliğinde olmak üzere altı minaresi vardır. Kubbesi 32 metre çapındadır ve ibadet alanından 54 metre yüksekliktedir. Seyhan Nehri'nin batı yakasında, Seyhan Köprüsü'nün köşesinde yer alır ve geniş bir alandan görülebilir. ⓘ
Ramazan döneminde 1541 yılında inşa edilen bir külliye olan Ulu Cami, camisi, medresesi ve türbesiyle Adana'nın en ilginç Ortaçağ yapısıdır. Cami, dekoratif pencere çevreleriyle siyah ve beyaz mermerden yapılmıştır ve iç mekanında kullanılan 16. yüzyıl İznik çinileriyle ünlüdür. Minaresi, taşıdığı Memlük etkileri ve ortogonal plan şeması ile benzersizdir. ⓘ
Yağ Camii ilk olarak Aziz Yakup Kilisesi olarak inşa edilmiş, daha sonra 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye dönüştürülmüştür. Halefi Piri Mehmet Paşa 1525 yılında minaresini ve 1558 yılında medresesini eklemiştir. Selçuklu Ulu Camii tarzındadır ve sarı taştan yapılmış çekici bir kapısı vardır. ⓘ
Yeni Camii 1724 yılında Abdülrezzak Antaki tarafından yaptırılmıştır ve bazıları tarafından hala Antaki Camii olarak bilinmektedir. Memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Dikdörtgen düzende inşa edilmiştir ve güney duvarlarında ilginç bir taş işçiliği vardır. ⓘ
Alemdar Mescidi, Şeyh Zülfi Mescidi, Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, Hasan Ağa Camii (16. yüzyılda çivisiz olarak inşa edilmiş ahşap mimari) tarihi değeri olan diğer camilerdir. ⓘ
Kiliseler ⓘ
19. yüzyılda kentte ikisi Ermeni, biri Rum ve biri Katolik olmak üzere dört kilise bulunmaktaydı. Saint Paul Kilisesi (Bebekli Kilise) 1870 yılında inşa edilmiş bir Roma Katolik kilisesidir. Eski kentte, 5 Ocak Meydanı'na yakın bir konumda yer almakta ve şu anda Roma Katolik ve Protestan cemaatlerine hizmet vermektedir... ⓘ
Agios Nikolaos Rum Ortodoks Kilisesi 1845 yılında Kuruköprü bölgesinde inşa edilmiş ve 1950 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Kilise 2015 yılında orijinal haline ve amacına uygun olarak restore edilmiş ve Kuruköprü Anıtsal Kilisesi adını almıştır. ⓘ
Ali Münif Caddesi üzerinde, Yağ Camii ile Büyüksaat arasında orta noktada bulunan Ermeni Kilisesi, Cumhuriyet döneminde Ziraat Bankası şubesine dönüştürülmüştür. Abidinpaşa Caddesi üzerindeki Surp Asdvadzadzin Ermeni Apostolik Kilisesi 1915 yılına kadar hizmet vermiş, 1970 yılına kadar sinema salonu olarak kullanılmış, daha sonra devlet tarafından yıkılarak yerine Merkez Bankası Bölge Müdürlüğü inşa edilmiştir. ⓘ
Park ve bahçeler
Adana'da çok sayıda park ve bahçe bulunmaktadır. Sıcak iklim nedeniyle park ve bahçeler kış bakımı gerektirmeden tüm yıl boyunca açıktır. ⓘ
Seyhan Nehri'nin her iki yakasındaki rekreasyon yolları, güney ucundan Seyhan Baraj Gölü'ne kadar tüm şehri boydan boya kat etmektedir. Patika daha sonra Seyhan Baraj Gölü'nün güney kıyılarını takip eden Adnan Menderes Bulvarı'na bağlanır ve bulvarın geniş kaldırımları patikayı baraj gölünün batı ucuna kadar uzatır. Dilberler Sekisi, batı kıyısı boyunca, eski ve yeni baraj arasında yer alan patikanın en güzel manzaralı kısmıdır. Büyük Kanal'ın kuzey tarafı boyunca uzanan rekreasyonel patika, Seyhan Nehri'ni eski barajın patikasından geçerek şehrin doğu ucundan batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu yolun bazı bölümleri henüz tamamlanmamıştır. Tamamlandığında, şehir içinde çeşitli parkları birbirine bağlayan yaklaşık 30 kilometrelik (19 mil) kesintisiz rekreasyon yolu olacaktır. ⓘ
Merkez Park, Seyhan Nehri'nin her iki yakasında, Sabancı Camii'nin hemen kuzeyinde yer alan 33 hektarlık bir kent parkıdır. İçinde 2100 kişilik bir amfi tiyatro, bir Çin Bahçesi ve iki kafe bulunan park, şehrin ana rekreasyon alanıdır. Parkta, rekreasyonel kürekçilere hizmet veren bir Kürek Kulübü bulunmaktadır. ⓘ
Süleyman Demirel Arboretumu, kısmen Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları için tasarlanmış odunsu bitkilerin canlı koleksiyonlarını içeren büyük bir botanik bahçesidir. Arboretum aynı zamanda kent sakinleri tarafından eğitim ve rekreasyon amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Arboretumda 512 bitki türü bulunmaktadır. ⓘ
Atatürk Parkı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında inşa edilmiş 4,7 hektarlık bir şehir parkıdır. Ticaret bölgesinin merkezinde yer almaktadır. Parkta Atatürk'ün bir heykeli bulunmakta ve halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır. ⓘ
Çobandede Parkı, Seyhan Baraj Gölü'nün batı kıyısında yer alan 16,5 hektarlık bir parktır. Baraj gölüne bakan bir tepe üzerinde yer almaktadır. Parkta Karslı Köyü'nden bir bilge olan Çoban Dede'nin mezarı bulunmaktadır. ⓘ
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri'nin doğu kıyısında, Dilberler Sekisi'nin karşısında yer alan bir yürüyüş alanıdır. Çukurovalı yazar Yaşar Kemal'e adanmıştır. Çatalan Koruluğu, şehrin kuzeyinde, Karaisalı ilçesinde Çatalan ve Seyhan baraj gölleri arasında geniş bir rekreasyon alanıdır. ⓘ
Toplum ve kültür
Adana toplumunu tanımlayan en önemli unsurlardan biri tarıma dayalı yaşam ve onun uzantısı olan tarıma dayalı sanayi kültürüdür. Ancak endüstriyel yaşamdaki gelişmeler, ulaşımdaki ilerlemeler, iletişimin etkileri ve kitlesel göçler Adana'nın kendine özgü kültürünü etkilemiştir. Türkiye'nin diğer şehirlerinde olduğu gibi Adana'da da bazı kesimlerin kültürü birbirinden çok farklıdır. ⓘ
Mutfak
Adana mutfağı ağırlıklı olarak Yörük, Arap ve Ermeni mutfağından etkilenmiş ve geleneklerini sürdürmüştür. Et (genellikle kuzu eti) ve bulgurla yapılan baharatlı, ekşi ve yağlı yemekler yaygındır. Bulgur ve un tüm Çukurova mutfaklarında bulunur. Hemen her evde kırmızı biber, baharatlar, tahin, doğrama tahtası ve hamur tahtası bulunur. Yemeklerde kullanılan bulgur Adana'ya özgüdür, koyu renkli sert buğday türlerinden yapılır ve tercih edilen bir lezzete sahiptir. ⓘ
Yöresel olarak "Kebap" olarak adlandırılan Adana Kebabı, kıymadan yapılan bir kebaptır. Türkiye'deki tüm kebapçılarda ve dünyadaki çoğu Türk restoranında bulunabildiğinden, Adana ismi birçok kişi için hala kebabı çağrıştırmaktadır. Adana Kebabı Adana'da en popüler yemek seçeneğidir, ancak diğer kültürlerden gelen yiyecekler de giderek daha popüler hale gelmektedir. Çok sayıda kebap restoranının yanı sıra Adana'nın eski sokaklarında çok sayıda kebap satıcısı da bulunmaktadır. ⓘ
Adana Kebap genellikle soğan salatası, yeşil salata veya iyi doğranmış domates salatası ile servis edilir. İçecek olarak genellikle rakı ve şalgam eşlik eder. Şehre özgü birçok salata çeşidi vardır. Tahinli turp salatası popülerdir ve sadece Çukurova bölgesinde bulunur. Şalgam ve turşu suyu kışın, aşlama (meyan kökü suyu) ise yazın tercih edilen içeceklerdir. ⓘ
Türkiye'nin ünlü tatlılarından biri olan "Tatlı Sucuk" Adana kökenlidir. Sir Duran O. tarafından Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1915 civarında Şeker Sucugu olarak icat edilmiştir. ⓘ
Şehirde sebze yemekleri de popülerdir. Domates salçasının yanı sıra biber salçası da hemen her yemekte kullanılır. Şırdan, pirinçle doldurulan ve kimyonla yenen bir tür ev sucuğu; paça, haşlanmış koyun ayağı; jöleli nişasta, gül suyu ve şekerden yapılan ve kırılmış buzla servis edilen bicibici (bee-jee-bee-jee olarak telaffuz edilir) özellikle yaz aylarında tüketilir. Şehirde ayrıca yuvarlak bir tatlı olan Halka Tatlısı ve yay şeklinde bir tatlı olan Taş Kadayıf gibi çok sayıda ünlü tatlı bulunmaktadır. Kayısı da dahil olmak üzere çeşitli meyve türleri bu bölgeye özgüdür. ⓘ
Sanat ve eğlence
Sahne sanatları
İlk konserini 1992 yılında veren Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, o tarihten bu yana Ekim-Mayıs ayları arasında haftada iki kez Metropolitan Tiyatro Salonu'nda konser vermektedir. Orkestra 39 müzisyenden oluşmakta ve düzenli olarak yurt içi ve yurt dışı turneler gerçekleştirmektedir. Adana Devlet Tiyatrosu 1981 yılında Sabancı Kültür Merkezi'nde sahnesini açmıştır. Ekim-Mayıs ayları arasında düzenli olarak sahne almaktadır. Adana Şehir Tiyatrosu, 1880 yılında Vali Ziya Paşa tarafından Adana'nın ilk tiyatrosu olarak kurulmuştur. Tiyatro 1926 yılında yeni inşa edilen Halkevi'ne taşınmıştır. Şehir Tiyatrosu halen Büyükşehir Tiyatro Salonu'nda ve Ramazanoğlu Kültür Merkezi'nde her hafta sahne almaktadır. Seyhan Şehir Tiyatrosu ve Seyhan Folklorik Dansları, Seyhan Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda her hafta düzenlenen etkinliklerdir. ⓘ
Adana'daki amfi tiyatrolar Nisan'dan Kasım'a kadar gösterilere ev sahipliği yapmaktadır. Adana'nın en büyük amfi tiyatrosu olan Mimar Sinan Amfi Tiyatrosu, 8.000 kişilik kapasitesiyle konserlere ve filmlere ev sahipliği yapmaktadır. Seyhan Nehri'nin batı yakasında yer almaktadır. 2.100 kişilik Merkez Park Amfi Tiyatrosu, 3.000 kişilik Çukurova Üniversitesi Amfi Tiyatrosu ve Çukurova İlçesi'ndeki Doğal Park Amfi Tiyatrosu da tiyatro, konser ve sinemalara ev sahipliği yapmaktadır. Son dönemde tarihi binalar restore edilerek kültür merkezlerine dönüştürülmektedir. 515 yıllık Ramazanoğlu Salonu ve 130 yıllık eski kız lisesi (şimdiki adı Adana Kültür ve Sanat Merkezi) sanat sergilerine ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan kültür merkezleri olarak hizmet vermektedir. ⓘ
Müzeler ve sanat galerileri
Adana Arkeoloji Müzesi, Türkiye'nin en eski on müzesinden biri olarak 1924 yılında açılmıştır. Seyhan Köprüsü'nün batı köşesindeki bugünkü yerine 1972 yılında taşınmıştır. Müzede Çukurova'nın dört bir yanından gelen arkeolojik eserler sergilenmektedir. Hititlerden kalma iki Augustus heykeli, Truva Savaşı'nı tasvir eden Aşil Lahdi ile Magarsus ve Augusta antik kentlerinden gelen heykeller dikkat çeken eserlerdir. ⓘ
Adana Etnografya Müzesi, Arkeoloji Müzesi'nin yeni yerine taşınmasının ardından 1983 yılında açılmıştır. Ön ve arka avluda 17. yüzyılda Adana'nın önde gelen şahsiyetlerine ait kitabeler ve mezar taşları bulunmaktadır. Batı avlusunda ise Taşköprü, Misis Köprüsü, eski Belediye Binası ve Bahripaşa Çeşmesi'nin kitabeleri bulunmaktadır. İçeride ise Yörük köylülerine ait giysiler, takılar ve silahlar bulunmaktadır. ⓘ
Atatürk Müzesi, Atatürk'ün Adana'ya yaptığı geziler sırasında kaldığı konakta Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarını sergiliyor. ⓘ
Kentin en doğu ucunda, Ceyhan Nehri'nin batı yakasında yer alan Misis Mozaik Müzesi'nde, Misis Antik Kenti'nde 4. yüzyıldan kalma bir tapınağın zemininde bulunan mozaikler sergilenmektedir. Mozaikte Nuh ve Tufan sırasında gemiye aldığı 23 kuş ve kümes hayvanı tasvir ediliyor. Müzede ayrıca Misis Tümülüsü'nden çıkarılan eserler de sergileniyor. ⓘ
Karacaoğlan Edebiyat Müzesi, Adana Sinema Müzesi, Yeşiloba Şehitler Müzesi, Mehmet Baltacı Fotoğraf Müzesi ve Adana Kent Müzesi, birçoğu restore edilmiş tarihi binalarda yer alan kentin diğer önemli müzeleridir. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 1982 yılında Sabancı Kültür Merkezi'nde açılmıştır. İçerisinde 59 plastik sanat eseri bulunmaktadır. Atatürk Parkı'ndaki 75.Yıl Sanat Galerisi, Adana Belediye Binası Sanat Galerisi ve Seyhan Kültür Merkezi'ndeki Sanat Galerisi diğer kamusal sanat galerileridir. ⓘ
Festivaller
Adana'daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları'dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır.
Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992'de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.
Ayrıca bkz.:Adana'daki tiyatrolar ⓘ
- Altın Koza Film Festivali ⓘ
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye'nin en önemli kültür-sanat etkinliklerinden biri oldu. ⓘ
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza'yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza'lı sanatçılar oldu. ⓘ
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen "Altın Koza yeniden canlansın" talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü. ⓘ
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992'de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması'nın yanı sıra Türk Sineması'nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması'nı da programına ekledi ve Türkiye'de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu. ⓘ
1998'de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999'da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı. ⓘ
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs-05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir. ⓘ
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir. ⓘ
- Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali çerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir. ⓘ
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000'e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana'da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul'da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde de sahneye konmaktadır. ⓘ
- Uluslararası Hava Oyunları Festivali
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye'de düzenlenen ilk festivaldir. ⓘ
- Uluslararası Engelli Gençlik Festivali
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana'da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir. ⓘ
- Portakal Çiçeği Karnavalı
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana'da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana'nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır. ⓘ
Portakal Çiçeği Karnavalı, kentin portakal ağaçlarıyla kaplı sokaklarından yayılan kokulardan ilham alınarak her Nisan ayında düzenlenmektedir. Karnavalın 2015 yılındaki geçit törenine 90 binden fazla kişi katılmıştır; bu rakam Adana'da bir açık hava etkinliğinde şimdiye kadar görülen en yüksek katılımdır. Kentin meydanlarında, parklarında ve sokaklarında düzenlenen konser ve gösterilere spontane sokak kutlamaları eşlik etmektedir. ⓘ
Uluslararası Çukurova Enstrümantal Müzik Festivali her yıl Adana, Antakya ve Gaziantep'te düzenlenen iki haftalık bir festivaldir. Festival 2009 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nın açılış konseriyle beşinci kez gerçekleştirilmiştir. Bariton Marcin Bronikowski, piyanist Vania Batchvarova, gitarist Peter Finger, çellist Ozan Tunca ve piyanist Zöhrap Adıgüzelzade festivalde sahne alan müzisyenlerden bazılarıydı. ⓘ
Çukurova Sanat Günleri 2007 yılından bu yana her yıl düzenlenen bölgesel bir festivaldir. Festival 2012 yılında 22-26 Mart tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Adana, Mersin, Tarsus, Antakya, İskenderun, Silifke, Anamur ve Halep'te. Konser, şiir, sergi, söyleşi ve konferanslardan oluşan 94 etkinlik düzenlendi. ⓘ
13 Kare Sanat Festivali, 1999 yılında AFAD (Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği) gezisi sırasında bir kazada ölen 13 Adanalı fotoğrafçıya adanmış bir fotoğraf festivali olarak başladı. Festival daha sonra diğer sanat dallarını da kapsayacak şekilde genişledi. Festival süresince doğa, denizaltı ve mimari fotoğraf sergileri, kukla gösterileri, gölge tiyatrosu ve çeşitli konserler düzenlenmektedir. Festival her yıl Aralık ayında gerçekleştirilmektedir. ⓘ
Adana Edebiyat Festivali her Nisan ayında Adana Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenmektedir. Festivale yaklaşık 100 yazar, şair ve eleştirmen katılmakta, söyleşiler, paneller ve sunumlar gerçekleştirmektedir. ⓘ
Gece Hayatı
Şehir, 1950'lerden 1980'lere kadar canlı gece hayatı ve çok sayıda pavyonu ile tanınmıştır. Bazıları aile eğlence yerleri olsa da, pavyonlar çoğunlukla Japonya'daki hostes kulüplerine benzer, canlı müzikli, genellikle iki katlı, bir sahne ve ana katta masaların sıralandığı ve üst katta özel odaların bulunduğu bir salon olan yetişkin eğlence kulüpleri olarak işlev görmüştür. Şehirde ilk pavyonlar 1942 yılında, Türkiye'yi İkinci Dünya Savaşı'nda cephe almaya ikna etmek için İngiliz Hükümeti tarafından finanse edilen Adana-Ulukışla yolunda çalışan İngiliz işçilerin gelmesiyle açıldı. 1950'lerin başında Çukurova pamuğu değerlendikçe, üretim fazlası toprak sahiplerini Seyhan Nehri boyunca giderek daha fazla açılan pavyonlara götürdü. 1960'larda hızlı sanayileşme sadece şehirden değil, İstanbul ve Ankara'yı da içine alan geniş bir bölgeden pavyonlara daha fazla erkek getirmiş, böylece Adana Türkiye'nin Pavyon Başkenti olarak adlandırılmıştır. Birçok popüler şarkıcı Adana pavyonlarında sahne aldı ve ününü Adana pavyonlarına borçlu. ⓘ
Pavyonlar, 1980'lerin sonunda Adana'daki sosyo-ekonomik değişimlerle birlikte Batı tarzı pub ve gece kulüplerine öncülük etmiştir. Geleneksel eğlence bölgesi Merkez İstasyon yakınındaki Sular'dır, ancak günümüzde barlar ve kulüpler şehrin geneline yayılmıştır. Life Legend, Uptown, Casara ve Lava gibi büyük kulüpler, çoğunlukla nehir ve göl kıyısındaki şık mekânlarında dünya yıldızlarını ağırlamaktadır. Afrodit ve Maksim olmak üzere halen iki aktif pavyon bulunmaktadır, ancak yetişkin eğlencesi çoğunlukla yerel olarak tele-bar olarak bilinen yerlere yönlendirilmektedir. Tele-barlar normal barlar gibi ruhsatlıdır, ancak bar kızlarının müşterileri eğlendirdiği ve genellikle daha sonra onlarla birlikte olduğu yerler olarak işlev görür. Ağırlıklı olarak şehir merkezinde ve eski baraj çevresinde 20 civarında tele-bar bulunmaktadır. ⓘ
Kazancılar Çarşısı'nda yüz yıllık kebap, ciğer ve rakı geleneği, sokak müziği ve danslarıyla 2010 yılından bu yana tüm gece süren bir festivale dönüşmüştür. Aralık ayının ikinci Cumartesi gecesi düzenlenen Dünya Rakı Festivali, 20 binden fazla kişiyi eski şehre çekiyor. ⓘ
Spor
Kilikya'da atletik spor hayatı 20. yüzyılın başlarında İstanbul'dan Adana'ya davet edilen antrenörlerle ilerlemiştir. Varag Pogharian ve Mateos Zarifian atletizm hareketinin örgütlenmesinde önemli rol oynamış ve kentteki ilk spor kulüpleri Ermeni cemaati tarafından kurulmuştur. Adana Türkgücü, 1913 yılında Ahmet Remzi Bey ve İsmail Sefa Bey tarafından İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin öncülüğünde İstanbul Türkgücü kulübüyle ittifak halinde kurulur. Adana'daki atletizm kulüpleri, Nisan 1914'te Dörtyol'un kuzeyindeki bir alanda düzenlenen ve bölgede bir ilk olan Kilikya Olimpiyat Oyunları'na katıldı. 1920'li yıllarda kentte Adana İdman Yurdu, Adana Türk Ocağı, Seyhanspor ve Milli Mensucat kulüpleri kuruldu ve hepsi de 1924 yılında diğer Kilikya illerinden gelen kulüplerle birlikte kurulan Adana Futbol Ligi'ne katıldı. Daha sonra 1932 yılında kurulan Adanaspor ve 1940 yılında kurulan Adana Demirspor Çukurova Ligi'ne katılmıştır. ⓘ
Adana'da futbol en popüler spor dalıdır; basketbol, voleybol ve hentbol da profesyonel ve amatör düzeyde yaygın olarak oynanmaktadır. Sıcak hava kenti kürek, yelken, yüzme ve su topu gibi sporlar için bir cennet haline getirmektedir. At yarışları ve binicilik de popülerdir. İki yılda bir düzenlenen Erkekler Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası 5-15 Ekim 2009 tarihlerinde Adana'da gerçekleştirilmiştir. Etkinlikte on iki ülke yarışmış ve Türkiye'ye karşı oynanan final maçının ardından İtalya şampiyonluğu kazanmıştır. Adana ayrıca 2013 IWBF Erkekler U23 Tekerlekli Sandalye Basketbol Dünya Şampiyonası'na da ev sahipliği yapmıştır. 1967 Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonası Türkiye'de düzenlenmiş ve Adana, İstanbul, Ankara ve İzmir ile birlikte ev sahibi şehir olmuştur. C Grubu maçları Adana'da Menderes Spor Salonu'nda oynanmıştır. ⓘ
Kulüpler | Spor | Lig | Mekan (kapasite) | Kuruldu ⓘ |
---|---|---|---|---|
Adana Demirspor | Futbol (erkekler) | Süper Lig | Yeni Adana Stadyumu (33,543) | 1940 |
Adanaspor | Futbol (erkekler) | TFF Birinci Lig | Yeni Adana Stadyumu (33,543) | 1954 |
Adana İdmanyurdu | Futbol (kadınlar) | Birinci Futbol Ligi | Gençlik Stadyumu (2000) | 1993 |
Kiremithanespor | Futbol (erkekler) | Türkiye Bölgesel Amatör Ligi | Kaynak Kardeşler Stadyumu (2000) | 1979 |
Adana Basketbol Kulübü | Basketbol (kadınlar) | Kadınlar Süper Ligi | Atatürk Spor Salonu (2000) | 2000 |
Adanaspor | Basketbol (erkekler) | Basketbol İkinci Ligi | Menderes Spor Salonu (2000) | 2006 |
ABB Şakirpaşa | Hentbol (kadınlar) | Kadınlar Süper Ligi | Yüreğir Serinevler Arena (2000) | 2012 |
Adanaspor ve Adana Demirspor, Adana'nın Türkiye Profesyonel Futbol Ligi'nde mücadele eden iki kulübüdür. Adanaspor 12 yıl sonra, 21 yıl mücadele ettiği ve 1980-81 sezonunda ikinci olduğu Süper Lig'e geri döndü. Adanaspor ayrıca üç yıl boyunca UEFA Kupası'nda mücadele etti. Halen TFF Birinci Lig'de mücadele eden Adana Demirspor ise 1977-1978 sezonunda Türkiye Kupası ikincisi olmuş ve 17 yıl boyunca Süper Lig'de mücadele etmiştir. Her iki takım da 5 Ocak Stadyumu'nu paylaşıyor ve aralarındaki maçlar, Türkiye'de sadece üç şehirde bulunan ezeli rekabet atmosferiyle Adana derbisi olarak biliniyor. Yüreğir ilçesine bağlı Kiremithanespor, Türkiye Bölgesel Amatör Ligi'nde mücadele etmektedir. Kadın futbolunda ise Adana İdmanyurduspor Birinci Futbol Ligi'nde mücadele etmekte ve iç saha maçlarını Gençlik Stadyumu'nda oynamaktadır. ⓘ
Kadınlar Pro-Basketbol'da Adana ASKİ, Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde (TKBL) mücadele eden önemli kulüplerdendir. Adana ASKİ 2000 yılında Ceyhan'da 'Ceyhan Belediyespor' adıyla kurulmuş ve 2014 yılında ismi değiştirilerek Adana'ya taşınmıştır. Taşınmanın ardından kulüp, Türkiye Kadınlar Kupası'nda final ve TKBL Birinci Lig'de yarı final oynayarak en iyi sezonunu (2014-15) geçirdi. Adana ASKİ iç saha maçlarını da Menderes Spor Salonu'nda oynamaktadır. Adanaspor, 2016 yılında Türkiye Erkekler Basketbol Ligi'nin üçüncü kademesine düşmüştür ve iç saha maçlarını Menderes Spor Salonu'nda oynamaktadır. Tekerlekli sandalye basketbolu kulüpleri Adana Engelliler ve Martı Engelliler, Türkiye Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligi'nin birinci liginde yer almakta ve iç saha maçlarını Serinevler Spor Salonu'nda oynamaktadır. ⓘ
Profesyonel voleybol kulübü Adana Toros, 12 Nisan 2016 tarihinde Bursa'da düzenlenen play-off finallerinde Türkiye Erkekler Voleybol Ligi'nin en üst ligine yükselmiştir. Adana Toros iç saha maçlarını Menderes Spor Salonu'nda oynamaktadır. Kentin hentbol kulübü Şakirpaşa HEM, 21 Nisan 2016 tarihinde Ankara'da düzenlenen play-off finallerinde Türkiye Kadınlar Hentbol Süper Ligi'ne yükseldi. Şakirpaşa'nın salonu Yüreğir Serinevler Arena'dır. ⓘ
Su sporları, rekreasyonel ve rekabetçi olarak Adana'nın geleneksel sporları olmuştur. Türkiye'nin ilk modern su sporları mekânı olan Atatürk Yüzme Kompleksi'nin 1936 yılında Adana'da açılmasının ardından 1942 yılında Türkiye Sutopu Ligi'ne katılan Adana Demirspor'un sutopu takımı, Adana'da bir efsanedir. Takım, Türkiye Erkekler Sutopu Ligi'nde 17 yılı maç kaybetmeden olmak üzere 22 yıl üst üste şampiyonluk rekoru kırmış ve bu nedenle "Yenilmezler" adını almıştır. Demirspor'un toplam 29 şampiyonluğu bulunmaktadır. Kürek sporu Adana'da son 20 yılda popüler bir spor haline gelmiştir. Seyhan Nehri ve Seyhan Baraj Gölü üzerinde yıl boyunca kürek yarışmaları düzenlenmektedir. Büyükşehir Kürek Kulübü ve Çukurova Üniversitesi SK ulusal ve uluslararası düzeyde yarışmaktadır. Yelken yarışları da tüm yıl boyunca Seyhan Baraj Gölü'nde yapılmaktadır. Adana Yelken Kulübü yelken yarışlarında farklı kategorilerde yarışmaktadır. Yüzmede Adana Demirsporlu Erdal Acet, 1976 yılında Canal La Manche'yi (Manş Denizi) 9 saat 2 dakikada yüzerek rekor kıran Adana'nın önde gelen isimlerindendir. Rekreasyonel olarak, yüzme havuzlarının eksikliği, Seyhan Nehri ve sulama kanallarını sıcak ve nemli yaz aylarından serinlemek isteyen yüzücüler için cazip hale getirmiştir. Her yıl yaklaşık 100 kişinin boğulması nedeniyle Büyükşehir Belediyesi son 15 yılda 41 yüzme havuzu inşa etmiş ve hizmete açmıştır. ⓘ
Adana Yarı Maratonu 2011 yılında 223 sporcunun katılımıyla ulusal düzeyde koşulmaya başlanmıştır. Maraton 2012 yılında IAAF Uluslararası Maraton statüsü kazanmış ve 10 ülkeden 610 atlete ev sahipliği yapmıştır. Maraton, Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak'ı takip eden ilk Pazar günü gerçekleştirilmektedir. Etkinlik sırasında Master Erkekler, Master Kadınlar ve Tekerlekli Sandalye yarışmalarının yanı sıra 4 kilometre (2 mil) Halk Koşusu da düzenlenmektedir. Yarış parkuru Adana'nın tarihi sokaklarını ve Seyhan Nehri boyunca uzanan caddeleri takip etmektedir. ⓘ
Adana, Türkiye'de at yarışlarının en popüler olduğu şehirlerden biridir. Yeşiloba Hipodromu geleneksel olarak Türkiye'nin dört yarış pistinden biridir ve Ekim-Mayıs ayları arasında at yarışı müsabakalarına ev sahipliği yapmaktadır. Adana Binicilik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalara ev sahipliği yapan Türkiye'nin en büyük binicilik merkezidir. ⓘ
Voleybol kadınlar 2. Liginde, Seyhan Bld. ve Adana Voleybol ligde kalırken, Çukurova Efes ve Adana DSİ küme düşmüştür. Erkekler 2. Liginde Seyhan Bld. yer almaktadır. ⓘ
2018-19 sezonu sonunda Seyhan Belediyespor ve Adasokağı SK, kadınlar hentbol 2. Liginde kalmıştır. ⓘ
Ziraat Türkiye Kupası'nda, Kozanspor 2.turda, Adanaspor 5.turda elenmiştir. Adana Demirspor son 16 turunda Sivasspor'a elenmiştir. ⓘ
Adana'nın diğer önemli spor tesisleri: 2.700 kişilik Yeşiloba Hipodrumu, 2.500 kişilik Menderes Spor Salonu ile Yeşiloba Spor Salonu ve 2.200 kişilik Atatürk Yüzme Havuzudur. ⓘ
ⓘ
Çağdaş yaşam
Medya
Adana'da medya ulusal ve yerel ajanslar tarafından yürütülmektedir. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti bölgedeki yerel medyanın çatı kuruluşudur. ⓘ
Adana'da günlük olarak yayımlanan çok sayıda gazete bulunmaktadır ve bunların en popülerleri Yeni Adana, Ekspres, Toros, Bölge ve 5 Ocak gazeteleridir. Yeni Adana en eski gazetedir ve geçmişi 1918 yılına dayanmaktadır. Gazete, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bağımsızlık hareketinde önemli bir rol oynamıştır. Adana'daki gazetelerin çoğu sadece kente değil Çukurova bölgesine de hizmet vermektedir. Birçok ulusal gazetenin bölgesel yayın merkezi Adana'da bulunmaktadır. Hürriyet, en popüler bölgesel gazete olan ve 48.000 tiraja sahip Hürriyet Çukurova adlı bir ek gazete yayımlamaktadır. Sabah'ın bölgesel eki Güney de Adana'da yayımlanmaktadır. ⓘ
Adana'da en uzun süredir yayın yapan televizyon kanalı Kanal A olup, Çukurova TV, Akdeniz TV, Koza TV ve Kent TV diğer önemli yayın kuruluşlarıdır. Şehirde çok sayıda yerel radyo kanalı ve TRT'nin Çukurova Radyosu dinlenebilmektedir. ⓘ
Alışveriş
Çakmak Caddesi, eski kentte yer alan geleneksel alışveriş caddesidir. Şehir tarafından yayalaştırılmış bir cadde olarak belirlenmesi için yapılan birkaç girişim, trafik akışının başka bir caddeye yönlendirilememesi nedeniyle başarısız olmuştur. Büyük Saat ve Yağ Camii çevresinde çok sayıda tarihi çarşı bulunmaktadır. Saydam Caddesi, Kilis ve Mısır çarşıları çevresindeki kapalı çarşılar, bir zamanlar kaliteli yabancı mallar için bir alışveriş cennetiydi. ⓘ
Ziyapaşa Bulvarı ise pahalı markaların yer aldığı şıklık caddesidir. Cadde, D-400 devlet yolundan Merkez Tren İstasyonu'na kadar uzanır ve mağazalar kuzey ucuna doğru yoğunlaşır. Ziyapaşa çevresindeki caddeler ve kuzey Adana, Özal, Demirel ve Evren bulvarlarındaki caddeler de üst düzey mağazalara sahiptir. ⓘ
Şehirde dört modern alışveriş merkezi bulunmaktadır. Bunlardan ilki 1990'ların başında inşa edilen Galleria'dır ancak idari sorunlar nedeniyle popüler olamamıştır. M1 ve Carrefour alışveriş merkezleri 1990'ların sonlarında şehrin batı ucunda inşa edilmiştir. Yakın zamanda açılan Optimum Outlet nehrin doğusundaki ilk alışveriş merkezidir ve aynı zamanda şehir merkezine en yakın olanıdır. Alışveriş merkezi nehir ve Merkez Park manzarasına sahiptir. ⓘ
Eğitim
Adana'da kamu, özel ve kâr amacı gütmeyen vakıf kurumları bulunmaktadır. Şehirdeki ilk ve orta öğretim, devlet okullarını da yöneten Milli Eğitim Bakanlığı'nın il müdürlüğü tarafından düzenlenmektedir. ⓘ
Öğrencilerin 1. sınıftan 8. sınıfa kadar devam ettiği 282 devlet okulu ve 12 özel ilköğretim okulu bulunmaktadır. Öğrenciler 9. sınıftan 11. sınıfa kadar 85 devlet ve 26 özel liseden birine gitmektedir. Şehrin giriş için sınav gerektiren önemli liseleri devlete ait Adana Fen, Adana Anadolu ve özel Gündoğdu ve Bilfen'dir. Adana Gündoğdu Okulları Adana'nın en büyük özel okuludur ve her geçen yıl büyümektedir. Özel ihtiyaçları olan öğrenciler için altı devlet okulu ve altı özel okul bulunmaktadır. Dokuz Halk Eğitim Merkezi, yetişkinlerin becerilerini geliştirmelerine destek olmaktadır. ⓘ
Ramazanoğlu Kütüphanesi 1923 yılında iki küçük kütüphanenin birleştirilmesiyle kurulmuştur. Kütüphane 1976 yılında Sabancı Kültür Merkezi'ndeki mevcut yerine taşınmış ve Adana Halk Kütüphanesi adını almıştır. Kütüphanenin Karacaoğlan Edebiyat Müzesi'nde de bir şubesi bulunmaktadır. Seyhan, Yüreğir, Sarıçam ve Karaisalı'da da her ilçeye bağlı ilçe halk kütüphaneleri bulunmaktadır. Adana Şehir Kütüphanesi, Adana ve Çukurova'nın tarihi, kültürü ile ilgili yayınlar konusunda uzmanlaşmış olup, şehirle ilgili iyi bir fotoğraf ve film koleksiyonuna sahiptir. Şehir Kütüphanesi, Adana Kültür ve Sanat Merkezi içerisinde yer almaktadır. ⓘ
Çukurova Kitap Fuarı 2012 yılında beşinci kez düzenlenmiş, Çukurova ve çevre bölgelerden 182.450 ziyaretçiyi ağırlamıştır. Fuarda 205 yayınevi ve gönüllü kuruluş stant açmış, 50'den fazla kültürel etkinlik gerçekleştirilmiş ve 300 yazar okurlarla buluşmuştur. Aynı zamanda Tüyap Fuar Merkezi'nde 45 eğitim kurumunun katılımıyla Çukurova Eğitim Fuarı düzenlenmiştir. ⓘ
Büyük bir etnik topluluğa sahip olan kentte resmi olmayan dillerde eğitim sadece devlet desteği almayan kurumlarda yapılıyor. Bu kurumların çok azı Adana'da Arapça ve Kürtçe öğretmektedir. Liselere, üniversitelere ve ulusal kamu hizmetlerinde kariyer yapmak için giriş sınavlarına girme zorunluluğu, 1984'ten bu yana kentte yüzden fazla dershanenin açılmasına yol açmış, bu da kent sakinlerine ekstra eğitim ve mali yük getirmiştir. ⓘ
Üniversiteler
Şehirde iki devlet üniversitesi ve bir vakıf üniversitesi, şehrin hemen dışında ise ikinci bir vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Üniversiteler Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenmektedir. ⓘ
Çukurova Üniversitesi, Seyhan Baraj Gölü'nün doğu kıyısında yer alan bir devlet üniversitesidir. 2008 yılında Blackwell Publishing, Quacquarelli Symonds ve The Times tarafından yapılan araştırmaya göre 3 fakültesi ile dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında yer almaktadır. Üniversite 1973 yılında Ziraat ve Tıp fakültelerinin birleşmesiyle kurulmuştur. Kampüsünde 40.000 öğrencisi için birçok kültürel, sosyal ve sportif tesis bulunmaktadır. ⓘ
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, dokuz fakültesi, iki enstitüsü ve bir yüksekokulu olan yeni açılmış bir devlet üniversitesidir. ⓘ
Çağ Üniversitesi, 1997 yılında kurulmuş, kâr amacı gütmeyen, harç temelli bir üniversitedir. Üniversite, şehir merkezinden 20 kilometre (12 mil) uzaklıkta, Tarsus'un yaklaşık ortasındadır. Üniversitenin 2.500 öğrencisinin çoğu Adana, Tarsus ve Mersin'den gidip gelmektedir. ⓘ
Kanuni Üniversitesi, Çukurova Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından kurulan, yakın zamanda açılmış, harç temelli bir üniversitedir. ⓘ
Sağlık hizmetleri
Adana, Akdeniz'den Güneydoğu Anadolu'ya kadar geniş bir bölge için önemli bir sağlık merkezidir. Şehirde dört üniversite hastanesi, sekiz devlet hastanesi ve yedi özel hastane bulunmaktadır. ⓘ
Seyhan ilçesindeki Hastaneler bölgesi, H. Ömer Sabancı Caddesi'nin iki yanında sıralanan hastanelere ev sahipliği yapmaktadır. Numune Hastanesi, Çukurova Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Askeri Hastane ve tıp merkezleri bu bölgedeki sağlık tesisleridir. ⓘ
Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, Tıp Fakültesi'nin ana kampüse taşınmasının ardından 1987 yılında kurulmuş bir araştırma hastanesidir. Hastanede 47 hizmet biriminde 1050 yatan hasta yatağı, 58 yataklı yoğun bakım ünitesi ve 17 yataklı acil ünitesi bulunmaktadır. Güney ve Güneydoğu Anadolu'nun en büyük hastanesi ve Türkiye'nin önemli hastanelerinden biridir. ⓘ
Yüreğir'de 2014 yılında 600 yataklı Genel Hastane, 200 yataklı Kalp ve İnme Hastanesi, 250 yataklı Kadın Doğum Hastanesi, 100 yataklı Onkoloji Hastanesi, 150 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ve 100 yataklı Psikiyatri Hastanesi'ni içeren yeni bir sağlık kampüsünün açılması beklenmektedir. Toplam 1400 yatan hasta kapasitesine sahip olacak kampüs, Seyhan nehri üzerindeki bir köprü ile Seyhan ilçesinin Hastaneler bölgesine bağlanarak büyük bir kampüs oluşturacaktır. ⓘ
Adana'da birçok kamu ve özel hastahane ve poliklinik sağlık hizmetlerini yürütmektedir. Bunların başlıcaları aşağıdaki gibidir. ⓘ
- Acıbadem Hastahanesi
- Adana Fatma Kemal Timuçin Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi
- Adana Asker Hastahanesi
- Adana Devlet Hastahanesi
- Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Kışla Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Seyhan Hastahanesi
- Başkent Üniversitesi Yüreğir Hastahanesi
- BSK Metropark Hastanesi
- Can Hastahanesi
- Çocuk Hastanesi
- Çukurova Devlet Hastahanesi
- Çukurova Göz Hastahanesi
- Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastahanesi
- Galeria Kulak Burun Boğaz Hastahanesi
- Göğüs Hastahanesi
- Kadın Doğum Hastahanesi
- Maya Göz Kliniği
- Metro Hastahanesi
- Numune Eğitim ve Araştırma Hastahanesi
- Ortadoğu Hastahanesi
- Ortopedia Hastanesi
- Özel Adana Hastahanesi
- Seyhan Uygulama ve Eğitim Hastahanesi ⓘ
Ulaşım
Adana, Avrupa'yı Orta Doğu'ya bağlayan ana güzergâh üzerindedir. 16. yüzyılda Adana, gemilerin Seyhan Nehri üzerinden Taşköprü'nün hemen güneyindeki limana gidebildiği bir liman kentiydi. ⓘ
Şehirlerarası ulaşım
Şakirpaşa Havalimanı eski şehrin hemen batısında yer almaktadır. Merkez Otobüs Terminali ve Merkez Tren İstasyonu ile birlikte üçü de şehirlerarası ulaşımın ana merkezleridir. ⓘ
Şehir içinde yer alan Şakirpaşa Havalimanı, Çukurova bölgesine hizmet veren uluslararası bir havalimanıdır. Yolcu trafiği açısından Türkiye'nin en yoğun altıncı havalimanıdır ve 2015 yılında 5,4 milyon yolcuya hizmet vermiştir. Almanya'nın büyük şehirlerine, Beyrut, Cidde, Erbil ve Lefkoşa'ya (KKTC) uluslararası uçuşlar, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Trabzon, Bodrum ve Van'a sık sık iç hat uçuşları yapılmaktadır. ⓘ
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Adana'yı Ankara, Kayseri, Karaman, Konya ve Elâzığ'a bağlayan beş uzun mesafe hattı işletmektedir. Bu hatların tamamına Merkez Tren İstasyonu'ndan, bazılarına da şehrin diğer tren istasyonlarından (batıda Şehitlik ve Şakirpaşa, doğuda Kiremithane, İncirlik ve Yakapınar istasyonları) hizmet verilmektedir. TCDD ayrıca Çukurova'da üç bölgesel hat işletmektedir. Adana-Mersin Hattı, günde 27 tren seferi ile banliyö treni olarak çalışmaktadır. Adana'dan Osmaniye-İslahiye ve İskenderun'a tren seferleri günde bir kez yapılmaktadır. Bölgesel trenler tüm şehir istasyonlarında durmaktadır. ⓘ
Özel havayolu şirketlerinin büyük şehirlere ucuz uçuşlar başlatmasıyla popülerliklerini yitirmiş olsalar da, otobüsler hala Adana'ya ve Adana'dan ulaşımın başlıca şeklidir. Adana'da Türkiye'nin hemen hemen tüm il ve ilçelerine hizmet veren iki şehirlerarası otobüs terminali bulunmaktadır. Adana'nın batısındaki şehirlere hizmet veren otobüs firmaları Merkez Otogar'dan, Adana'nın doğusundaki şehirlere hizmet veren otobüsler ise Yüreğir Otogar'dan hareket etmektedir. İki terminal arasında servis hizmeti verilmektedir. Adana'dan Çukurova'daki diğer yerlere bölgesel otobüs seferleri çok sayıdadır ve otobüs ve minibüs kooperatifleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Tekir, Bürücek ve Kızıldağ'ın yüksek ovalarına mevsimlik otobüs seferleri, şehrin sıcağından kaçan Adanalıların yoğun talebi nedeniyle yaz aylarında düzenlenmektedir. ⓘ
Bölgede Adana'yı batıda Erdemli, kuzeyde Niğde, doğuda Şanlıurfa ve güneyde İskenderun'a kadar bağlayan geniş bir otoyol ağı (O50-O59) bulunmaktadır. Trafik gün boyunca sorunsuz işlemektedir; Mersin'e 40 dakika, Gaziantep'e ise iki saat gibi kısa bir sürede ulaşılabilmektedir. ⓘ
- Demiryolu ⓘ
- Karayolu
Otoyolla Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulaşım mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarası TEM otoyolu ile Adana'ya ulaşılır. Ankara'dan Aksaray, Pozantı üzerinden 472 km, İzmir'den Afyon-Konya-Ereğli üzerinden 873 km, İstanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozantı rotasıyla 909 km sonra Adana'ya ulaşılabilir. Şehir merkezine uzaklığı 5 km olan otobüs terminalinden Türkiye'nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir. ⓘ
- Denizyolu
Adana il sınırları içerisinde milletlerarası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır. ⓘ
Yerel ulaşım
Adana'da yerel ulaşım Adana Ulaşım Anonim Şirketi (Büyükşehir Belediyesi'nin bir birimi) ile dolmuş ve otobüs kooperatifleri tarafından sağlanmaktadır. Transit Corporation metro ve belediye otobüslerini işletmektedir. ⓘ
Adana Metrosu, kuzeybatıdan şehir merkezine ve oradan da Yüreğir'e kadar 14 kilometre (9 mil) uzanan bir raylı hızlı ulaşım sistemidir. Metro 13 istasyonda hizmet vermekte ve saatte tek yönde 21.600 yolcu taşıyabilmekte, yolculuğun tamamı 21 dakika sürmektedir. Metronun ikinci hattı Akıncılar'dan Sarıçam İlçesi'ndeki Çukurova Üniversitesi'ne uzanacaktır. Metronun uzunluğu 9,5 kilometre (6 mil) olacak ve yedi istasyon bulunacaktır. Proje Ocak 2010'da ihale edilmiş olup, Ulaştırma Bakanlığı'ndan finansman sağlandıktan sonra inşaatın başlaması beklenmektedir. Adana Metrosu sonunda 23,5 kilometreye (14,6 mil) uzanacak ve 20 istasyona hizmet verecektir. ⓘ
Adana Transit Şirketi, sekiz tanesi engelli kullanıcılar için özel olarak tasarlanmış 229 otobüsle şehre hizmet vermektedir. Ödemeler Kentkart Akıllı Kart sistemi ile tahsil edilmektedir. Altı Otobüs Kooperatifi (Can otobüsleri olarak bilinir) şehre 411 otobüsle hizmet vermektedir. Tek ödeme şekli Kentkart'tır. 18 Dolmuş Kooperatifi, toplam 1.086 minibüs ile ara sokaklara da hizmet vermektedir ve minibüslerde tek ödeme yöntemi Kentkart'tır. ⓘ
Bisiklet ve yürünebilirlik
Adana şehri çoğunlukla düzlüktür ve sıcak havası tüm yıl boyunca bisiklet sürmek ve yürüyüş yapmak için elverişlidir. Şehrin kare şekli, şehir merkezinin meydanın tam ortasında yer alması ve şehrin ortasından kuzey-güney doğrultusunda akan nehir, bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanılması için daha fazla avantaj yaratmaktadır. Özellikle Seyhan ve Çukurova ilçelerinde birbirine yakın inşa edilmiş yüksek katlı binaların hakimiyeti nedeniyle oluşan kompakt kent formu, şehrin herhangi bir ucundan şehir merkezine bisikletle 40 dakikadan kısa sürede ulaşılmasını sağlamaktadır. Tüm avantajlarına rağmen, 1950'lerden beri süregelen otomobil odaklı şehir planlaması, bisikletin işe ya da okula gidiş gelişlerde çok az yer almasına neden olmuştur. Bisiklet yolu yoktur, ancak biri Fuzuli Caddesi boyunca, diğeri M. Kemalpaşa Bulvarı boyunca olmak üzere iki bisiklet yolu vardır ve bu yollar bisikletliler tarafından hiç kullanılmamaktadır. İşe gidip gelmek için kullanılan bisikletler şu anda yalnızca düşük gelirli mahallelerde yaşayanlar tarafından kullanılmaktadır. Ulaşım için bisiklet kullanımı Türkiye genelinde düşüktür ancak İzmir, Konya ve Eskişehir gibi şehirlerle kıyaslandığında Adana daha az bisiklet dostudur. ⓘ
Araba odaklı şehir planlaması 1980'lerden bu yana daha da aşırı hale gelmiş, yayalar şehrin popüler caddelerindeki kaldırımların bir kısmının araba park yerlerine dönüştürüldüğünü görmüştür. Araç sahipliğindeki artış sadece yoğun trafiğe neden olmakla kalmadı, aynı zamanda sürücülerin araçlarını kaldırımlara park etmesine de yol açtı. Kentte şu anda birkaç dar cadde dışında araç trafiğine kapalı meydan ya da cadde bulunmuyor. Taşköprü'nün her iki ucunun da meydanlara dönüştürülmesi ve seyyar satıcıların işgal ettiği dar kaldırımlarda yürümenin zor olduğu eski şehirdeki kaldırımların genişletilmesi planlanmaktadır. Kentin açık ara en yaya dostu caddesi Turgut Özal Bulvarı'dır; Kenan Evren ve Çukurova ilçesindeki diğer ana caddeler de yürüyüş için oldukça elverişlidir. ⓘ
Uluslararası ilişkiler
Adana ile kardeştir:
Avrupa
|
Asya |
- Cordoba, İspanya
- Menterry, Meksika (1993)
- Daşavuz, Türkmenistan (1994)
- Beer Şeba, İsrail (2000)
- Akra, Gana (2012)
- Morovya Silesya Bölgesi, Çek Cumhuriyeti (2012)
- Girne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (2013)
- Debrecen, Macaristan ⓘ
Kaynak: ⓘ
Galeri
Adana Alidede Camii İç Mekan ⓘ
Tarihçe
Cumhuriyet dönemi
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı (5 Ocak 1922). ⓘ
II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana'ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice'de bir araya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye'nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı'na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir. ⓘ
1955 yılında Demokrat Parti hükûmetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana'nın 10 km doğusundaki İncirlik beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 Körfez Savaşı'nda ve 2003 Irak Savaşı'nda etkin olarak kullanılmıştır. ⓘ
1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı. ⓘ
1998 yılında 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan'da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti. ⓘ
Adana, 1986 yılında çıkarılan 3306 sayılı Kanun ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Seyhan ve Yüreğir) Adana Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dâhil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları, valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi. Bu sınırlar içinde kalan 5 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu. ⓘ
Nüfus
Adana il nüfus bilgileri ⓘ | ||||
---|---|---|---|---|
Yıl | Toplam | Sıra | Fark | Şehir - Kır |
1965 | 902.712 | 5 | %47 422.298 480.414 %53 | |
1970 | 1.035.377 | 5 | %15 | %51 525.668 509.709 %49 |
1975 | 1.240.475 | 5 | %20 | %57 706.186 534.289 %43 |
1980 | 1.485.743 | 5 | %20 | %57 842.845 642.898 %43 |
1985 | 1.725.940 | 5 | %16 | %66 1.142.201 583.739 %34 |
1990 | 1.934.907 | 4 | %12 | %70 1.350.339 584.568 %30 |
2000 | 1.849.478 | 6 | -%4 | %76 1.397.853 451.625 %24 |
2007 | 2.006.650 | 5 | %8 | %80 1.611.262 395.388 %20 |
2008 | 2.026.319 | 5 | %1 | %87 1.763.351 262.968 %13 |
2009 | 2.062.226 | 5 | %2 | %88 1.805.145 257.081 %12 |
2010 | 2.085.225 | 5 | %1 | %88 1.836.432 248.793 %12 |
2011 | 2.108.805 | 5 | %1 | %88 1.864.591 244.214 %12 |
2012 | 2.125.635 | 5 | %1 | %89 1.886.624 239.011 %11 |
2013 | 2.149.260 | 6 | %1 | Şehir ve kır ayrımı kaldırılmıştır. |
2014 | 2.165.595 | 6 | %1 | |
2015 | 2.183.167 | 6 | %1 | |
2016 | 2.201.670 | 6 | %1 | |
2017 | 2.216.475 | 6 | %1 | |
2018 | 2.220.125 | 6 | %0 | |
2019 | 2.237.940 | 6 | %1 | |
2020 | 2.258.718 | 6 | %1 | |
2021 | 2.263.373 | 7 | %0 |
Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kişidir. Bunun %82'sini Türkler, %14'ünü Ermeniler, %2'sini Rumlar ve %2'sini Katolik oluşturmaktaydı. ⓘ
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana'nın merkez nüfusu, 2016 yılı TÜİK verilerine göre 2.201.670 kişiye ulaşmıştır. ⓘ
Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 4 Şubat 2022 verileri)
Adana İl Nüfusu: 2.263.373'dir (2021 sonu). İlin yüzölçümü 13.844 km2'dir. İlde km2'ye 163 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 1785 kişi ile Seyhan’dır) İlde yıllık nüfus artış oranı % 0,21 olmuştur. 4 Şubat 2022 TÜİK verilerine göre 15 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 831 mahalle bulunmaktadır. Nüfus en çok artan ilçe: Sarıçam (%7,32) Nüfusu en çok azalan ilçe: Saimbeyli (-%3,64) ⓘ
2021 yılı sonunda Adana ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri ⓘ | |||||||
İlçe | Nüfus 2020 | Nüfus 2021 | Fark | N.Artışı % | Mah.Say. | Alanı km2 | Yoğunluk |
Aladağ | 15.998 | 15.855 | -143 | -0,89 | 31 | 1340 | 12 |
Ceyhan | 161.159 | 159.955 | -1.204 | -0,75 | 112 | 1426 | 112 |
Çukurova | 386.634 | 389.319 | 2.685 | 0,69 | 27 | 250 | 1557 |
Feke | 16.536 | 16.072 | -464 | -2,81 | 48 | 1218 | 13 |
İmamoğlu | 27.784 | 27.399 | -385 | -1,39 | 27 | 445 | 62 |
Karaisalı | 22.065 | 21.967 | -98 | -0,44 | 62 | 1165 | 19 |
Karataş | 23.667 | 23.321 | -346 | -1,46 | 43 | 862 | 27 |
Kozan | 132.974 | 132.320 | -654 | -0,49 | 103 | 1903 | 70 |
Pozantı | 19.930 | 20.005 | 75 | 0,38 | 21 | 899 | 22 |
Saimbeyli | 14.560 | 14.030 | -530 | -3,64 | 28 | 989 | 14 |
Sarıçam | 194.019 | 208.227 | 14.208 | 7,32 | 69 | 770 | 270 |
Seyhan | 796.131 | 792.536 | -3.595 | -0,45 | 96 | 444 | 1785 |
Tufanbeyli | 16.966 | 16.660 | -306 | -1,80 | 33 | 851 | 20 |
Yumurtalık | 18.203 | 18.653 | 450 | 2,47 | 24 | 447 | 42 |
Yüreğir | 412.092 | 407.054 | -5.038 | -1,22 | 107 | 835 | 487 |
Adana | 2.258.718 | 2.263.373 | 4.655 | 0,21 | 831 | 13.844 | 163 |
Konum
Konum Bilgileri ⓘ | |||||
İlçe | Kuruluş Yılı | Alanı km2 | Rakım mt. | Merkeze km* | Ulaşan Yollar |
Çukurova | 2008 | 250 | 120 | 8 | / , -19 |
Sarıçam | 2008 | 770 | 61 | 19 | -04, |
Seyhan | 1986 | 444 | 28 | 4 | / , -19 |
Yüreğir | 1986 | 835 | 26 | 5 | -19, -05 |
Aladağ | 1987 | 1.340 | 858 | 99 | -04=> |
Ceyhan | Cumh.önce | 1.426 | 31 | 47 | / , -20, -05 |
Feke | Cumh.önce | 1.218 | 558 | 119 | -03, |
İmamoğlu | 1987 | 445 | 78 | 44 | -04 |
Karaisalı | Cumh.önce | 1.165 | 257 | 52 | Adana Batı K5=> |
Karataş | 1957 | 862 | 11 | 49 | -06 |
Kozan | 1926 | 1.903 | 137 | 68 | -03, -01 |
Pozantı | 1954 | 899 | 786 | 114 | / / -17 |
Saimbeyli | Cumh.önce | 989 | 971 | 153 | -02 |
Tufanbeyli | 1958 | 851 | 1.415 | 191 | -02=> |
Yumurtalık | 1959 | 447 | 10 | 81 | -05 |
ADANA | Cumh.önce | 13.844 | 25 |
*Metropol ilçelerin merkeze uzaklıkları, kaymakamlık ile valilik arasındaki uzaklıktır. ⓘ